Türkiye Veri Bilimi Alanında Stratejisini Belirlemeli
Birmingham City Üniversitesi (BCU) Faculty of Computing Engineering and the Built Environment, Araştırma ve Endüstriden Sorumlu Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Hüseyin Şeker, “Bilimsel Analiz, Verinin Gücü ve Güçlendirdikleri” başlıklı konferansını vermek üzere İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi’ne (İKÇÜ) konuk oldu.
Konferansta konuşan, veri bilimi ve analizi, yapay zekâ ve makine öğrenmesi alanında dünya çapında tanınan bilim insanı Prof. Dr. Hüseyin Şeker, yapay zekâ stratejisi olan Türkiye’nin veri alanında da hazırlanacak stratejiyle başarıya ulaşacağını vurguladı.
Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Üniversite Konferansları programı kapsamında İKÇÜ Münazara Topluluğu’nca düzenlenen konferansı; Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Prof. Dr. Süleyman Akbulut, İslam Tarihçisi Araştırmacı-Yazar Prof. Dr. Mehmet Şeker, dekanlar, çok sayıda akademisyen ve araştırmacı takip etti.
Ülkelerin Kaderini Belirliyor
Açış konuşmasını yapan Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, dijital çağın en önemli metasının veri olduğunu kaydetti. Veriler üzerinden insan üzerinde hâkimiyet kurulabildiğini aktaran Rektör Prof. Dr. Köse, “Günümüz dijital dünyasına yönelik kullanılan ‘Bir ürüne para ödemiyorsanız ürün sizsiniz’ diye bir söz var. Sosyal medya üzerinden olsun, bankacılık hizmetleri, mesajlaşma, e-posta gibi birçok uygulamadan faydalanıyoruz ama kullandığımız her uygulamada birer iz bırakıyoruz. Bu uygulamalar üzerinden kişisel eğilimlerimiz tespit ediliyor. Bu mecralar seçim kazandıran veya kaybettiren bir metaya dönüşmüş durumda. Dolayısıyla ülkelerin kaderini belirleyen bir boyuttan söz ediyoruz. Yapay zekâ üzerinden yapılan analizler stratejik noktalarda kullanılıyor” dedi.
Büyük Veri Projesi’nde Olmaktan Gurur Duyuyoruz
YÖK’ün İKÇÜ’nün de arasında yer aldığı pilot olarak seçilen 8 üniversitede, Büyük Veri Projesi’ni başlattığını hatırlayan Rektör Prof. Dr. Köse, bu projenin Türk Yükseköğretimine ivme kazandıracağını belirtti. Prof. Dr. Köse, “Bilindiği üzere ‘yüzde yüz yerli, yüzde yüz İKÇÜ imzası taşıyan 34 modüllü bir UBYS’miz var. Bu sistem, 23 üniversitede bir buçuk milyon kullanıcı tarafından kullanılmaktadır. YÖK’ün de dikkatini çeken bu İKÇÜ markası sayesinde Büyük Veri Projesi’nde yer almaktan gurur duyuyoruz” diye konuştu.
Dünyada En Çok Sorgulanan Veri ‘COVID- 19’
Veri bilimi ve analizi, yapay zekâ ve makine öğrenmesi üzerine dünya çapında çok sayıda yayını bulunan yaklaşık 25 yıldır bilim yolculuğuna İngiltere’de devam eden Prof. Dr. Hüseyin Şeker, cep telefonu kullanan herkesin aslında birer veri üreticisi olduğunu söyledi. Son iki buçuk yılda en çok sorgulanan veri başlığının COVID-19 olduğunu belirten Prof. Dr. Hüseyin Şeker, hastalıkla ilgili verilerin arttıkça tedavi yöntemlerinde başarıya ulaşıldığını vurguladı. Prof. Dr. Şeker, “Hastalıkla ilgili ilk başta veri yoktu, veriler toplandıkça, genetik çalışmalar yapılınca, bu hastalıkla ilgili tespitler yapıldıkça daha fazla bilgiye sahip olundu. Böylece insanların hayatları kurtarılmaya başlandı. Veri olmadan yapay zekâ algoritmaları oluşturamazsınız. Bu algoritmalar özellikle aşı, ilaç ve tedavi yöntemleri geliştirilmesinde çok fazla karşımıza çıktı Geliştirilen algoritmalar sağlık sistemi üzerinden cep telefonlarımıza ulaştı. Çevremizde hastalığı olanlar, alanları tespit edildi. Hasta olmayanların izole edilmeleri sağlandı” dedi.
Dünyada En Çok COVID-19 Genetik Bilgisine Sahip Ülke: İngiltere
Genetik çalışmalara 1950’de Cambridge’de başlayan İngiltere’nin COVID ile ilgili en çok genetik çalışma yapan ülke konumunda olduğunu söyleyen Prof. Dr. Hüseyin Şeker, daha ortada aşı yokken İngiliz hükümetinin ihaleye çıkarak; geliştirilecek aşıların yan etkilerinin bulunmasının tespit edilmesi için bilgisayar programı yapılmasını istediğini aktardı. Prof. Dr. Hüseyin Şeker, “İngiltere, 2018 yılında dünyada ilk defa yüz bin insanın genomunu çözümleyen ülke oldu. Böyle bir ülke dünyada yok. Bu sayı bugün 140 bin civarlarına çıktı. Bu veri tabanı çok değerli. Bu insanlardan COVID’e yakalananlar oldu. Elinizde hastalanmadan öncesi ve hastalığa yakalandıktan sonrası vücudunda ne tür değişiklikler olmuş bu verilerden karşılaştırabiliyorsunuz. Böylece COVID’le ilgili en çok genom dizisi çıkaran ülke İngiltere oldu. Aşının çok büyük yan etkilerinin olabileceği düşünüldü. Hükümet yapay zekâ algoritmasına sahip bir programı satın alarak kullanmaya başladı. Şu an 3 milyon civarı bir veriye sahipler. Baktığınızda varyasyonları ilk tespit eden ülke İngiltere’dir. Üç milyonun üzerindeki rakamla dünyada en çok COVID ile ilgili genetik bilgiye sahip ülke durumunda” diye konuştu.
Selçuklu Dönemine Uzanan Zengin Veri Kaynaklarımız Var
İnsanoğlunun mağara döneminden bu yana veri topladığını aktaran Prof. Dr. Şeker, mağaralara çizilen hayvan figürlerinden yazının, kâğıdın bulunmasına uzanan süreçlerde bu verilerin kullanıldığını söyledi. Prof. Dr. Şeker, “Selçuklu, Osmanlı dönemlerine uzanan çok güzel veri kaynaklarımız var. Pazarda satılanların ne kadara satıldığının bile verileri tutulmuş bu kaynaklarda… Biz aslında binlerce yıldır veri tutuyoruz. Şu an dünyada büyük veri merkezleri var. Microsoft’un veri merkezi 151 futbol sahası büyüklüğünde. Son yıllarda veri merkezlerinin sayısı dünyada artmaya devam ediyor. Alanla ilgili şirketlerin sayısı arttıkça yeni iş sahaları ortaya çıktı. Küpeden, saate giyilebilir teknolojilerden veriler toplanmaya başlandı. Kapınızın ziline bağlı modüllerden siz evde yokken cep telefonunuza bildirim geliyor” şeklinde konuştu.
Veri Bilimi Stratejimizin Belirlenmesi Şart
İngiltere’de ve Avrupa’da yapay zekâ stratejisinden önce veri stratejilerinin yayınlandığını, Türkiye’de de veri bilimiyle ilgili bir stratejinin yayınlaması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Hüseyin Şeker, “Devletler, politika geliştirmede, güvenlik açıklarını kapatmada bu konuda çok geride kaldı. Ekonomik gelişime olan etkisini görünce konunun öneminin farkına varıldı. Her ülkenin kendine göre bir veri hazinesi var. Türkiye’nin de birçok alanda verileri var. Örneğin sağlık alanında, sağlık verilere çok hassastır. Sağlık Bakanlığı’nın oluşturacağı bir strateji grubuyla çizgilerini belirlemesi lazım. Veriyi siz araştırmacılara nasıl açacaksınız? Bunun imkânı var mı? Ne kadarını, ne kadar süreli açacaksınız? Bu başlıkların belirlenmesi stratejinin parçası. Veriye ulaştınız, bu verilere analiz edecek kapasiteniz var mı? Bu verilerin güvenliğini sağlayacak yedek merkezleriniz var mı? Bu noktada Bakanlığa üç veri merkezi önerim oldu. Bu şehirler Erzurum, Ankara veya Konya ve İstanbul olmuştu. Örneğin İstanbul’daki ana merkezin bir deprem veya başka bir felaketi düşünerek kopyasının olması lazım. Niye Erzurum? Çünkü soğuk bir şehir. Veri merkezlerinde ortaya çıkan çok fazla yüksekliklerdeki ısıyı soğutmak için muazzam bir enerji harcanıyor. Bu yüzden soğuk şehirleri önermiştim. Veri toplamak, ulaşmak, analiz etmek çok zor. İnsan gücünde sıkıntı yok. Bu alanda çalışan çok sayıda araştırmacı, Türk bilim insanı olduğunu biliyorum” dedi.
Prof. Dr. Hüseyin Şeker, dünyada en fazla yapay zekâ ve veriyle ilgili kuluçka şirketine sahip şehrin Londra olduğunu belirterek; yapay zekâ stratejisi olan Türkiye’nin veri alanında da hazırlanacak stratejiyle başarılı olacağını sözlerine ekledi.
Konferans, katılımcılardan gelen soruların cevaplanmasının ardından günün anısına plaket takdimi ile sona erdi.