Haberler :::
-
14.05.2025Yeni
İKÇÜ’ye “Spor Dostu Kampüs” Ödülü
Spor Dostu Kampüs Ödülleri, Recep Tayyip Üniversitesinde (RTEÜ) düzenlenen törenle sahiplerini buldu. 83 üniversitenin toplamda 98 kampüsü ile ‘Spor Dostu Kampüs’ ünvanını almak için başvuru yaptığı ödüllerde, İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi belirlenen kriterleri başarıyla karşılayarak ‘Spor Dostu’ ünvanını alan 47 üniversite kampüsü arasında yerini aldı. Yükseköğretim Kurulu Başkanı Erol Özvar, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Bilal Erdoğan, Rize Valisi İhsan Selim Baydaş, Yükseköğretim Yürütme Kurulu Üyeleri Prof. Dr. Naci Gündoğan ve Prof. Dr. Arif Bilgin’in katıldığı törene, İKÇÜ’yü temsilen Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Akbaş katıldı. İKÇÜ’ye verilen Spor Dostu Kampüs ödülü, Yükseköğretim Kurulu Başkanı Erol Özvar, İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Bilal Erdoğan ve Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Yılmaz tarafından Prof. Dr. Akbaş’a takdim edildi. Sporun Her Alanında İKÇÜ’yü Temsil Eden Öğrencilerimize Hediyemiz Olsun İKÇÜ Kampüsüne gelen ödül ile ilgili sevincini paylaşan Rektör Prof. Dr. Saffet Köse “Burası Senin Yerin” mottosuyla öğrencilerin beklentilerini yerine getiren bir anlayışla yaptıkları çalışmalarının karşılık görmesinden mutlu olduklarını ifade etti. Biri yarı olimpik olmak üzere iki yüzme havuzu, tenis kortları, basketbol ve voleybol sahaları gibi sportif imkanlar sunmasının yanında, öğrencilerine sosyal ve kültürel alanlarda da katkı sağlayan İKÇÜ’nün daha canlı bir kampüse sahip olması için yönetim olarak çok çalıştıklarını kaydeden Rektör Prof. Dr. Köse: “Burası senin yerin’ derken aslında tüm paydaşlarımızla, öğrencilerimizle İKÇÜ’yü birlikte tasarlayalım, birlikte geliştirelim demek istiyorduk. Yönetim olarak her zaman kampüs alanında yapılan çevre, altyapı ve onarım çalışmalarını yakından takip ederek her geçen gün kendini yenileyen bir kampüs alanı oluşturma çabasında olduk. Bu ödülle birlikte gündemimize İzmir’deki üniversiteler arasında bir ilk olacak, Uluslararası Atletizm Federasyonları Birliği (IAAF) onaylı, 4200 kişi seyirci kapasiteli atletizm pistinin yer aldığı stadımızın inşasını tamamlama projesini alıyoruz. Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığımızın titizlikle takip ettiği, 1000 seyirci kapasiteli Yarı Olimpik Yüzme Havuzumuz, 1500 seyirci kapasiteli Spor Salonumuzun yanında, halı futbol sahası, basketbol ve voleybol sahalarımızdan faydalanan sporsever gençlerimizin kulüplerimiz çatısında yaptıkları faaliyetleri sonuna kadar desteklemekteyiz. Bu ödül İKÇÜ’yü sporun her alanında temsil eden öğrencilerimize hediye olsun” diye konuştu. -
14.05.2025Yeni
Engelsiz Bir Ekosistemin Oluşturulması İçin Varız
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Engelsiz Üniversite Koordinatörlüğü tarafından engelsiz bir gelecek için ilham veren uygulamaların ele alındığı “Engelsiz Gelecek İçin İlham Veren Uygulamalar – Erasmus Projeleri ve İŞKUR İş Koçluğu” programı düzenlendi. “Dünya Engelliler Haftası” etkinlikleri kapsamında, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Engelsiz Üniversite Koordinatörü Prof. Dr. Melike Tekindal, Koordinatör Yardımcıları Doç. Dr. Ahmet Ege ve Öğr. Gör. Tuğçe Şık ile çok sayıda akademisyen ve öğrencinin katıldığı programda, Koordinatörlük tarafından çıkarılacak “Engellilikte Multidisipliner Yaklaşım ve Uygulamalar” başlıklı uluslararası kitabın müjdesi verildi. İŞKUR İzmir Çiğli Hizmet Merkezi Engelli İş Koçluğu Biriminden Ayten Gördü ve İKÇÜ Uluslararası Projeler ve Erasmus Koordinatörlüğünden Öğr. Gör. Cennet Kuman Kıssaboylu tarafından ilham veren uygulamaların sunulduğu programın açılış konuşmasını yapan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Engelsiz Üniversite Koordinatörlüğünün, engelsiz bir İKÇÜ inşa etme yolunda yoğun bir çaba içerisinde olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Muhsin Akbaş, “Engelli öğrencilerin eğitim-öğretim faaliyetlerine, sosyal ve kültürel faaliyetlere katılımına destek olmak, gerekli alt yapının ve donanımların sağlanması, İKÇÜ’de engelsiz bir ekosistemin oluşturulması için varız ve eksikliklerimizi gidermek için gücümüzle çalışmaktayız. Engelleri kaldırmayı hedefleyen çalışmaların bir bütün olarak sizlerle birlikte daha güzel olacağı kanaatindeyiz. Engelsiz Üniversite olma yolunda sizlerden gelen önerilerle elimiz daha çok güçlenecek, daha mutlu olacağız. Bu tür etkinliklerle, sizlerin de farkında olmadığı imkanlarımızı duyurma ve yayma imkanına da sahip oluyoruz ve bu bizlerin geleceğe daha umutlu bir şekilde bakabilmemizi sağlıyor” dedi. Prof. Dr. Akbaş, programın düzenlenmesinde emeği geçenlere ve katılımcılara teşekkür ederek konuşmasını noktaladı. İKÇÜ’den Uluslararası Yayın Dünyasına Önemli Katkı Koordinatörlük olarak engelli öğrencilerin öğrenim süreçlerini kolaylaştırmak, sorunlarına çözüm önerileri sunmak, akademik, fiziksel, sosyal ve psikolojik yaşamlarını engelsiz öğrenciler düzeyinde sürdürmelerini sağlamak amacıyla tüm paydaşlarla eş güdüm içinde çalıştıklarını ifade eden Prof. Dr. Melike Tekindal, “Bugün burada bir araya gelmemizin temel amacı bireysel farklılıkların, potansiyelin önünde bir engel değil; toplumsal çeşitliliğin ve zenginliğin bir göstergesi olduğunu hatırlatmak. Engelli bireylerin eğitim, istihdam ve sosyal yaşama eşit katılımını destekleyen her çalışma, yalnızca onların değil, tüm toplumun ilerlemesine katkı sunmaktadır. Koordinatörlük olarak, Dünya Engelliler Haftası kapsamında düzenlediğimiz programda başta tüm katılımcılarımıza, ardından da özel gereksinimli bireylere yönelik fırsatları sunmak istedik. İKÇÜ Engelsiz Üniversite Koordinatörlüğü olarak biz, tüm özel gereksinime sahip bireylerin ve hepimizin aslında bazı fırsatlara sahip olduğumuzun farkındayız” dedi. “Engellilikte Multidisipliner Yaklaşım ve Uygulamalar” adlı uluslararası kitap yayınının müjdesini de veren Prof. Dr. Tekindal, kitabın uluslararası NEU Yayınevi’nden çıkacağını belirtti ve alanla ilgili bilimsel eserlerle yayına katkıda bulunma çağrısı yaptı. Erasmus’a Özel Fırsatlar Açılış konuşmalarının ardından, İKÇÜ Uluslararası Projeler ve Erasmus Koordinatörlüğünden Öğr. Gör. Cennet Kuman Kıssaboylu, Erasmus programının özel gereksinimli bireyler için sağladığı fırsatlar hakkında bilgi verdi. Programın değerlendirme aşamasında artı puan uygulaması bulunduğunu, ve ek hibe desteği sağlandığını söyleyen Kıssaboylu, ayrıca, program kapsamında öğrencinin refakatçisiyle birlikte yurtdışına gidebildiğini, öğrenciye eşlik eden kişinin de tüm masraflarının karşılandığını belirtti. Engelli İş Koçluğu Uygulaması İŞKUR İzmir Çiğli Hizmet Merkezi Engelli İş Koçluğu Biriminden Ayten Gördü ise Engelli İş Koçu uygulaması hakkında bilgi verdi. Uygulamanın 2021 yılında hayata geçtiğini belirten Gördü, engelli bireylerin istihdama daha nitelikli ve daha bütüncül bir şekilde katılımını sağlamak amacıyla yürütülen uygulamada, engelli iş koçlarının işe ihtiyacı olan engelli bireyleri açık işlere yönlendirdiklerini kaydetti. Yüzde 40 oranında engeli bulunan bireylerin, tam teşekküllü devlet hastanesinden alınmış bir raporla İŞKUR’a engelli birey kaydı yaptırmaları halinde 24 saat içinde kendilerine engelli iş koçu atandığını açıklayan Gördü, sistem üzerinden ücretsiz bir şekilde hizmet alınabildiğini dile getirdi. Engelli bireylerin kendi işini kurma projesini anlatan Gördü, yılda iki defa başvuru alan İŞKUR’un, yayınladığı başvuru rehberi üzerinden proje şartlarını açıkladığını söyledi. Rehberin içeriğinden ve kılavuzdan da bahseden Gördü, proje desteği için aranan şartları anlattı. Program Prof. Dr. Ömer Özden ile Doç. Dr. Mücahit Yalçın Öztüfekçi tarafından sunulan müzik dinletisi ile sona erdi. -
14.05.2025Yeni
“Yılın Vakfı” ile Aile Paneli
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Kurumsal İletişim Koordinatörlüğü ile Kadın ve Aile Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (İKÇÜKAM) tarafından “2025 Aile Yılı” kapsamında “Mehir ve Aile” konulu bir panel düzenlendi. Rektör Prof. Dr. Saffet Köse’nin moderatörlüğünde yapılan panelde, 'Yılın Vakfı' Ödülünü alan Gençleri Evlendirme ve Mehir Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Mustafa Özdemir, İKÇÜKAM Müdürü Prof. Dr. Fatma Akkuş Yiğit, Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü ve Psikoloji Bölüm Başkanı Prof.Dr. Mustafa Şahin konuşmacı olarak yer aldı. Paneli, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Süleyman Akbulut, Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Dekanlar, akademik ve idari personel, vakıf ve STK temsilcileri ile öğrenciler takip etti. “Mehir ve Aile” panelinin açış konuşmasını yapan Rektör Prof. Dr. Saffet Köse üniversite olarak sosyal sorumluluk bilinciyle aile kurumunun güçlendirilmesi yönündeki çalışmaları oldukça önemsediklerinin altını çizdi. Aile kavramı üzerinden oluşturulan problemlerin toplumun temel yapısına zarar verdiğine işaret eden Rektör Prof. Dr. Köse, bu kapsamda 2025 yılının ‘Aile Yılı’ ilan edilmesini çok değerli bulduğunu ifade etti. Aile Kendi İçinde Bir Devlettir Güçlü bir geleceğin anahtarının güçlü aile yapısı olduğunu belirten Prof. Dr. Köse, “Bu panelde aile kavramının tarihsel gelişiminden, aile içi iletişimin psikolojik açıdan bireylerin ruhsal sağlığı üzerindeki etkilerine akademik çerçevede değerlendirirken Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan tarafından ‘yılın aile vakfı’ ödülü takdim edilen Mehir Vakfının STK olarak topluma yaptığı faydalı projeleri dinleme fırsatı edineceğiz. Malumunuz olduğu üzere 2025 yılı Sayın Cumhurbaşkanımız Aile Yılı olarak ilan etti. Bu çerçevede ülkemizin çeşitli şehirlerinde, üniversitelerimizde ve farklı kurumlarda ailenin anlaşılması ve anlatılmasına dönük programlar var. Biz de daha önce yaptığımız programlara ilaveten bir de ülkemizde çok orijinal bir STK olan Mehir Vakfını da dinlemek istedik. Bunun iki tane sebebi var. Birincisi Mehir Vakfı bugüne kadar 32.000'e aşkın kişiyi Türkiye'nin 60 şehrinde düğün yaparak evlendirmiş. 16 bin küsur çiftten sadece iki tane boşanma var. Şu anda deprem bölgelerinde düğün faaliyetlerinin yanında, her şehirde 100 çift evlendirilmesi gibi projeleri var. İkincisi biz daha önce Mehir Vakfının çalışmaları ve sosyal dokumuza yaptığı değerli katkılar için Mütevelli Heyet Başkanı Sayın Mustafa Özdemir’e fahri doktora beratı tevcih etmiştik. Aile kurumuna destekleri sebebiyle Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan tarafından yılın aile vakfı ödülü alması hasebiyle bu süreçte yapılan çalışmaları tekrar dinlemek istedik. Bu önemli yılda aileyi konuşmak üzere sohbet tadında bir program düzenledik” dedi. ‘Aile Yılı” temasıyla farkındalık ve dayanışma projelerine katkı sunmaya devam edeceklerini kaydeden Rektör Prof. Dr. Köse, medeniyetimizin aile ve devleti bütünleştirici bir yapıyı esas aldığına işaret etti. Prof. Dr. Köse, “Aile kendi içinde bir devlettir. Devlet o milletin büyük ailesidir. Onun da ana dinamiği muhabbettir. Mesela ailede yer alan akrabalık kavramlarını topluma taşımışsınız. Toplumda hiç tanımadığınız insana ana, baba, dersiniz, hala teyze dersiniz, amca, dayı diye hitap edebilirsiniz. İşte bu bir aile oluşturmaktır” diye konuştu. 28 Ülkede Faaliyet Yapan Uluslararası Bir Vakıf Konumundayız Konuşmasına aile yılı ilan edilmesinin stratejik bir hamle olduğunu vurgulayarak başlayan Mehir Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Mustafa Özdemir, Rektör Prof. Dr. Köse ile 1995 yılında vakıf paydasında birlikte yola çıktıklarını aktararak evlendirmeyi bir ‘mutluluk hareketi’ olarak gördüklerini ifade etti. Başkan Özdemir, “Vakfımızın 16.000'e yakın çiftin yuva kurmasına aracılık etmek için 30 yıldır durmaksızın çalışıyor. Benzersiz bir STK’yız ve 28 ülkede faaliyet yapan uluslararası bir vakıf konumundayız. Dil, din, ırk ayrımı yapmayız. Savaş, sel, deprem olan bölgelerde, ülkelerde hızlıca toplu düğünler icra ediyoruz. Mehir Vakfı 18-40 yaş arasında nişanlı çiftlerin mutlu yuvalar kurmasına, bu sayede huzurlu bir dünya oluşmasına vesile olmaya çalışıyor. ‘Ben evlenmek istiyorum, yuva kurmak istiyorum’ diyen kadına, erkeğe Yüce Allah’ın ciddi bir yardımı var, muhabbeti var, sevgisi var. Biz bu sevginin bilinciyle yola çıktık ve ‘mutluluk hareketi’ mottosuyla tüm dünyada huzurlu bir geleceğe katkıda bulunmaya çalışıyoruz. Mutluluğa ulaşmak için bize yapılan müracaatlara bir ay ile 90 gün arasında cevap veriyoruz. Belki de mobilya, beyaz eşya üzerinden kurulan 5 yıllık hayalleri, 3 aya indiriyoruz. A’dan Z’ye bir eve ne lazımsa onu veriyoruz. Evlenmek isteyen herkese kapımız açık. Marifet iltifata tabi ve bu mutluluk hareketinde Sayın Cumhurbaşkanımız bizi her zaman takdir etti. Kendilerinin tevcih ettiği 12’nci ödülümüz olan ‘Yılın Vakfı’ ödülü bizim çok kıymetli bir taltif oldu. Buradan zat-ı alilerine hürmetlerimi sunuyorum. Kendilerine sözümüz var; Gazze’de de düğün yapacağız. Mazlumların olduğu her coğrafyada olmaya devam edeceğiz. Türkiye hayırseverleri başta Konya hayırseverleri olmak üzere yardımlarını esirgemeyen herkese buradan teşekkür ediyoruz” şeklinde konuştu. Birinci Sırada Aile, İkinci Sırada Ordu İKÇÜKAM Müdürü Prof. Dr. Fatma Akkuş Yiğit, medeniyetimizde kadının ailedeki ve toplumdaki yerini aktardığı sunumunda, Türklerde ailenin toplumun ve devletin temini olarak görüldüğünü belitti. Prof. Dr. Yiğit, “Sağlam bir toplum olabilmesi için güçlü bir aile olması şarttır. Bizim anlayışımızda, güçlü bir aile, güçlü bir toplumu, güçlü toplum da güçlü bir devlet oluşturuyor. Türkler anayurtları olan Türkistan coğrafyasından yüzyıllar içerisinde dünyanın pek çok yerine dağılmış ve pek çok yerde devlet kurmuş büyük bir millet. Pekâlâ, bu dağınıklığa rağmen Türk milleti nasıl ayakta kalabildiği sorusuna baktığımız zaman burada biz iki faktörü görüyoruz. Birincisi aile, ikincisi de ordu. O sebeple Türk milletinin ayakta ve sağlam olarak kalabilmesinde ailenin oldukça büyük bir rolü var ve ordunun da güçlü olması, ailenin güçlü olmasına bağlı olduğunu rahatlıkla görebiliyoruz. Orhun Yazıtları ve Dede Korkut hikayeleri ve hatta ondan önce eski metinlerde aile ve akrabalık ilişkilerine dair çok farklı ve fazla kelime görüyoruz. Eski Türkçede aile ‘oguş’ olarak isimlendiriliyor. Ailelerin bir araya gelmesi ile uruglar, uruglar bod (boy, kabile), bodun (boylar birliği) ve il (devlet) oluşumunu görüyoruz. Bodunu özellikle vurgulamak istiyorum. Çünkü boylar aile ile devlet arasında bir aracı. Bu boyların hanedanlıkları kurduğunu görüyoruz. Türkiye'ye en çok göç eden Türkler Oğuz boylarıdır. Oğuz boyları içerisinde mesela Selçuklular, Kınık boyundan, Osmanlılar da Kayı boyundandır. Bundan dolayı bu boylar devletle aile arasında önemli bir iletişim aracı olduğunu tarih boyunca görüyoruz” ifadelerini kullandı. Millî Mücadele Kadın Kahramanlar Cumhuriyetin 100’üncü yılı etkinlikleri kapsamında çıkardıkları “Millî Mücadele Basınında Kadın Kahramanlar” kitabında, İstiklal mücadelesinde öne çıkan kadınlarımız ile birlikte isimleri unutulmuş nice kahraman kadınları gün yüzüne çıkardıklarından bahseden Prof. Dr. Fatma Akkuş Yiğit, 2025 yılının aile yılı olmasının tarihsel süreç açısından bakıldığında da çok önemli bir dönüm noktası olduğunu kaydetti. Prof. Dr. Yiğit, “Türk devletlerinde ailenin kurulması ve aile adına gerekli tedbir ve önlemlerin alınmış olduğunu görüyoruz. 2025 yılının aile yılı olmasını, hem ailenin güçlenmesi hem de akrabalık, aile bağlarının güçlendirilmesi adına oldukça kıymetli buluyorum. Millî Mücadele Basınında Kadın Kahramanlar kitabında, arşiv özellikle süreli yayınlarda gazeteler kullanarak pek çok kadın kahramanımızın isimlerini zikrettik. Onları da minnet ve rahmetle yad ediyoruz” dedi. Aile İnsanın İlk Sevgi Okuludur. Aile kavramına toplumsal psikoloji bağlamında yaklaşan Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü ve Psikoloji Bölüm Başkanı Prof.Dr. Mustafa Şahin de sunumunda bazı odakların, insanı kimliksiz, cinsiyetsiz, milliyetsiz, hedonist bir yapıda köklerinden kopmuş, anne baba ilişkileri olmayan ya da tek ebeveynli bir yapıyla ele aldığından bahsetti. Rektör Prof. Dr. Köse’nin ‘Modern Çağın Sorunu: Baba Yoksunluğu eserinin bu konuda çarpıcı bilimsel verileri gündeme getirdiğine vurgu yapan Prof. Dr. Şahin, “Rektör Hocamızın bizim alana kattığı disiplinler arası bir çalışmada, Modern Çağ'ın sorunu, baba yoksunluğu kitabına ücretsiz ulaşılabilmekle beraber çok kıymetli bilgileri barındırdığını belirtmek isterim. Bu eser, Aile Danışmanlığı programında kullandığımız temel kaynaklardan biri oldu. Aile için nasıl bir söz ortaya koyar diye yapay zekâya sordum. Toplumun çelik çekirdeğidir dedi. Çelik esnektir ama dayanıklıdır. Aile de esnek ve dayanıklılığı toplumun büyümesine büyük katkı yapar; kırılmamalı, dağılmamalıdır. Esneklik bu bağlamda insan hayatında oldukça değerli bir boyut. Günümüzün sorularına baktığımız zaman boşanma sayısının artması, doğum hızının düşmesi gibi temel kavramlar var. Aile değer aktarmanın kalesidir. Psikolojik güvenliğin sosyal uyumun temelidir. Güçlü bir aile olmadan güçlü bir toplum, güçlü bir devlet olunmaz. Aile insanın ilk sevgi okuludur. Bu okulda koşulsuz sevgi kaynağı anne, bireyin ruhsal yapısına güç, güvenlik ve gibi çok değerli değerleri katan babadır. Temel kuramlardan yola çıkarak Freud'la başlasak der ki insan gelişimi 0-6 yaşın eseridir. Tüm gelişimin temeli burada. Bu dönem birey üzerinde ailenin en etkili olduğu dönem. Aile bireyin davranışlarının temelidir” ifadelerini kullandı. Önleyici Çalışmalar Tedavinin Önünde Gelir Güçlü devlet olmanın yolu sağlıklı bireylerden geçtiğini ifade eden Prof. Dr. Şahin, koruyucu, önleyici politikaların ekonomik anlamda da önemli faydalar sağlayacağını belirtti. Prof. Dr. Şahin, “Devletin bugün ilaca ve rehabilitasyon hizmetlerine harcadığı para, antidepresanlara harcadığı paralara baktığımız zaman daha yüksek olduğunu görüyoruz. Bu yatırımın aslında aileye yapılması gerekir. Tedavi etmek daha zor bir şeydir. Önleyici çalışmalar, önleyici müdahaleler her zaman tedavinin önünde gelir ve biz devlet olarak aile yılında güzel bir farkındalık yaratmak, bunları hayata geçirme bilincine ulaşmak istiyoruz” dedi. -
12.05.2025Yeni
Kariyer Zirvesi’25’in Onur Konuğu Milletvekili Dr. Kasapoğlu
T.C. Gençlik ve Spor Bakanlığı, Gençlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen Üniversite Öğrenci Toplulukları İş Birliği ve Destek Programının (ÜNİDES) 3’üncü döneminde hibe almaya hak kazanan İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Kariyer Topluluğunca Kariyer Zirvesi’25 düzenlendi. Proje kapsamında düzenlenen zirvenin açılış törenine, İzmir Milletvekili ve önceki dönem Gençlik ve Spor Bakanı Dr. Mehmet Muharrem Kasapoğlu, Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Süleyman Akbulut, Prof. Dr. Yasin Bulduklu, İzmir Gençlik ve Spor İl Müdürü Murat Eskici, Dekanlar, Kariyer Geliştirme Uygulama ve Araştırma Merkez Müdürü Doç. Dr. Mustafa Yalçın, Genel Sekreter Nuretdin Memur, Kariyer Topluluğu Akademik Danışmanı Öğr. Gör. Muhammed Musab Aslan, Topluluk Başkanı Busenaz Çitlenbik, akademisyenler, iş dünyası temsilcileri ve çok sayıda öğrenci katıldı. Kariyerinizi Ne Kadar Başarılı Yönetirseniz O Kadar Güçlü Lider Olursunuz Kariyer Zirvesi’25’te İKÇÜ’lü öğrencilerle bir söyleşi gerçekleştirerek öğrencilerden gelen soruları yanıtlayan Dr. Mehmet Muharrem Kasapoğlu, “İKÇÜ Kariyer Topluluğunun bir misafiri olarak sizlerin bir arkadaşı abisi olarak İzmir'in bir milletvekili olarak önceki spor bakanı olarak aranızda olmaktan büyük memnuniyet duyuyorum” diyerek sözlerine başladı. Kariyer yolculuğunun inişli çıkışlı yapısına dikkat çeken İzmir Milletvekili Dr. Mehmet Muharrem Kasapoğlu, İnsanı başarıya götüren pek çok özellik olduğunu kendisi açısından en önemli özelliğin inanmışlık olduğunu belirtti. Dr. Kasapoğlu, “Kariyer asla düz bir çizgi değil. Zaman zaman durumlardan etkilendiğimiz, zaman zaman başarısızlıkla, başarıyla sınandığımız bir hayat yolculuğu. Sadece dün değil, bugün değil, yarın da değil. Hayatın bütünü. Ne kadar çok engelle karşılaşır ve onları devirirseniz yürüyüşünüz o kadar güçlenir. Hayata geliş amacımızı iyi sorgulamamız lazım. Hayatta eğlenmek için mi varız? Haz odaklı bir yaşam anlayışı mı? İnanç odaklı mı? Başarı odaklı mı? Üretim odaklı mı? Hayat yolculuğunuzu bu anlamdaki düşünceleriniz ve hedefleriniz belirliyor. Hayatı bir meslek ideali olarak görmemek lazım. Önceden pozisyon odaklı, biraz daha meslek odaklı, biraz daha bordro odaklı gören bir anlayış vardı. Ama görüyorum ki gençler artık sadece bir üniversite bitirip sonraki çalışma süreçlerinden ibaret değil, hayatı anlamlandırma yolculuğundan ibaret görüyorlar. Ben çok aktif bir öğrenciydim. Hep faaliyetlere ve etkinlikler ile geçen öğrencilik sürecim oldu. Ben o süreçlerin bizlere çok şey kattığını ve eğittiğini düşünüyorum. Sizler de bu tür faaliyetler içerisinde olan gençler olarak bir duyarlılığınız var ve bu duyarlılığını kaybetmeyin. Motivasyonunuz başka yönlere kayabilir ancak sorumluluk anlayışınızı kaybetmemeniz çok önemli. İnanmışlık çok önemli, bir yola baş koyan insan özveri ile çalışır. Kendini geliştirme noktasında zaman harcar. Ben bir genç arkadaşımda bunu gördüğüm zaman bu arkadaş bir yerlere gelir diyorum. Pek çok özellik var insanı başarılı kılan ama bence en önemlisi inanmak ve vazgeçmemek. Hayat sadece güzel günlerden ibaret değil biz her koşulda güçlü olmalıyız. Her koşulda aklıselim olmalıyız ve insanı özelliklerimizi kaybetmemeliyiz” dedi. Katılımcılık Her Daim İlkeniz Olsun Farklı bakış açılarının zenginlik olduğun ifade eden İzmir Milletvekili Dr. Mehmet Muharrem Kasapoğlu, Avrupa'nın en genç nüfusunu bünyesinde barındıran Türkiye’nin gençlik ve spor bakanlığı olarak gençlerin farklılıklarını, bakış açılarını bir zenginlik olarak görüp herkesi kucaklayan bir yapıyla hareket ettiklerini kaydetti. Milletvekili Dr. Kasapoğlu, “Dünyada milyarlarca insanın farklı kültürlere, farklı inançlara sahip olması gayet doğal. Aynı şekilde bulunduğumuz coğrafyada da, bulunduğumuz bölgede de, ilde de, okulda da hepimizin farklılıkları var. Hepimizin farklı bakış açısı olabilir. Ancak bu farklılıklara rağmen birbirimizi tanımakla, birbirimizi anlamakla birlikte hareket etmekle sorumluyuz. Türkiye dünyanın en genç nüfuslarından birine sahip. Nüfusun artış hızı azalıyor ama hala biz genç nüfus olarak Avrupa'nın en genç nüfusuyuz. Dolayısıyla gençlerin farklı yaşam tarzları bizim zenginliğimiz. Katılımcılık bizim için çok önemli. Katılımcılığı biz süreç olarak görüyoruz. Biz farklılıkları zenginlik olarak görüp gençlerimizi kucaklama anlayışıyla artık hareket ettik. Katılımcılık gençlerimizi bu süreçlere katma noktasında bizim en önemli ilkelerimizden biriydi. Katılımcılık sizin de kariyer topluluğu olarak bir ilkeniz olsun” ifadelerini kullandı. Gençler Neredeyse Biz Oradayız Gençlerden Genç Ofis, ÜNİDES gibi projelere sahip çıkmalarını isteyen Dr. Kasapoğlu, girişimciliğin kariyer planlamasında önemli konumuna dikkat çekti. Dr. Kasapoğlu, “Gençlik ve Spor Bakanlığı 2011’de kuruldu ve gençlerin bakanlığı oldu. Bakanlık ile ilişkileri iyi tesis edin. Bakanlığın imkânlarını kullanmaktan geri durmayın. Bakanlığın her tesisine kendi malınız gibi sahip çıkın. ÜNİDES’e sizlerin sahip çıkması lazım. Proje desteklerine başvurun. Ben İzmir’deyim milletvekiliniz olarak. İzmir’deki ofisimize her zaman gelebilirsiniz beni davet ederseniz ben gelebilirim oturup konuşalım dostluğumuzu pekiştirelim. Gençler neredeyse biz oradayız. Buradaki genç ofisi görmedim, daha aktif kullanmak için talepleriniz varsa değerlendirelim. Biz bu yolu birlikte yürüyeceğiz. İKÇÜ en önemli üniversitelerinden biri. ÜNİDES gibi imkanları çok önemli bunu değerlendirin. Çalışmalarınızın hiçbiri boşa gitmez. Şartları zorlayın. İstanbul’un en merkezi yerinde okudum, böyle bir salonumuz yoktu. 90’lı yıllardan bahsediyorum 100 yıl öncesi değil. O zaman ki şartlarımızla bir çaba ortaya koyduk ve o çabalar meyvesini vererek kariyer hayatıma tecrübe ve bilgi olarak geri döndü. Vazgeçmemek, bir ekip olmak önemli. Kariyer yolculuğu bence bir rotadır. Ama rotayı yöneten de sizsiniz. Rotayı ne kadar iyi yönetirseniz o kadar iyi lider olursunuz. Girişimci ruh statüko konusunda size destek olur. Girişimcilik bir kariyer yaklaşımıdır. Başarı hikayelerinden ziyade başarısızlık hikayelerini incelmememiz lazım. Oradan daha önemli ipuçları elde edebiliriz. Başkalarının tecrübelerini kendimiz yaşamadan öğrenmek çok önemli. Tecrübe aktarımı bu konuda çok önemli” şeklinde konuştu. Spor Hayatınızın Parçası Olmalı Kendisine yöneltilen özeleştiri sorusuna cevap olarak zaman yönetiminin önemine dikkat çeken DR. Kasapoğlu, gençlerden sporu bir yaşam tarzı olarak benimsemeleri tavsiyesinde bulundu. Milletvekili Dr. Kasapoğlu, “Kendime has özeleştirelim var onları paylaşmam ama şunları söyleyebilirim; zaman en önemli sermaye. Zaman yönetimi bence çok kıymetli. Günümüz dünyasında pek çok faydalı şey gibi sanal bağımlılıklar var. Bunlar zamanın yönetimini engelliyor. Geçen zamana bakınca çok faydalı işler yaptık. Spor benim için hep önemliydi. Bakanlık dönemimizde olimpiyat tarihinin Türkiye açısından en önemli dönemini geçirdik. Tokyo Türkiye için ilklerin oyunlarıdır Mete Gazoz gibi. Sporla ilgili bir arkadaşınızım. Spora ilgim devam ediyor. Spor hayatınızın parçası olmalı, 24 saat içinde yer ayrılmalı. Gündelik hayatta yemek ve içmek gibi spora da vakit ayrılması gerek. Spor boş vakit işi değil. Sporun da her şey gibi vakti olmalı. Sporu hayatınızın bir parçası yapın. Bunun için bizden imkân isteyene oluşturalım. Yeter ki spora vakit ayırın” ifadelerini aktardı. Bu Vizyoner Programın Öncülerinden Biriyiz Zirvenin açılışında konuşan Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, üniversitelerin öğrencilerinin gelecek vizyonuna sağladığı katkılara dikkat çekerek; toplum ve devlet arasında köprü kurma misyonunu üstlenen ÜNİDES ile ortak paydada vizyoner çalışmalara imza attıklarını kaydetti. Rektör Prof. Dr. Köse, “Üniversiteler sadece gençlerin akademik gelişimlerini, mesleki yeterlilik kazanmasını değil, aynı zamanda etik değerlerle donanmasını ve toplumsal anlamda iyi yetişmesini sağlayan kurumlardır. Üniversitelerin farklı görüşlere saygı duymayı, gençlerin çoğulculuğu içselleştirmiş bireyler haline gelmelerini sağlama görevleri de vardır. Eleştirel düşünme, özgüven, sosyal sorumluluk ve liderlik gibi beceriler de yine formel eğitimin yanında aktarılması gereken hususlardır. Üniversitelerin aktardığı bu nitelikler, bireyin topluma olan katkısını artırır. Zaten Üniversite Öğrenci Toplulukları İş Birliği ve Destek Programı (ÜNİDES) ile Gençlik ve Spor Bakanlığımız da aslında bu konuda bizlere destek sunmayı amaçlıyor. Toplum ve devlet arasında köprü kurma misyonunu üstlenen ÜNİDES, üniversitelerin bilgi üretme kapasitesini toplumsal faydaya dönüştürmeyi amaçlayan yenilikçi bir platform ve biz de üniversite olarak bu vizyoner programın öncülerinden biriyiz. Zaten her zaman ifade ettiğimiz misyonumuz çerçevesinde akademik birikimimizi şehirle, bölgeyle ve kamu kurumlarıyla stratejik iş birlikleri temelinde buluşturmak amacını bu konuda da yerine getirmeye çalışıyoruz” diye konuştu. Bilgiyle Toplumu Dönüştüren Bir Aktör Rolü Üstlenmeyi Sürdüreceğiz İzmir’in stratejik gelişimine akademik anlamda sundukları katkılara dikkat çeken Prof. Dr. Saffet Köse, İKÇÜ’nün bilgiyle toplumu dönüştüren projeleri gençlerle birlikte hayata geçirmeye devam edeceklerini aktardı. Rektör Prof. Dr. Köse, “İzmir’in stratejik gelişimine akademik katkı sunma amacıyla İKÇÜ, ÜNİDES iş birliği çerçevesinde hem öğrenci hem de akademisyen düzeyinde saha temelli projelere öncülük etmeye devam edeceğiz. Misyonumuz doğrultusunda yalnızca bilgi üreten değil, aynı zamanda bilgiyle toplumu dönüştüren bir aktör rolü üstlenmeyi sürdüreceğiz. ÜNİDES ile kurduğumuz bu güçlü bağ kamu yararına çalışan, toplumla entegre bir yükseköğretim kurumu olma hedefimize de somut katkılar sunmaktadır. Bu kapsamda üniversitemiz Kariyer Topluluğu, ÜNİDES Projesi kapsamında bu Kariyer Zirvesi’ni düzenliyor. Zirvede; kamu, özel sektör ve girişimcilik dünyasından uzmanlar öğrencilerle buluşacak; ilham verici konuşmalar ile kariyer farkındalığının artırılacağını umuyorum. Gerçekleştirilecek olan gerçek mülakat ile istihdam ve iş imkânı sağlanacaktır. Etkinliğimiz, fakülteler arası etkileşimi güçlendirmenin yanı sıra akademi-sektör iş birliğine de katkı sağlayacaktır. Etkinlik kapsamında ağırlıklı olarak üniversitemizin lisans öğrencileri, çevre üniversitelerden öğrenci toplulukları ve mezunlar bu zirvenin hedef kitlesi. Ben bu buluşmanın öğrencilerimize önemli katkılarda bulunacağına inanıyor, başta bu projeye büyük emek veren Sayın Bakanımız Dr. Mehmet Muharrem Kasapoğlu olmak üzere emeği geçenlere kalbi şükranlarımı sunuyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum” ifadelerini kullandı. Sosyal Sorumluluk Üstlenen Bireyler Olmayı Hedefliyoruz Topluluk Başkanı Busenaz Çitlenbik, iş dünyası temsilcileri ile öğrencilerin bir araya gelmesinin önemini vurguladığı konuşmasında üniversiteyi sadece dersler ile geçirmenin yeterli olmadığının farkında olarak projeler ürettiklerini söyledi. Çitlenbik, “Öncelikle, İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Kariyer Topluluğu olarak bu anlamlı günde bizlerle olduğunuz için hepinize gönülden teşekkür ediyorum. Bizler Kariyer Topluluğu olarak, üniversite yıllarını yalnızca derslerle sınırlı bırakmadan; sektörlerle temas kuran, kendini geliştiren, sosyal sorumluluk üstlenen bireyler olmayı hedefliyoruz. Bu anlamda, bugün burada bulunan iş dünyasının değerli temsilcileri ve konuşmacılarımıza teşekkür etmek istiyorum. Onların yol göstericiliği, biz gençlerin geleceğine yön veriyor. Bizlere ilham vermek üzere bulunan, gençliğin en güçlü destekçilerinden biri olan Sayın Dr. Mehmet Muharrem Kasapoğlu’na en derin şükranlarımı sunmak istiyorum. Sayın Bakanım, gençlere inancınız, yanımızda duruşunuz ve bugün burada bulunarak bizlere gösterdiğiniz yakın ilgi, bizim için yalnızca bir destek değil; aynı zamanda bir motivasyon kaynağı, bir güç kaynağıdır. Bugün sizi aramızda görmek, bizler için büyük bir mutluluk ve onur” dedi ve Başta Rektör Köse olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür etti. Söyleşi sonunda İzmir Milletvekili ve önceki dönem Gençlik ve Spor Bakanı Dr. Mehmet Muharrem Kasapoğlu beraberindeki protokol, ÜNİDES kapsamında destek alan İKÇÜ’lü topluluk stantlarının yer aldığı fuaye alanını ziyaret ederek projelerini dinledi, öğrencilerle fotoğraf çektirdi. -
09.05.2025Yeni
TEDxİKÇÜ ile İKÇÜ’de Yıldızlar Geçidi
İlham verici insanların hikâyelerini, “Paylaşmaya değer fikirler” sloganıyla toplumla buluşturan TED (Technology, Entertainment, Design), TEDxİKÇÜ lisansıyla İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesindeki ilk etkinliğini gençlerle buluşturdu. TEDx resmi onayıyla, Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığı Koordinatörü Doç. Dr. Yeliz Doğru'nun öncülüğünde, organizatör Emre Elmacı ve organizasyon koordinatörü Beyza Deveci iş birliğiyle "Kuyruklu Yıldız" temasıyla düzenlenen buluşmada, alanında uzman konuşmacılar öğrencilerle bir araya gelerek fikirlerini ve ilham veren hikâyelerini paylaştı “İz Bırak, Keşfet ve Parla” sloganıyla ilki düzenlenen TEDxİKÇÜ’ye öğrenciler, yoğun ilgi gösterirken; Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şaban Doğan, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sevtap Ünal, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Gökçen Bombar, Sanat ve Tasarım Fakültesi Prof. Dr. Oğuz Dilmaç, SKS Başkanı ve Etkinlik Koordinatörü Doç. Dr. Yeliz Doğru, akademik ve idari personel, öğrenciler ve çok sayıda davetli katıldı. Bütün Aşamaları Öğrencilerimiz Organize Etti Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, “TEDx’in ana amaçlarından biri; hata yapmaktan korkmamak ve onlardan yeni bir şeyler öğrenmektir. Girişimcilik, hataları sahiplenmeyi ve bu hatalardan ders çıkararak, güç alarak ilerlemeyi gerektirir. Eğer bir girişimci olacaksanız, yaptığınız hatalardan öğrenip yolunuza devam edebilmelisiniz. Başarılı girişimciler, hatalarına sahip çıkan ve onları düzelten kişilerdir. Girişimcilikte başarı için öğrenmek çok önemli. Bizim öğrencilerimiz bu tür organizasyonlarda sorumluluk ve risk almalılar. Sizler ilk organizasyonda önemli sorumluluklar aldınız. Bundan sonra da almalı ve hata yapmaktan korkmamalısınız. Unutmayın, bu bizim ilk TEDx organizasyonumuzdu ve bütün aşamaları öğrencilerimiz organize etti. Bu sadece bir başlangıç. Bugün salonu dolduran sizler arasından, gelecekte çok başarılı girişimciler ve organizatörler çıkacak” dedi. Türkiye’nin Parlayan Yıldızları İKÇÜ’den Çıkacak Etkinliğin başlangıcında TEDxİKÇÜ ekibine neden “Kuyruklu Yıldız” temasını seçtiklerini sorduğunda, almış olduğu yanıttan çok etkilendiğini dile getiren Prof. Dr. Bulduklu, “Evet, milyarlarca yıldız var ama kuyruklu yıldızlar nadir yani onların sayısı çok az. Türkiye’nin parlayan kişilere ve kişiliklere ihtiyacı var. Emin olun, bu kişilikler İKÇÜ’den çıkacak. Bizler, İKÇÜ olarak, buradan gerçekten büyük yıldızlar çıkaracağımıza inanıyoruz. TEDx zaten yapısı gereği, ilham veren hikâyeleri ve başarıları önümüze getiriyor. Buradan alacağınız dersler, belki de hayatınızı değiştirecek, size bir vizyon kazandıracak” ifadelerini kullandı. Prof. Dr. Yasin Bulduklu organizasyon ekibine, katılımcılara, TEDxİKÇÜ kapsamında deneyimlerini paylaşacak olan konuşmacılara ve sponsorlara teşekkür ederek konuşmasını noktaladı. Gençlerin ‘İz Bırakma’ Cesaretine Katkı Sunduk İnovasyondan, bilime, sanata alanında yıldızlaşan isimlerin katıldığı, dünyanın en prestijli organizasyonlardan birini İKÇÜ’ye taşımanın heyecanını yaşadıklarını belirten Başkan Doğru, “Etkinliğimizin teması: “Kuyruklu Yıldız – İz Bırak, Keşfet ve Parla.” Biliyorum ki her birinizin içinde keşfedilmeyi bekleyen değerli fikirler var. Belki de az sonra kıymetli konuşmacılarımızdan birinin söylediği bir cümle, bir bakış ya da yaşanan küçük bir an, sizin o yolculuğa çıkmanızı sağlayan bir kıvılcım olacak. Bugün yaklaşık 6 saat sürecek bu etkinlik için sevgili öğrencilerimiz, TEDx ekibimiz, büyük bir özveriyle aylardır gece gündüz çalıştılar. Bizler de bu yolculukta onların yanında olmaktan, gençlerimizin “iz bırakma” cesaretine katkı sunmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Sözü daha fazla uzatmadan, bugünün hepiniz için ilham dolu, keşiflerle dolu ve unutulmaz bir deneyim olmasını diliyorum” diye konuştu. İlham Veren Bir Yolculuk: TEDxİKÇÜ Etkinliğin resmi organizatörü Emre Elmacı ise, “Aralıksız, tam 3 aydır gecesini gündüzüne katan TEDxİKÇÜ ekibi olarak emeklerimizin karşılığını aldığımız bugün, hem mutlu hem de gururluyuz. Çünkü, büyük başarılara imza atmak, hedefi yüksek olan insanların idealidir. Oscar Wilde’ın çok sevdiğim bir sözü vardır: “Kendin ol; diğer herkes çoktan kapılmış”. Bu söz, yalnızca kişisel yolculuğumda değil, aynı zamanda etkinliğimizin teması için de büyük bir anlam taşıyor. Bugün, bu koltuklarda oturan herkes, kendi hayatına dair bir iz bırakacak. Etkinliğimizin resmi lisansını aldığımız günden beri yanımda olan kıymetli organizasyon koordinatörü Beyza Deveci’ye ve hayalimize gönülden inanan TEDxİKÇÜ halkla ilişkiler ekip lideri Melisa Açar’a teşekkür etmek istiyorum. Bugün, hayalimizin gerçeğe dönüştüğünü görmek tarif edilmez bir mutluluk. Üniversitemizin bize sunduğu imkânlar ve sağladığı destekler için başta rektörümüz Prof. Dr. Saffet Köse olmak üzere, Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Yasin Bulduklu ve tüm üniversite üst yönetimine teşekkür ederim. Her zaman arkamda olduğunu hissettiren ve etkinlik için elinden geleni, hatta fazlasını yapan İKÇÜ SKS ailesine de teşekkür ederim. Bizleri yüreklendiren değerli sponsorlarımıza da bir kez daha teşekkürü bir borç biliyorum. Umuyorum ki bu etkinlik, sadece bugünün değil, geleceğin de ilham kaynaklarından biri olur. Hepinize keyifli ve ilham dolu bir TEDx günü diliyorum“ dedi. Eşsiz Hikâyeler, Kıymetli Paylaşımlar Etkinliğin organizasyon koordinatörü Beyza Deveci, TEDxİKÇÜ’nün başarısında emeği geçen herkese teşekkür ederken, üniversitenin sağladığı desteğin böyle anlamlı organizasyonların hayata geçirilmesinde ne denli kıymetli olduğunu vurguladı. Beyza Deveci, “Bugün, İKÇÜ’de bir ilki yaşamanın heyecanı içerisindeyiz. Bu özel günün başlangıcında yalnızca öğrenmenin değil, aynı zamanda ilham almanın ve birbirimize güç katmanın da ne kadar önemli olduğunu vurgulamak isterim. Çok değerli konuşmacılardan dinleyeceğiniz eşsiz hikâyeler ve kıymetli paylaşımlar sizleri bekliyor. Burada olmak, yalnızca dinlemek değil, aynı zamanda birlikte düşünmek, gülmek ve keşfetmek için bir adım atmak demek. Umuyorum ki, bugün okulumuzda ilk defa gerçekleşen bu etkinlik, gelecekte bir gelenek haline gelir ve bu ilham dolu yolculuğa tekrar çıkmak için kolları sıvayan yeni öğrenciler yetişir. Başta, bize her zaman inanan ve bu doğrultuda desteğini esirgemeyen, SKS Başkanı ve Koordinatör Doç. Dr. Yeliz Doğru’ya, lisans sürecimizden itibaren her aşamada birlikte ilerlediğimiz organizatör Emre Elmacı’ya, sürecin en başından bu yana yanımda olan halkla ilişkiler ekip lideri Melisa Açar’a, gece gündüz demeden sonsuz revizeleri göğüsleyen tasarım ekibime ve Sümeyye Aslan’a gönülden teşekkür ediyorum. Ekipte yer alan herkesi tek tek sayamasam da hepinizi gerçekten çok seviyorum. Şimdi, eğer hazırsanız, artık sözde değil, eylemde ilham almanın zamanı geldi. Bu muazzam etkinliği başlatıyorum. Hepinize keyifli bir zaman dilimi dilerim” şeklinde konuştu. İKÇÜ Sahnesinde Farklı Sektörlerin Yıldızlar Geçidi Açılış konuşmalarından sonra sahne, Tan Sağtürk Akademi’nin genç dansçılarının oldu. Ardından, iletişim stratejileri ve kurumsal mutluluk kavramını bir araya getiren Gdz Elektrik Dağıtım Grubu Kurumsal İletişim Müdürü Gizem Dağ sahneye çıktı. “Mutluluk Tasarımı”na dayalı özgün yaklaşımını aktaran Dağ, iş dünyasında pozitif dönüşümün nasıl mümkün olabileceğini gençlere anlattı. Müziğin birleştirici gücüne inanan orkestra şefi ve müzik direktörü Masis Aram Gözbek, sanatın hem bireysel hem de toplumsal etkisini, yenilikçi projeler üzerindeki değerlendirmelerini paylaştı. Daha sonra, sınırları cesaretiyle aşan ve ilklere imza atmanın gururunu yaşayan, Türkiye’yi birçok uluslararası yarışmada başarıyla temsil eden milli yüzücü Bengisu Avcı sahne aldı ve gençlere deneyimlerini aktardı. Selim Yuhay sahne aldı ve mimariyi medya ile buluşturarak etkinliğe katılan geniş kitleye ilham verdi. Selim Yuhay mimarlık serüvenini, televizyon deneyimini ve tasarımın yaşamla olan ilişkisini katılımcılarla paylaştı. Medya sunuculuğu ve dijital içerik üretimi alanındaki birikimiyle tanınan İlkay Buharalı, iletişimin dijital dönüşümünü ve etkili anlatım yollarını aktardı. Etkinliğin bir sonraki aşamasında Vals, Zeybek, Tango, Latin ve Bale gibi beş farklı dans stilini bir araya getirerek izleyicileri büyüleyen ve Cumhuriyetin kültürel zenginliğini sanatla buluşturan Cumhuriyet Potporisi adlı gösteri gerçekleşti. Gösterinin ardından, gökyüzüne olan tutkusu ve ilham veren başarı hikâyesiyle Naile Sevda Varol sahneye çıktı ve pilotluk mesleğinin perde arkasını ve kadınların havacılık alanındaki yükselişini anlattı. Ardından, sahne Türk rap müziğinin tanınan isimlerinden Anıl Piyancı’nın oldu. Etkinliğin son bölümünde ise katılımcılar, TEDx Talks Back oturumuna katılarak konuşmacılarla etkileşime geçtiler. Bu bölümde, dinleyiciler görüşlerini paylaşarak, etkinlikle ilgili geri bildirimlerde bulunma imkânı buldu. Öğrenciler, etkinlik boyunca ilham verici konuşmalar sayesinde yeni bakış açıları kazanma fırsatını yakaladı. -
08.05.2025Yeni
Sektörü Dönüştürecek Mühendisler “MÜSEB 2025”te
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi İKC-ENSO Mühendislik Topluluğu öğrencileri tarafından organize edilen ve Ege Bölgesi’nin en büyük öğrenci organizasyonu olan Mühendislik ve Sektör Buluşmaları “MÜSEB 2025” düzenlenen çeşitli etkinliklerle tamamlandı. Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi, Kariyer Geliştirme Uygulama ve Araştırma Merkezi (KAGEM), Proje Genel Koordinatörlüğü ve Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığına bağlı İKC-ENSO Mühendislik Topluluğu iş birliğiyle düzenlenen MÜSEB-25 etkinliğinin açılış programına, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Süleyman Akbulut, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Gökçen Bombar, İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi (İAOSB) Yönetim Kurulu Başkanı Cenk Karace, sektörün önde gelen firmalarından gelen üst düzey yöneticiler ve çok sayıda öğrenci katıldı. Farklı Sektörlerden Firmalarla Yakın İş Birliği İçindeyiz Programın açılışını yapan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Süleyman Akbulut, sektör-öğrenci buluşmalarını oldukça önemsediklerini belirterek; İKÇÜ’nün araştırma üniversitesi olma hedefi doğrultusunda önemli adımlar attığını kaydetti. Akademisyenler ve öğrencilerin ulusal ve uluslararası projeler üretmelerinin, sanayiyle yapılan iş birliklerinin artmasının ve yüksek katma değerli ürünlerin ortaya çıkmasının destekçisi olduklarını vurgulayan Prof. Dr. Akbulut, “Öğrencilerin ilgilendiği sektördeki yenilikleri takip etmesine, sektör profesyonellerinin deneyim paylaşımlarından yararlanabilmesine, onlarla birebir görüşme fırsatı yakalayabilmesine, yarı zamanlı ve tam zamanlı iş veya staj imkânlarından yararlanabilmelerine olanak sağlayan bu gibi buluşmaları geleneksel hale getirmekteyiz. Üniversitemiz proje üretmek, sanayi ile iş birliği yapmak, ulaşamadığı firma ile iletişime geçmek isteyen tüm akademik personelimize ve aynı şekilde akademisyenlerimizle ortak projeler yapmak isteyen tüm sanayi kuruluşlarımıza her zaman sonuna kadar destek vermeye hazırdır. Üniversitemizin iki sanayinin ortasında yer alması ve İzmir’in kuzey aksındaki sanayi bölgelerine yakınlığı da farklı sektörlerden firmalarla yakın iş birliği içerisinde olmamıza önemli bir katkı sağlamaktadır. Bu doğrultuda üniversitemiz, Kuzey İzmir TEKMER A.Ş., TTO A.Ş. ve son olarak ilan edilen Kuzey İzmir Teknoloji Geliştirme Bölgesindeki TECHNOCITY-İZMİR teknopark kuruluşu gibi yapılar aracılığıyla bilimsel bilginin teknolojiye dönüştürülmesi ve sanayi ile iş birliklerini güçlendirmek için çalışmalarına artan bir ivme ile devam etmektedir” dedi. Geleceğin Mühendislerine Önemli Bir Fırsat Dekan Prof. Dr. Gökçen Bombar ise bilgi üretiminin yalnızca sınıf ortamlarında ve laboratuvarlarda kalmaması, sahaya, üretime ve uygulamaya dönüşmesi adına bu tür organizasyonları son derece kıymetli bulduğuna vurgu yaptı. Dekan Prof. Dr. Bombar, “Sevgili öğrenciler, bugün sektör temsilcileriyle doğrudan temas kurarak kariyerinize önemli bir adım atma fırsatınız var. Unutmayın, bir mühendis yalnızca bildikleriyle değil, öğrenmeye olan tutkusu ve etik değerleriyle de tanınır. Geleceğe özgüven ve vizyonla yürüdüğünüzü görmek bizim için en büyük mutluluktur. Mühendislik, çözüm üretme, dönüşüm ve gelişimi merkezine alan bir disiplindir. Bizler, mühendisliği sadece bir meslek değil, aynı zamanda bir vizyon ve yaşam biçimi olarak görüyoruz. Ancak bu dönüşümün etkili olabilmesi için, sektör dinamikleriyle iç içe, iş birliğine dayalı bir yaklaşım gereklidir. MÜSEB de bu amaca hizmet eden önemli bir platformdur. Bu organizasyonun hayata geçmesinde emeği geçen tüm akademik ve idari kadromuza, iş birliği içinde olduğumuz sektör temsilcilerine ve etkinliğimize katılım gösteren tüm paydaşlarımıza teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı. Sektörü Dönüştürecek Gençler “Sektör sizi bekliyor” diyerek gençlere seslenen İAOSB Yönetim Kurulu Başkanı Cenk Karace, sanayi temsilcileri ile öğrencileri interaktif olarak buluşturan bu gibi etkinliklerin, tüm mühendislik disiplinlerinde iş birliğini, bilgi paylaşımını ve beceri gelişimini sağlayan önemli buluşmalar olduğunu aktardı. İKÇÜ ev sahipliğinde gerçekleşen “Mühendislik ve Sektör Buluşmaları” etkinliğine katılmaktan büyük bir memnuniyet duyduğunu belirten Başkan Karace, “Bizler, yalnızca üretimin değil nitelikli insan kaynağının, teknolojik dönüşümün ve sürdürülebilir kalkınmanın öncüsüyüz. Bu hedeflere ulaşmanın yolu, siz gençlerin bilimsel donanıma sahip olmalarının yanı sıra vizyon sahibi bireyler olarak yetişmesinden geçiyor. Bu etkinlikler yalnızca bilgi alışverişi anlamında değil, aynı zamanda genç zihinlerle sektörün nabzını tutan profesyonellerin doğrudan teması açısından da çok değerlidir. Bugün burada üretimden yazılıma, otomasyondan sürdürülebilirliğe kadar birçok alanda faaliyet gösteren şirketlerle bir aradayız. Bu etkinlik sayesinde hem siz öğrenciler hem de biz sanayiciler birbirimizi daha yakından tanıma fırsatı bulacağız. Unutmayın; sektör sizi bekliyor ama daha da önemlisi sizin sektörü dönüştürecek güce sahip olmanızdır. Başta İKÇÜ Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi olmak üzere, İKC-ENSO Mühendislik Topluluğu ile Kariyer Geliştirme Uygulama ve Araştırma Merkezi’ne ve emeği geçen herkese teşekkür ederim” şeklinde konuştu. Açılış konuşmalarının ardından programın ilk gününde Süperpar Otomotiv San.Tic.A.Ş.’den Hulusi Atalay, Disera Medical Üretim Müdürü Onur Selim Öner, Siemens şirketinden İlker Demirci ile Alper Başer, BMC Tic. Araçlar Test ve Doğrulama Müdürü Harun Çoban, Vestel Tedarik Zinciri Ekip Lideri Mehmet Fırat Onay gençlerle yer aldıkları sektörler hakkında bilgi verdi. MÜSEB-25 Mühendislik ve Sektör Buluşmaları etkinliğinin ikinci gününde yer alan Otokoç Yazılım Uzmanı Şevket Kaplan, Norm Holding Üretim Yöneticisi Efe Uslucan, Tirsan Kardan Genel Müdürü İsmail Budak, Opsan Fabrika Müdürü Nazım Ege ve Mitsubishi İşe Alım Uzmanı İlayda Buse Çelik’in konuk edildiği seminerlerde de öğrenciler, firma temsilcileriyle bir araya gelerek; sektörle ilgili merak ettikleri konu başlıklarına yanıt aradı. Sektörün tanınmış marka ve firmalarının konuk edildiği MÜSEB 2025’te öğrenciler, iki gün boyunca şirketlerin etkinlik alanında yer alan stantlarını ziyaret etti ve staj başvuruları yaptı. -
07.05.2025
ÜBYS’de “Karar Verici” Değil “Standart Koyucu” Dönem Başladı
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi ve Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı iş birliği ile organize edilen Bilişim Sistemleri ve Teknolojileri Fuarı Kuşadası’nda başladı. Geçtiğimiz yıl beşincisi çalıştay olarak yapılan, her geçen yıl büyüyen yapısı ile altıncısı fuar organizasyonuna dönüştürülen “Karar Vericiler Buluşması: Bilişim Sistemleri ve Teknolojileri Fuarı’nın açılış programı, İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse’nin ev sahipliğinde, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Coğrafi Bilgi Sistemleri Genel Müdürü Ömer Alan, T.C. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı Sektörler ve Kamu Yatırımı Genel Müdür Yardımcısı Tolga Balcı, Coğrafi Bilgi Sistemleri Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Yavuz Torun, Sağlık Bakanlığı Sağlık Bilgi Sistemleri Genel Müdür Yardımcısı Muhammed Şakir Toprak, T.C. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı Eğitim ve Kültür Dairesi Başkanı Mehmet Cem Fendoğlu, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Bilgi İşlem Daire Başkanı Dr. Yasin İnağ, İKÇÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Bilgi İşlem Daire Başkanı Fatih Tunçez, paydaş üniversitelerinden gelen rektörler, Türkiye’nin önde gelen üniversitelerinden gelen akademisyenler, idari personel, kamu ve özel sektörden bilişim teknolojileri ve bilgi yönetim sistemleri alanında çalışan üst düzey profesyonelin katılımıyla yapıldı. En Somut Başarı Örneği Programın açılışında misafirlere seslenen Rektör Prof. Dr. Köse, her yıl genişleyen bir network ağıyla UBYS’ye gösterilen teveccühün en büyük motivasyon kaynağı olduğunu aktardı. Ülkesi için yerli teknolojiler üreten, ortak dijital devlet altyapılarının geliştirilmesine destek olan tüm paydaş kamu kurumlarına teşekkür eden Prof. Dr. Köse, “ÜBYS konusunda çözümler üreten bir yazılımın ötesinde anlamlar ifade ediyor. En başta kamu kurumlarının bu alanda başarılı projeler yapabileceğinin en somut örneği bu proje. ÜBYS piyasada fiyat dengesini sağlayan bir mekanizma olarak da hizmet veriyor. Tüm süreçlerin merkezi bilgi işlem birimi tarafından bütüncül bir şekilde yönetilmesini sağlayan ÜBYS ile kamunun kaynaklarında verimliliğe katkıda bulunma gayreti gösteriyoruz. Kurumsal bilgi teknolojileri altyapısı ne kadar ortak ve standart olursa idamesi de o denli kolay ve düşük maliyetli olacaktır. Bizler her bir paydaşımızın katkısıyla kamu kaynaklarında verimliliğin sağlanabilmesi adına önemli bir sorumluluk almış bulunuyoruz. Ben her zaman söylüyorum; bu proje bir sinerji projesidir, farklı kurumların birlikte çalışarak başarılı olabileceklerinin en güzel göstergesidir” dedi. Akademi İle Bilişim Sektörünün Buluşması Tüm yükseköğretim kurumlarında bir standart oluşturma potansiyeline sahip bir yazılım olan ÜBYS’nin, bilgi teknolojisi harcamaları için de önemli bir tasarruf projesi olduğunun altını çizen Rektör Prof. Dr. Köse, fuar organizasyonu ile kamu ve özel sektör kurumlarını milli teknolojiler paydasında buluşturmayı hedeflediklerini söyledi. Prof. Dr. Köse, “Bilgi teknolojisi harcamalarının büyüklüğü dikkate alındığında kamu kuruluşları bütçesine getirdiği yük önemli rakamlara ulaşmaktadır ve bu türden çözümlerle kamu kaynaklarının etkililiğine katkıda bulunmak mecburiyetindeyiz. Bizler de siz paydaşlarımızla her geçen yıl büyüyen gelişen yüzüyle yenilikçi ve bütünleşik çözümler sunmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Bu yıl ilki yapılan fuar ile akademi ile sektörü buluşturduk ve inanıyorum ki burada önemli iş birliklerine imza atılacak. Cumhurbaşkanımızın işaret ettiği ‘Dijital Seferberlik Dönemi’ ve ‘Milli Teknoloji Hamlesi” kapsamında ÜBYS ile büyük adımları hep birlikte atacağımıza inanıyorum. Gelinen noktada katkı veren tüm kurumlarımızın büyük emeği vardır. Özellikle Strateji ve Bütçe Başkanlığımızın bu konudaki destekleri ve ortaklığı son derece önemli. Buradan başta Cumhurbaşkanlığı Strateji Bütçe Başkanlığımıza, Sektörler ve Kamu Yatırımları Genel Müdürümüze, Genel Müdür Yardımcımıza, Cumhurbaşkanlığı Strateji Bütçe Başkanlığımıza, Maliye Bakanlığına, üniversitelerimize; başarı hikâyesini birlikte yazdığımız projenin bu noktaya gelmesinde eşsiz katkılar veren siz paydaşlarımıza kalbi şükranlarımı sunuyorum” şeklinde konuştu. Karar Verici Değil, Standart Koyucu Dönem Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığının destekleri ile 2011 yılında proje yolculuğuna başlayan İKÇÜ ÜBYS yazılımının, büyük bir başarı hikayesinin aktörü haline geldiğini ifade eden Strateji ve Bütçe Başkanlığı Sektörler ve Kamu Yatırımı Genel Müdür Yardımcısı Tolga Balcı, öncelikli olarak hedeflenen kamuda tasarruf açısından da etkin bir verimlilik ivmesi yakalandığını vurguladı. Balcı, “Yazılımların yurtdışı kaynaklı olması ülkeler için ulusal bilgi güvenliği yönüyle oldukça önemli bir risk unsuru oluşturmaktadır. Özellikle bu nedenle kamu sektöründe yerli ve milli yazılımların oluşturulması ve kullanılması gereklidir. Bizler kamu sektöründe yerli ve milli yazılımların kullanımının altını çiziyor, bu kapsamda oluşturulan projelerin sonuna kadar destekçisi oluyoruz. 2011 yılında tanıştığımız ÜBYS, süreç içinde kendini yenileyen, sürekli geliştirilebilen, kullanıcına etkin çözümler sunan yapısıyla kamuda etkin bir verimlilik sağladı. Projede yer alan kişiler değişebilir ama değişmeyen ÜBYS’nin kamu kurumlarına örnek bir proje olarak artık rüştünü ispat etmesi oldu. Tüm paydaşların desteğiyle yükselen ÜBYS, İKÇÜ için marka değeri taşıyan ‘milli bir yazılım’ haline geldi. Artık ÜBYS’nin karar verici değil, standart koyucu olduğu bir dönem başladı. Projenin başarısının arkasında başkanlığımızın desteği kadar, disiplinli, özverili, ekip ruhu gerektiren bir çalışma yapısı olduğunu düşünüyorum. Çünkü süreç sorumlularının birbirleriyle sürekli iletişim halinde olmaları, projelerin verimli işleyişi açısından çok önemlidir. Basta Rektör Prof. Dr. Saffet Köse Hocamız ve değerli ekibine, bu projenin oluşumunda ve gelişiminde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Sektör temsilcileri ile networking imkanı sunan, yerli teknolojilerin gelişimini destekleyen ve akademik dünyayı iş dünyasıyla buluşturan bu fuarın bilişim ekosistemine büyük katkılar sunacağına yürekten inanıyorum” dedi. Türkiye’nin Örnek Bilişim Projesi Strateji ve Bütçe Başkanlığı Eğitim ve Kültür Dairesi Başkanı Mehmet Cem Fendoğlu da bilişim alanında kaydettiği gelişmelerle İKÇÜ’nün ihtisaslaşmayı hak eden bir yükseköğretim kurumu olduğunu kaydetti. Başkan Fendoğlu, “Çıktı; sadece bilgi ve teknoloji olarak değil, üretilen teknolojinin paylaşıma açılmasıyla yerini bulur. Üniversitelerde üretilen bilginin ve projelerin katma değer olarak sektöre aktarılması çok önemlidir. Kaynakların daha etkin ve verimli işletilmesi, kaynak israfının ve tekrar yatırımların önlenmesini teminen örnek bir yazılım olan, Başkanlığımızca desteklenen İKÇÜ ÜBYS kaynaklarını etkin kullanması ve sürekli güncellenmesi yönleriyle ülkemizin başarılı yerli bir yazılımı haline geldi. Bugün burada, 200’e yakın değerli yöneticimizin katılımını görüyorum. Bu da gelinen aşamada hedefin ne kadar büyüdüğünü göstermektedir. Mevcutta İKÇÜ 4 önemli ulusal projeyi yönetiyor ama ÜBYS geldiği kapasite, network ağı olarak en büyüğü haline geldi, Türkiye’nin örnek projesi oldu. Başkanlık olarak projeyi desteklediğimiz için duyduğumuz memnuniyeti yineliyor, emeği olan tüm personele teşekkürlerimi iletiyorum” şeklinde konuştu. Teknolojilerin “Kullanıcısı” Değil “Üreticisi” Konumdayız Fuarla ilgi bilgi veren İKÇÜ Bilgi İşlem Daire Başkanı Fatih Tunçez 18’i bakanlık, 70 üniversite, 33 sektör markası yöneticileriyle birlikte 200’ü aşan katılımcıyı ağırlamaktan büyük mutluluk duyduklarını ifade etti. Gelenekselleşen İKÇÜ ÜBYS buluşmalarının her geçen yıl daha geniş kitlelere ulaştığını aktaran Başkan Tunçez, “Başta savunma sanayi olmak üzere sağlıktan, uzay çalışmalarına, yüksek teknoloji gerektiren projeleri birer birer hayata geçiren ülkemiz mühendisleri, bilişim de de önemli atılımlar yapmaktadır. İKÇÜ, 2022 yılında Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından başlatılan “Yükseköğretimde Büyük Veri Projesi” kapsamında seçilen 8 pilot üniversiteden biri olarak, dijital dönüşüm ve teknoloji geliştirme süreçlerinde önemli bir rol üstlenmektedir. İKÇÜ’lü mühendisler olarak üniversitemizde yapılan test sürecinden iç yapıda yaygınlaştırılmasına uzanan süreçte ÜBYS’ye yeni güncel modüller yazarak kurum dışı paydaşlarımızın karşısına daha geniş bir yazılım ağıyla çıktık. Bilişim ürünlerinin sadece “kullanıcısı” durumunda olmamızın yeterli olmadığının bilinciyle bu teknolojileri “üreten” bir konumda olma azmi ve gayreti içinde 2011 yılından bu yana kendimizi sürekli geliştirdik. Ekibimizce yazılan ÜBYS’nin Yerli ve Milli olması bizler için ayrı bir gurur ve motive kaynağı oldu. İKÇÜ’ye olan teveccühleri desteklerini hiçbir zaman eksik etmeyen başta Strateji ve Bütçe Başkanlığımıza, Bakanlığımıza, tüm paydaş kurumlarımıza minnet borçluyuz. Bundan sonra da tüm kurumların ihtiyaçlarına özel uygulama ve çözümler geliştirmek için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. Açılış konuşmalarının ardından çalıştay oturumları ile kamu- özel sektör yöneticileri, bilişim ve teknoloji firmaları ve üniversitelerden gelen üst düzey temsilcilerin katıldığı workshoplara geçildi. İki gün devam edecek “Karar Vericiler Buluşması: Bilişim Sistemleri ve Teknolojileri Fuarı’nın Türkiye’nin dijital dönüşüm vizyonuna katkı sağlayacak yeni iş birliklerine olanak sağlaması bekleniyor. -
25.04.2025
İKÇÜ ve BEUN’den Uluslararası Kongre Ortaklığı
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Yapay Zeka ve Veri Bilimi Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin, Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanlığı ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından hazırlanan Ulusal Yapay Zeka Stratejisindeki “Dijital Türkiye” vizyonu ve “Milli Teknoloji Hamlesi” kalkınma hedefleri doğrultusunda, bu yıl 5’incisini düzenlediği International Artificial Intelligence and Data Science Congress (ICADA2025), Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi (BEUN) ev sahipliğinde başladı. “Yapay Zekâ” ve “Siber Güvenlik” alanlarında araştırma yapan iki farklı üniversite merkezinin iş birliğini içeren yönüyle Türkiye’de bir ilke imza atan ‘ICADA2025’ İKÇÜ Yapay Zeka ve Veri Bilimi Uygulama ve Araştırma Merkezi, BEUN Karaelmas Siber Güvenlik Uygulama ve Araştırma Merkezi ile Bilgi Güvenliği Derneği iş birliğinde Sezai Karakoç Kültür Merkezinde yapıldı. Düzenlenen resmi açılışa, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Üyesi Prof. Dr. Derviş Karaboğa, BEUN Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, İKÇÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, BEUN Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Şenol Hakan Kutoğlu ve Prof. Dr. Bekir Hakan Bakkal, İKÇÜ Yapay Zekâ ve Veri Bilimi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ayşegül Alaybeyoğlu, BEUN Karaelmas Siber Güvenlik Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Semih Çakır, Karadeniz Bölge Komutanı Deniz Kıdemli Albay Ahmet Öztürk, il protokolü, yapay zeka ve veri bilimi alanında çalışan araştırmacılar, sanayi kuruluşları, kamu kurum ve kuruluşlarının üst düzey temsilcileri katıldı. Bilimi Tüketen Değil Üreten Bir Yaklaşımla Mühendislik, sağlık, eğitim, hukuk, pazarlama ve finans, tekstil, şehir ve bölge planlama gibi birçok farklı alanda yapay zekanın uygulanmasına yönelik geliştirilen sistemlerin ele alınacağı kongrenin açılışında konuşan BEUN Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer üniversite olarak bilimi tüketen değil üreten, teknolojiyi insanlığa hizmet için geliştirmeyi öne alan bir yaklaşıma sahip olduklarını aktardı. Bu çerçevede ICADA2025’ ev sahipliği yapmaktan duydukları memnuniyeti paylaşan Rektör Prof. Dr. Özölçer, “Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi olarak akademik ve bilimsel faaliyetlerimizi yürütürken özellikle teknolojik gelişim ve ülkemizin bu süreçte gerçekleştirmesi gereken adımları da öne çıkarmaya gayret gösteriyoruz. Geleceğimizin en önemli iki teknolojik başlığı olan yapay zekâ ve veri bilimi üzerine gerçekleştirdiğimiz bu kongre, Milli Teknoloji Hamlesi doğrultusunda Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye Yüzyılı vizyonuna uygun bir biçimde Türkiye’nin lider ve teknolojik anlamda kendine yeter bir ülke olarak başrol almasını hedeflemektedir. Bu kongre kapsamında gerçekleştirilecek çalışmaların da yapay zekâ ve veri bilimi alanlarındaki fırsatlar kadar riskleri de odağa alarak konuyu akademik olarak, detaylı bir biçimde tartışmaya açmasını temenni ediyoruz. Bilimi tüketen değil üreten, teknolojiyi ise insanlığa hizmet için geliştirmeyi öne alan yaklaşımımızla ICADA 2025-Uluslararası Yapay Zekâ ve Veri Bilimi Kongresi uyarınca bu platformda ele alınacak tüm tartışma ve sunumların akademiye ve ülkemize hayırlı olmasını arzuluyorum. Bu maksatla bugün burada bizimle olma nezaketini gösteren Yükseköğretim Kurulu Üyesi Sayın Prof. Dr. Derviş Karaboğa ve İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Rektör Yardımcısı Sayın Prof. Dr. Yasin Bulduklu hocalarıma kongrenin düzenlenmesinde iş birliği gerçekleştirdiğimiz İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi yönetimine, kongre düzenleme ekibi ile tüm dünyadan sunumlarını gerçekleştirmek için kongreye katkı sunan akademisyenler ile öğrencilere teşekkürlerimi sunuyorum” diye konuştu. Büyük Veri ve Yapay Zeka Yeni Bir İktidar Alanı İKÇÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu da dijital çağda güvenilir yapay zekâ sistemlerinin geliştirilmesinde veri güvenliğinin kritik bir rol oynadığını kaydetti. Yapay zekânın, tüm disiplinlerin ilgilenmesi zorunlu olan ve çoklu bir bakışla ele alınmayı gerektiren niteliğine dikkat çeken Prof. Dr. Bulduklu, “Yapay zekâ, sadece bugünü değil geleceği de ilgilendiriyor. Gelinen noktada veriye dayalı biçimde karar almayanlar ve teknolojiyi sadece fayda-zarar odaklı tartışanlar hâkim değil tabi olurlar. Küresel rekabette öne çıkmanın öncül unsuru artık kodları belirlemekten geçiyor ve yapay zekânın gelinen noktada yeni bir iktidar biçimi olduğu son dönem deneyimleriyle kanıtlanmış durumda. Bu nedenle yapay zekanın nasıl kullanıldığı sorusu teknolojik boyutun ötesindedir ve artık milli güvenlik meselesi ve bağımsızlık sorunudur. Ülkemizin son dönemde teknoloji ve bilişim alanında attığı önemli stratejik adımlar dikkate alındığında bu alanda da baş aktör olabileceğimiz gerçeği ortaya çıkıyor. Tıpkı savunma sanayiinde olduğu gibi sürekli değişen ve dinamik yapıdaki bu alanda da öncü konuma öykünebiliriz. Bunun için algoritmalara dayalı stratejilere odaklanmalıyız ve kuralları belirleyen rolü elimizde tutmalıyız” dedi. Ülkemiz Akademisine Önemli Görevler Düşüyor ‘Yapay zekâ insan zekasının bir alternatifi değil, ancak tamamlayıcısı olabilir’ diyerek insan geliştiricinin düşünceliliğinin ve uzmanlığının yerini alamayacağını vurgulayan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bulduklu, “Ülkemizde üniversiteler bu konularda daha fazla sorumluluk almalı. Sorumluluk alırken akademi ile uygulayıcıların birlikte çalışmasına ihtiyaç var. Yine politika oluşturulmasında ülkemiz akademisine önemli görevler düşüyor. Birlikte oluşturulan bir strateji çerçevesinde değişimin yönetilmesine ihtiyaç var. Bu yıl beşincisini yaptığımız bu kongrenin zihinsel dönüşüme ve ortak çalışma kültürüne katkı yapmasını diliyorum. Ortak çalışma kültürü diyorum ki mevcut kongre esasen mükemmel bir iş birliğinin sonucu. Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi ile İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesinin ortaklığında, farklı üniversitelerden akademisyenlerin birlikte çabası ile bu organizasyon yapıldı. Emek yoğun bir süreç ile alanında önemli siz akademisyenleri bir araya getirebilmek ancak ve sadece birlikte çalışma kültürünün içselleştirilmesi ile mümkün olabilirdi. Ben, bu mükemmel organizasyon ve içten ev sahiplikleri için Bülent Ecevit Üniversitesinin Sayın Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer Hocama ve onun şahsında organizasyon ekibine, İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesinden ve diğer üniversitelerden organizasyona katkı veren değerli hocalarımıza çok teşekkür ediyorum. Başarılı bir kongre diliyor saygılarımı sunuyorum” diye konuştu. Ülkemizde Bir İlk İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Yapay Zekâ ve Veri Bilimi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ayşegül Alaybeyoğlu yapay zekâ, veri bilimi ve siber güvenlik temalarının önemine değindi. “Yapay Zeka” ve “Siber Güvenlik” alanlarında araştırma yapan iki farklı üniversite merkezinin iş birliği içinde olmasının ülkemizde bir ilk olması yönüyle büyük önem taşıdığını aktaran Prof. Dr. Alaybeyoğlu, YÖK Başkanımız Sayın Prof.Dr. Erol Övar’ın “yapay zekâyı üretmekle alakalı Türkiye'de üniversitelerin önünde çok önemli bir ödev bulunduğuna” dair sözleri ile çizmiş olduğu yol haritası doğrultusunda, biz de İKÇÜ Yapay Zeka ve Veri Bilimi Uygulama ve Araştırma Merkezi olarak ülkemizin yapay zeka alanında gelişim sürecine çalışmalarımızla katkı sağlamaya devam edeceğimizi belirtmek isteriz. Amerika'dan Filipinler’e kadar uzanan birçok farklı ülke ve üniversitelerden bilimsel çalışmaların sunulacağı kongremize desteklerinden dolayı başta Rektörümüz Sayın Prof. Dr. Saffet Köse ve Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Rektörü Sayın Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer olmak üzere davetli Konuşmacılarımız Sayın Prof.Dr. Derviş Karaboğa’ya, Sayın Prof.Dr. Tülay Yıldırım’a, Sayın Prof.Dr. Sabina Barakovıc’e, Sayın Prof.Dr. Bijan Najaf’a, Sayın Prof.Dr. Kunal Mankodiya’ya, Sayın Doç.Dr. Ali Turab’a, panelist konuşmacılarımıza, büyük bir heyecanla çalışan düzenleme kurulu ekibimize ve katkılarından dolayı sponsorlarımıza çok teşekkür eder, verimli bir kongre olmasını dilerim” dedi. Fırsat ve Riskleri Geniş Bir Katılımla Değerlendirme İmkânı BEUN Karaelmas Siber Güvenlik Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Semih Çakır, yapay zekâ ve veri bilimi alanlarının geleceğin en önemli teknolojik gelişim alanları olduğunu ve bu alanlarda gerçekleştirilecek çalışmaların fırsatlar barındırdığı kadar büyük riskler de içerdiğini ifade ederek kongrenin gerçekleştirilmesinde bu fırsat ve riskleri geniş bir katılımla değerlendirme motivasyonunun başat unsur olduğunu belirtti. Kongre çıktılarının Türkiye’nin ilgili alanlardaki çalışmalarına akademik açıdan katkı sunmasını temenni ettiğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Çakır, kongrenin düzenlenmesi hususunda göstermiş olduğu büyük katkılarından dolayı BEUN Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer’e teşekkürlerini sundu. Açılış konuşmalarının tamamlanmasının ardından kongrenin ilk sunumunu gerçekleştiren Yükseköğretim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Derviş Karaboğa, sunumuna başlamadan önce YÖK tarafından kurulan bilimsel bilginin topluma yayılması için Bilim İletişimi Ofislerinin önemine değindi ve halkın anlayabileceği bir dille yapılan 'Bilim Kafe' etkinlikleri vesilesiyle akademisyenler ile vatandaşların buluşarak bilimsel konuları paylaşılacağı etkinliklerin artacağını vurguladı. Ardından yapay zekânın temelini oluşturan yapay sinir ağları ve yapay zekâ sistemlerinin daha iyi sonuçlar üretmesi için kullanılan optimizasyon algoritmalarından bahseden Prof. Dr. Derviş Karaboğa, bu sistemlerde zaman zaman karşılaşılan önyargı problemlerine dikkat çekti. Kongre açılışının ikinci sunumunu gerçekleştiren Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tülay Yıldırım ise “veri bilimi” ve “büyük veri” kavramlarına değinerek, verilerin güçlü yanlarından bahsetti ve GDPR gibi veri koruma yasalarının önemine dikkat çekti. İki gün devam edecek ICADA 2025’in açılış töreni, teşekkür belgesi takdiminin ardından gerçekleştirilen fotoğraf çekimi ile son buldu. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayi Başkanlığı, Havelsan, Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi ve Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu USOM gibi kurumlar ile ulusal ve uluslararası üniversitelerden konuk bilim insanlarının yer aldığı kongre, hibrit oturumlarla tamamlanacak. -
18.04.2025
Bakay Hoca İçin Anma Programı
Kalp krizi sonucu 55 yaşında yaşamını yitiren İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi, Uluslararası Projeler ve Erasmus Koordinatörü Doç. Dr. Mehmet Emin Bakay için eşi, çocuğu, ailesi, yakın dostları, akademisyen arkadaşları, sevenleri ve öğrencilerinin de katıldığı anma programı düzenlendi. Geçtiğimiz ay geçirdiği ani kalp krizinin sonucu yaşamını yitiren ve sevenlerini yasa boğan Bakay Hoca’nın anılarını yad etmek için düzenlenen programı, şehir dışı programı nedeniyle katılamayan Rektör Prof. Dr. Köse’yi vekalaten Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Süleyman Akbulut, Prof. Dr. Yasin Bulduklu, dekanlar, enstitü ve yüksekokul müdürlerinin yanı sıra, konuk üniversitelerden gelen akademisyenler, Milli Eğitim Bakanlığında birlikte çalıştığı mesai arkadaşları, eğitimciler, akademik ve idari personel ile öğrenciler takip etti. Program, İlahiyat Fakültesinden Dr. Öğr.Üyesi İhsan Sütşurup’un okuduğu Kur’an-ı Kerim Tilaveti ile başladı. Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, üniversiteye gelişi ile birlikte olan tanışmalarından koordinatörlük görevine uzanan süreçte birçok anıyı paylaştıklarını aktardı. Prof. Dr. Bulduklu, insani yönünün dışında güçlü akademik donanımı, proje adamı yönüyle de Bakay’ın İKÇÜ’nün uluslararasılaşma misyonuna kazanımlarının rekor seviyelere ulaştığını söyledi. Bulduklu, “İnanılmaz bir insandı. O’nun göreve başlamasıyla İKÇÜ’nün fonlardan aldığı pay, 12 kat arttı. 20 bilim haberi yaptıysak 15’i Bakay Hoca’nın içinde olduğu bir proje haberidir mutlaka. Emin Hoca başarılı bir akademik hayatının yanında çok iyi bir insandı. Sanki kırkı yıldır tanıyormuşum gibi. Çok arıyoruz kendisini, çok özlüyoruz. Mizahi yönü çok güçlüydü. Ölümü de keşke şaka olsaydı. Çok şey var ona dair. Kimseye karşı kötü düşünmezdi. O’nun lafıdır, ‘Öyle demeyelim abi’ derdi. Hepimizin başı sağ olsun. Mekânı cennet olsun. Dualarımız onunla olsun” Sosyal ve Beşerî Bilimler Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Şaban Doğan ise toprak ve deniz aşığı yakın dostu Bakay Hoca’yı kaybetmenin derin yası içinde olduğunu kaydetti. Şiir ortak paydasında başlayan dostluklarının her anlamda karşılıklı abi-kardeş ilişkisine dönüştüğünü paylaşan Prof. Dr. Doğan, Bakay’ın çok sevdiği Abdurrahim Karakoç’un ‘incitme’ dizileriyle seslendi: “Sensiz bir yanımız hep eksik kalacak. Cuma günleri kim kontrol edecek bizleri? Kimin yanına gideceğiz, kime dökeceğiz içimizi, kim koşacak imdadımıza en sıkıntılı zamanlarda? Kim teselli edecek? Yoksun öyle mi bundan sonra sabah çaylarında Emin Abi? Öyle demeyelim abi. Ama öyle’ler bitti mi artık? O yakını da uzağı hiç incitmedi. ‘Gölgesinde otur amma Yaprak senden incinmesin. Temizlen de gir mezara Toprak senden incinmesin. Toz konmasın sakın sana. Hakkı geçer halkın sana. Gücenmesin yakın sana. Uzak senden incinmesin...” O kadar çok anı biriktirdik ki birlikte…Kendisi göçünü toplayıp gitti, bize güzel anılarını bıraktı. İyi ki tanıdım seni, unutmayacağız, unutturmayacağız, Ruhun şâd, mekanın cennet olsun güzel insan” dedi. İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Sevtap Ünal da konuşmasında başarılarla dolu eğitmenlik hayatı vesilesiyle fakültenin birçok başarıya imza attığını kaydetti.Ünal, "Çalışkanlık, disiplinle ilgili sayısız ödüle sahipti. 2016’da üniversitemize geldi. Kısa sürede çok değerli, inanılmaz katkılar sağladı. Öğrencilerine kendini adadı. Dönem tatilinde ders yapan biriydi. Çok yardımseverdi. Gençleri çok severdi. ‘Hepsi çok pırıl pırıl ve öğrencilerle vakit geçirmekten çok mutlu oluyorum’ derdi. Başkalarının başarıyla mutlu olan, yüce gönüllü bir insandı. İnanılmaz çalışkan bir insandı. Yarım kalan hiçbir işi olmazdı. Bakay Hocadan hem akademisyen hem de insan olarak çok şeyler öğrendik. Biz kendisini tanımaktan, birlikte çalışmaktan, dostu olmaktan mutlu olduk. Dostluğuna paha biçilemez, anlatmaya kelimeler yetmez. Boşluğu asla doldurulamaz. Güven,samimiyet, dürüstlük onu en iyi anlatan erdemlerdir. O’nu tanımaktan gurur duydum. Seneyi devriyesinde İİBF Dergimiz için özel sayımız olacak hepinizden bu konuda desteklerinizi bekliyoruz” diye konuştu. İİBF Öğretim Üyesi Cihannuma Ekonomik Toplumsal Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Serhat Burmaoğlu da proje vesilesiyle olan tanışıklığından bahsettiği konuşmasında yurt dışına çıkmadan önce paylaştıkları akademik yolculuğu anlattı. Prof. Dr. Burmaoğlu, “Kendisiyle bir projeye başladık. Proje geçince birlikte İtalya’daki toplantıya gittik. İtalya’daki toplantıdaki haline, tavrına bilgisine hayran oldum Bizim fakültemizde böyle bir hoca varmış, hemen yanı basımızdaymış biz ulaşamamışız, farkına bile varmamışız, çok pişman oldum. İtalya’dan dönüşte bunu ona anlattım dedim ki gerçekten şu an çok sinirliyim. Biz seni üniversitede niye böyle bıraktık çok üzüldüm. Sonrasında Rektör Hocamız, Yasin Hocamız ile görüştüm. Eğitmenlik hayatında yaşadığı kırgınlıklar vardı. Bu işlere beni sokuyorsun ama sonra hep beraber üzüleceğiz dedi. İşin içinde birazcık üniversite, devlet deyince aslında Emin Hoca ikna edilebilir bir hoca. Kırgızistan görevine gidince sanki yalnız bırakmışım gibi üzüldüm aslında. Kırgızistan’dayken O’nun sayesinde hep iletişimde olduk. Iletişimi hiçbir zaman koparmadı hep devam ettirdi ve aslında buraya döndüğümde gördüm ki yönetim ekibiyle inanılmaz uyum sağlamış harika iş çıkartıyor. Motivasyonu yerinde ve açık söyleyeyim kendini bulmuştu. Uzaktan da olsak birlikte çalıştık. İyi ki birlikte çalıştık, hiçbir zaman unutmayacağız” şeklinde konuştu. Merhum Bakay ile birçok AB projesine imza atan Turizm Fakültesi Seyahat İşletmeciliği Anabilim Dalı Başkanı Prof.Dr. Volkan Altıntaş da baş sağlığı dileyerek başladığı konuşmasında Doç. Dr. Mehmet Emin Bakay’ın vizyonundan istifade etmekten duydukları memnuniyeti paylaştı. Prof.Dr. Volkan Altıntaş,” Emin hocanın yokluğu bizim için birer boşluk ancak onun bıraktığı izler, ortaya koyduğu vizyon birer kazanımdır. Göreve ilk başladığı günden bu yana üniversitemiz ve fakültelerimiz için uluslararası anlaşmaların yapılmasını sağlayan, uluslararası ağımızı güçlendiren çok değerli bir hocamdı. Fakültemize, üniversitemize katkıda bulunduğu için kendisine minnettarım. Son defa Erasmus seyahatini benimle geçirmesi benim için oldukça anlamlı. Yaklaşık 15-16 saat süren uzun bir yolculuğa çıkmıştık. O uzun seyahatte yakından tanıma fırsatı bulduğum Emin Hoca ile çok farklı iş birliklerine imza attıktan sonra farklı projeleri daha yapacaktık. Nasip olmadı. Hayatım boyunca unutamayacağım çok değerli bir insan olduğunu söylemek istiyorum” diye konuştu. Merhum Bakay’ın akademik danışmanı olan Dokuz Eylül Üniversitesinden Emekli Öğretim Üyesi Prof.Dr. Reşide Kabadayı da yaşadığı derin üzüntüyü “O benim arkadaşımdı o benim öğrencim değildi kendisini çok özlüyorum” şeklinde ifade etti. Öğrenciliğinin dışında kendisine olan hürmetini, saygısını, yardımını hiçbir zaman esirgemediğini ifade eden Prof.Dr. Reşide Kabadayı, “Uzun vadede Emin ile arkadaş olduk, ben ona yardım ettim o bana yardım etti. Ama en çok özellikle emekli olduktan sonra o bana yardım etti. Ne zaman zorda kalsam ne zaman sıkışsam hep Emin’e başvurdum. O her bayram her yılbaşı beni önce telefonla arayıp o günlerimi kutlayan değerli bir öğrencimdi. O gerek öğretmenliğinde gerek eğitim yöneticiliğinde çok başarılı oldu. Bilim insanı olarak çok başarılıydı, bir bilim insanının sahip olması gereken özelliklere sahipti. Meslek hayatında çok iyi bir insandı, özel hayatında da öyleydi, ahlaklıydı, yardım severdi, iyilik severdi. Emin’in dogmaları yoktu, esnekti, dayatmazdı. Aynı zamanda tevazu sahibiydi, övündüğünü hiç ama hiç bir zaman görmedim. Kendisini çok özlüyorum beni dinlediğiniz için teşekkür ederim” şeklinde konuştu. Ege Üniversitesi Eğitim Fakültesi Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç.Dr. Yüksel Deniz Arıkan’da Doç. Dr. Mehmet Emin Bakay ile olan 30 yıllık dostluğundan bahsederek kaybından duyduğu acıyı ifade etti. Doç. Dr. Arıkan, “Hayatımdaki en zor anlardan biri onun aramızdan ayrıldıktan sonraki ilk dersimdi. Bu dersi O’na atfetmiştim, benim için zor olmuştu. Sizler onu üniversite perspektifinden tanıyorsunuz. Yaklaşık 30 yıla varan bir arkadaşlıkla, O’nu tanıyan biri olarak anlatmak isterim ki; ikimizin de hocası bizi odasına çağırırdı. Siz ikiniz çok iyi arkadaş olacaksınız dedi ve öyle de oldu. Yıllarca ayrılmadık, çocuklarımız oldu. Çok çalıştık, birlikte şehirler gezdik, birlikte türküler söyledik. Genç yaşta aramızda ayrıldı. Bir abi, bir kardeşimi kaybettim. Mekânın cennet olsun” dedi. Merhum Bakay’ın anısını yad etmek isteyenlerin söz aldığı ve oluşturulan anı defterine Bakay anısına duyguların paylaşıldığı program çerçevesinde ayrıca Merkez Kampüs alanında pilav ve lokma dağıtıldı. -
18.04.2025
Fizyoterapi Camiası İKÇÜ’de Buluştu
Teması” Fizyoterapi ve Rehabilitasyonda İnovasyon” olarak belirlenen İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi (SBF) Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü ile Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Uygulama Araştırma Merkezince ikincisi düzenlenen “Fizyoterapi ve Rehabilitasyonda Eğitim, Araştırma ve İnovasyon” Kongresi başladı. İki gün sürecek kongrenin ev sahipliğini üstlenen Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı ve Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Derya Özer Kaya’nın ev sahipliğinde başlayan alanındaki profesyonelleri buluşturan kongrenin açılışını, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Süleyman Akbulut, Prof. Dr. Yasin Bulduklu, dekanlar, enstitü ve yüksekokul müdürlerinin yanı sıra, konuk üniversitelerden gelen akademisyenler, eğitimciler ile sektör temsilcileri takip etti. Sağlık Sektöründe Girişimci Ve Yenilikçi Uygulamalar Önem Kazandı Kongrenin açılışında misafirlere seslenen Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, İKÇÜ olarak zengin içeriğe sahip bir kongreye ev sahipliği yapmaktan duydukları memnuniyeti paylaştı. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de sayıları giderek artan yaşlı nüfusun daha bağımsız, kaliteli ve topluma daha katılımlı bir yaşam sürmeleri için rehabilitasyon hizmetlerinin, özellikle fizyoterapi alanı ile geliştirilmesi ve yaygınlaştırılmasının önemine vurgu yapan Prof. Dr. Bulduklu, “Bu alanda hizmet verecek elemanların niteliği, sağlığın insan hayatını doğrudan etkileyen bir alan olması sebebiyle her zaman kritik önem taşımaktadır. Ortalama yaşam süresinin uzamasıyla yaşlı nüfusun artması, bireylerin sağlıklı uzun yaşam beklentisi, sağlık hizmetlerinde teknoloji kullanımının fazlalaşmasına paralel olarak teşhis edilebilen hastalıkların sayısında artma, bütünüyle bakıldığında toplumun sağlık hizmetinden beklentisinin yükselmesini sağlamıştır. Dolayısı ile nitelikli sağlık personeli eğitimi de önem kazanmaktadır. Sağlık sektöründe girişimci ve yenilikçi uygulamalar, tele tıptan robotik cerrahiye, ilaç üretiminden tıbbi cihaz ve malzeme üretimine kadar sağlık sisteminin her bileşeninde bulunmaktadır. Sağlık sektöründe yapılan girişimci ve yenilikçi uygulamalar, sağlıkta kaliteyi artırmakta, sağlık işletmelerinin rekabet edebilmelerinde üstünlük sağlamaktadır” dedi. Toplum Sağlığına Katkı Sağlayacak Önemli Çıktılar Özellikle son yıllardaki ekonomik, toplumsal, teknolojik ve bilimsel gelişim ve değişimlerin sağlık hizmetlerinin dönüşümünü hızlandırdığını kaydeden Prof. Dr. Bulduklu, bu dönüşümün gereklerinin yerine getirilmesi için de nitelikli iş gücü yetiştiren eğitim kurumlarına ihtiyaç duyulduğunu belirtti. İKÇÜ SBF’nin bu alanda yıllar içinde edindiği saygın değere dikkat çeken Prof. Dr. Bulduklu, “Sağlık Bilimleri Fakültesi İKÇÜ’nün ilk açılan fakültelerinden biridir. Öğrencilerimize; günün gerektirdiği güncel bilgi, beceri ve yetkinliklerin kazandırılmasının yanı sıra; teknoloji okuryazarlığı ve yöneticiliği, analiz yapabilme ve diğer disiplinlerle eş güdümlü çalışmalar üretme becerisi kazandırmak için değerli dekanımızın nezdinde tüm akademisyenlerimizle yoğun şekilde çalışmaya devam ediyoruz. Kongremizin, alanındaki önemli bilim insanlarını misafir etmesini ve toplum sağlığına katkı sağlayacak önemli çıktılarının bilim dünyasına sunulacağını oldukça önemsiyoruz. Kongreyi hayata geçiren Sayın Dekanımıza, onun nezdinde fakültemize, düzenleme kurulumuza, öğrencilerimize, destek veren sektör temsilcilerimize ve tüm misafirlerimize verimli bir iki gün geçirmelerini temenni ediyorum” diye konuştu. Bu Yıl Özellikle ‘Eğitim’ Konusuna Odaklandık Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı ve Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Derya Özer Kaya da sempozyum ile başlayan, kongreye evrilen, geniş yelpazesi ve disiplinlerarası başlıklarıyla İKÇÜ’de ikinci kez buluşuyor olmaktan duyduğu mutluluğu paylaştı. Dekan Prof. Dr. Kaya, “Fizyoterapi ve Rehabilitasyonda Eğitim, Araştırma ve İnovasyon Kongresi’nin ilkini geçtiğimiz yıl gerçekleştirdik. Alanında uzman, çok önemli konukları ağırladığımız kongre kapsamında, çeşitli kurslara ve workshoplara ev sahipliği yaptık. Kongrenin başarısı bizim için kıymetli oldu. Bu yıl da çok değerli misafirlerimizi çağırdık. Dün itibariyle eğitim ve kurslarımızla kongremizi başlatmış olduk. Fizyoterapi ve Rehabilitasyonda Eğitim, Araştırma ve İnovasyon Kongresi, özellikle ‘eğitim’ konusuna odaklandı. Doğası gereği, birçok disiplinle birlikte çalışan fizyoterapi ve rehabilitasyon alanında, genel olarak 21. Yüzyıl becerilerini nasıl etkinleştirebileceğimizi, disiplinlerarası entegrasyonları nasıl sağlayabileceğimizi ve öğrencilerimize en iyi şekilde nasıl eğitim verebileceğimizi ele alacağız. Süreç içerisinde, yaklaşık 200’e yakın katılımcımız ve öğrencimiz yer alıyor. Özellikle son yıllarda fazlasıyla gündemde yer alan, “Longevity” denilen uzun yaşam, sağlıklı yaşam ve sağlıklı yaş alma konusunun fizyoterapistlerle birlikte diyetisyenler ve hekimler tarafından disiplinlerarası bir yaklaşımla ele alınacak olması, kongrenin önemli yanlarından bir tanesini oluşturuyor” dedi. Rehabilitasyon Teknolojilerinin ve Yeniliklerin Takipçisiyiz Sözel ve Poster Bildirilerin yanı sıra klinik, akademik deneyimlerin, alandaki son gelişmelerin katılımcılarla paylaşılacağı bilimsel oturumlar ile zengin bir içeriğin yer aldığını aktaran Dekan Prof. Dr. Derya Özer Kaya, “İlk kongremizde bizi yalnız bırakmayan geçtiğimiz sene içinde elim bir trafik kazası sonucu yitirdiğimiz Fizyoterapi camiamızın değerli hocalarından İstinye Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yasemin Buran Çırak’ın anısını yaşatmak için kongremiz bilimsel komitesi tarafından değerlendirilen sözel ve poster bildirilere bilim ödülleri takdim edeceğiz. Ülkemizin sağlık sektöründe görev alacak fizyoterapistlerin temel becerilerinin yanında hızla gelişen rehabilitasyon teknolojilerini ve yenilikleri takip edebilmelerine olanak tanıyacak eğitimler sunmak, fizyoterapi ve rehabilitasyon bölümü öğretim elemanlarının diğer bilim dalları ile iş birliği içerisinde araştırma ve proje geliştirmesini sağlamak, lisansüstü eğitim ve araştırmalarını gerçekleştirmek, fizyoterapinin her alanında hızlı, kaliteli ve kapsamlı hizmet sunmak, toplum sağlığı ve yaşam kalitesini korumak ve geliştirmek için çalışmaktayız. Bugün bizi bir araya getiren bu kongrenin temelinde de bu amaçların geliştirilmesi ve geniş gruplarla paylaşılması yatmaktadır. Bu kapsamda, kongrenin gerçekleştirilmesinde ve bölümümüzün ve merkezimizin gelişiminde desteklerini esirgemeyen Rektörümüz Prof. Dr. Sayın Saffet Köse'ye şükranlarımı sunarım. Sürekli ve hayat boyu öğrenme ve öğretme çabamıza katkı veren tüm Hocalarıma, bugün bizleri kırmayarak program açılışımıza katılan protokol üyelerimize, kongremize destek veren firmalarımıza, daha iyisini öğrenmeyi talep ederek bu organizasyonu yapmamızı sağlayan öğrencilerimize, akademik ve idari personelimize ve kongremizin siz kıymetli katılımcılarına teşekkürü bir borç bilirim” şeklinde konuştu. Açılış konuşmalarının ardından “FTR Geleceğini Konuşuyor” başlığıyla Dekan Prof. Dr. Derya Özer Kaya ile Hasan Kalyoncu Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümünden Prof. Dr. Yavuz Yakut moderatörlüğündeki ilk panele geçildi. “Sağlıklı Uzun Ömür-Longevıty”, “Klinik Uygulamada Yenilikler”, “Öğrenci Ne İster? Hoca Ne Bekler?”, “Genç Meslektaşlarımız Neler Çalışıyor?”, “Fizyoterapide Veri İşleme ve Yapay Zeka” başlıklı panel oturumlarının yer alacağı kongrede, Prof. Dr. Yasemin Buran Çırak anısına bilim ödülleri takdimi yapılacak. -
29.03.2025
İyi Bayramlar İKÇÜ
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Ailesi, Rektör Prof. Dr. Saffet Köse’nin ev sahipliğini yaptığı bayramlaşma töreninde bir araya geldi. Akademik ve idari personeli makamında ağırlayan Prof. Dr. Köse, tüm çalışma arkadaşlarının bayramını tek tek kutladı, aileleriyle birlikte huzur içinde bir bayram geçirmelerini diledi. Bayramlaşmada, Rektör Yardımcıları Prof.Dr. Muhsin Akbaş, Prof.Dr. Süleyman Akbulut, Prof.Dr. Yasin Bulduklu, Genel Sekreter Nurettin Memur, fakültelerden gelen akademisyenler ile idari personel, birlik ve beraberlik temennisiyle bayramlaştı. Bir bayramı daha karşılamanın mutluluk ve heyecanını paylaştıklarını söyleyen Rektör Prof.Dr. Saffet Köse, bayramların millî değerlerimizin, aile bağlarımızın canlı tutulmasına ve güçlendirilmesine vesile olduğunu söyledi. Bu özel günlerde sosyal yardımlaşma ve dayanışma geleneğinin en güzel örneklerinin sergilendiğini ifade eden Prof. Dr. Köse, “Ramazan, kardeşliktir, yardımlaşmaktır, paylaşmaktır. Gönül birliğimizi, sevgi, muhabbet iklimini pekiştiren ulvî bir atmosferdir. Akademik ve idari personeli, öğrencileri ve mezunlarıyla İKÇÜ büyük ve güçlü bir ailedir. İKÇÜ olarak ülkemizin gönül birliğine, yarınlarına değer katmaya, gelişmesine katkı sağlamaya devam edeceğiz. Ramazan Bayramının tüm insanlığa barış, huzur ve esenlik getirmesini hayırlara vesile olmasını Cenâb-ı Allah’tan diliyorum. Bayramınızı en içten dileklerimle kutluyorum” dedi. -
18.03.2025
MÜDEK Ekibi İKÇÜ’de
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi, eğitim ve öğretim kalitesinin ulusal ve uluslararası standartlarda tescili için başvurduğu, uluslararası kuruluşlar (EUR-ACE ve Washington Accord) tarafından tanınan Mühendislik Eğitim Programları Değerlendirme ve Akreditasyon Kurulu (MÜDEK) tarafından değerlendirmeye alındı. Değerlendirme, MÜDEK kurucu üyesi Doç. Dr. Erbil Payzın'ın takım başkanlığında; takım eş başkanı Dokuz Eylül Üniversitesinden Prof. Dr. Deniz Dölgen, Biyomedikal Mühendisliği asil değerlendirici İzmir Ekonomi Üniversitesinden Prof. Dr.Fazilet Vardar, eş değerlendirici Dr. Özlem Birgül, Elektrik-Elektronik Mühendisliği (İngilizce) asil değerlendirici Hasan Kalyoncu Üniversitesinden Prof. Dr. Mustafa Sadettin Özyazıcı, Harita Mühendisliği (İngilizce) asil değerlendirici İstanbul Teknik Üniversitesinden Prof. Dr. Hande Demirel, eş değerlendirici İstanbul Atlas Üniversitesinden Prof. Dr. Vahap Engin Gülal, İnşaat Mühendisliği (İngilizce) asil değerlendirici Uluslararası Kıbrıs Üniversitesinden Prof. Dr. Tahir Çelik, İnşaat Mühendisliği (İngilizce) eş değerlendirici İstanbul Teknik Üniversitesinden Doç. Dr. Reşat Atalay Oyguç, Mekatronik Mühendisliği (İngilizce) asil değerlendirici Dr. Türker Güdü, eş değerlendirici Çankaya Üniversitesinden Doç.Dr. Ülkü Ece Aylı, Metalurji ve Malzeme Mühendisliği (İngilizce) asil değerlendirici İskenderun Teknik Üniversitesinden Prof. Dr. Gürel Çam, eş değerlendirici Gaziantep Üniversitesinden Doç. Dr. Derya Kapusuz Yavuz ile öğrenci değerlendirici İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsünden Abdullah Önen’den oluşan ekip tarafından yapıldı. Daha Nitelikli Mühendisler Yetiştirilmesi İçin Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Gökçen Bombar’ın refakatinde, Doç. Dr. Erbil Payzın başkanlığındaki ekip, akredite çalışmalarının değerlendirmelerde bulunmak amacıyla Rektör Prof. Dr. Saffet Köse’yi ziyaret ederek görüş alışverişinde bulundu. Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Süleyman Akbulut, Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Genel Sekreter Nuretdin Memur, Fakülte Sekreteri Süleyman Ayer ile bölüm başkanlarının da hazır bulunduğu ziyarette, süreçle ilgili bilgi veren Doç. Dr. Payzın, MÜDEK’in Türkiye'deki mühendislik eğitimi kalitesinin yükseltilmesine katkıda bulunmak, daha nitelikli mühendisler yetiştirilmesi için faaliyet gösteren bir kuruluş olduğunu söyledi. Doç. Dr.Erbil Payzın, “ İKÇÜ ziyaretimizin verimli geçmesi için büyük çaba harcayan başta Rektör Prof. Dr. Köse olmak üzere tüm yönetim ve dekanlık ekibine, toplantı, görüşme ve ziyaretlerde bilgi ve görüşlerini samimiyetle paylaşan akademik ve idari personel ile öğrencilere takımım adına teşekkür ederim” diye konuştu. Eğitim Kalitesinin İyileştirilmesinde Dış Değerlendirme Çok Önemli Doç. Dr. Payzın’ın ardından söz alan Rektör Prof. Dr. Saffet Köse de MÜDEK tarafından yapılan ziyaretin oldukça değerli olduğunu belirterek akreditasyon süreci ile ilgili yapılan her çalışmanın üzerinde hassasiyetle durduklarını kaydetti. Tüm akademik programların kalite ve akreditasyon çalışmalarının destekçisi olduklarını ve farklı kurumlarca yapılan dış değerlendirmelerin kuruma bir ayna tutma işlevi olduğunun altını çizen Rektör Prof. Dr. Köse, sürekli iyileştirme gayesinde olan kurumlar için, gelişmeye açık yönlerine üçüncü bir göz tarafından bakılmasının eksiklik değil fırsat yarattığını aktardı. Prof. Dr. Köse, “Kuruluşundan itibaren eğitim kalitesinin ulusal ve uluslararası standartlarda olmasını esas almış bir İKÇÜ olarak tüm programların akreditasyonlarını alma hedefimiz üzerinde yoğunlaştık. Yükseköğretim kalite kültürünün oluşturulması adına İKÇÜ’nün payına ne düşüyorsa yapmanın peşindeyiz. Eğitim kalitesinin iyileştirilmesinde dış paydaşların da önemli bir rolünün olduğu aşikardır. Değerlendirme süreci kapsamında sunulan geri bildirimlerin, MMF’nin akreditasyon yolculuğunda yönlendirici olmasını ve katkı sağlamasını temenni ediyorum” dedi. Toplantı değerlendirme takımına teşekkür belgesi takdimi ile sona erdi. -
08.04.2025
Geleceğin Şefleri Ceketlerini Giydi
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Turizm Fakültesi, Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü öğrencileri için “Geleneksel Ceket Giydirme Töreni" düzenledi. Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Emre Güler’in ev sahipliğinde yapılan töreni, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölüm Başkanı Prof. Dr. Atilla Akbaba, Dekanlar, Genel Sekreter Nuretdin Memur, akademisyenler, öğrenciler ve aileleri takip etti. Yıldızı Parlayan Bir Meslek Grubunun Temsilcileri Mesleki yolculuklarında önemli bir dönüm noktası olan ceket giyme töreninde öğrencilerin ve ailelerinin sevincini paylaşmaktan duydukları memnuniyeti paylaşan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, İKÇÜ’lü şeflerin mezun olduktan sonra Türk mutfağını dünyaya tanıtacak başarılı birer elçi olacaklarından emin olduklarını ifade etti. Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bulduklu, “Günümüzde gastronomi, basit yeme-içme ihtiyaçlarının çok ötesinde sosyal bir anlam kazanarak bir sanat ve bilim dalı olarak yerini almıştır. Gastronomi eğitiminin büyük bir yoğunluğunun mutfak eğitiminden geçtiğini görmekteyiz. Mutfak kavramı aslında bir arada olmayı, yardımlaşmayı, çok yönlü bir etkileşimi de simgeler. Diğer taraftan o toplumun kültürel değerlerini içerisinde barındırır. Coğrafya, kültür, yetiştirilen ürünler ve uygulanan pişirme teknikleri bir bölgenin mutfak kültürünü şekillendirmektedir. Tüm bu önemli kavramları barındıran günümüzde yıldızı oldukça parlayan bir meslek grubunun temsilcileri, turizm sektörünün vazgeçilmez bileşenleri olarak seçtiğiniz branşlarda, binlerce yıllık köklü geçmişiyle dünyanın en lezzetli mutfaklarından biri olan Türk mutfağının dünyaya tanıtılmasına çok değerli katkılar sunacağınıza yürekten inanıyorum” diye konuştu. Sektörde İsmi Başarıyla Telaffuz Edilen Bir Noktada Turizm fakültesinin kuruluşundan bu yana sektörle iç içe olduğunu, öğrencilerinin mezun olmadan sektöre giriş yaptığını aktaran Prof. Dr. Bulduklu, turizm endüstrisi, üniversite iş birliğini güçlendiren, İKÇÜ’lü öğrencileri sektör temsilcileriyle buluşturarak istihdam olanaklarını zenginleştiren etkinlikleri hayata geçirdiklerini hatırlattı. Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bulduklu, “Her yıl daha yoğun bir katılımla düzenlenerek sektör temsilcileri ile öğrencileri buluşturan ve geleneksel hale gelen Kariyer Günleri etkinliğinin 9’uncusunu geçtiğimiz günlerde düzenledik. Artık sektörde ismi başarıyla telaffuz edilen bir noktaya geldik. Bunda emekleri olan tüm akademisyenlerimize teşekkürlerimi iletiyorum. Ayrıca Turizm İşletmeciliği ile Gastronomi ve Mutfak Sanatları bölümlerinin uygulama odaklı eğitim yaklaşımlarıyla desteklenmesi yönünde YÖK ile Kültür ve Turizm Bakanlığı arasında iş birliği protokolü imzalandı. Bu çerçevede belirlenen 7 üniversiteden biri İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi oldu. Bu öğrencilerimiz önümüzdeki süreçte büyük bir fark yaratacak” dedi. Mutfak, Sonsuz Bir Keşif Alanı Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Emre Güler de gastronomi ve mutfak sanatlarının kültür, sanat ve bir tutku olduğunu ifade ettiği konuşmasında, İKÇÜ’lü öğrencilerin geleceğin başarılı şefleri, gastronomi uzmanları ve mutfak sanatçıları olma yolunda emin adımlarla ilerlediklerini söyledi. Dekan Prof. Dr. Güler, “Bugün giyeceğiniz bu ceketler, sadece birer kıyafet değil, aynı zamanda birer sembol. Bu ceketler, sizlere mesleğinize olan saygınızı, disiplininizi, yaratıcılığınızı ve özverinizi hatırlatacak. Aynı zamanda, bu ceketler, sizlere İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi ailesinin bir parçası olduğunuzu ve her zaman arkanızda olduğumuzu hatırlatacak. Unutmayın ki, başarıya giden yolculukta en önemli pusula, tutkunuzdur. Mutfak, sonsuz bir keşif alanı, sürekli öğrenme ve gelişme gerektiren bir sanat dalıdır. Bu yolculukta, karşınıza çıkacak zorluklar sizi yıldırmasın, aksine daha da güçlendirsin. Her zaman yeniliklere açık olun, yaratıcılığınızı serbest bırakın ve kendi özgün tarzınızı yaratın. Bu özel gününüzde, sizlere başarılar diliyorum. Umarım, bu ceketler size şans getirir ve hayallerinize ulaşmanızda size yol gösterir” dedi. Toplumumuza Ve İnsanlığa Hizmet Etmeğe Devam Edecekler Gastronomi alanına verilen önemin tüm dünyada her geçen gün arttığına dikkat çeken Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölüm Başkanı Prof. Dr. Atilla Akbaba, özellikle Türk Mutfağının sahip olduğu zenginlik ve bilinirliğin, önümüzdeki yıllarda dünya mutfakları içerisinde daha fazla ön plana çıkacağının ifade edildiğini kaydetti. Bu haliyle öğrencileri bekleyen çok zengin kariyer olanakları olduğunu aktaran Prof. Dr. Akbaba, “Turizm istatistikleri içerisinde gastronominin aldığı pay hızla artmaktadır. 2021 yılında 5.1 milyar dolar seviyesinde olduğu belirtilen gastronomi turizminin son 3 yılda 18 milyar dolara ulaştığı, 2025 yılında ise bu rakamın 25 milyar dolar olacağı ön görülmektedir. Özellikle son yıllarda şahit olduğumuz gelişmeler ve geleceğe yönelik projeksiyonlar, insan sağlığı, gıdaya erişim, küresel ısınma, iklim değişikliği, sürdürülebilirlik gibi yaşamsal öneme sahip gelişmeler mesleğinizin önemini daha da belirginleştirmektedir. Öğrencilerimiz bu ceketleri giyerek başladıkları yolda, mezun olduktan sonra da üstlendikleri sorumlukları yerine getirecek, değerlerimizi temsil edecek, toplumumuza ve insanlığa hizmet etmeğe devam edeceklerdir. Bu keyifli yolculuğun ilk adımında öğrencilerimizin yanında olduğumuz için çok mutlu ve heyecanlıyız. Ancak şunu da vurgulamak isterim ki, sadece bugün veya öğrenimleri sırasında değil, mezuniyetleri sonrasında da her zaman öğrencilerimizin yanında ve arkalarında olacağız, onlarla birlikte yürüyeceğiz” şeklinde konuştu. Konuşmaların ardından bölüm öğrencisi 85 öğrenciye, törene katılan protokol tarafından ceketleri giydirilirken; aileleri de bu mutlu ve heyecanlı anlara tanıklık etti. -
14.03.2025
Bağımlılığın Farkındayız
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Bağımlılıkla Mücadele Komisyonu Yeşilay Haftası kapsamında “Üç ‘N’ ile Bağımlılık” başlıklı bir panel düzenledi. Neden Bağımlı Oluruz? Niçin Bırakamayız? Nasıl Önleriz? sorularına yanıt bulmak amacıyla Bağımlılıkla Mücadele Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Leyla Baysan Arabacı’nın moderatörlüğündeki paneli, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Süleyman Akbulut, Sağlık Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Hatice Yıldırım Sarı, akademisyenler ve çok sayıda öğrenci takip etti. Yeni Bağımlılık Türleri Ortaya Çıktı Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Gülsenay Taş Soylu, Buca Seyfi Demirsoy Hastanesinden Uzm. Dr. Enis Saygın ve Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesinden Uzm. Dr. Başak Bağcı’nın konuşmacı oldukları panelin açılışında konuşan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Süleyman Akbulut, günümüz koşullarında bağımlılığın arttığını ve şekil değiştirdiğini vurguladı.Prof. Dr. Süleyman Akbulut, “Sigara, alkol, uyuşturucu ve kumar bağımlılığına ilave olarak teknoloji bağımlılığı ve beraberinde internet, sosyal medya ve video oyunları bağımlılıkları ortaya çıktı. Bireyler, vakitlerinin çoğunu sosyal medya platformlarında geçirmekten ve saatlerce oyun oynamaktan kendilerini alamaz hâle geldiler. Bazen bu platformlarda paylaşılan zararlı akımların etkisine kapılıp hayatlarına son verenler bile oldu. Yine son zamanlarda, AVM’lerde sıklıkla şahit olduğumuz gereksiz ve aşırı alışveriş yapma şeklinde görülen alışveriş bağımlılığını da yeni bir bağımlılık türü olarak sayabiliriz” diye konuştu. Bağımlı olunan nesnenin, maddenin veya davranışın kullanım sıklığı azaldığında veya kullanımın tamamen bırakılması durumunda, bağımlı olan bireylerde yoksunluk belirtilerinin başladığını belirten Prof. Dr. Akbulut, huzursuzluk, uykusuzluk, öfke ve depresyon şeklinde kendini gösteren bu gibi durumlarda profesyonel bir yardım alınması gerektiğini dile getirdi. Bağımlılık denilince akla ilk gelenin Yeşilay olduğunu ifade eden Prof. Dr. Akbulut, Yeşilay Danışmanlık Merkezleri ile Yeşilay Rehabilitasyon Merkezlerinin, bağımlı bireylere ve yakınlarına destek hizmeti vererek önemli bir hizmeti yerine getirdiklerini kaydetti. Prof. Dr. Akbulut, İKÇÜ Bağımlılıkla Mücadele Komisyonunun, öğrenciler ve personel başta olmak üzere ihtiyaç duyan herkese bağımlılıkla mücadele konusunda yardımcı olduğunu ve farkındalık oluşturmak için çalışmalar yaptığını söyledi. Bağımlılıkla İlgili Dersler İle Farkındalığa Katkı Bağımlılığın, ülkemizde ve dünya genelinde son yıllarda büyük bir artış gösterdiğine işaret eden Bağımlılıkla Mücadele Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Leyla Baysan Arabacı, İKÇÜ’de lisans düzeyinde ve seçmeli olarak bağımlılıkla ilgili dersler bulunduğunu ve konuya dair farkındalık yaratıldığını aktardı. Neden Bağımlı Oluruz? Başlığı altında bir konuşma yapan İKÇÜ Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesinden Uzm. Dr. Başak Bağcı, uzun yıllardır bağımlılık alanında çalıştığını söyledi. Bağımlılığın binlerce yıllık tarihinden ve nedenlerinden bahseden Uzm Dr. Bağcı, bağımlılığa ilişkin güncel istatistiki veriler paylaştı ve bağımlılığın psikososyal nedenlerini anlattı. Niçin Bırakamayız? Sorusunun yanıtını veren Buca Seyfi Demirsoy Hastanesinden Uzm. Dr. Enis Sargın, bağımlılığın başlangıcında, bağımlı olunan madde veya olguyla kurulan ilişkide erken temsillerin kişinin sonraki yaşantısını ve bağımlılığın derecesini belirlediğini vurguladı. Bağımlılığın çok yönlü bir süreç olduğunu belirten Uzm. Dr. Sargın, genetik, çevresel ve aile faktörü gibi birçok etmenin bağımlılık sürecini etkilediğini aktardı. Nasıl Önleriz? Sorusuna yanıt veren İKÇÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Gülsenay Taş Soylu, dünyada 300 milyona yakın kişinin madde kullandığını; sadece madde kullanımının değil, teknoloji bağımlılığı gibi bağımlılıkların da günümüzde gittikçe artış gösterdiğini dile getirdi. Bağımlılık geliştikten sonra tedavisinin oldukça zor olduğunu ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Soylu, bağımlılığın gelişmesinden sonra hem biyolojik hem psikolojik hem sosyal hem mesleki hem de ekonomik anlamda ciddi sorunları ve yükü beraberinde getiren bir hastalık haline geldiğinin altını çizdi. Dr. Öğr. Üyesi Soylu, bağımlılığı önlemenin, kişinin öncelikle bağımlı olduğunun farkına varması ve bunu kabul etmesi ile başlayacağını vurguladı. -
14.03.2025
İKÇÜ 7 Pilot Üniversite Arasında
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Turizm Fakültesinin her yıl düzenlediği Kariyer Günleri etkinliğinin 9’uncusu yoğun bir katılımla gerçekleşti. Sektör temsilcileri ile öğrencileri buluşturan, her yıl daha yoğun bir katılımla düzenlenerek geleneksel hale gelen Kariyer Günleri, Prof. Dr. Fuat Sezgin Konferans Salonu fuaye alanında yapıldı.Onlarca firmanın stant açtığı kariyer buluşmasına, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Emre Güler, Genel Sekreter Nurettin Memur, dekanlar, akademisyenler, sektör temsilcileri ile çok sayıda öğrenci katıldı. Önemli Bir Boşluğu Dolduruyor Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Akbaş, “Bugün, bizler için önemli bir gün. Turizm Fakültesi, üniversitemizin gerçekten en güçlü fakültelerinden bir tanesi. Gelenekselleşen Turizm Fakültesi Kariyer Günlerine her geçen yıl hem sektörün ilgisinin arttığını hem de gençlerin ilgisinin yoğunlaştığını görebiliyorum. Öğrencilerimizin gerek staj gerekse öğrenim hayatı sonrası kariyer takiplerinde Kariyer Gününün çok olumlu ve güzel dönüşleri olduğunu takip edebiliyoruz. Bundan ayrıca memnuniyet duyuyorum. Öğrencilerimizin etkinlikten maksimum düzeyde faydalanacaklarını, sektör temsilcilerinin de aynı şekilde taleplerini ifade etme imkânı bulacaklarını, belki ihtiyaçları noktasında önemli bağlantılar kurabileceklerini düşünüyorum. Sadece Turizm Fakültesi öğrencilerimizin değil, üniversitemizin diğer birimlerindeki öğrencilerin de kendilerini tanıtma ve sektör temsilcilerinin ihtiyaçlarının karşılanması noktasında, etkinliğin önemli bir boşluğu doldurduğu kanaatindeyim. Bu açıdan da gerçekten çok önemli bir etkinlik. Etkinliğin düzenlenmesinde emeği geçenlere ve sektör temsilcilerine çok teşekkür ediyorum. Faydalı bir gün olmasını temenni ediyorum” diye konuştu. 7 Pilot Üniversiteden Biriyiz Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Emre Güler ise, Turizm Fakültesi tarafından 9’uncusu düzenlenen ve gelenekselleşen Kariyer Günü etkinliğinin Ege Bölgesinde ve İzmir’de turizm alanında düzenlenen en büyük kariyer günlerinden bir tanesi olduğunun altını çizdi. Kariyer Günü etkinliklerinin düzenlenmesinde sektör temsilcilerinin payının çok büyük olduğunu ifade eden Prof. Dr. Güler, ilerleyen aşamalarda diğer üniversitelerle birlikte ortak bir çatı altında büyük bir kariyer günü veya haftası düzenlemeyi hedeflediklerini açıkladı. Yükseköğretim Kurulu ile Kültür ve Turizm Bakanlığı arasında yükseköğretim ile turizm sektörünü bir araya getiren iş birliği protokolü çerçevesinde İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesinin pilot olarak belirlenen 7 üniversiteden biri olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Güler, “Protokolle, pilot olarak seçilen üniversitelerin Turizm İşletmeciliği ile Gastronomi ve Mutfak Sanatları bölümlerinin uygulama odaklı eğitim yaklaşımlarıyla desteklenmesi yönünde çalışmalar yapılıyor. Akademi ile birlikte sektörün de katkılarıyla gerçekleşen bu çalışmalarla öğrencilerimizin daha aktif, daha dinamik ve daha bilgili bir şekilde sahada olmalarını bekliyoruz. Etkinliğin düzenlenmesinde bizi destekleyen başta Rektör Prof. Dr. Saffet Köse olmak üzere üniversite üst yönetimine ve katılımlarınız için siz değerli sektör temsilcilerine de ayrı ayrı teşekkürlerimi sunuyorum” ifadelerini kullandı. Açılış konuşmalarının ardından Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Akbaş ile Turizm Fakültesi Prof. Dr. Mehmet Emre Güler etkinliğe katılan firmaların stantlarını ziyaret etti. -
12.03.2025
İKÇÜ’de Ramazan “Birlikte” Güzel
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi ailesi on bir ayın sultanı Ramazan ayı dolayısıyla düzenlenen iftar yemeğinde bir araya geldi. Rektör Prof. Dr. Saffet Köse’nin ev sahipliğini yaptığı iftar yemeğine, kurucu Rektör Prof. Dr. Galip Akhan, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Prof. Dr. Süleyman Akbulut, dekanlar, enstitü ve yüksekokul müdürleri, akademik ve idari birimlerde görev yapan akademik ve idari personel aileleri ile iştirak etti. Kurumsal İletişim Koordinatörlüğü ile Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığının gelenekselleşen iftar programında, İKÇÜ ailesine seslenen Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, bir Ramazan-ı Şerif’i daha bir arada karşılamaktan duyduğu memnuniyeti paylaştı. Kalpleri arındıran, rahmet ve mağfiret kapılarının sonuna kadar açıldığı bir mana iklimi olan ramazanın önemine vurgu yapan Prof. Dr. Köse, “Cenâb-ı Hakk’ın lûtfuyla Ramazân-ı Şerîf’e eriştik. Bu bereketli günlerden fazlasıyla istifade etmeyi temenni ediyorum. Aynı zamanda Kur’ân ayı olan Ramazan’da, duyguların da oruca iştiraki gerekir. Hz. Peygamber (sav) “Nice oruç tutanlar vardır ki oruçtan onlara kalan sadece açlık ve susuzluktur.” buyurur. Aslolan Ramazân-ı Şerîf’i bütün hayatımıza teşmil edebilmektir. On bir ayın sultanında, siz değerli mesai arkadaşlarım ve çok değerli ailelerinin teşrifleriyle birlikte iftar yapmaktan büyük mutluluk duyuyorum. İftar programımıza katılım gösterdiğinizden dolayı tekrar hepinize teşekkür ediyorum. Bu bereketli günlerin tüm insanlık için barışa, huzura ve refaha vesile olmasını; yapılan tüm ibadetlerin kabul olmasını temenni ediyorum” diye konuştu. İftar programı çekilen hatıra fotoğraflarıyla son buldu. -
11.03.2025
Göklerin Kartalları İKÇÜ’de
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ayrılmaz parçası Türk Hava Kuvvetleri'nin Türk milletine 100’üncü kuruluş yıl dönümü hediyesi olarak 2011 yılında kurulan hava gösteri timi SOLOTÜRK, İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesine konuk oldu. Dünyanın dört bir yanında düzenledikleri uçuş gösterileriyle efsane haline gelen, Türk Hava Kuvvetlerinin resmi akrobasi timi SOLOTÜRK’ün pilotları Hv. Plt. Bnb. Murat Bakıcı ve Hv. Plt. Bnb. M. Erhan Aydemir ile Uçak Bakım Subayı Hv. Uçk. Bkm. Bnb. Tuna Karalı’nın katıldığı söyleşiyi, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Yabancı Diller Yüksekokulu Müdürü Dr. Öğr. Üyesi İrfan Arık, SKS Başkanı Öğr. Gör. Dr. Yeliz Doğru, akademik ve idari personel ile çok sayıda öğrenci izledi. Gökyüzüne Hâkim Olabileceğimizi Onlarla Öğrendik Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı (SKS) tarafından düzenlenen organizasyonla İKÇÜ’nün konuğu olan ekip üyelerinin yer aldığı etkinlikte konuşan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, böylesine önemli bir ekinliğe ev sahipliği yapmaktan duyduğu memnuniyeti paylaştı. Türkiye’nin son yıllarda havacılık alanında ciddi mesafeler kat ettiğini vurgulayan ve bu ivmenin de aslında SOLOTÜRK ile başladığını dile getiren Prof. Dr. Bulduklu, “Gökyüzü bize o kadar uzaktı ki, zaman içerisinde SOLOTÜRK’ün yaptığı etkinliklerle biz, gökyüzünün aslında bir manevra alanı olabileceğini ve bizim de bu alana hâkim olabileceğimizi öğrendik. Orada yetişen mühendisler, havacılık ve savunma sanayiinde bugün Türkiye’nin neredeyse başa oynadığı bir sistemi tasarladılar. Bugün Akıncı’dan Bayraktar’a ve Çelik Kubbe ’ye kadar pek çok şeyi konuşabiliyoruz ve bunu sadece formel eğitimlere değil, bu tarz girişimlere de borçlu olduğumuzu söylemek isterim. Üretmek kadar gösterebilmenin; çocuklarda ve gençlerde heyecan yaratmanın ve onların size öykünmesini sağlamanın da bir o kadar önemli olduğunu düşünüyorum. Bununla birlikte, SOLOTÜRK’ü bütün dünyanın hayranlıkla izlediğini görmek de bizlere gurur veriyor. Ben, özellikle öğrencilerimizin buradan ciddi mesajlar çıkarmalarını ve programın kendilerine bir vizyon kazandırmasını diliyorum” diye konuştu. Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bulduklu, etkinliğin düzenlenmesinde emeği geçenlere ve SOLOTÜRK ekibine teşekkür ederek konuşmasını noktaladı. SOLOTÜRK Türk Milletine Armağan Olarak Kuruldu Açılış konuşmasının ardından söz alan SOLOTÜRK ekibi, kendilerini diğer gösteri ekiplerinden ayıran en önemli özelliğin, ekip üyelerinin her birinin aktif savaş pilotu olması ve bakım ekibinin harekata ve savaşa sürekli hazır halde bulunmaları olduğunu vurguladı. SOLOTÜRK’ün, Türk Hava Kuvvetleri’nin 100. Yılı olan 2011 yılında Türk Milletine armağan olarak kurulduğunu anlatan ekip üyeleri, Ay yıldızlı bayrağı ve Türk Milletini dünyanın dört bir yanında başarıyla temsil etmelerinin haklı gururunu yaşadıklarını belirttiler. SOLOTÜRK gösterilerinde görülen özgüvenin ve savaşçı ruhun, ekip üyelerinin Türk milletinin cesaret ve kararlılığını yansıtmasından kaynaklandığına dikkat çekilen söyleşide, ekibin gittiği yerlerde bayrak manevrası yapıldığında bütün dünya milletlerinin ay yıldızlı bayrağa selam durdukları ifade edildi. Söyleşide, usta çırak ilişkisiyle yetişen SOLOTÜRK gösteri ekibinin 13 kişiden, gizli kahramanlar olarak nitelenen bakım astsubaylarının ise 8 kişiden oluştuğunun bilgisi verildi. SOLOTÜRK’ün asli görevinin Türk havacılığı ile Türk gençleri arasında bağ kurmak olduğunun altını çizen ekip üyeleri, aktif savaş pilotları olarak Türk savunma sanayinin koşar adım ilerlemesinden; İHA ve SİHA’larla, Milli Muharip Uçak Kaan’la ve diğer gelişmelerle gurur duyduklarını belirttiler. Dünya üzerinde uçak üzerine çizilmiş en büyük bayrağın SOLOTÜRK’te olduğunu ve bununla Guinness Rekorlar Kitabına girdiklerini hatırlatan ekip üyeleri, SOLOTÜRK’ün yapmış olduğu hareketler içerisinde patentli olanların da bulunduğunu, bu hareketleri dünya üzerinde yalnızca SOLOTÜRK’ün yapabildiğini anlattılar. İKÇÜ Ailesine gurur dolu anlar yaşatan SOLOTÜRK söyleşisi, katılımcılardan gelen soruların yanıtlanmasının ardından, ekip üyelerine teşekkür belgesi takdimi ve imza töreni ile son buldu. -
11.03.2025
Rektör Köse’den “Günümüz Toplumunda Kadın ve Aile”
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Kadın ve Aile Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (İKÇÜKAM) Dünya Kadınlar Günü etkinlikleri çerçevesinde konferans düzenlendi. “Günümüz Toplumunda Kadın ve Aile” başlıklı konferansta katılımcılara seslenen Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, aile kurumunun korunması, güçlendirilmesi amacıyla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın tensipleriyle 2025 yılının "Aile Yılı" olarak ilan edildiğini, farkındalık oluşturması adına bu gibi etkinliklerin oldukça önemli bir destekleyici olduğunu belirtti. İslamiyet Öncesinde Her Türlü Zulme Maruz Kaldılar Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, İKÇÜKAM Müdürü Prof. Dr. Fatma Akkuş Yiğit, dekanlar, akademik ve idari personel ile öğrencilerin takip ettiği konferansta kadının tüm inançlardaki statülerini irdeleyen Rektör Prof. Dr. Köse, hor görülen, aşağılanan, değersizleştirilen kadınların, hak ettiği muameleyi İslam'la bulduğunu söyledi. Prof. Dr. Köse, “Ana erkil toplumlarda kadın kutsallaştırıyor. Ataerkilde de ikinci derecede statüdeler. Bazı toplumlarda ise hiçbir şekilde tanınmıyor. Mesela eski Yunanda kadının hiçbir hakkı yok, ne resmi, ne sosyal hayatta, ne de ailede hiçbir hakkı yok. Tevrat’ta da erkeğin kaburga kemiğinden yaratıldığına dair çıkarımlar, farklı yorumlar var. İleri gidildiğinde yasak meyveyi Adem’e yediren cennetten insanı çıkartan olarak tanımlanıyor. Bazı Yahudi anlayışlarında erkeklerin, kadın olarak yaratılmadıkları için şükür ettikleri duaları var. Hıristiyanlıkta da ciddi sorunlar var. Hz. Havva ve Hz. Âdem üzerinden anlatılar var. Yasak meyveyi yediren kadının, dünyaya yalnız günahı değil şehveti de indirdiğini kabul ediyorlar. Devlet dini olduğunda Yahudilikteki gibi bir tavır görüyoruz. Aziz Augustin’in tasvirine göre 'kadının tüm kötülüklerin kaynağı' olduğu inancı var. Papa Gregory, Katolik Kilisesi olarak kızlara evlenmemelerini, dünya üzerinde evliliğe set çekerlerse, Hz. İsa’nın ahiretteki eşleri olma şerefine nail olacaklarını söylüyor. Hz Meryem evlenmeden Hz.İsa’yı doğurdu, kadınlar evlenmemeli ki eşi olabilsini yayıyorlar. Kutsal bakireler, özel manastırlar ve kadın münzevirler ortaya çıkıyor. 12’nci asırda büyücü ve cadı avı ortaya çıkıyor. Karanlık çağda kadın her türlü zulme maruz bırakılıyor” dedi. Bütün Zulümler Kur’an-ı Kerim ile Kaldırıldı En rezil anlayışın ise "muta nikâhının" kaynağı olan eski İran’daki Mazdekizm olduğunu kaydeden Rektör Prof. Dr. Köse, kadının gerek aile hayatında gerekse siyasî, hukukî, sosyal ve ekonomik alanlardaki varlıklarına Cahiliye dönemi sonrasında kazandığına değindi. Prof. Dr. Köse, “En rezili anlayış maalesef bugün de var olan muta nikâhının kaynağı mazdektedir. Insanların birbirleri ile mücadele etmelerinin nedeni kadın ve paradır. Peygamber Efendimiz (sav) 23 yıllık peygamberliği süresince, İslam'ın kadına verdiği önemi bizzat davranışları ile ortaya koymuştur. Kadına esas değeri veren Hz. Muhammed ve Kur’an’dır. Eş değerdir ibaresi çok önemli. Birçok ayette bu var. Her birinin diğerine üstünlüğü vardır. Diğerinin eksikliğini tamamlar, yek vücut olurlar. Kadına karşı işlenen bütün zulümler Kur’an-ı Kerim ile kaldırılmıştır, şiddet yasaklamıştır. Hz. Peygamberimizin ailesiyle ilişkileri çok özeldir, örnektir. Çıkarken en son Kızı Fatıma ile vedalaşırmış, geri döndüğünde ilk onla karşılaşırmış. Başkalarıyla otururken Hz. Fatıma içeri girince ayağa kalkar, alnından öper, yanında oturturmuş” diye konuştu. Diri Diri Gömülen Kızlardan Cennetin Anahtarı Olan Bir Varlığa… Hz. Peygamber’in Veda Hutbesindeki 120 bin kişiye seslenişinde, bu konudaki mesajlarının oldukça önemli olduğunu ifade eden Prof. Dr. Köse, “Siz kadınları Allah’ın emaneti olarak aldınız diyor. Bu çok önemli. Emanet oluşu, sığıntılık değil. Burda anlatılan ona güç kullanarak şiddet uygulayarak üstünlük yapamazsınız. Emanetin kavramsal anlamda, Kur’an’da ve sünnet de bir çerçevesi vardır. Görev de bir emanettir. Görevi verirken ehline veriniz, vermezseniz kaos ortamı olur diyor hadislerde. Allah katında hayırlı olup olmadığınız öğrenmek istiyorsanız eşlerinize sorun, Allah katında en hayırlınız eşlerine hayırlı olandır diyor. Kölelik ve cariyelik İslamiyet’te yoktur. İslamiyet bunu kucağında bulmuştur. O dönemin savaş hukukunda ve borç ilişkilerinde kölelik yaygındır. Roma hukukundan kalma ödeme ilişkilerinde ve savaşlarda uygulanan bir kölelik cariyelik sistemi var. İslam öncelikle bu durumları düzeltmiştir. Cahiliye Araplarında kız çocuklarını sevmiyorlar ve diri diri gömüyorlar. Bunla ilgili açık ayet var. Cenab-ı Hak bunları muhatap bile almıyor. Bu kadar aşağılık bir şey. Diri diri gömülen kızlardan cennetin anahtarı olan bir varlığa dönüşüyor kadın.” dedi. “Devlet Bir Aile, Aile Küçük Bir Devlet" Anlayışı Medeniyetimize bakıldığında kadının her statüdeki ağırlığına ve işlevselliğine dair birçok örneğin yer aldığını aktaran Prof. Dr. Köse, devlet ve aile kavramlarının birbiriyle olan bağının oldukça güçlü olduğundan söz etti. Prof. Dr. Köse, “Kadının mülk, mirasının tasarrufu hakkına sahiptir. Kadının neyi varsa kim olursa olsun ondan izin alınmadan el sürülemez. Osmanlıda kadınların kurduğu vakıfların sayısının erkeklere göre yüzde 35’lere çıktığını görüyoruz. Camiler yaptırmışlar, vakıflar kurmuşlar, şirketler kurmuşlar ve insanlar çalıştırıyorlar, para kazanıyorlar. Kadınlar çalışma hakkına sahiptir ancak bu varoluş mücadelesine döndürülmemiştir. Önemli olan bu. İhtiyaç duyduğunda kadın da çalışır, engel yok. Geleneğimize baktığımızda devlet ile aile birbiri üzerinden tanımlanır. Aile kendi içinde bir devlettir, devlet onun büyük bir ailesidir. 'Devlet bir aile, aile küçük bir devlet' anlayışı söz konusu. Ailenin içinde nasıl bir düzeni, meskeni, bütçesi, komşuları vs hirerarşik bir düzeni varsa, devlete de bakın aynı şeyler var.” şeklinde konuştu. Babalığın Ölümü ve Anneden Yoksunluk Sendromu Günümüze gelindiğinde aile kavramı üzerinden oluşturulan problemlerin toplumun temel yapısına zarar verdiğine işaret eden Rektör Prof. Dr. Köse, bu kapsamda 2025 yılının Aile Yılı ilan edilmesini çok değerli bulduğunu ifade etti. Prof. Dr. Köse, “Bana sorarsanız bugün ailenin en temel sorunu dünyadaki bilim insanlarının da vrguladığı gibi babalığın ölümü ve anneden yoksunluk sendromudur. Annelerin ve babaların çocuklarına olan sorumluluklarını yerine getirmemesi toplumlar için büyük mesele. ABD’ de o kadar büyük bir iteratür var ki. Gelinen noktada ABD’ nin en ciddi sosyal sorunu olarak bu husus görülüyor. ABD’ nin ayakta kalmasını bu sorunun çözümü ile bağdaştırıyorlar. Michignan Üniversitesinden Micheal Lamb tarafından yapılan bir çalışmada, 7 aylıktan 13 aylığa kadar olan çocukların ebeveynlerinden ayrılmaya benzer tepkiler gösterdiğini bulunmuş. Örneğin, baba ayrıldığında, tıpkı anne ayrıldığında olduğu gibi çocuklar ağlamakta ya da yakınmaktadır. Diğer bir araştırmanın sonuçları ise, 7 ay ile 2 yaş arasındaki çocukların ebeveynlerine bağlandıklarına işaret etmektedir. Fransa da yapılan bir araştırmanın sonucuna göre ilk bir yılda bebek anne sevgisini alamazsa psikopatik eğilimler gelişiyor. Çocuk hayatı boyunca anne babadan hiç ayrılmasa bile… Sevgisiz büyüyen çocuklar kalıcı ve mutluluk verici ilişkiler kuramıyor” dedi. Aile Yılında Çocuk- Aile İlişkilerini Daha Çok Konuşmalıyız İlgisiz büyüyen çocukların sadece aile içinde değil topluma da bir sıkıntı oluşturduğunu vurgulayan Prof. Dr. Köse, son kitabında bahsettiği baba noksanlığı kavramından bahsederek çocukların aile içindeki ilişkileri görerek kendilerini geliştirdiklerini söyledi. Prof. Dr. Köse, “Günümüzde iş yaşamı nedeniyle çocuklar anaokullarına kreşlere gönderiliyorlar, eğitimini de dışarıdan alıyor anlayışıyla iş hayatından dönüşte yorgunluk vs nedenlerle çocuklarla ilgilenilmiyor. Artık profesyonelce anneliğin babalığın yapılması gerekir deniliyor. Araştırma sonuçlarına göre de sağlam bir aile kurumu istiyorsak çocukluk döneminde temellerin sağlam atılması gerektiğine işaret ediliyor. Çocuklar annelerini babalarını taklit ederek öğrenir. Burda önemli olan karşılıksız sevgi verilmesi. Aile bağlarını, yuvanın sıcak ve sevgi dolu ortamını çocuk hisseder. Bazı çalışmalar bunu aktarımın üç kuşak öteye geçtiğini söylüyor. İsveç’te yapılan araştırmada babalarıyla oyun oynayarak büyüyen çocukların iş hayatlarında daha başarılı oldukları ortaya konulmuş. Belli bir yaşa gelindiğinde sorumluluk vermek onları takip etmek önemlidir. Çocuğun daha çok test çözsün diye örneğin yatağını toplamasını istemiyoruz. Bu yanlış. Aile yılında çocuklarla aile ilişkilerini nasıl düzeltebilirizi çokça konuşmak gerekir. Çocukla oyun oynamak, Hz. Peygamber’in ifadesiyle çocukla çocuk olmak en güzel çözüm yolu olarak gözüküyor” şeklinde konuştu. -
06.03.2025
İZKA’dan İKÇÜ’ye “Hafıza İzmir Atölyesi"
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) ile İzmir Kalkınma Ajansı (İZKA) arasında, “Hafıza İzmir Atölyesi" kurulumuna ilişkin iş birliği protokolü imzalandı. Protokol imza töreni, İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse, İZKA Genel Sekreteri Dr. Mehmet Yavuz ve Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Süleyman Akbulut, Prof. Dr. Yasin Bulduklu’nun katılımıyla yapıldı. Sosyal ve Beşerî Bilimler Fakültesi Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümünden Dr. Öğr. Üyesi Özgür Polat’ın yürütücüsü olduğu, tarihi öneme sahip kitap ve diğer belge türlerinin restorasyonunu içeren proje, İZKA tarafından yürütülen “Hafıza İzmir” çalışmaları kapsamında destek gördü. İKÇÜ bünyesinde, kâğıt restorasyonu eğitimi alanında faaliyet göstermek üzere “Hafıza İzmir” Atölyesinin kuruluşuna ilişkin protokole, Rektör Prof. Dr. Saffet Köse ile İZKA Genel Sekreteri Dr. Mehmet Yavuz imza attı. İzmir’de Yetişmiş Çok Büyük Alimler Var İZKA ile İzmir’in ilmî ve kültürel zenginliklerinin bilimsel bir çerçevede ele alınmasını sağlayacak bir atölyenin kurulacak olmasından duyduğu memnuniyeti paylaşan Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, ilim dünyasına katkıda bulunmuş sayısız âlimin İzmir ve çevresinde yetiştiğini ya da eğitim verdiğini aktardı. Prof. Dr. Köse, “İzmir’de yetişmiş çok büyük alimler var ve Türkiye bu âlimlerin birçoğunu maalesef tanımıyor. Mesela İzmiri Mevlâna Mehmed var ki .20 civarında eser neşretmiş. Kütüphanelerde el yazması eserlerini bulduğumuz, eserlerini neşrederek edit kritiğini yaptığımız Tire’de İbni Melek var. İbni Melek ki Hanefi mezhebinin en büyük alimlerinden biridir. Hanefi mezhebinin 4 muteber metin kitabından birinin şerh yazarlarındandır. Bergama’da Muhyiddin Kâfiyeci var, Osmanlının en büyük alimlerinden biridir. İzmir tarihinin sayısız değerli âlimlerinden Birgivî Mehmed Efendi ise en bilineni ve malum Birgi’dedir. Bu gibi değerlerimizin yazma eserlerinin, kentin tarihsel birikimine katkı sağlayan tüm unsurların gençlerce tanınmasına, korunmasına olanak verecek “Hafıza İzmir Atölyesi’ni bu çerçevede oldukça önemsiyorum. Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü akademisyenlerimizin ve öğrencilerimizin bu alandaki çalışmalarını destekleyecek bu protokolümüzün hayırlı olmasını temenni ediyorum” şeklinde konuştu. “Hafıza İzmir Atölyesi" Önemli Bir Paydaş Buluşması 2019 yılında yayım hayatına başlayan İzmir Kalkınma Ajansı Kültür Yayınlarının, “İzmir’in Kültür Varlıkları”, “İzmir’in Kültür İnsanları” ve “İzmir Tarihi” olmak üzere üç başlık altında kamusal kültür yayıncılığı yaptığını aktaran İZKA Genel Sekreteri Dr. Mehmet Yavuz, “Hafıza İzmir” platformunun kent kimliği özelinde özgün ve öncü bir proje olma yolunda ilerlediğini kaydetti. Dr. Yavuz, “Ajans olarak bugüne kadar müstakil birer çalışma olarak yürüttüğümüz Kültür Yayınları ve İzmir Zaman Makinesinin yanına Kent Kimliği Dijital Arşivi’ni de ekleyerek Hafıza İzmir’i genişletmekteyiz. Hafıza İzmir’in kaidesi olarak konumlandırdığımız Kent Kimliği Dijital Arşivi, İzmir’in kent kimliğini oluşturan üç temel unsur özelinde kentte “izi” olan kişi, kurum ve mekânlara dair arşiv malzemesini toplamak, tasnif etmek, sayısallaştırmak ve kamuoyunun istifadesine sunmayı amaçlamaktadır. İKÇÜ de kent kültürüne yönelik önemli çalışmalara imza atıyor. Değerli akademisyenlerimizin alanlarındaki çalışmalara katkı sunması, öğrencilerimizin kâğıt restorasyonu konusunda bilgi ve beceri kazanmaları ve bu alanda kariyer planlamalarına yön vermesi bağlamında İKÇÜ bünyesinde kurulacak “Hafıza İzmir Atölyesi" önemli bir paydaş buluşmasının zeminini oluşturmaktadır. Atölye ile hem eserlerin restore edilmesi hem de bu alanda eğitim görmekte olan üniversite öğrencilerinin uygulamalı eğitim alması hedeflenmektedir. İzmir kent kimliğinin daha iyi ve derinlemesine anlaşılması için yeni araştırma malzemelerinin gün yüzüne çıkarılmasına olanak sağlayacak bu protokol kentimize ve bilim dünyasına hayırlı olsun” dedi. -
27.02.2025
Bilişimin Öncüsü AdresGezgini ile Güç Birliği Yapıldı
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) AdresGezgini A.Ş. arasında üniversite-sanayi iş birliği için imzalar atıldı. Üniversite ve sanayi iş birliğinin geliştirilmesini amaçlayan protokol, İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse ile AdresGezgini A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Bora Mocan arasında imzalandı. İmza töreninde Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Süleyman Akbulut, İKÇÜ Yapay Zekâ ve Veri Bilimi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ayşegül Alaybeyoğlu, Proje Genel Koordinatörü Doç. Dr. Levent Aydın da hazır bulundu. Protokol kapsamında; Türkiye`nin önde gelen bilişim firmalarından olan AdresGezgini ile İKÇÜ arasında Ar-Ge projeleri yapma konusunda ortak çalışmalar yapılacak, öğrenciler görmüş oldukları teorik öğretimi şirket bünyesinde faaliyet gösteren firmalarda uygulamalı olarak deneyimleme imkânı sağlanabilecek. Yüzde Yüz Yerli Kazanım Protokolden duyduğu memnuniyeti paylaşan Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, akademi ve sektördeki lider kuruluşları bir araya getiren bu gibi protokollerin yerlileşme çalışmalarına, teknolojik atılımlara, yatırımlara, sanayileşme stratejilerine ve sektöre yön vermesi açısından oldukça önemli olduğunu aktardı. Rektör Prof. Dr. Köse, “Günümüzde, yapay zekâ sistemlerinin yaygınlaşması, web tabanlı eğitim ve öğretimin yükselişi, büyük veri çözümlemelerindeki gelişmeler ile dijital devrimi yaşamaktayız. Sektörel birlikteliklerin güçlendirilmesi bir yandan topluma ve iş gücünü piyasasına hizmet ederken bir yandan da çok değerli bilimsel çıktıları ile akademi dünyasına katkı sunmaktadır. İKÇÜ olarak bu bilinçle sektörle kurduğumuz sağlam temellerimizi öğrencilerimizin istihdam sürecine yansıtmak için yoğun çaba sarf etmekteyiz. AdresGezgini de İKÇÜ Yapay Zekâ ve Veri Bilimi Uygulama ve Araştırma Merkezinin kuruluşundan bu yana oldukça değerli katkılar sağlayan alanında öncü yerli bir başarı hikayesinin temsilcisi bir firma. Ben bu protokol ile beraber çok güzel şeylerin ortaya çıkacağını düşünüyorum. İki kurum arasında kurulan bu önemli paydaşlığa katkı sunan herkese şükranlarımı iletiyorum” dedi. Genç Beyinlerimizin Her Zaman Yanında Olduk AdresGezgini A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Bora Mocan da son 4 yıldır bilişim alanında İzmir’de vergi rekortmeni ödülü alarak başarılarını tescilleyen bir firma olarak İKÇÜ ile gençlere katkı verecek bir protokole imza atmaktan duyduğu memnuniyeti paylaştı. İKÇÜ Bilgisayar Mühendisliği ve Yapay Zekâ ve Veri Bilimi Uygulama ve Araştırma Merkezi danışma kurullarına katkı sunmaktan oldukça mutlu olduğunu da kaydeden Başkan Dr. Bora Mocan, “Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından Ar-Ge merkezi olarak tescil edilen, İzmir Folkart Towers, İstanbul Levent ve Almanya Düsseldorf'ta hizmet veren ofislerimizde, bugüne kadar 20 bini aşkın işletmeye, dijital pazarlama çözümleri ve web tabanlı yazılım geliştirme projeleri ile destek verdik. Bu alanda yetişecek genç beyinlerimizin her zaman yanında olduk ve olmaya devam edeceğiz. Öğrencilerimize sektöre özgü bilgi ve deneyim edinme fırsatı sunacak, değerli akademisyenlerimizle işletmecilik ve mühendislik alanlarında Ar-Ge ve yenilik kaynaklı ekonomik kazanımların arttırılması için ortak projeler gerçekleştirmeye olanak sağlayacak bu protokole imza atmaktan oldukça mutluyuz. Atılan bu adımın hem ilimize hem bölgemize hem de ülkemize hayırlı olmasını diliyorum” şeklinde konuştu.
Toplam 376
Okunma Sayısına Göre Haberler :::
-
1679 kez okundu
Yeni Öğrencilerin İKÇÜ’lü Olma Heyecanı
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesinde (İKÇÜ) kayıt heyecanı başladı. Öğrenci İşleri Daire Başkanlığının koordinasyonuyla Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi, Sanat ve Tasarım Fakültesi, Su Ürünleri Fakültesi öğrenci işleri personelinin yer aldığı masalarda; şahsen kayıtlanmayı tercih eden öğrenciler işlemlerini tamamlayarak İKÇÜ Ailesine katıldı. Aileleriyle birlikte yerleşkeye gelen öğrencilerin kayıt heyecanını paylaşan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Süleyman Akbulut, Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesine kaydolan öğrencinin işlemini bizzat yaptı. Prof. Dr. Fuat Sezgin Konferans Salonundaki kayıt alanını ziyaret ederek Öğrenci İşleri Daire Başkanı Mustafa Kaya’dan bilgi alan Prof. Dr. Akbulut, ailelere hayırlı olsun dileklerini iletti. Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Süleyman Akbulut, Türkiye’nin dört bir yanından gelen başarılı gençleri İKÇÜ’de görmekten mutluluk duyduklarını söyledi. Ülkemizin geleceğinde söz sahibi olacak başarılı nesilleri yetiştirmek adına tüm imkânlarıyla seferber olduklarını aktaran Prof. Dr. Akbulut, “Yükseköğretim anlamında hem doğru bir şehirde hem de doğru bir üniversitede olduğunuzu belirtmek isterim. Başarı çıtasını her yıl yükselten bir üniversitede; kütüphanemiz, yemekhanelerimiz, kafelerimiz, iletişim teknolojilerimiz, en ileri düzeyde kullanabileceğiniz laboratuvarlarımız, kulüplerimiz, topluluklarımız, önemli spor müsabakalarına da ev sahipliği yapan yüzme havuzlarımız, futbol, basketbol, tenis sahalarımız ile İKÇÜ’de canlı bir üniversite yaşamı sizi bekliyor. Bizlerin en büyük motivasyonu, ilham kaynağı, gençlerimizden enerjisi, dinamizmidir. Öğrencilerimizin, üniversitemizin sunduğu imkânlarla, sosyal ve kültürel faaliyetlerle zenginleşen, ideallerindeki lisans eğitimini alacaklarına yürekten inanıyorum. Üniversitemize kayıt yaptırmaya hak kazanan tüm öğrencilerimiz ve değerli ailelerini tebrik ederim Etkin ve verimli bir eğitim ve öğretim yılı temenni ediyorum” şeklinde konuştu. Yüz yüze kayıt takvimi, Diş Hekimliği Fakültesi, Turizm Fakültesi, Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu, Tıp Fakültesi, Eczacılık Fakültesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Hukuk Fakültesi, İlahiyat Fakültesi, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi, Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesi, Orman Fakültesi ile devam ederken; 23 Ağustos 2024 saat 17.00'da tamamlanacak. E-Devlet üzerinden başlayan e-kayıt işlemleri de 21 Ağustos 2024’te son bulacak. -
1605 kez okundu
İKÇÜ En İyiler Listesinde Tırmanışta
Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı (ÖSYM) tarafından ilan edilen Yükseköğretim Kurumları Sınavı (2024-YKS) yerleştirme sonuçlarına göre İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) yüzde 100’e yakın doluluk oranı ile bu yıl da en çok tercih edilen üniversitelerden biri oldu. URAP’ın (University Ranking by Academic Performance) Türkiye’nin en iyi üniversitelerini sıraladığı 2024 verilerine göre İKÇÜ son 2 yılda 5 sıra ilerleyerek 34’üncü sıraya yerleşti. Üniversitelerin sadece öğrenci sayılarıyla değil, aynı zamanda bilimsel katkıları ve uluslararası başarılarıyla da değerlendirildiği listede, ‘ilk 60 en iyi üniversite’ sıralamasında tırmanışına devam eden İKÇÜ, ulusal ve uluslararası düzeydeki akademik başarılarını da tescillemiş oldu. Açıklanan YKS verilerine göre İKÇÜ’nün bu yıl ilk kez öğrenci alan Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesi Gemi ve Deniz Teknolojisi Mühendisliği Bölümü ile 46 lisans ve 5 ön lisans programına toplam 3.184 öğrencinin yerleştiği bildirildi. İKÇÜ bünyesinde bulunan bütün programlardaki doluluk oranları, eğitimdeki kalitenin ve tercih edilirliğinin bir göstergesi olarak öne çıkmaya devam ediyor. Yerleşen öğrenciler arasında, sayısal alanda en yüksek puan 508,76579 ile Tıp Fakültesi, eşit ağırlıkta en yüksek puan 421,43179 Hukuk Fakültesi, sözel alanda en yüksek puan 428,61457 ile Turizm Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü, yabancı dil alanında ise en yüksek puan 464,65387 ile Turizm Rehberliği Bölümü oldu. İKÇÜ’de en yüksek TYT puanı ile öğrenci alan ön lisans programı ise 439,25028 puanla Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Fizyoterapi programı oldu. Büyümeye, Hedeflerimizi Büyütmeye Devam Üniversitenin elde ettiği başarılardan duyduğu memnuniyeti dile getiren Rektör Prof.Dr. Saffet Köse, bu göstergelerin aday öğrencilerin tercihlerinde de önemli bir rol oynadığını söyledi. Prof. Dr. Köse, “İKÇÜ hem büyümeye hem de hedeflerini büyütmeye devam ediyor. Her yıl eğitim kalitemizi daha da yükselterek öğrencilerimize en iyi hizmeti sunmayı hedefliyoruz. Doluluk oranları, öğrencilerimizin üniversitemize olan güveninin bir göstergesidir. Bu başarıda emeği geçen tüm akademik ve idari personelimize teşekkür ediyorum” dedi. Ülke Geleceğinde Söz Sahibi Olacak Başarılı Gençlerimiz İçin Çalışıyoruz Akademik anlamda da yükselişini sürdüren İKÇÜ’nün yükseköğretimdeki yerini pekiştirmeye devam ettiğini kaydeden Rektör Prof. Dr. Köse, bu başarıyı sürdürebilmek adına yönetim olarak çalışmalarına aralıksız devam ettiklerini vurguladı. Prof. Dr. Köse, “Ulusal ve uluslararası iş birlikleriyle toplum yararına projeler üreten, ülke geleceğinde söz sahibi olacak başarılı gençleri en iyi şekilde yetiştirmek için var gücüyle çalışan bir üniversiteyiz. Fiziki ve akademik altyapımızı daima güncel ve geliştirme gayretiyle öğrencilerimizi en iyi şekilde geleceğe hazırlamak, hayal ettikleri kariyeri inşa etmelerini sağlamak için büyük bir çaba gösteriyoruz. Bir kez daha ailemize katılma başarısı gösteren öğrencilerimizi kutluyor, yeni öğrenim hayatlarında başarılar diliyorum” şeklinde konuştu. Sırada Kayıtlar Var İKÇÜ’ye yerleşmeye hak kazanan öğrenciler E-kayıt veya şahsen tercihlerine göre kayıtlarını tamamlayabilecek. E-Devlet üzerinden elektronik kayıtlar 19-21 Ağustos 2024 tarihleri arasında https://www.turkiye.gov.tr web sayfasından alınacak. E-Kayıt yaptıramayan veya şahsen kayıtlanmayı tercih edecek öğrenciler de 19-23 Ağustos 2024 arasında fakültelerinin ilan ettiği tarihte (saat 17.00'a kadar) Çiğli Ana Yerleşke Prof. Dr. Fuat Sezgin Konferans Salonundaki kayıt masalarından bizzat başvurarak (nüfus cüzdanı kontrol edilmek suretiyle) yada noterden vekâletname verecekleri kişiler aracılığı ile kayıtlarını tamamlayabilecek. -
1562 kez okundu
“10. Yıl" Plaket Töreni
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesinde (İKÇÜ) 10’uncu çalışma yılını dolduran idari personele plaket takdim edildi. Kurumsal İletişim Koordinatörlüğünün organize ettiği törende, kuruluştan bugüne kurumsal gelişime katkıda bulunan tüm birimlerden 263 personel, plaketlerini İKÇÜ protokolünün elinden aldı. Töreni, Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Yasin Bulduklu ve Prof. Dr. Süleyman Akbulut Dekanlar, Enstitü ve Yüksekokul Müdürleri, Genel Sekreter Nuretdin Memur ile çok sayıda idari personel takip etti. İKÇÜ’nün Başarı Hikâyesinde Emekleriniz Son Derece Önemli Törende idari personele seslenen Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, hem akademik hem de idari çalışanları onore eden bir töreni İKÇÜ’de ilk kez yapmanın mutluluğunu paylaştı. İKÇÜ’nün başarı hikâyesinde her bir çalışanın emeği olduğunu belirten Prof. Dr. Saffet Köse, yeni kurulan bir kurumun idaresinde görev almanın ayrı bir özveri gerektirdiğini vurguladı. Rektör Prof. Dr. Köse, “Sizler üniversitemizin kurulduğu ilk günlerden itibaren zor koşullarda sorumluluk aldınız ve bu noktaya gelmesinde emekleriniz son derece önemli. Binası olmayan, kadrosu bulunmayan, teknik ve fiziksel olarak var olmayan bir kurumu bugün Türkiye’nin en önemli yükseköğretim kurumlarından biri haline getiren sizlersiniz. Esas itibariyle 10 yıl kurumlar açısından kısa gibi görünse de yeni kurulan bir üniversite için hayati düzeyde önemli bir sürece karşılık geliyor. Zira imkânsızlıklar içinden imkân bularak kurumu kurmanın ne derece güç olduğunu en iyi siz bilirsiniz. Önce Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesinde sonra Çiğli’de belediye binasında ve nihayet Tekel’in tütün depolarında devam eden yolculuk, bugün örnek bir kampüs olma yolunda ilerleyen bir aşamaya gelmiş durumda. Başkaları için on yıl sadece bir kısa süre gibi ifade edilse de bizim özveriyle çalışan ekibimiz ve bu yolculuğun büyük bir kısmına şahitlik eden şahsım için çok büyük anlam ifade ediyor” dedi. “Görünen” Kahramanlarımızsınız Yıllar içerisinde yakalanan başarı ivmesinin altında güçlü akademik başarılarının yanı sıra idari yapısının sağlamlığının yer aldığını aktaran Prof. Dr. Köse konuşmasına, Kurucu Rektör Prof. Dr. Galip Akhan’ın nezdinde yıllarını İKÇÜ’nün gelişimine adayan tüm personele şükranlarını ileterek devam etti. Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, “Bizimle birlikte kurulan pek çok üniversitenin yerleşke arayışı içinde olduğunu düşünürseniz bizim kurumsallaşma aşamasına geçmemizde ilk adımın önemini daha iyi anlayabilirsiniz. Sizler üniversitemizin gelişmesinde, ayağa kalkmasında, bugün koşmaya hazır hale gelmesinde büyük bir özveriyle çalışan ekip arkadaşlarımızsınız. Üniversitemizin görünen kahramanları sizlersiniz. Özellikle görünen diyorum zira görünmeyen kahramanlar takdir edilmeyen kişilerdir. Biz her zaman sizin çabalarınızın değerinin farkındayız. Her başarılı kurumun ardında, özveriyle çalışan bir ekip vardır ve ben bu ekip için kendimizi şanslı olarak değerlendiriyorum ve bu açıdan da farklıyız. Sizlerin çabası, aynı zamanda bir ekip ruhunun ve dayanışmanın sembolüdür. Her birinizin yaptığı iş, diğerini destekler ve birlikte çalıştığımızda ortaya çıkan güç ya da oluşan sinerji, üniversitemizin daha büyük hedeflere yürümesinin de temelini teşkil eder. Çok yakın zamanda sizler sayesinde, üniversitemiz hem eğitimde hem de idari süreçlerde örnek bir kurum haline gelecektir” şeklinde konuştu. Her Türlü Takdirin Üstünde Bir Çaba İKÇÜ’nün kurumsal hedefleri için güç birliği içinde fedakârca çalışan tüm personelin çabasının her türlü takdirin üstünde olduğunu kaydeden Rektör Prof. Dr. Köse, oluşan sinerji ile daha büyük yollar kat edileceği inancını paylaştı. Prof. Dr. Köse, “Biz idari personelimizi çok kıymetli görüyoruz. Bunu her ortamda her zaman dile getiriyoruz. İnanıyoruz ki bir idari personelin emeği, yalnızca görünen sonuçlardan ibaret değildir. Onların katkısı, bir üniversitenin günlük işleyişinden geleceğine uzanan geniş bir etki alanını kapsar. Her gün sabahın erken saatlerinde dersliklerimizi, ofislerimizi, kampüsümüzü temiz ve düzenli hale getiren arkadaşlarımızdan, öğrenci işlerine, bürokratik süreçleri ivedilikle aşan ofis çalışanlarımızdan, teknik atölyelerdeki emekçi kardeşlerimize, bilimsel süreçlere katkı verenlerden, karnımızı doyurmak için çaba gösteren arkadaşlarımıza, kısaca kurumumuzun amaçlarına erişmesi için fedakârlık yapan her birinize ayrı ayrı kalbi şükranlarımı sunuyorum. 10 yıl anısınaa plaket alacak siz çalışma arkadaşlarımı gönülden tebrik ediyorum ve bu törenin düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Program, kanunda Prof. Dr. Ömer Özden, yaylı tanburda Doç.Dr.Cem Çırak, bağlamada Doç. Dr. Serkan Çelik, klavyede Aras Maltaş, ritimde Can Kaya, klarnette Aykut Uçakçı’ya solist olarak eşlik eden Doç. Dr. Mücahit Yalçın Öztüfekçi’nin verdiği konser ile devam etti. Sanat ve Tasarım Fakültesi Müzik Bölümü öğretim üyelerinin seslendiği eserler katılımcılar tarafından beğeniyle takip edildi. Konserin ardından törene katılan protokolün elinden plaketlerini alan idari personel, İKÇÜ’de 10’uncu çalışma yılı doldurmanın mutluluğunu paylaştı. -
1441 kez okundu
İyi Bayramlar İKÇÜ
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Ailesi, Rektör Prof. Dr. Saffet Köse’nin ev sahipliğini yaptığı bayramlaşma töreninde bir araya geldi. Akademik ve idari personeli makamında ağırlayan Prof. Dr. Köse, tüm çalışma arkadaşlarının bayramını tek tek kutladı, aileleriyle birlikte huzur içinde bir bayram geçirmelerini diledi. Bayramlaşmada, Rektör Yardımcıları Prof.Dr. Muhsin Akbaş, Prof.Dr. Süleyman Akbulut, Prof.Dr. Yasin Bulduklu, Genel Sekreter Nurettin Memur, fakültelerden gelen akademisyenler ile idari personel, birlik ve beraberlik temennisiyle bayramlaştı. Bir bayramı daha karşılamanın mutluluk ve heyecanını paylaştıklarını söyleyen Rektör Prof.Dr. Saffet Köse, bayramların millî değerlerimizin, aile bağlarımızın canlı tutulmasına ve güçlendirilmesine vesile olduğunu söyledi. Bu özel günlerde sosyal yardımlaşma ve dayanışma geleneğinin en güzel örneklerinin sergilendiğini ifade eden Prof. Dr. Köse, “Ramazan, kardeşliktir, yardımlaşmaktır, paylaşmaktır. Gönül birliğimizi, sevgi, muhabbet iklimini pekiştiren ulvî bir atmosferdir. Akademik ve idari personeli, öğrencileri ve mezunlarıyla İKÇÜ büyük ve güçlü bir ailedir. İKÇÜ olarak ülkemizin gönül birliğine, yarınlarına değer katmaya, gelişmesine katkı sağlamaya devam edeceğiz. Ramazan Bayramının tüm insanlığa barış, huzur ve esenlik getirmesini hayırlara vesile olmasını Cenâb-ı Allah’tan diliyorum. Bayramınızı en içten dileklerimle kutluyorum” dedi. -
1256 kez okundu
Hedef Akredite Program Sayısını Arttırmak
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Kalite Koordinatörlüğü ve Kurumsal İletişim Koordinatörlüğünün ortaklaşa düzenlediği “Kalite Mentörleri Ödül Töreni” ile birimlerdeki kalite çalışmalarına katkıda bulunan personele Rektör Prof. Dr. Saffet Köse tarafından plaket takdim edildi. Toplam 40 mentörün plaket aldığı töreni, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş ve Prof. Dr. Süleyman Akbulut, Kalite Koordinatörü Doç. Dr. Funda İfakat Tengiz, kalite komisyonu ve koordinatörlüğü üyeleri takip etti. Gösterdiğiniz Gayret Takdire Şayan Ödül töreninde konuşan Rektör Prof. Dr. Köse, İKÇÜ’nün kalite yolculuğundaki örnek uygulaması olan kalite mentörlüğünün tüm birimlerden yapıcı bir karşılık almasından duyduğu memnuniyeti paylaştı. Misyon-vizyon hedeflerine katkı sunan tüm ekip üyelerini tebrik eden Prof. Dr. Köse, “Değişen ve gelişen dünyada öncü kurum olmanın ilk adımı kurumsal olarak kaliteyi içselleştirmekten geçiyor. Kalite standartlarını kurumsal işleyişin bir parçası haline getirmek ve bu anlayışı kurum kültürüne yerleştirme yoluyla sürdürülebilir başarı hedefimize ulaşabiliriz. Ekibimizin önemli bir bileşeni olarak siz mentörlerimiz deneyim, bilgi birikimi ve liderliğinizle kurumsallaşma süreçlerimize önemli katkılarda bulundunuz. Bu yolculukta sizlerin fedakâr çalışmalarınız çok değerli. Her bir birimimizdeki kalite süreçlerini etkin bir şekilde yöneterek, üniversitemizi daha ileri taşımak için gösterdiğiniz gayret takdire şayan” dedi. Ekibimize Güveniyoruz Mentörlük uygulaması ile tüm birimlerde rehberlik görevini üstlenen personelin, kalite anlayışını yerleştirme ve sürekliliğini sağlama konusunda öncülük ettiğini aktaran Rektör Prof. Dr. Köse, kalite yolculuğunda takım ruhu ile çalışılırsa verimli sonuçlarla ilerleneceğini vurguladı. Prof. Dr. Köse, ”Üniversitemizin ulusal ve uluslararası arenada da öne çıkması için hep birlikte çalışmaya devam edeceğiz. Takım ruhu içinde beş yıllık akreditasyonu alacağımıza olan inancımı özellikle ifade etmek istiyorum. İki yıllık akreditasyon bizleri kısmen memnun etse de daha fazlasını yapabileceğimizi göstermiş olduk. Hiç akredite edilmesek bile biz kalite yolculuğumuzdan vazgeçmeyeceğimizi daha önce beyan etmiştik. Bu açıklamalarımızın hepsinin kaynağında aslında ekibimize olan güven yatmaktadır Bireysel olarak ne kadar yetenekli olsak da kalite yolculuğunun takım ile yapılması şart. Bir araya gelen farklı beceriler, fikirler ve bakış açıları, aynı potada erimedikçe başarıya ulaşılması olası değildir” diye konuştu. Akredite Olan Program Sayısının Artmasını Bekliyoruz Sürekli iyileştirme olgusuyla akreditasyon çalışmaları yapan tüm bölüm ve programlara desteklerinin tam olduğunu kaydeden Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, 2025’te akreditasyon başvurusunda bulunacak birimlerin ve akredite olan program sayısının artmasını beklediklerini ifade etti. Prof. Dr. Köse, “Akredite olmuş ve değerlendirme süreci devam eden programlarda akreditasyon sürecini yürütmüş tecrübeli öğretim elemanlarının, süreci yeni başlatacak birimlere rehberlik ettiği mentörlük uygulamasının başarıyla devam edeceğine yürekten inanıyorum. Akredite program sayımızı çok daha yukarılara çıkarmayı hedefliyoruz. Hedeflerimiz büyük ve bu hedeflere giden yolda birlikte yürümeye devam edeceğiz. Hepinize misyon, vizyon ve kalite felsefemize yaptığınız anlamlı katkılarınız için ayrı ayrı teşekkür ediyorum” dedi. Tüm Birimlerde Sürekli İyileştirme Anlayışı Kalite Koordinatörü Doç. Dr. Funda İfakat Tengiz ise ilk toplantısının Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Akbaş başkanlığında 14 Eylül 2023 tarihinde yapıldığı Kalite Mentörlüğü Uygulamasının geldiği aşamanın oldukça memnuniyet verici olduğunu paylaştı. Doç. Dr. Tengiz, “Sürekli gelişen ve yenilikleri kalite standartlarında takip etme isteğinde olan üniversitemiz, kalite güvencesi çalışmalarının kapsamında özgün bir çalışmaya imza atmış ve kalite mentörleri sistemini hayata geçirmiştir. 20 birim için 40 mentör görevlendirilmiş ve birimlerde iç kalite güvencesi faaliyetlerinin izlenmesi, değerlendirilmesi ve iyileştirilmesi amaçlanmıştır. Tüm birimlerde sürekli iyileştirme anlayışı ile izleme ve değerlendirme yapılması hedeflendi. Bu süreçte anlayışla ve özveriliyle çalışan kalite mentörlerimize iki yıl yoğun ve özverili çalışmalarından dolayı teşekkürü ve borç veririz. Görev bilinci ve özveriliyle çalışan kalite komisyonu olarak rektörlüğümüzün tam desteğini almaktayız. Rektör Prof. Dr. Saffet Köse ve tüm yöneticilerimize destekleri için şükranlarımızı sunuyoruz” diye konuştu. Konuşmaların ardından birimlerin temsilcileri, akademisyen, idari personele plaketleri, Rektör Prof. Dr. Saffet Köse tarafından takdim edildi. -
1198 kez okundu
Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesinde Devir Teslim Töreni
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesinde devir teslim töreni düzenlendi. Fakülte akademik ve idari personelinin katıldığı törende, Prof. Dr. Ebru Yeşim Özkan dekanlık görevini Prof. Dr. Hakkı Dereli’ye devretti. Dekanlık görevini devralan Prof. Dr. Dereli, Prof. Dr. Özkan’a fakülteye olan katkılarından dolayı teşekkür etti. Prof. Dr. Özkan ise Prof. Dr. Dereli’yi tebrik ederek yeni görevinde başarılar diledi. Gerçekleştirilen devir teslim töreni ile yeni görevine başlayan Dekan Prof. Dr. Dereli, “Görev değişikliğinin üniversitemize ve fakültemize hayırlı olmasını diliyorum. Önümüzdeki dönemde fakültemizi daha ileri taşıyacak projelere tüm ekibimizle birlikte imza atmak istiyoruz" diye konuştu. -
1121 kez okundu
İKÇÜ’lü Akademisyenlere 10’uncu Yıl Töreni
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesinde 10 yılı aşkın süredir görev yapan akademik personel için “Eğitim-Öğretim ve Teşvik Ödülleri” Töreni düzenlendi. Kurumsal İletişim Koordinatörlüğünce ilki düzenlenen törene, Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Yasin Bulduklu ve Prof. Dr. Süleyman Akbulut Dekanlar, Enstitü ve Yüksekokul Müdürleri, Genel Sekreter Nuretdin Memur ile akademisyenler katıldı. Üniversitenin Temelini Atan Kadro Törende, başarılı araştırmaları, yayınları, özverili çalışmaları ile İKÇÜ’nün akademik yolculuğuna 10 yılı aşkın süredir eşlik eden akademisyenlere seslenen Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, İKÇÜ’nün ulusal ve uluslararası alanda tanınırlığında en büyük pay sahibi olan çalışma arkadaşlarının ortaya koyduğu çabanın her türlü takdirin üstünde olduğunu vurguladı. Rektör Prof. Dr. Köse, “İlk bakışta 10 yıl kısa bir zaman gibi görünse de 15. yılına giren bir üniversiteye on yıl hizmet vermiş olmak, kimsenin konfor alanından çıkmadığı koşullarda yeni bir üniversitenin kuruluşu için risk almak ve elini taşın altına koymak kısaca bir üniversiteyi kurmak için rahatından vaz geçmek, önemli bir özveri ve fedakârlıktır. İşte bu nedenle 10 yıl süre olmasının ötesinde bir anlam ifade ediyor. Buradan bakıldığında üniversitenin temelini atan bu kadronun takdir edilmesi son derece önemli. Bugün genç ve dinamik bir üniversite olarak İKÇÜ her alanda kendini kanıtlamışsa bunda sizlerin büyük katkıları var. Kuruluşundan bu yana emek veren her bir akademisyenimizin yanı sıra kurucu rektörümüzün gelinen noktada çabaları her türlü takdirin ötesinde. Kurucu Rektörümüz Prof. Dr. Galip Akhan’a huzurlarınızda şükranlarımı sunuyorum. Bu başarıda onların vizyonu, emekleri büyük bir öneme sahip. Kuruluşumuzdan bu yana üniversitemize emek ve katkıları bulunan her kademeden akademik ve idari çalışanlarımıza üniversitemiz adına şükranlarımı sunuyorum” dedi. Gücümüzün Kaynağı İşini Gönülden Yapan Hocalarımız Geleceğin bilim insanlarını, girişimcilerini ve liderlerini yetiştirmek için saat mefhumu gözetmeden kendini gençliğe adayan akademisyenleri, yalnızca birer hoca, rehber değil aynı zamanda üniversitenin gelişimine en büyük katkıyı sağlayan ekip arkadaşları olarak gördüğünü ifade eden Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, gönül bağıyla çalışan bir ekibe sahip olmanın kendileri için büyük bir şans olduğunu kaydetti. Prof. Dr. Köse, “Akademi öğretmek için öğrenmeyi, öğretirken de öğrenmeyi gerektirir. Öğrencilere ışık tutarak onları bilgiyle donatırken, kendimizi de sürekli geliştirmek mecburiyetindeyiz. Elbette akademisyenlik her şeyden önce gönül işidir ve kutsal bir meslek olarak çaba ve azim gerektirir. Gerektiğinde risk alan, öğrencilerinin sorunları ile yakından ilgilenen değerli bir ekibimiz var. Her zaman söylediğim bir şeyi tekrar etmek isterim. Mesleğini severek yapanlar çalışmaya gitmezler. Çünkü onlar için mesleklerini icra etmek keyiflidir. Onu çalışma saati ile sınırlandırmazlar. Bizim de mesleğini seven hocalarımız var. Gücümüzün kaynağı da bu hocalarımız. Biz bu açıdan kendimizi şanslı yöneticiler olarak görüyoruz. Zira bizim ekibimiz tam da bu niteliklerde arkadaşlarımızdan oluşuyor. Biliyoruz ki bir bilim insanı olarak sizler insanların hayatında iz bırakan, yaşam boyu sürecek bir fark yaratan hocalarsınız “şeklinde konuştu. Bilimsel Katkılarınız, Toplumumuzun ve İnsanlığın Gelişimine Yön Verecek Bir yükseköğretim kurumunun başarısının, ekip çalışması ile yürütülen projelerden, paylaşılan bilgi ve emeklerden geçtiğini aktaran Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, genç bir üniversite olmasına rağmen 10 yıl içerisinde çok saygın bir konuma ulaşan İKÇÜ’nün gücünü bilgiden ve iş birliğinden alan bir kurum olduğunu aktardı. Prof. Dr. Saffet Köse, “İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi, önemli bir kurumdur ve potansiyelini daha da yukarılara taşıyacaktır. Hepimiz bir arada takım olarak bilgi, araştırma, topluma hizmet ve iyi insanlar yetiştirme amaçlarımızı birlikte gerçekleştirecek, üniversitemizin dünyanın sayılı eğitim kurumları arasındaki yerini almasına katkıda bulunacağız. Üniversitemiz için daha nice yıllar boyunca birlikte çalışacak, yeni başarılar elde edecek ve bilim dünyasına katkılar sunacağınıza olan inancımı ifade etmek istiyorum. Bilimsel katkılarınız, toplumumuzun ve insanlığın gelişimine yön verecek ve daha adil, daha eşit bir dünyaya katkı sunacaktır. 10 yıl ve üzerinde kurumumuza emek veren tüm hocalarımıza ayrı ayrı şükranlarımı sunuyor, bu organizasyonda emeği geçenlere teşekkür ediyor; İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi'nin gelecek yıllarında daha da büyüyerek, daha da güçlenerek, bilimin ve eğitimin ışığına yön vereceğine olan inancımı tekrar belirtmek istiyorum” dedi. Törende ayrıca Sanat ve Tasarım Fakültesi Müzik Bölümü öğretim üyeleri mini bir konser verdi. Kanunda Prof. Dr. Ömer Özden, yaylı tanburda Doç.Dr.Cem Çırak, bağlamada Doç. Dr. Serkan Çelik, klavyede Aras Maltaş, ritimde Can Kaya, klarnette Aykut Uçakçı’ya solist olarak eşlik eden Doç. Dr. Mücahit Yalçın Öztüfekçi’nin seslendiği eserler beğeniyle takip edildi. Program, İKÇÜ’de 10 yılı aşkın katkıda bulunan akademisyenlere plaket takdimi ile devam etti. -
963 kez okundu
Tıp Fakültesinde Beyaz Önlük Töreni
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Tıp Fakültesi 2024-2025 Akademik Yılı “Beyaz Önlük Giydirme” töreni Dekan Prof. Dr. Fatih Esat Topal’ın ev sahipliğinde yapıldı. Prof.Dr. Fuat Sezgin Konferans Salonunda hekimliğe ilk adımı atan 235 tıp öğrencisinin heyecanına, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Buca Seyfi Demirsoy Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. M. Yekta Öncel, Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Agâh Tekindal, öğretim üyeleri, aileleri de ortak oldu. Törende, genç hekimlerin ve ailelerinin heyecanını paylaşmaktan mutluluk duyduğunu ifade eden Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, etkili iletişim tıbbın tam kalbinde yer aldığını vurguladı. 21’inci yüzyıl eğitim sistemlerinin sadece teknik becerileri değil, sosyal ve duygusal becerileri de gerektirdiğini kaydeden Prof. Dr. Bulduklu, “Elbette ki öznesi insan olan, hayati öneme sahip böylesine ulvi bir mesleği yapmak için önce adanmışlık gerekir. Mesleki becerilerinizin yanında iyi birer iletişimci de olmalısınız. Çünkü insanların en çaresiz oldukları anlarda hayatlarına dokunuyorsunuz. Vereceğiniz mesajlar çok önemli. Dünyaca ünlü cerrahımız Gazi Yaşargil ile bir röportaj yapmıştım. Başarıları ile ilgili sorumda bana, ‘Ben yurt dışına çıkarken bir risk aldım. Her ameliyatı kafamda bir gece önceden 10 defa yaparım. Riskli alanları öngörmeye çalışırım. İnsan bilinmeyenden korkar. Ne kadar çok bilinmeyenin farkında olursan o kadar başarılı olunacağını gördüm. Yaşım 97, hala okuyorum, inceliyorum, araştırıyorum, Hala insanlığa faydalı olacak neler yapabilirim diye düşünüyorum’ demişti. Bu tecrübeden yola çıkarak çok çalışmak, çok okumak ve risk almanın sizleri başarıya taşıyacağına olan inancımı ve başarılı bir hekimlik hayatı temennimi paylaşıyorum” dedi. Tescilli Tıp Eğitimi Açılışta konuşan Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fatih Esat Topal, İKÇÜ Tıp Fakültesi’nin eğitim kalitesini tescillediğini kaydederek; öğrencilerin ilk iki sınıfta Çiğli kampüste, 3’üncü sınıftan itibaren de İKÇÜ Atatürk EAH ve Sağlık Bakanlığı Tepecik EAH’ te klinik ve uygulamalı eğitimlerine devam ettiğini paylaştı. Prof. Dr. Topal, “Bu iki hastanemiz Sağlık Bakanlığına bağlı olarak çalışan, 1000 yatağın üzerindeki kapasiteleriyle hem İzmir’in hem de ülkemizin en büyük hastaneleri arasındadırlar. Referans hastane olarak geçen hastanelerimiz sadece İzmir değil, Ege Bölgesindeki hastalara en üst düzeyde ve kalitede hizmet vermektedir. Böylece öğrencilerimiz teorik ve uygulamalı klinik eğitimlerini yeterli ve nitelikli olarak almaktadırlar. Eğitim programlarımız da TEPDAD tarafından 2025 yılına kadar akredite edildi. Alınan belge ile Sağlık Bakanlığı hastaneleri ile afiliasyon yapılarak kurulan Tıp Fakülteleri içerisinde, akreditasyon belgesi alan ilk fakülteyiz” diye konuştu. İnsanlığa Verdiğimiz Bir Söz Var Hekimlik mesleğinin doğumdan ölüme uzanan süreçte hayatın her anında olduğunu aktaran Prof. Dr. Topal, beyaz önlüğün tüm insanlığa verilmiş bir sözü simgelediğini belirtti. Dekan Prof. Dr. Topal, “İKÇÜ’nün genç doktorları, sevgili meslektaşlarımız unutmayın ki annenize, babanıza, toplumunuza ve insanlığa sözünüz var. Beyaz önlüğünüzü giydiğiniz bu an, sizin için sadece bir başlangıçtır. Bu beyaz önlük, sadece bir meslek kıyafeti değil, aynı zamanda büyük bir sorumluluğun da simgesidir. Altı yıl süresince alacağınız eğitim, sadece bilimsel birikiminizi artırmakla kalmayacak, aynı zamanda insanlık, etik ve vicdan gibi temel değerlerinizi şekillendirecektir. Tıp, sadece hastalıkları tedavi etmek değil, aynı zamanda insanların yaşam kalitesini artırmak, acılarını hafifletmek ve onlara umut vermek anlamına gelir. Unutmayın ki insan hayatına dokunmak, her zaman büyük bir ayrıcalıktır. Sizlerin iyi hekim-iyi insan olacağınıza inancım tamdır. Bu aşamaya kadar fedakârca çalışmış, çabalamış olan sizlerin her türlü zorluğun üstesinden geleceğine hiç şüphem yoktur. Bu beyaz lekesiz önlüklerinizin değerini ve kıymetini iyi bilin. Tıpkı Hocalarınız gibi onur ve gururla üzerinizde taşıyın” dedi. Gazze’deki Meslektaşlarımızın Özverisi Hepimize Örnek Hekimlik mesleğini zor şartlar altında yapan meslektaşlarını unutmadıklarını ifade eden Prof. Dr. Topal, özellikle Gazze’de temel sağlık hizmetlerine erişimi imkânsız hale getiren İsrail'in hava ve kara operasyonlarının temel insan hakkı olan sağlık hizmetlerine erişime engel olduğunu vurguladı. Dekan Prof. Dr. Topal, “Bugün, hekimlik mesleğinin insanlığa olan katkısını konuşurken, maalesef dünya genelinde sağlık hizmetlerine erişim konusunda büyük engellerin bulunduğu bölgeleri de hatırlamamız gerekmektedir. Özellikle Gazze’de yaşananlar, bu sorunun en çarpıcı örneklerinden biridir. Bölgedeki tıp öğrencileri ve sağlık çalışanları, sağlık hizmetlerinin kısıtlandığı bir ortamda eğitimlerine devam etmeye çalışmaktadırlar. Sağlık hizmetlerine erişimin bir insan hakkı olduğu gerçeğiyle, Gazze gibi kuşatma altındaki bölgelerde, insani yardım ve sağlık hizmetlerinin ulaştırılması konusundaki çalışmaların desteklenmesi, hepimizin ortak sorumluluğudur. Bu mesleğe adım atarken, dünya genelindeki meslektaşlarımızın karşılaştığı bu zorluklara duyarsız kalmamamız gerektiğini bir kez daha hatırlatmak isterim. Gazze’de yaşayan meslektaşlarımızın içinde bulunduğu bu zorlu koşullara rağmen, sağlık hizmetlerine erişim sağlamak ve tıp eğitimi almak için gösterdikleri özveri hepimize örnek olmalıdır. Sizlerin de bu küresel sorunlara karşı duyarlı olacağınıza ve hekimlik mesleğinin getirdiği büyük sorumluluğu layıkıyla taşıyacağınıza inanıyorum” diye konuştu. Dekan Prof. Dr. Fatih Esad Topal ile hekimlik andını okuyan genç hekim adayları, gurur ve mutluluğu bir arada yaşadıkları tören ile hekimliğe ilk adım attı. -
896 kez okundu
İKÇÜ, Mezunlarının Zirvesinde
Üniversite Araştırmaları Laboratuvarının (ÜniAr) 2016 yılından bu yana, Türkiye’deki üniversite öğrencilerinin memnuniyet düzeylerini sıraladığı “Türkiye Üniversite Memnuniyet Araştırması” (TÜMA 2024) Raporu yayımlandı. “Popüler Programların Mezun Memnuniyeti 2024” araştırmasında, İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) 6 programı ile ilk 3’te, 9 programı ile de ilk 5’te yer alarak devlet üniversiteleri arasından önemli bir başarıya imza attı. İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü ile Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü, devlet üniversiteleri mezun memnuniyetinde ilk sırada yer alarak en popüler programlar oldu. İkinci sırada yer alan Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü ile Turizm Fakültesi Turizm Rehberliği Bölümü de mezunlarının gözde programları arasındaki yerini aldı. Araştırmada, Tıp Fakültesi ile Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Psikoloji Bölümü 3’üncü, Eczacılık Fakültesi ile Turizm Fakültesi Turizm İşletmeciliği Bölümü 4’üncü olarak mezunlarının memnuniyetini yansıttı. İKÇÜ’de Eğitim Almak Büyük Bir Şans “Farkındayız, Farklıyız” mottosunun altında sundukları kaliteli eğitimin yanında öğrencilerinin kariyerini eğitim verirken planlayan çalışmalar yattığını kaydeden Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, ülkesine ve tüm insanlığa karşı kendini sorumlu hisseden; alanında uzman gençler yetiştirmenin gayretinde olduklarını aktardı. Yükseköğretimde doğru tercihin eğitim ve meslek hayatına yön veren önemli bir aşama olduğunu ifade eden Prof. Dr. Köse, İKÇÜ’yü tercih ederek iş hayatlarına başlangıç yapan mezunların memnuniyet sonuçlarından duydukları gururu paylaştı. Rektör Prof. Dr. Köse, “Bu rakamlar gösteriyor ki İKÇÜ’yü tercih etmek, İKÇÜ mezunu olmak oldukça isabetli bir karar. Öğrencisini odağa konumlandıran eğitim ilkemizle eğitimlerinin bitiminde de öğrencisinin her zaman yanında olan bir üniversiteyiz. Fakültelerimiz bu konuda oldukça aktif. Mezunlarının her zaman yanında olan iş süreçlerini takip eden çok değerli hocalarımız var. Mezun buluşmalarımızın yanında mezun takip sistemimizi işler kılarak daha çok mezunumuza ulaşma gayretindeyiz” dedi. Öğrencilerimiz En Güzel Yol Arkadaşımız Tıp Fakültesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği ile Makine Mühendisliği bölümlerinin akredite programlar olarak eğitimlerini tescillediklerini hatırlatan Rektör Prof. Dr. Köse, tüm programlarda akreditasyon çalışmalarının hızlandırıldığını birçok bölümün bu sürece dâhil olarak değerlendirilmeye alındığını vurguladı. Rektör Prof. Dr. Köse, “Eğitim kalitesini resmi kuruluşlardan tescilleyerek öğrencilerinin daha kaliteli eğitim alması için yoğun çaba gösteriyoruz. Çünkü kalitemizin en büyük imzası değerli hocalarımızdan geliyor. Öğrencilerden gelen teveccühün arkasında çok değerli kadrolarımız bulunmaktadır. Bundan aldığımız güçle artan memnuniyet oranlarımızın devamlılığını sağlamak için hep birlikte daha fazla gayret göstereceğiz. Öğrencilerimizin geleceğine emek dolu, güler yüzlü dokunuşlarını eksik etmeyen tüm hocalarımıza, yakaladığımız sinerjide bize motivasyon kaynağı olan en güzel yol arkadaşımız olan tüm öğrencilerimize teşekkürlerimi iletiyorum” diye konuştu. ÜNİAR Değerlendirme Sistemi Nasıl İşliyor? ÜNİAR'ın değerlendirme sistemi, öğrencilere yönelik anketler aracılığıyla yapılmaktadır. Öğrenciler, üniversitelerinin eğitim kalitesi, akademik kadro, fiziki koşullar, sosyal olanaklar, kampüs yaşamı ve mezuniyet sonrası kariyer imkânları gibi çeşitli konularda görüşlerini bildirmektedir. Bu anketler sonucunda, her üniversite için genel bir memnuniyet skoru hesaplanmaktadır. -
857 kez okundu
İKÇÜ’de Ramazan “Birlikte” Güzel
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi ailesi on bir ayın sultanı Ramazan ayı dolayısıyla düzenlenen iftar yemeğinde bir araya geldi. Rektör Prof. Dr. Saffet Köse’nin ev sahipliğini yaptığı iftar yemeğine, kurucu Rektör Prof. Dr. Galip Akhan, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Prof. Dr. Süleyman Akbulut, dekanlar, enstitü ve yüksekokul müdürleri, akademik ve idari birimlerde görev yapan akademik ve idari personel aileleri ile iştirak etti. Kurumsal İletişim Koordinatörlüğü ile Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığının gelenekselleşen iftar programında, İKÇÜ ailesine seslenen Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, bir Ramazan-ı Şerif’i daha bir arada karşılamaktan duyduğu memnuniyeti paylaştı. Kalpleri arındıran, rahmet ve mağfiret kapılarının sonuna kadar açıldığı bir mana iklimi olan ramazanın önemine vurgu yapan Prof. Dr. Köse, “Cenâb-ı Hakk’ın lûtfuyla Ramazân-ı Şerîf’e eriştik. Bu bereketli günlerden fazlasıyla istifade etmeyi temenni ediyorum. Aynı zamanda Kur’ân ayı olan Ramazan’da, duyguların da oruca iştiraki gerekir. Hz. Peygamber (sav) “Nice oruç tutanlar vardır ki oruçtan onlara kalan sadece açlık ve susuzluktur.” buyurur. Aslolan Ramazân-ı Şerîf’i bütün hayatımıza teşmil edebilmektir. On bir ayın sultanında, siz değerli mesai arkadaşlarım ve çok değerli ailelerinin teşrifleriyle birlikte iftar yapmaktan büyük mutluluk duyuyorum. İftar programımıza katılım gösterdiğinizden dolayı tekrar hepinize teşekkür ediyorum. Bu bereketli günlerin tüm insanlık için barışa, huzura ve refaha vesile olmasını; yapılan tüm ibadetlerin kabul olmasını temenni ediyorum” diye konuştu. İftar programı çekilen hatıra fotoğraflarıyla son buldu. -
804 kez okundu
Oryantalist Düşünce Bağlamında Batı Politikaları Tartışılıyor
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) ile Cihannüma Dayanışma ve İşbirliği Derneği tarafından düzenlenen “Oryantalist Düşünce Bağlamında Batının İslam Dünyasına Yönelik Projeleri” çalıştayı, Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Faruk Yelkenci’nin açılış konferansı ile başladı. Ekonomi, eğitim, sosyoloji, ilahiyat ve siyaset bilimi alanlarında disiplinler arası oturumların yapılacağı çalıştay için Türkiye’deki çeşitli üniversitelerden bilim insanları İKÇÜ’de bir araya geldi. İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse’nin ev sahipliğinde düzenlenen açılış programını, İzmir Valisi Dr. Süleyman Elban, Karabük Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Kırışık, YÖKAK Üst Kurul Üyesi Prof. Dr. Vatan Karakaya, İl Müftüsü Sinan Kazancı, İl Millî Eğitim Müdürü Dr. Ömer Yahşi, Cihannüma Dayanışma ve İşbirliği Derneği Genel Başkan Yardımcısı Av. Cavit Tatlı, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Prof. Dr. Süleyman Akbulut, dekanlar ile çok sayıda akademik ve idari personel takip etti. Çalıştay Çıkarımları Çok Önemli İzmir Valisi Dr. Süleyman Elban, bugün coğrafyamızda cereyan eden tüm olayların arkasında görülmeyen, derinlemesine çalışmaları, beş farklı oturumda ele alması açısından çalıştaydan çıkacak sonuçların oldukça önemli olacağına işaret etti. Vali Elban, “Gerçek anlamda İslam dünyasında bugün cereyan eden ekonomik, idari konular ile gıdadan beslenmeye tüm hususlar, yaşanılan birçok sorun, farklı oturumlarla bilimsel olarak ortaya konulacak. Bunların hepsinin arkasında çok farklı faktörler var ve bizlere yönelik tespitler derinlemesine çalışmalarla burada ortaya konulacaktır. Çalıştaydan ortaya çıkacak sonuçlar kişi ve kurumların istifadesine sunulacak. Çok boyutlu olarak konunun değerlendirilecek olması ve akademik olarak getirilecek önerilerin yol gösterici olmasını diliyorum. Çalıştayı düzenleyen İKÇÜ’ye, Cihannüma Dayanışma ve İşbirliği Derneğine, emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyor, işin doğrusunu kavrayıp şuurlanmamıza vesile olmasını temenni ediyorum” dedi. Oryantalizm Yapılandırılmış Sömürü Yöntemidir Çalıştayın açılış konferansında, ‘Oryantalizm’ kavramı üzerinden tespitler yapan Milli Eğitim Bakanlığı Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Faruk Yelkenci, oryantalizmin aslında bir sömürme stratejisi olduğunu söyledi. Yelkenci, “Oryantalizm, Batının Doğuyu anlama, anlamlandırma çabası değil, asında onların istediklerini bizim görmemizi sağlayacak yapılandırılmış bir yöntemdir. Bu yöntem, Doğu kendini nasıl görmeli ki biz bu sömürüyü en sorunsuz şekilde yürütelimdir. Edward Said’e göre, bu düşünme biçimi üzerinden kodlanan Doğuyu önce kendi bilim insanına anlatır, daha sonra o Batılı akademisyen bize anlatır. İki yüzyıldır bunu bu şekilde yürütmektedirler” şeklinde konuştu. Kurtulmak Nesiller Alır Batının oluşturduğu imge üzerinden uygulanan yaklaşımda, uyanık olunması gereken ilk eşiğin kavramsızlaştırma ve ardından kendi kavramlarını öne sürdükleri süreç olduğunu kaydeden Yelkenci, bu şekilde istedikleri kavramların içlerini doldurarak istedikleri şekilde empoze ettiklerini aktardı. Bakan Yardımcısı Yelkenci, “Doğulu toplumlara önce kendi değerlerini boşalttırır, buna karşı duyarsızlaştırır ve kanıksatırlar. Daha sonra Nurettin Topçu’nun ifadesiyle uyum ve sıradanlaştırmayı kullanırlar. Sonra sıradanlaştırma eylemsizleştirme ile toplumlar kavramlarından mahrum bırakılır. İkinci aşamada kendi kavram ve değerlerini dayatırlar. Öncelikle topluma ihtiyaç hissettirir. Daha sonra cazip gösterir ve vazgeçilmez hale getirirler ve son olarak da yaşam tarzına dönüştürürler. Bu aşamaya gelindiyse artık bundan kurtulmak için nesilleri alacak bir sürece girmiş oluruz” diye konuştu. Önce Yeni Bir Kimlik İnşa Ederler Batının, Doğuyu sömürgesi haline getirmesinin koşulunun toplumu yeniden inşa etmesinden geçtiğini aktaran Bakan Yardımcısı Yelkenci, oluşturdukları Doğuyu tekrar yapılandırarak tüm zenginliklerini istila etmeyi amaçladıklarını söyledi. Yelkenci, “ Asya, Avrupa’ya uzaktır. İslam dünyası ise hasımlarıdır. Ama aslolan Doğunun zenginliklerini kullanmaksa, sömürgecilikse, oryantalizm de bir stratejiyse, doğunun istilası, yeniden inşa edilmesi ve yeniden yaratılan şeyin doğuya tekrar öğretilmesi gerekir. Bunun için Batı kendi içinde yaptığı tartışmaları ve ortaya koydukları eleştirileri sanki bize ait sorunlarmış gibi empoze eder. Önce bir kimlik inşa eder. Doğuyu daha iyi çözümlemeleri, daha iyi veri sağlamaları için" ifadelerini kullandı. Medya ile Emellerine Daha Kolay Ulaşıyorlar Batının İslam’a ve Müslümanlara olan antipatik bakışının, İslam’ın doğuşu ile birlikte başladığını ve Batı dünyasının İslam’ı bir tehdit olarak gördüğünü vurgulayan Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, Batının kimlik göstergelerini öteki olarak tanımladığı Müslümanlar üzerinden kurguladığını, bu yaklaşımın ise zamanla, propaganda yoluyla, bir ideoloji olarak zihinlere yerleştirildiğini belirtti. Batının, Batı dışı toplumların da kendi yolundan gitmesi gerektiği fikrini modernleşme, demokrasi, kapitalizm ve aydınlanma gibi kavramlar üzerinden benimsettiğini kaydeden Rektör Prof. Dr. Köse, seküler yaşam tarzı ile zihinlere özgürlük algısı empoze eden Batının tuzağına, farkında olarak ya da olmadan Müslümanların da düştüklerini dile getirdi Prof. Dr. Köse, Batının emperyalist emellerine günümüzde medya aracılığıyla daha kolay ulaşabildiğini, 11 Eylül gibi senaryoları hayata geçirerek Müslümanları “terörist” olarak gösterdiklerini ve İslamofobi’yi sistemli olarak körüklediklerini söyledi. Uyanışın Mücadelesini Vermeye Devam Edeceğiz Teknoloji ile emperyalizm ilişkisine de değinen Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, gelişen her teknolojinin dezavantajlılık makasını Doğunun aleyhine genişlettiğini vurgulayarak, teknolojinin ve savunma sistemlerinin geliştirilmesinin ve sosyal bilimlerin sömürü düzeninin aracı olmaktan çıkarılmasının gerekliliklerinden bahsetti. Prof. Dr. Köse, “Teknolojiyi ve savunma sistemlerini geliştirmedikçe, sosyal bilimleri sömürü düzeninin araçları olmaktan çıkarmadıkça hep birlikte yakın zamanda tecrübe ettiğimiz post modern tehditlerle yaşamak zorunda kalmaya devam edeceğiz. Bu çerçevede isterlerse uçakları kaldırmadıklarını, silahları dilediklerinde kilitlediklerini ve hatta parayla sattıkları başka işlevi olan iletişim araçlarını bize karşı silah olarak kullandıklarını acı biçimde deneyimledik ve deneyimleyeceğiz. Doğu olarak temel sorunumuzun özgüven eksikliği ve oryantalist projelerin farkına varamayışımız olduğunu ifade etmek isterim. Müslüman kimliğini özüne uygun biçimde kabul etmedikçe ve inanç değerlerimize içeriden bir bakış ile yaklaşmadıkça gönüllü olarak hep kaybeden tarafta yer alacağımızın altını çizmek isterim. İşte bu ve benzeri sorunlarımızın ele alınacağı çalıştayımızın hayırlara vesile olmasını temenni ediyor, başta Sayın Bakan Yardımcımız Sayın Dr. Ömer Yelkenci ve Sayın Valimiz Dr. Süleyman Elban olmak üzere katılımlarınız için her birinize ayrı ayrı en kalbi şükranlarımı sunuyorum. Biz bıkmayacağız, usanmayacağız ve uyanışın mücadelesini vermeye devam edeceğiz” dedi. Doğuyu Şekillendirme Stratejisi: Oryantalizm Cihannüma Dayanışma ve İşbirliği Derneği Genel Başkan Yardımcısı Av. Cavit Tatlı, derneklerinin var olan birikimini tüm insanlığın hayrına olacak şekilde üretime dönüşmesi için çalıştığını, “Oryantalist Düşünce Bağlamında Batının İslam Dünyasına Yönelik Projeleri” çalıştayını da İKÇÜ ile birlikte bu amaca hizmet etmek için düzenlediklerini belirtti. Batı ile İslam dünyası arasındaki ekonomik, siyasi ve kültürel etkileşimlerle şekillenen ilişkilerin arka planında, düşünsel çerçevesi yüzyıllar öncesine dayanan “Oryantalizm” anlayışının bulunduğunu kaydeden Tatlı, bu yaklaşımın sadece Doğu toplumlarını Batılı bir bakış açısıyla anlamak ve yorumlamak manasına gelmediğini; aynı zamanda Doğuyu şekillendirme ve kontrol altına alma stratejilerinin de bir parçası olduğunu dile getirdi. Av. Tatlı, “Günümüzde, Batının İslam dünyasına yönelik projelerini anlayabilmek için, önce “Oryantalizmi” kavramak gerekir. Tarih boyunca farklı dönemlerde, bu düşüncenin uzantısı olarak ortaya çıkan ve bazen doğrudan müdahale şeklinde, bazen de dolaylı kültürel ve ideolojik araçlarla uygulanan projelerin, günümüzde nasıl gerçekleştiğini ve İslam dünyası üzerinde ne gibi etkiler yarattığını anlamak zorundayız. Çalıştayımızın ana hedeflerinden biri de budur” ifadelerini kullandı. Açılış konuşmalarının ardından Rektör Prof.Dr. Köse, Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Faruk Yelkenci’ye hediye takdiminde bulundu. Çalıştay programında, eşzamanlı olarak yapılacak oturumlara geçildi. -
800 kez okundu
Tercihiniz İKÇÜ Olsun!
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) “Fakülte ve Bölüm Tanıtım Günleri” ile Yükseköğretim Kurumları Sınavında (YKS) tercih sürecine giren gençlerin heyecanına ortak oluyor. En doğru kararı vermek isteyen gençler ve onlar kadar heyecanlı olan ebeveynleri, Merkez Kampüs Fuaye alanında yer alan tanıtım stantlarında, istedikleri bölümler hakkında akademisyenlerden bilgi alırken; kampüsü de görme fırsatı yakalıyor. Fakülte ve Bölüm Tanıtım Günlerinin ilk gününde Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Yasin Bulduklu eşliğinde, Fuaye Alanını ziyaret eden Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, İKÇÜ’ye misafir olan gençler ve aileleriyle sohbet etti. Yüzde 100’e Doluluk Oranıyla Tercih Dönemini Kapatıyoruz Rektör Prof. Dr. Köse, 2010 yılında kurulan ve ‘Farkındayız Farklıyız’ sloganıyla kısa zamanda gençlerin ilgi gösterdiği üniversiteler arasında yer alarak adından söz ettiren İKÇÜ’ye duyulan teveccühten oldukça memnun olduklarını ifade etti. İKÇÜ’yü tercih eden öğrencilerin, gelecekleri ve kariyerleri için çok doğru bir adım attıklarını kaydeden Rektör Prof. Dr. Köse, “URAP'ın üniversitelerin akademik performansları doğrultusunda her yıl yayımladığı listeye göre 2010 yılından sonra kurulan üniversiteler içinde en iyi ilk üç üniversite arasında yer alıyoruz. Başarının takdirini öğrencilerimizin yoğun ilgisinden görmekteyiz. Üniversitemizin genel olarak tercih edilme oranı oldukça yüksek. Her yıl yüzde 100’e yakın bir doluluk oranıyla tercih dönemini kapatıyoruz. Bu bizler için büyük motivasyon kaynağı” diye konuştu. Bilginin kalbi İKÇÜ Merkez Kütüphanesinin zengin imkânlarının yanı sıra, Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığına bağlı öğrenci toplulukları, spor takımları ile gençlerin sosyal, kültürel, fizyolojik ve psikolojik gelişimlerini destekleyen faaliyetlerini sonuna kadar desteklediklerini aktaran Rektör Prof. Dr. Köse, yüze yakın çift ana dal, yan dal programı ile öğrencilere eğitim kariyerlerini çeşitlendirme fırsatı sunduklarını söyledi. Müreffeh Türkiye’nin Mimarları 36 ülke ile öğrenci değişim olanakları ile bine yakın uluslararası öğrencisi ile uluslararasılaşma felsefesi hedefinde dış dünyaya açılan bir İKÇÜ vizyonu çizdiklerini ifade eden Rektör Prof. Dr. Köse, kaliteli eğitimin yanında topluma karşı sorumluluk hisseden, farkındalıkları yüksek bireyler yetiştirmenin derdinde olduklarının vurguladı. Prof. Dr. Köse, “Biz gençlerimizi, her alanda gelişmiş, istikrar içinde büyüyen, güçlü, müreffeh Türkiye’nin mimarları olarak görmekteyiz. O yüzden araştıran, sorgulayan, üreten, kendini her alanda yenileyen, evrensel boyutta düşünebilen, aynı zamanda milli ve manevi yönü güçlü bir gençlik yetiştirmeye çalışıyoruz” şeklinde konuştu. Bölüm Tercihi Tüm Hayatı Şekillendirir Gençlerin geleceklerini şekillendirecek bölüm tercihlerinin bu anlamda çok önemli bir süreci ifade ettiğini aktaran Prof. Dr. Köse, seçilecek bölümlerin ülke ve dünyada gelişen dinamiklerinin de göz önünde bulundurulmasının önemine işaret etti. Rektör Prof. Dr. Köse, “ Meslek tercihleri bireylerin tüm hayatlarını şekillendirecekleri önemli bir karar alma sürecini ifade ediyor. Bunun yanında dünyanın, ülkenin ve toplumun ihtiyaçlarının yanında kişisel becerilerin ön planda tutulması da oldukça önemli. Çünkü kişi severek yaptığı bir meslekte başarılı bir kariyer eder. Bu çoklu paradigmada gençlerimizin birçok dinamiği göz önünde bulundurarak kararlarını vermeleri gerekir” dedi. İKÇÜ “Fakülte ve Bölüm Tanıtım Günlerinin verimli geçmesi temennisini paylaşan Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, tercih süreci heyecanı yaşayan tüm adaylara başarılar diledi. Tercihiniz İKÇÜ Olsun Her fakülteden akademisyene soru sorma imkânının olduğu alanda ayrıca sağlık, kültür ve spor daire başkanlığı, kurumsal iletişim koordinatörlüğü, uluslararası öğrenci koordinatörlüğü birim sorumlularının yer aldığı İKÇÜ “Fakülte ve Bölüm Tanıtım Günleri” 26 Temmuz 2024 Cuma Günü mesai saati bitimine kadar açık kalacak. Ayrıca İKÇÜ hakkında merak edilen tüm konu başlıklarına adayogrenci.ikcu.edu.tr web adresinden de ulaşım sağlanabilecek. -
780 kez okundu
Öğrencilerden Erasmus’a Yoğun İlgi
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi, Dış İlişkiler Koordinatörlüğünce Erasmus Günleri (#ErasmusDays) çerçevesinde düzenlenen bilgilendirme toplantısı ile öğrencilere Erasmus+ Programı tüm ayrıntılarıyla aktarıldı. Koordinatörlük tarafından Hekim Hacı Paşa Konferans Salonunu dolduran öğrencilere, Erasmus+ öğrenim hareketliliği, staj hareketliliği, başvuru takvimi, anlaşmalı üniversiteler başlıklarında bilgi verildi. Programa, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şaban Doğan, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sevtap Ünal, Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hakkı Dereli, Dış İlişkiler Koordinatörü Prof. Dr. Ender Akan, Uluslararası Projeler ve Erasmus Kurum Koordinatörü Doç. Dr. Mehmet Emin Bakay, Yabancı Diller Yüksekokulu Müdürü Dr. Öğr. Üyesi İrfan Arık, Koordinatörlük sorumluları, akademik ve idari personel ile öğenciler katıldı. Öğrencilerin Erasmus Bilgilendirme Toplantısına yoğun katılımla ilgi göstermesinden memnuniyet duyduğunu paylaşan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu Erasmus’un, eğitim programlarının yapılandırılması, uluslararası bilgi ağlarının zenginleştirilmesi, bilimsel çalışmalarda uluslararası diyalojik iletişimlerin güçlendirilmesi gibi önemli fırsatlar sağladığını aktardı. Potansiyelimizi Daha da Zenginleştirme Hedefindeyiz Üniversite olarak uluslararası eğitim ve kültür alışverişinin tetiklenmesine imkân sağlayan tüm çalışmaları desteklediklerini kaydeden Prof. Dr. Bulduklu, “Türkiye Cumhuriyeti’nin bölgesel ve küresel konularda önemli bir aktör olmaya yönelik politikalarını destekleyen bir anlayışla çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Bilim diplomasisini, uluslararası alandaki ilişkilerimizi ve iş birliklerimizi güçlendirme yönünde adımlar atıyoruz. Öğrenci hareketliliğinin orta ve uzun vadede ekonomik, kültürel, sosyal ve diplomatik ilişkilerin gelişmesine somut katkılar sunduğu bilinmektedir. Biz de daha çok öğrenciyi programa kazandırma çabası içindeyiz. Bu anlamda her bir akademik birimde, bölümde Erasmus sorumlusu hocalarımız var. Akademik personelimizin ve öğrencilerimizin öğrenim hareketlilikleri vasıtasıyla uluslararası deneyimlerini arttırmak için potansiyelimizi daha da zenginleştirme hedefindeyiz” dedi. Erasmus Geri Dönüşleri Gurur Verici Erasmus ’un kültürel elçilik misyonunu da barındırdığına dikkat çeken Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bulduklu, bu anlamda giden öğrenciler için gelen geri dönüşlerin oldukça memnuniyet verici olduğunu aktardı. Prof. Dr. Bulduklu, “14-19 Ekim 2024 tarihlerinde tüm dünyada kutlanan Erasmus Günleri(#ErasmusDays) çerçevesinde, ülkemize gelenler de geldikleri ülkelerin kültürel aktarımına hizmet etmekteler. Geçenlerde İspanya'da Erasmus sorumlusu arkadaşımız aradı, çok teşekkür etti, gerçekten nitelikli, pozitif, iyi iletişim kuran bir öğrenci göndermişsiniz dedi. Bu geri dönüşleri almak gurur verici. Demek ki hem üniversitemizi hem de ülkemizi en güzel şekilde temsil ediyorsunuz. Aynı zamanda kültür elçisi olma işlevini de başarıyla yerine getirmiş oluyorsunuz. Bu anlamda bu sürece katkı veren tüm Erasmus Ofisi personeline ve uluslararası ilişkiler genel koordinatörlüğüne çok teşekkür ediyorum” diye konuştu. Öğrenci öğrenim staj hareketlilikleri, ESC programı tanıtımı ile öğrencilerin karşısına geçen Uluslararası Projeler ve Erasmus Kurum Koordinatörü Doç. Dr. Mehmet Emin Bakay da program ülkelerindeki yararlanıcıların, dünyanın herhangi bir yerindeki yükseköğretim kurumlarında eğitim alma veya ders verme fırsatına sahip olduklarını söyledi. Tüm Katılımcılarımıza Rehberlik Etmekteyiz Erasmus Programının yükseköğretim kurumlarının birbirleri ile iş birliği yapmalarını teşvik ettiğini ve sunulan hareketlilik olanağı ile katılımcıların değişik kültürleri tanıyıp, kendi kültürlerini de tanıtma fırsatı bulduklarını kaydeden Doç. Dr. Bakay, salonu dolduran öğrencilere; başvurular, izlenecek yollar, sınavlar, program öncesi ve sonrası yapılması gerekenler gibi tüm aşamalarda destek olduklarını vurguladı. Doç. Dr. Bakay, “Uluslararası Projeler ve Erasmus Kurum Koordinatörlüğü, Dış İlişkiler Koordinatörlüğü olarak tüm katılımcılarımıza rehberlik etmekteyiz. Öğrencilerimiz, akademik başarı puanı ve dil puanı ile oluşan Erasmus puanı ile kontenjanlar dâhilinde sıralamaya girerek; yurt dışında öğrenim görme ve staj yapma fırsatına sahip olabilmektedir. Uluslararası proje yazma, okuma, yürütme yetkinliklerinin arttırılmasını sağlayan bu değişimler ile personelimiz de yabancı dillerini geliştirip, kariyer planlamalarına mesleki deneyimler katabilir. Yükseköğretim kurumlarının birbirleri ile kurdukları güçlü network ağı çok önemli. Ulusal ve uluslararası düzeyde iș birliği ve deneyim paylaşımı faaliyetlerini destekleyen ofisimiz ile fakültelerimiz arasında köprü görevi üstlenen Erasmus birim koordinatörü hocalarımızın destekleri ile network ağımızı daha da genişleteceğimize inanıyoruz” dedi. Konuşmaların ardından yurt dışında eğitim alan, Sosyal Bilimler Enstitüsünden Burak Karabulut, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası Ticaret ve İşletmecilik Bölümünden Fatma Zehra Balcı, İşletme Bölümünden İhsan Ata Üzel, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümünden Mehmet Ali Kömürcü, Su Ürünleri Fakültesinden Selçuk Çelik, Diş Hekimliği Fakültesinden Selçuk Göse, deneyimlerini Erasmus’tan faydalanmak isteyen öğrencilerle paylaştı. -
751 kez okundu
İlahiyat Fakültesinde Mezuniyet Zamanı
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) İlahiyat Fakültesinin 105 öğrencisi mezun olmanın gururunu yaşadı. İKÇÜ Spor Salonunda düzenlenen mezuniyet törenine Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Akbaş, İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Dirik, Sağlık Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Hatice Yıldırım Sarı, Dekan Yardımcıları, Bölüm Başkanları, akademik ve idari personel ile öğrenci aileleri katıldı. Kuran-ı Kerim tilaveti ile başlayan program, açılış konuşmaları ile devam etti. Toplumumuza Işık Tutacaksınız Törenin açılış konuşmasını yapan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Akbaş, tüm öğrencilerini sahip olmaları gereken yeterlilik ve yetkinliklerle mezuniyet aşamasına getiren ilahiyat fakültesinin eğitim kalitesine dikkat çekti. Prof. Dr. Akbaş, “Sevgili mezunlar, uzun ve zorlu bir yolculuğun sonuna geldiniz. Bu yolculuk boyunca aldığınız eğitimin sadece akademik bilgi birikimiyle sınırlı olmadığını, aynı zamanda ahlaki ve manevi değerlerle de şekillendiğini biliyoruz. Sizler, her biri alanının uzmanı olan hocalarınızdan öğrendiğiniz, İslam dininin iki cihan saadetine ulaştıracak olan sahih mesajını toplumumuza, insanlığa taşıyacak, rehberlik edecek ve onlara ışık tutacaksınız” dedi. Fitne odaklarının ülkemizde kaos çıkarmak için başvurduğu türlü hileleri; Arakan, Doğu Türkistan ve Filistin’de yaşanan zulümleri hatırlatan Prof. Dr. Akbaş, bu süreçte ihtiyaç duyulan birlik ve beraberliği sağlamada dinimizin her zamankinden önemli bir rol oynadığını, toplumun ve insanlığın refahı ve huzuru için de ilahiyatçılara büyük görevler düştüğünü belirtti. Prof. Dr. Akbaş, “Hocalarınız sizlere sadece bilgiyi değil, aynı zamanda bilgiye nasıl ulaşacağınızı, nasıl düşüneceğinizi ve bu bilgiyi nasıl davranışa dönüştüreceğinizi öğretti. Aileleriniz ise her daim yanınızda olup sizi desteklediler. Onların emekleri ve duaları, bugün burada olmanızı sağlayan en önemli unsurlardan biridir” ifadelerini kullandı. Mezun öğrencilere dürüstlükten, adaletten ve merhametten asla ödün vermemelerini ve topluma örnek olmalarını tavsiye eden Prof. Dr. Akbaş, “Yolunuz ve bahtınız açık olsun” diyerek konuşmasını noktaladı. Milletimize Hizmeti Şiar Edineceksiniz İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Dirik, vermiş oldukları eğitimin sonucunda öğrencileri, hayatta karşılaşabilecekleri her türlü zorluğa karşı sahip olmaları gereken yeterlilik ve yetkinliklerle mezuniyet aşamasına getirdiklerini söyledi. Yapay zeka çalışmaları gibi güncel gelişmelerle birlikte, günümüzde hayatın giderek daha karmaşık hale geldiğini dile getiren Dekan Prof. Dr. Dirik, bu gelişmeler karşısında hayatı doğru anlamaları ve problemlere çözüm üretebilmeleri için öğrencilere analitik düşünebilmelerini, daha derinlikli, duyarlı ve eleştirel yaklaşıma sahip olmalarını sağlayacak bir eğitim verdiklerini vurguladı. Öğrenci ailelerinin sevincini ve heyecanını yüreğinde hissettiğini belirterek konuşmasına devam eden Prof. Dr. Dirik, mezun öğrencilere hitaben, “Sizler İslami İlimlerde uzmanlaşmış olmakla birlikte, kendi kültür ve medeniyet kodlarınızla evrensel değerleri de özümsediniz. Şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da iyiliği emredip kötülüğe karşı çıkan, şartlar ne olursa olsun umutsuzluğa kapılmadan ümitle hareket eden bireyler olacaksınız. Milli ve manevi değerleri özümseyen sizler, mensubu olduğunuz ve sadakatle bağlı bulunduğunuz milletimize ve istiklâlimizin güvencesi olan devletimize hizmeti şiar edineceksiniz. Size tavsiyem doğruluktan asla ayrılmamanızdır. Unutmayın ki bizim aynamız sözlerimiz değil işimizdir” ifadelerini kullandı. Prof. Dr. Dirik, İlahiyat Fakültesi kurucu dekanı ve İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse’ye, fakülte akademik ve idari personeline verdikleri emeklerden dolayı teşekkür ederek konuşmasını bitirdi. İlahiyat Fakültesi mezuniyet töreni açılış konuşmalarının ardından, dereceye giren öğrencilere plaket ve belge takdimi, mezun öğrenciler anısına fakülte kütüğüne plaket çakılması ve diplomaların takdiminden sonra kep atma töreni ile son buldu. -
731 kez okundu
İKÇÜFEST’24 Başladı
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığınca düzenlenen 7’nci Bahar Şenliği İKÇÜ FEST 2024 büyük bir coşkuyla başladı. Öğrenci Konseyi Başkanlığı ile Öğrenci toplulukları, festival komisyonunca koordine edilen festivalin açılışı Büyükşehir Belediyesi Bandosunun çaldığı müzik eşliğinde yapılan kortej yürüyüşü ile başladı. Rektörlük Binası önünde başlayan yürüyüşe, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Gülten Kavak, Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Derya Özer Kaya, Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şaban Doğan, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Gökçen Bombar, Orman Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Derya Eşen, Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Zeynep Şenyiğit, Genel Sekreter Yardımcısı Enes Uzun, SKS Daire Başkanı Dr. Yeliz Doğru, Öğrenci Konseyi Başkanı Berkay Sırakaya, akademik, idari personel ile öğrenci toplulukları katıldı..Şenlik alanında son bulan kortej yürüyüşü, açılış töreni ile devam etti. İKÇÜ FEST 2024’ün Tadını Çıkarma Zamanıı Şenliği başlatan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, dopdolu bir programla birbirinden renkli etkinlik ve konserler eşliğinde 3 gün sürecek İKÇÜ FEST 2024’ün güzel geçmesi temennisinde bulundu. Kurum kültürü ve aidiyetin bu gibi programların gelenekselleşmesiyle daha da güçlendiğini ifade eden Prof. Dr. Bulduklu, “Bu gibi özel etkinliklere, değerli öğrencilerimiz ile akademik ve idari personelimizin katılımı bizim için çok önemli ve değerli. En son 2022 yılında festivalde bir araya gelmiştik. Geçtiğimiz yıl ülkemizin yaşadığı asrın felaketi ile derinden yaralandık. Bu yıl güzel temennilerimizle sağlıkla bir aradayız. Üniversite, dersler, sınavlar derken epeyce yoruldunuz. Şimdi tüm İKÇÜ olarak bir araya gelme, İKÇÜ FEST 2024’ün tadını çıkarma zamanı. Tiyatro oyunları, sergiler, gösteriler, yarışmalar ile kültür ve sanatı bütünleştirdiğimiz sosyal etkinliklerimizin eşliğinde tüm öğrencilerimize iyi eğlenceler diliyorum” dedi. Öğrenci Konseyi Başkanı Berkay Sırakaya da İKÇÜ yönetimi, SKS Daire Başkanlığından aldıkları desteklerle konsey ve öğrenci topluluklarının sinerjisiyle hazırlanan İKÇÜFEST’24 içeriğini sunmaktan oldukça mutlu olduklarını ifade ederek eğlenceli bir şenlik geçirilmesi temennisini paylaştı.. Konuşmaların ardından festival kapsamında SKS Daire Başkanlığınca personel ve öğrenciler arasında düzenlenen Rektörlük Turnuvasında dereceye giren takımlara ve sporculara ödülleri Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu tarafından takdim edildi. İKÇÜFEST’24’ün İlk Gününe “Varsa Yoksa” Damgası Dopdolu bir programla birbirinden renkli etkinlik ve konserler eşliğinde 3 gün sürecek olan İKÇÜ FEST 2024’ün ilk günü Tiyatro Topluluğu tarafından sahnelenen “Küheylan” Oyunu Dans Topluluğu’nun gösterileri, Müzik Topluluğu “The Choir od Agony” Grubunun sahne performansı ve DJ Ferdi performansının ardından “Varsa Yoksa” Grubu Konseri ile devam etti. Etkinliklerde doyasıya eğlenen İKÇÜ’lü gençler, “Varsa Yoksa” Grubu konserine yoğun ilgi gösterdi. Final sınavları öncesi moral depolayan öğrenciler adeta müziğe doydu.Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, konserin sona ermesiyle birlikte “Varsa Yoksa” Grubuna plaket takdim etti. Rektörlük Kupasını Kimler Kazandı? Personel Voleybol Branşında 1. Rektörlük Takımı, 2. Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığı Takımı, 3. Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Takımı Personel Basketbol Branşında 1.Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Takımı, 2. Sağlık Bilimleri Fakültesi Takımı, 3.Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığı Takımı Personel Futsal Branşında 1. Sosyal Bilimler Enstitüsü Takımı, 2.Rektörlük Takımı, 3. Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığı Takımı Öğrenciler arası Voleybol Branşında 1.Diş Hekimliği Fakültesi Takımı, 2. Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Takımı, 3. Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Öğrenciler arası Basketbol Branşında 1.Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi, 2. Eczacılık Fakültesi Takımı, 3. Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesi Takımı Öğrenciler arası Futsal Branşında 1. Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi, 2. Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Takımı, 3. Eczacılık Fakültesi Takımı Personel Erkek Masa Tenisi Branşında 1. Rıza Şen, 2. Maksut Çetin, 3. Umut Ziya Koçak Personel Kadın Masa Tenisi Branşında 1. Eylem Aykurt, 2.Anıl Çobanoğlu, Dede, 3.Yeliz Doğru Öğrenciler arası Masa Tenisi Branşında 1. Erdal Develioğlu, 2. Fetullah Atalay, 3. Emre Berdi -
714 kez okundu
TTK’dan İKÇÜ’ye ‘Yüzüncü Yıl Kitaplığı’
Türk Tarih Kurumunun (TTK) yurt genelindeki tüm üniversitelerde kurmakta olduğu “Türk Tarih Kurumu Yüzüncü Yıl Kitaplığı” nın 15’incisi İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Merkez Kütüphanede düzenlenen törenle araştırmacı, akademisyen ve öğrencilerin erişimine açıldı. TTK Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Yunus Pustu ile Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Akbaş’ın açılışını yaptığı, 1141 eserden oluşan kitaplık için düzenlenen törene, Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanı Serhat Dikmen, senato üyeleri, akademisyenler, idari personel ve öğrenciler katıldı Cumhuriyetimizin 100. Yılı’na Bir Hatıra TTK’nın kuruluşundan itibaren sosyal bilimler alanına yaptığı önemli katkılardan bahseden TTK Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Yunus Pustu, ‘Yüzüncü Yıl Kitaplığı’ projesi ile tüm üniversitelerde kitaplık açma hedefinde olduklarını kaydetti. Doç. Dr. Pustu, “Kurumumuz 1931 yılında Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün himayesinde kurulduğu günden bu yana sosyal bilimlerin her alanında faaliyet yürütmektedir. Kuruluşumuzdan itibaren yaklaşık 2 bin 300’e yakın müstakil başlıkta kitap basımı yapıldı. Cumhuriyetimizin 100. Yılı’na bir hatıra olmak üzere Türkiye'deki tüm üniversitelerimizin merkez kütüphanelerinde kurum yayınlarımızdan oluşan ‘Yüzüncü Yıl Kitaplığı’ açma projesi başlattık. Son olarak İKÇÜ Merkez Kütüphanesi ile 15’inci kitaplığımızı açmış bulunuyoruz. Bu projemize katkıları için Rektör Hocamızın nezdinde katkı veren herkese teşekkürlerimizi sunuyoruz” diye konuştu. Tarih Alanı Maalesef Suiistimale Açık Bir Alan Açılışta konuşan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Akbaş ise İKÇÜ olarak projeye katılmaktan duydukları memnuniyeti paylaştı. Tarih alanının doğru verilerle araştırılmasının hayati önem taşıdığına dikkat çeken Prof. Dr. Akbaş, “Türk Tarih Kurumunun projesinde yer almak bizleri çok mutlu etti. Eminim araştırmacılarımız, öğrencilerimiz bu eserler vasıtasıyla doğru tarihi bilgilerden güçlü şekilde faydalanacaklardır. Tarih alanı maalesef din gibi suiistimal edilebilen bir alan olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu alanda insanların doğru bilgilerle donatılması buna dayalı olarak da daha sonraki düşüncelerini oluşturabilmeleri ancak sahi araştırmalar ve çalışmalar ile mümkündür. TTK, cumhuriyetin başından itibaren bunu gerçekleştiren bir kurum. Bizim açımızdan ve devletimiz açısından gurur vesilesi. Bundan sonra da kurum olarak tüm çalışmalarına destek vermek bizleri mutlu edecektir” dedi. Açılışın ardından kitaplığı gezen protokol, merkez kütüphanede yer alan eserler hakkında bilgi aldı. -
713 kez okundu
Rektör Köse İKÇÜ’nün ‘En Etkili’ Bilim İnsanlarını Kabul Etti
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse, Stanford Üniversitesince yayınlanan “Dünyanın En Etkili Bilim İnsanları” listesinde yer alan akademisyenleri kabul etti. Dünya genelinde 200 bini aşkın ismin değerlendirildiği, Elsevier B.V. desteği ile Scopus verileri kullanılarak oluşturulan listede, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümünden Prof. Dr. Buket Okutan Baba, Bilgisayar Mühendisliği Bölümünden Prof. Dr. Aytuğ Onan, “Kariyer Boyu Etki” kategorisinde; Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Bölümünden Prof. Dr. Gül Yılmaz Atay, Bilgisayar Mühendisliği Bölümünden Prof. Dr. Aytuğ Onan ile Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümünden Prof. Dr. Merih Palandöken “Yıllık Etki” kategorisinde yer aldı. Rektör Prof. Dr. Saffet Köse tarafından başarı belgesi takdim edilen İKÇÜ’nün başarılı akademisyenleri, çalışmalarının başarıyla tescillenmesinden duydukları memnuniyeti paylaştı. Mühendislik ve Mimarlık Fakültesinin oldukça güçlü ve donanımlı bir akademik kadroya sahip olduğunu aktaran başarılı akademisyenler, öğrencilere de akademik ve profesyonel gelişimlerini destekleyen bir eğitim imkânı sunulduğunu söyledi. Genç Nesillere İlham Kaynağı Olacak Yeni eğitim-öğretim yılına başarı haberi ile başlamanın gururunu yaşadığını kaydeden Rektör Prof. Dr. Köse de İKÇÜ’nün uluslararası akademik ölçütlerde başarıyla anılmasını sağlayan tüm akademisyenlere özverili çalışmaları için teşekkür etti. Prof. Dr. Köse, “Üniversitemizde görev yapan akademisyenlerimiz, disiplinlerindeki en güncel bilgi ve araştırmaları öğrencilere aktarırken uluslararası standartlardaki bilgi üretimini de bilimsel çalışmalarıyla desteklemektedirler. İKÇÜ’nün dünyada ve Türkiye'de daha üst sıralarda yer alması için çabalayan, her geçen yıl gelişen ve ilerleyen bir üniversite olarak öğrenci memnuniyetinde de üst sıralarda yer almamızda güç veren değerli çalışma arkadaşlarıma şükranlarımı sunuyorum. Bu listelerde yer alan akademisyenlerimizin sayısının artacağına olan inancımı yineleyerek genç nesillere ilham kaynağı olacak başarılarınız için sizleri yürekten kutluyorum ve çalışmalarınızın başarıyla devamını diliyorum" diye konuştu. Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Prof. Dr. Süleyman Akbulut, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Gökçen Bombar’ın da yer aldığı görüşmenin sonunda, Rektör Köse tarafından akademisyenlere başarı belgesi takdim edildi. -
698 kez okundu
Bakay Hoca İçin Anma Programı
Kalp krizi sonucu 55 yaşında yaşamını yitiren İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi, Uluslararası Projeler ve Erasmus Koordinatörü Doç. Dr. Mehmet Emin Bakay için eşi, çocuğu, ailesi, yakın dostları, akademisyen arkadaşları, sevenleri ve öğrencilerinin de katıldığı anma programı düzenlendi. Geçtiğimiz ay geçirdiği ani kalp krizinin sonucu yaşamını yitiren ve sevenlerini yasa boğan Bakay Hoca’nın anılarını yad etmek için düzenlenen programı, şehir dışı programı nedeniyle katılamayan Rektör Prof. Dr. Köse’yi vekalaten Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Süleyman Akbulut, Prof. Dr. Yasin Bulduklu, dekanlar, enstitü ve yüksekokul müdürlerinin yanı sıra, konuk üniversitelerden gelen akademisyenler, Milli Eğitim Bakanlığında birlikte çalıştığı mesai arkadaşları, eğitimciler, akademik ve idari personel ile öğrenciler takip etti. Program, İlahiyat Fakültesinden Dr. Öğr.Üyesi İhsan Sütşurup’un okuduğu Kur’an-ı Kerim Tilaveti ile başladı. Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, üniversiteye gelişi ile birlikte olan tanışmalarından koordinatörlük görevine uzanan süreçte birçok anıyı paylaştıklarını aktardı. Prof. Dr. Bulduklu, insani yönünün dışında güçlü akademik donanımı, proje adamı yönüyle de Bakay’ın İKÇÜ’nün uluslararasılaşma misyonuna kazanımlarının rekor seviyelere ulaştığını söyledi. Bulduklu, “İnanılmaz bir insandı. O’nun göreve başlamasıyla İKÇÜ’nün fonlardan aldığı pay, 12 kat arttı. 20 bilim haberi yaptıysak 15’i Bakay Hoca’nın içinde olduğu bir proje haberidir mutlaka. Emin Hoca başarılı bir akademik hayatının yanında çok iyi bir insandı. Sanki kırkı yıldır tanıyormuşum gibi. Çok arıyoruz kendisini, çok özlüyoruz. Mizahi yönü çok güçlüydü. Ölümü de keşke şaka olsaydı. Çok şey var ona dair. Kimseye karşı kötü düşünmezdi. O’nun lafıdır, ‘Öyle demeyelim abi’ derdi. Hepimizin başı sağ olsun. Mekânı cennet olsun. Dualarımız onunla olsun” Sosyal ve Beşerî Bilimler Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Şaban Doğan ise toprak ve deniz aşığı yakın dostu Bakay Hoca’yı kaybetmenin derin yası içinde olduğunu kaydetti. Şiir ortak paydasında başlayan dostluklarının her anlamda karşılıklı abi-kardeş ilişkisine dönüştüğünü paylaşan Prof. Dr. Doğan, Bakay’ın çok sevdiği Abdurrahim Karakoç’un ‘incitme’ dizileriyle seslendi: “Sensiz bir yanımız hep eksik kalacak. Cuma günleri kim kontrol edecek bizleri? Kimin yanına gideceğiz, kime dökeceğiz içimizi, kim koşacak imdadımıza en sıkıntılı zamanlarda? Kim teselli edecek? Yoksun öyle mi bundan sonra sabah çaylarında Emin Abi? Öyle demeyelim abi. Ama öyle’ler bitti mi artık? O yakını da uzağı hiç incitmedi. ‘Gölgesinde otur amma Yaprak senden incinmesin. Temizlen de gir mezara Toprak senden incinmesin. Toz konmasın sakın sana. Hakkı geçer halkın sana. Gücenmesin yakın sana. Uzak senden incinmesin...” O kadar çok anı biriktirdik ki birlikte…Kendisi göçünü toplayıp gitti, bize güzel anılarını bıraktı. İyi ki tanıdım seni, unutmayacağız, unutturmayacağız, Ruhun şâd, mekanın cennet olsun güzel insan” dedi. İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Sevtap Ünal da konuşmasında başarılarla dolu eğitmenlik hayatı vesilesiyle fakültenin birçok başarıya imza attığını kaydetti.Ünal, "Çalışkanlık, disiplinle ilgili sayısız ödüle sahipti. 2016’da üniversitemize geldi. Kısa sürede çok değerli, inanılmaz katkılar sağladı. Öğrencilerine kendini adadı. Dönem tatilinde ders yapan biriydi. Çok yardımseverdi. Gençleri çok severdi. ‘Hepsi çok pırıl pırıl ve öğrencilerle vakit geçirmekten çok mutlu oluyorum’ derdi. Başkalarının başarıyla mutlu olan, yüce gönüllü bir insandı. İnanılmaz çalışkan bir insandı. Yarım kalan hiçbir işi olmazdı. Bakay Hocadan hem akademisyen hem de insan olarak çok şeyler öğrendik. Biz kendisini tanımaktan, birlikte çalışmaktan, dostu olmaktan mutlu olduk. Dostluğuna paha biçilemez, anlatmaya kelimeler yetmez. Boşluğu asla doldurulamaz. Güven,samimiyet, dürüstlük onu en iyi anlatan erdemlerdir. O’nu tanımaktan gurur duydum. Seneyi devriyesinde İİBF Dergimiz için özel sayımız olacak hepinizden bu konuda desteklerinizi bekliyoruz” diye konuştu. İİBF Öğretim Üyesi Cihannuma Ekonomik Toplumsal Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Serhat Burmaoğlu da proje vesilesiyle olan tanışıklığından bahsettiği konuşmasında yurt dışına çıkmadan önce paylaştıkları akademik yolculuğu anlattı. Prof. Dr. Burmaoğlu, “Kendisiyle bir projeye başladık. Proje geçince birlikte İtalya’daki toplantıya gittik. İtalya’daki toplantıdaki haline, tavrına bilgisine hayran oldum Bizim fakültemizde böyle bir hoca varmış, hemen yanı basımızdaymış biz ulaşamamışız, farkına bile varmamışız, çok pişman oldum. İtalya’dan dönüşte bunu ona anlattım dedim ki gerçekten şu an çok sinirliyim. Biz seni üniversitede niye böyle bıraktık çok üzüldüm. Sonrasında Rektör Hocamız, Yasin Hocamız ile görüştüm. Eğitmenlik hayatında yaşadığı kırgınlıklar vardı. Bu işlere beni sokuyorsun ama sonra hep beraber üzüleceğiz dedi. İşin içinde birazcık üniversite, devlet deyince aslında Emin Hoca ikna edilebilir bir hoca. Kırgızistan görevine gidince sanki yalnız bırakmışım gibi üzüldüm aslında. Kırgızistan’dayken O’nun sayesinde hep iletişimde olduk. Iletişimi hiçbir zaman koparmadı hep devam ettirdi ve aslında buraya döndüğümde gördüm ki yönetim ekibiyle inanılmaz uyum sağlamış harika iş çıkartıyor. Motivasyonu yerinde ve açık söyleyeyim kendini bulmuştu. Uzaktan da olsak birlikte çalıştık. İyi ki birlikte çalıştık, hiçbir zaman unutmayacağız” şeklinde konuştu. Merhum Bakay ile birçok AB projesine imza atan Turizm Fakültesi Seyahat İşletmeciliği Anabilim Dalı Başkanı Prof.Dr. Volkan Altıntaş da baş sağlığı dileyerek başladığı konuşmasında Doç. Dr. Mehmet Emin Bakay’ın vizyonundan istifade etmekten duydukları memnuniyeti paylaştı. Prof.Dr. Volkan Altıntaş,” Emin hocanın yokluğu bizim için birer boşluk ancak onun bıraktığı izler, ortaya koyduğu vizyon birer kazanımdır. Göreve ilk başladığı günden bu yana üniversitemiz ve fakültelerimiz için uluslararası anlaşmaların yapılmasını sağlayan, uluslararası ağımızı güçlendiren çok değerli bir hocamdı. Fakültemize, üniversitemize katkıda bulunduğu için kendisine minnettarım. Son defa Erasmus seyahatini benimle geçirmesi benim için oldukça anlamlı. Yaklaşık 15-16 saat süren uzun bir yolculuğa çıkmıştık. O uzun seyahatte yakından tanıma fırsatı bulduğum Emin Hoca ile çok farklı iş birliklerine imza attıktan sonra farklı projeleri daha yapacaktık. Nasip olmadı. Hayatım boyunca unutamayacağım çok değerli bir insan olduğunu söylemek istiyorum” diye konuştu. Merhum Bakay’ın akademik danışmanı olan Dokuz Eylül Üniversitesinden Emekli Öğretim Üyesi Prof.Dr. Reşide Kabadayı da yaşadığı derin üzüntüyü “O benim arkadaşımdı o benim öğrencim değildi kendisini çok özlüyorum” şeklinde ifade etti. Öğrenciliğinin dışında kendisine olan hürmetini, saygısını, yardımını hiçbir zaman esirgemediğini ifade eden Prof.Dr. Reşide Kabadayı, “Uzun vadede Emin ile arkadaş olduk, ben ona yardım ettim o bana yardım etti. Ama en çok özellikle emekli olduktan sonra o bana yardım etti. Ne zaman zorda kalsam ne zaman sıkışsam hep Emin’e başvurdum. O her bayram her yılbaşı beni önce telefonla arayıp o günlerimi kutlayan değerli bir öğrencimdi. O gerek öğretmenliğinde gerek eğitim yöneticiliğinde çok başarılı oldu. Bilim insanı olarak çok başarılıydı, bir bilim insanının sahip olması gereken özelliklere sahipti. Meslek hayatında çok iyi bir insandı, özel hayatında da öyleydi, ahlaklıydı, yardım severdi, iyilik severdi. Emin’in dogmaları yoktu, esnekti, dayatmazdı. Aynı zamanda tevazu sahibiydi, övündüğünü hiç ama hiç bir zaman görmedim. Kendisini çok özlüyorum beni dinlediğiniz için teşekkür ederim” şeklinde konuştu. Ege Üniversitesi Eğitim Fakültesi Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç.Dr. Yüksel Deniz Arıkan’da Doç. Dr. Mehmet Emin Bakay ile olan 30 yıllık dostluğundan bahsederek kaybından duyduğu acıyı ifade etti. Doç. Dr. Arıkan, “Hayatımdaki en zor anlardan biri onun aramızdan ayrıldıktan sonraki ilk dersimdi. Bu dersi O’na atfetmiştim, benim için zor olmuştu. Sizler onu üniversite perspektifinden tanıyorsunuz. Yaklaşık 30 yıla varan bir arkadaşlıkla, O’nu tanıyan biri olarak anlatmak isterim ki; ikimizin de hocası bizi odasına çağırırdı. Siz ikiniz çok iyi arkadaş olacaksınız dedi ve öyle de oldu. Yıllarca ayrılmadık, çocuklarımız oldu. Çok çalıştık, birlikte şehirler gezdik, birlikte türküler söyledik. Genç yaşta aramızda ayrıldı. Bir abi, bir kardeşimi kaybettim. Mekânın cennet olsun” dedi. Merhum Bakay’ın anısını yad etmek isteyenlerin söz aldığı ve oluşturulan anı defterine Bakay anısına duyguların paylaşıldığı program çerçevesinde ayrıca Merkez Kampüs alanında pilav ve lokma dağıtıldı. -
691 kez okundu
Diş Hekimliğinde Beyaz Önlük Mutluluğu
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Diş Hekimliği Fakültesi 1’inci sınıf Türkçe ve İngilizce Lisans Programı öğrencileri için “Beyaz Önlük Giyme Töreni” düzenlendi. Ailelerin yoğun katılım gösterdiği programda, öğrencilere beyaz önlükleri, protokol ve Diş Hekimliği Fakültesi öğretim üyeleri tarafından giydirildi. Dekan Prof. Dr. Gülten Kavak’ın ev sahipliğinde yapılan törende öğrencileri, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, öğretim üyeleri ile aileleri yalnız bırakmadı. Başarılarımızı Daha İleri Noktalara Taşıyacağız Sağlık sektörünün geleceği genç hekim adaylarına seslenen Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, diş hekimliğinin sağlık sektörünün en önemli alanlarından birisi olduğunu vurguladığı konuşmasında, İKÇÜ Diş Hekimliği Fakültesinin, yetkin akademik kadrosu ve üst düzey teknolojik alt yapısı ile alanında ülkemizin önde gelen fakülteleri arasında yerini aldığını aktardı. Prof. Dr. Bulduklu, “Başarı çıtalarında hızla yükselen bir İKÇÜ ve Diş Hekimliği Fakültesi olarak öğrencilerimize yüksek kalitede, onların her türlü ihtiyaçlarına karşılık veren bir eğitim hayatını sunmaktayız. Öğrencilerimizden aldığımız güçle bu alanda başarılarımızı daha ileri noktalara taşıyacağız. Öğrencilerimiz, beyaz önlüklerini giydikleri ilk andan itibaren hekimlik mesleğinin etik değerleri çerçevesinde ağız ve diş sağlığının korunması ve iyileştirilmesi için çok önemli bir misyonu üstlenmiş olacaklar. Bu konuda üniversitemiz bütün imkanları, donanımları ve öğretim görevlileriyle öğrencilerimizin yanındadır. Sadece kentimizden değil civar illerden de yoğun talep gören hastanemiz, önümüzdeki ay yeni sağlık yerleşkemizde hizmetlerine devam edecek. Öğrencilerimizin de ikinci dönemi orda karşılamaları için yoğun çaba göstermekteyiz” dedi. Yüzleri Güldüren Bir Sağlık Hizmeti Beyaz önlüğün, büyük bir sorumluluğun ve güvenin simgesi olduğunu hatırlatan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, İKÇÜ’lü hekimlerin mesleğin tüm zorluklarının üstesinden başarıyla geleceğine inandıklarını söyledi. Prof. Dr. Bulduklu, “Yorucu, zorlu ve üst düzey fedakârlık gerektiren, sonu olmayan bir eğitim sürecinin başındasınız. Kliniklerde hastalarımızla buluştuğunuz ilk andan itibaren İKÇÜ’yü başarıyla temsil edeceğinize, meslek hayatınızda yüzleri güldüren bir sağlık hizmeti sunacağınıza yürekten inanıyoruz. Sizleri ve ailelerinizi bir kez daha tebrik ediyor, başarılı bir gelecek temenni ediyorum” ifadelerini kullandı. Klinik Uygulamalar Size Güçlü Bir Anahtar Olacak Öğrencilerinin heyecanını paylaşan Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Gülten Kavak ise beyaz önlüğün mesleğe başlangıcın ve mesleki sorumlulukların farkına varılmasının ilk adımı olduğunu belirtti. Dekan Prof. Dr. Kavak, “Bugün beyaz önlüklerinizi giyerek yeni bir hayata başlayacaksınız. Beyaz önlük diş hekimliği mesleği için, dürüstlüğün, ahlaklı olmanın, sırdaş olmanın, aydınlığın, asaletin, saflığın, din, dil, ırk, cinsiyet ayrımı yapmadan oluşan hizmetin sembolüdür. Uzun sürecek bir yolculuğun başlangıcı olan bugün çok özel ve anlamlı bizlerde sizin kadar heyecanlıyız. 2012 yılında eğitim ve öğretim hayatına başlayan fakültemizin sizleri 5 yılda yarınlara hazırlayacak. Hocalarınızdan öğreneceğiniz her bilgiye kıymet verin, onların tecrübelerinden faydalanın. Diş hekimi olduğunuzda, üniversite sıralarında ve klinik uygulamalarda öğrendiğiniz bilgiler size güçlü bir anahtar olacaktır. İyi bir hekim olmak için çok çalışmalı ve dünyadaki medikal gelişmeleri yakından takip etmelisiniz” dedi. Ülkemize ve Dünyaya Faydalı Diş Hekimleri Fakültelerinin gelişimi adına her zaman destek olan Rektör Prof. Dr. Saffet Köse ile tüm yönetim ekibine şükranlarını ileten Dekan Prof. Dr. Kavak, “Bugün sizlere beyaz önlük giydirdiğimizde hissettiğimiz sevinci ve mutluluğu, beşinci yılın sonunda yapacağınız diş hekimliği mezuniyet yeminini bizlere ve ailelerinize yaşatmanız en büyük temennimizdir. Sizlerden yegâne beklentimiz, insana hizmetle eşdeğer kabul edilen beyaz önlüklerinizi, tertemiz, etik ve ahlaki değerlerle, üstün kabiliyet ve başarılarla donatarak, ülkemize ve dünyaya faydalı birer diş hekimi olmanızdır. Bu özel günde öğrencilerimizi yetiştiren hocalarımıza, asistanlarımıza ve personelimize çok teşekkür ediyorum. Değerli öğrencilerimizi ve ailelerini gönülden kutluyor, eğitim ve meslek hayatınızda başarılar diliyorum” şeklinde konuştu. Bu Fedakârlıkları Asla Unutmayacağız Öğrencilerin beyaz önlük mutluluğunu konuklarla paylaşan birinci sınıf temsilcileri Ceren Tam ve Mina Keleş ise İKÇÜ’den öğrendikleri tüm etik değerlere sadık kalarak mesleklerini icra edeceklerini vurguladı. Öğrenciler, “Bugün burada gururla ailelerimizin ve hocalarımızı gülümsettiğimiz gibi gelecekte hekimlik adına yaptığımız uygulamalarımız ile hiç bilmediğimiz insanların yüzünde gülümsemeye sebep olacağız. Başarılı olmamız için gece gündüz emek veren ailelerimizi ve bizlerin gelişimi için çabalayan tüm hocalarımızı saygı ve sevgiyle selamlıyoruz. Bu fedakârlıkları asla unutmayacağız” şeklinde duygularını paylaştı. Tören, konuşmaların ardından öğrencilerin Dr. Öğr. Üyesi Yağmur Kılıç önderliğinde Diş Hekimliği Andını okumasıyla sona erdi. -
686 kez okundu
İKÇÜ, Ata Yurdunda "Kayıp Kenti" Gün Yüzüne Çıkarıyor
Türklerin ata toprağındaki "kayıp kenti" Togu Balık'ın kalıntıları bulundu. İzmir Katip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) ile Moğolistan Bilimler Akademisi Arkeoloji Enstitüsü, Moğolistan'ın Tuul Vadisi'nde yürüttükleri kazı çalışmalarındaki alanın Dokuz Oğuzlar'ın yaşadığı ve Göktürkler ile savaştığı "Togu Balık" kenti olduğunu kanıtladı. İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesinden akademisyenler, Moğolistan'da ortak kazı yapmayı içeren protokol kapsamında Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığının (TİKA) desteğiyle çalışmalarını sürdürüyor. Bilge Kağan ve Kül Tigin yazıtlarında da adı geçen Dokuz Oğuzlara (Uygurlar'ı kuran boylar) ait Togu Balık kenti olduğu düşünülen, Moğolistan'ın Tuul Vadisi'ndeki yerleşim yeri kalıntılarında gerçekleştirilen ortak kazı çalışmalarında 30 kişilik ekip görev alıyor. İKÇÜ Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şaban Doğan'ın koordinasyonu ve Prof. Dr. Anıl Yılmaz ile Doç. Dr. Enkhtur Altangerel'in başkanlığında yürütülen çalışmalarda, eski Türklerin inanç, ölü kültü, şehircilik gibi konularda geliştirdikleri yaşam şekilleriyle ilgili detaylı bilgilere ulaşılması hedefleniyor. Alanda kazı çalışması ve yüzey araştırmaları sürdürülüyor. Araştırma, Tuul Nehri'nin iki yakasındaki şehir kalıntıları ve buraları çevreleyen Mayhan, Tömst ve Agit dağlarını kapsayan 100 kilometrekarelik alanda gerçekleşiyor. "Eski Türklerden kalma sayısız kültür varlığı var" Kazı projesinin sorumlusu Prof. Dr. Şaban Doğan, pek çok Türk devlet ve topluluğuna ev sahipliği yapan, Türkler için kutsal kabul edilen Ötüken'in de bulunduğu Moğolistan topraklarında eski Türklerden kalma şehir harabeleri, anıt mezar kompleksleri, kurganlar ve petroglifler başta olmak üzere sayısız kültür varlığı bulunduğunu belirtti. Moğolistan'da Bilge Kağan, Kül Tigin ve Tonyukuk yazıtları başta olmak üzere bugüne kadar 200'e yakın yazıt bulunduğunu aktaran Doğan, bilim camiasının bu topraklara 1800'lü yılların sonunda başlayan ilgisinin artarak devam ettiğini ifade etti. Doğan, Moğolistan'da her yıl 60 ila 90 arasında uluslararası bilim heyetlerinin dahil olduğu arkeolojik çalışmalar yapıldığını aktararak, "Maalesef Türkiye merkezli kazı çalışmaları yok denecek kadar az. TİKA tarafından oluşturulan ekiplerle gerçekleştirilen Bilge Kağan ve Tonyukuk anıt külliyelerindeki kazılar dışında 2019'a kadar bu ülkede kurumsal olarak Türkiye merkezli kazı çalışması yapılmadı." dedi. İslamiyet öncesi Türk tarihini, kültür ve medeniyetini anlayıp yorumlayabilmek için bu coğrafyada arkeolojik çalışmaların yapmanın önemini vurgulayan Prof. Dr. Doğan, "Almanya, Rusya, Çin, Japonya başta olmak üzere pek çok ülke yaklaşık 200 yıldır bu topraklarda arkeolojik çalışmalar yapmaktadır. Maalesef Türkiye bu alanda geride kaldı, arzuladığımız noktadan çok uzağız. Türkiye'nin tek Türk-İslam Arkeolojisi bölümünü bünyesinde bulunduran üniversitemiz 2018 yılında rektörümüzün öncülüğünde bu coğrafyada arkeolojik çalışma yapmak için girişimlerde bulunmuş o yıldan günümüze kadar Moğolistan'da önemli çalışmalar yapmıştır." diye konuştu. "Togu Balık olduğunu ispat edecek buluntulara ulaştık" Hedeflerinin Bilge Kağan ve Kül Tigin yazıtlarında adı geçen, bugüne kadar yeri tespit edilemeyen Togu Balık'ı gün yüzüne çıkarmak olduğunu söyleyen Doğan, şunları kaydetti: "Tarihi kaynaklarda adı geçen ancak neresi olduğu bugüne kadar tam olarak tespit edilemeyen Togu Balık, bilinen Uygur şehirlerinden çok daha eski. Bu şehrin gün yüzüne çıkarılıp kazılması Uygurlar'ın yerleşik yaşamına dair bulgularımızı en az 100 yıl geriye götürecek. Çalıştığımız alanla ilgili uzun zaman yüzey araştırmaları ve literatür taraması yaptık. Bazı çalışmalarda bölgede Uygur dönemiyle ilişkilendirilebilecek buluntulardan bahsedilmiş, ancak detaylandırılamamıştı. Biz bu bölgenin Togu Balık olduğunu ispat edecek buluntulara ulaşmayı başardık. Kazı çalışması yaptığımız bir bina kalıntısında binaya ait olduğu kesinleşen Uygur seramiklerine ulaştık. Ekibimizdeki Türk ve Moğol arkeologlar bu konuda hemfikir. Biz artık net olarak burası Dokuz Oğuzlar'ın Togu Balık şehri diyebiliyoruz. Bize göre çok önemli bir keşif. Bu, Türklerin yerleşik hayata geçişine dair yeni bilgilere ulaşılmasını sağlayacak." https://www.aa.com.tr/tr/kultur/turklerin-ata-topragindaki-kayip-kenti-togu-balikin-kalintilari-bulundu/3267785