Doğu Akdeniz ve Avrupa Birliği İKÇÜ’de Tartışıldı
2009 2010 yıllarında Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçiliği görevini üstlenen Emekli Büyükelçi Şakir Fakılı, İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi’nin (İKÇÜ)konuğu oldu.
İKÇÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü ile Avrupa Birliği Araştırma ve Uygulama Merkezi’nce düzenlenen konferansa katılan Şakir Fakılı öğrencilere “Doğu Akdeniz ve Avrupa Birliği” başlıklı bir sunum yaptı.
Türkiye’nin Kuveyt, Lefkoşa en son Macaristan Büyükelçiliği görevlerini üstlenen, Macaristan Devlet Liyakat Nişanı sahibi Emekli Büyükelçi Şakir Fakılı’yı, Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nesrin Demir, Avrupa Birliği Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Doç. Dr. Sedef Eylemer’in yanı sıra çok sayıda akademisyen ve öğrenci takip etti.
KKTC’de ilki Kurucu Cumhurbaşkanı Merhum Rauf Denktaş döneminde büyükelçilik siyasi müsteşarlığı olmak üzere iki kez görev yaptığını aktaran Fakılı, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de önemli bir aktör olduğunu kaydetti. Büyükelçi Fakılı, Türkiye söz konusu olunca AB’nin Yunanistan’ın tarafında kararlar verdiğini söyledi.
Kıbrıs’ta Ateşe Benzin Döken Karar
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin 186 sayılı kararını “Kıbrıs’ta ateşe benzin döken karar” olarak nitelendiren Büyükelçi Fakılı, bu kararla adanın tek temsilcisinin Rum kesimi ilan edildiğini aktardı. Büyükelçi Fakılı, “Kararda barış gücünün Rumların nezdinden görev yapacağı yönünde bir ifade kullanılıyor. Bu ifade Kıbrıs sorununu başlatan bir ifadedir. Bu, Türkiye ve adada yaşayan Türkler için sıkıntılar oluşturdu. Bu karar yüzünden maalesef Rumlar AB’ye tam üye oldular. Türkiye o zaman 1960 anlaşmalarına göre Kıbrıs, Türkiye ve Yunanistan’ın üye olmadığı hiçbir uluslararası örgüte iye olamaz dedi. Türkiye bunun yanlış olduğunu çok anlattı. 2004’te Kıbrıs’ta Annan Planı referandumu yapıldı. Bu plan kabul edilseydi iki taraf birlikte AB’ye kabul edilecekti. Kıbrıs Rumları yüzde 75 oy ile hayır dediler.” dedi.
AB, Türkiye Karşıtlarının Destekçisi
AB’ye üye olan ülkelere bakıldığında hiçbir üye ülkede bütünlük çatışmasının olmadığını söyleyen Büyükelçi Fakılı, “AB, ‘önce ihtilafını çöz öyle adaylık için başvur’ der. Ama Rumların üyeliği öyle olmadı. Görüştüğüm birçok yabancı diplomat AB’ye Rumların alınmasını yanlış olduğunu söylemişlerdir. Annan Planı’nın reddiyle çözüm ile üyelik arasındaki bağ da kopmuş oldu. Bu da Doğu Akdeniz’deki dengeyi bozmuş oldu. Rum tarafı Kıbrıs sorununu çözme adına imzaladığı protokole hiçbir zaman uymadı, çözüme dair gayret göstermedi. Petrol ve gazla ilgilenmeye yönelik anlaşmalar yaptılar ve Türkiye’nin haklarını zedeleyecek adımlar attılar. AB barış ve istikrarı koruması, dengeleyiciyi bir rol üstlenmesi gerekirken; ihtilafa taraf olmaya yöneldi. Türkiye ile ilişkilerde hep karşısındaki ülkeleri desteklemeye başladı. Bu noktada Türkiye için Kıbrıs’ın önemi daha da arttı” diye konuştu.