İKÇÜ ile Semerkand Devlet Üniversitesi Arasında Protokol İmzalandı
İki üniversite arasında öğrenci ve akademisyen değişimi, müfredat geliştirme, mevcut programları iyileştirme, bilgi ve deneyim paylaşma konularını içeren protokol Semerkand’da imzalandı.
İki yükseköğretim kurumunun birlikte çalışmasını düzenleyen protokolü İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse ile Semerkand Devlet Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Rustam Ibragimovich Khalmuradov imzaladı. Semerkand Üniversitesi Rektörlük binasında düzenlenen imza törenine İKÇÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu ile Semerkand Devlet Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Akhatov Akmal Rustamovich de katıldı.
Bu Bölgenin Âlimleri Özel Olarak Çalışılmalı
Orta Asya bizim gönül coğrafyamız ve buraları çok özledik diyen Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, Buhara ve Semerkand’da İslam Tarihinin en eski kaynakları bulunduğunu ve üniversite olarak bu bölgeyi özel çalışmak istediklerini söyledi. Rektör Prof. Dr. Köse: “Bu bölge bizi her zaman heyecanlandırıyor ve burada yaşamış âlimlerin özel olarak çalışılması gerekiyor. Akademik anlamda bu coğrafyanın alimleri ile ilgili çalışmaların her zaman içinde oldum ve 'Cennetü’l-ahkâm ve Cünnetü’l-hisâm Fi’l-hiyel ve’l-mehâric' adlı eseri neşrettim. Buralarda geçmişte yazılmış çok sayıda el yazması eser var ve bunların edisyon kritiklerinin yapılmasına, kataloglamasına ivedilikle ihtiyaç var. Eserlerin araştırmacıların çalışmalarına açılması gerekiyor. Türkiye’de İslam Araştırmaları Merkezi’nin (İSAM) deneyiminden yararlanılmasını faydalı görüyorum. Üniversite olarak elimizden gelen her tür katkıyı vermeye hazırız. Enstitü oluşturulması da dâhil olmak üzere lisansüstü çalışmaları birlikte planlamak gerekiyor” dedi.
Kaynaklarla İlgili Bir Yön Belirlemeliyiz
Türkiye’yi çok sevdiklerini ve Türkiye yükseköğretiminin son dönem bölgeye olan ilgisini memnuniyet verici bulduklarını ifade ederek sözlerine başlayan Semerkand Devlet Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Rustam Ibragimovich Khalmuradov “Elimizdeki kaynaklar aslında doğal kaynaklar kadar kıymetli. Bu eserlerin acilen işleme alınması gerekiyor. Bizde 14.000 el yazması var. Bunlarla ilgili hiçbir şeyin yapılmadığını maalesef görüyoruz. Türkiye’deki üniversitelerle işbirliği yapmalıyız. Özellikle sizin bir akademisyen olarak konulara ilginizi biliyorum. Sizin üniversitenizin bu konuda öncü olmasını bu açıdan önemli buluyorum. Başlangıç için bir yön belirlemek zorundayız. İslam’a ve doğuya yönelik olumsuz propagandayı ortadan kaldırmak biraz da bu eserlerin gün yüzüne çıkarılması ile ilgili. Öğretim elemanlarımız, araştırmacılarımız birlikte çalışmalı. Öğrencilerimizin karşılıklı birbirlerini tanımaları uzun vadede önemli sonuçları ortaya çıkaracaktır” dedi.
İmza töreninin ardından katılımcılar, TİKA tarafından üniversite içinde kurulan Türkoloji Enstitüsünü ziyaret ettiler.