Kadına Karşı Şiddetle Mücadele İKÇÜ’de Ele Alındı
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Kadın ve Araştırma Uygulama ve Araştırma Merkezi/Kadın ve Aile Çalışmaları Öğrenci Topluluğu tarafından “Kadına Karşı Şiddetle Mücadele ve Farkındalık” paneli düzenledi.
Rektör Prof. Dr. Saffet Köse’nin moderatörlüğünde yapılan panele Aile ve Sosyal Hizmetler İzmir İl Müdürü Nesim Tanğlay, Çiğli Sosyal Hizmetler Müdürlüğünden Psikolog Ceren Erdur konuşmacı olarak yer aldı.
Kadın Gerçek Değerini İslamiyet İle Buldu
Zarafetin ve şefkatin en çok yakıştığı kadınlar ile şiddet eylemlerini yan yana getirerek konuşmanın utanç verici bir mesele olduğunu kaydeden Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, canlılara karşı merhameti ve şefkati merkeze koyan bir dinin mensupları olarak şiddet haberlerini görmekten büyük üzüntü duyduğunu paylaştı. Kadının gerçek değerini islamla bulduğunu aktaran Rektör Prof. Dr. Köse, İslamiyet öncesi tüm dini inanışlarda kadına ve kız çocuklarına yapılan zulümlerin görüldüğünü örnekledi. Prof. Dr. Köse, “Ortaçağ Avrupası’nda içine cin kaçmış kadınlardan tutun, cadı avlarına kadar birçok insanlık dışı inanışların olduğunu görürsünüz. Kadının cinselliği üzerinden oluşturdukları birçok inanışları var. Kadının adeta ikinci derecede görüldüğünü görmekteyiz. Kadının gerçek değerini islamla bulduğunu düşünüyorum. Tüm canlılara karşı merhameti ve şefkati merkeze koyan bir dinin mensuplarıyız. Kur’an’a göre, kadın ve erkek birbirilerini tamamlayan varlıklar olarak yaratılmıştır. İslâm'da, insanlık ve Allah’a (cc) kulluk bakımından kadınla erkek arasında bir fark yoktur” dedi.
Kur’an Tüm İnsanlığa Merhameti Öğretir
İslam’ın kadına verdiği değeri anlatmak için: “Cennet anaların ayağının altındadır.” hükmüne bakıldığında bütün anlayışın görülebileceğini kaydeden Rektör Prof. Dr. Köse, sağlıklı toplumlar oluşmasındaki ana unsurun aileden geçtiğini aktardı. Prof. Dr. Köse, “Kur’an tüm insanlığa merhameti, saygıyı, sevgiyi öğretir ki; Hz. Muhammed (SAV) Efendimizin hayatına baktığımızda da bunu görürüz. Kızı Hz Fatıma’yı ne kadar sevdiğini, ona ne kadar değer verdiğini, onu her zaman yanında bulundurmasından, ona olan bağlılığından anlıyoruz. Kur’an’ın emirleriyle kızların canlı olarak gömülmelerinin önüne geçilmesinden tutun, adaleti gözeten hukuki haklara, kendi başına ticaret yapma ve mal sahibi olmalarına, veraset almak gibi kadını önceleyen, koruyan emirleri okuyoruz. İslam kadını ve aile bütünlüğünü her zaman destekler ve korur” diye konuştu.
Psikososyal Dinamikleri Analiz Etmek Lazım
Kadına gösterilen şiddet ve eziyetin İslam dışı bir anlayış olduğunu söyleyen Prof. Dr. Köse, “Şiddet dünyanın her yerinde var. Bunun psikososyal dinamikleri var. Bir bütün halinde ele alınmadıkça, bu dinamikleri analiz etmedikçe şiddetin önlenmesi mümkün değildir. İKÇÜ Kadın ve Aile Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi ve öğrenci topluluğunun düzenledikleri etkinliklerin bu alandaki çalışmalara ve kadına karşı şiddetin önlenmesi konusuna katkılar sunmasını temenni ediyorum”dedi.
“Kadın, İnsandır, Biz İnsanoğluyuz”
Panelde kadına yönelik yapılan her türlü saldırının tüm insanlığa ihanet olduğunu kaydeden Kadın ve Aile Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkez Müdürü Doç. Dr. Fatma Akkuş Yiğit, medeniyetimizde ve İslamiyet’te kadının yerinin tüm insanlığa örnek teşkil ettiğini aktardı. Doç. Dr. Yiğit, “Kadın Hakk’ın nurudur” diyen Mevlana Hazretleri, kadından üstün olduğunu zanneden erkekleri de bilgisiz, kaba ve sevgisi az insanlar olarak tasvir ediyor. Tarihimize baktığımızda Terken Hatun’dan Hayme Ana’ya, Nene Hatun’dan Kara Fatma’ya kadar verdikleri mücadele ve azimleriyle efsane haline gelmiş nice kadınlarımız vardır. Buradan hareketle Anadolu’nun bilge ozanı Neşet Ertaş’ın şu sözünü hatırlatmak isterim: “Kadın, insandır, biz insanoğluyuz” ifadelerini kullandı.
Şiddet Alışkanlığının Kökünden Kazınması İçin…
Tüm dünyada fiziksel, ekonomik, psikolojik şiddete maruz kalan kadınların toplumları geleceğe taşıyacak ana unsur olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Yiğit, “Kadınlarımızın güçlü, eğitimli ve güvende olduğu toplumlar ancak kendilerini geleceğe taşıyabilecektir. Kadın erkek yan yana, medeniyet yolunda binlerce yıldır birlikte yürüyoruz. Bu uzun yolculukta insanoğlu, güzel olduğu kadar çirkin manzaralara da şahitlik etti. Kadına yönelik şiddet, bu manzaranın en çirkinlerinden biridir. Şiddet, kime ve ne şekilde uygulandığı fark etmeksizin, toplumların ruhunda oluşmuş kötü bir alışkanlıktır. Bu alışkanlığın kökünden kazınması için hepimiz canla başla mücadele etmeliyiz” diye konuştu.
Aile İçerisinde En Fazla Şiddet Kadınlara
Aile ve Sosyal Hizmetler İzmir İl Müdürü Nesim Tanğlay da aileyi oluşturan temel dinamiklerin kadın ve çocuklar olduğunu ifade ederek; şiddet meselesinde de çocuk ve kadına yapılan şiddetin ön planda ele alındığını söyledi. İl Müdürü Tanğlay, rakamların aile içerisinde en çok şiddet vakalarının kadına yönelik yaşandığını gösterdiğini kaydettiği konuşmasında, “Aile içerisinde bu husus cereyan ettiği zaman bunun sosyal niteliğine baktığımızda bu oran toplumları da etkiliyor. Bu oranlarla toplumdaki şiddet oranlarını da görebiliyoruz. Şiddeti sadece kadına indirgemek sadece kadın üzerinden şiddeti değerlendirmek doğru değil. Sonuçta insanın bulunduğu her yerde şiddetle karşılaşabiliyoruz“ dedi.
Yasal Düzenlemelerin Uygulanmasında İş Birliği Şart
6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine yönelik kanunun cinsiyet ayrımı yapılmaksızın şiddet mağdurlarının korunup gözetilmesi amaçlandığını aktaran Tanğlay, Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Ulusal Eylem Planı ve bu plana bağlı olarak yürütülen faaliyetlerle ilgili bilgilendirmede bulundu. Yasal düzenlemelerin ve ulusal politika belgelerinin benimsenmesi ve yerel düzeyde işlevsellik kazanmasının, şiddetin önlenmesi için son derece önemli olduğunu ifade eden Tanğlay, kadına yönelik şiddetin önlenmesinde kamu kurum ve kuruluşlarının koordineli, iş birliği içinde çalışma kültürü geliştirmesinin önemli olduğunun altını çizdi.
Dünya Genelinde Her 3 Kadından 1'i Şiddet Mağduru
Çiğli Sosyal Hizmetler Müdürlüğünden Psikolog Ceren Erdur ise kadına yönelik şiddetin, kamusal veya özel yaşamda fiziksel, cinsel, psikolojik ya da ekonomik olarak zarar veren ya da verebilecek her türlü eylemi kapsadığını belirtti. Dünyada her 3 kadından birinin fiziksel ya da cinsel şiddete maruz kaldığını aktaran Erdur, “Dünyada her yıl 1,4 milyon insanın şiddet nedeni ile hayatını kaybettiği tahmin ediliyor. Dünya Sağlık Örgütü tarafında yayınlanan rapora göre, dünya genelinde her 3 kadından 1'i yani yaklaşık 736 milyon kadın fiziksel ve cinsel şiddete maruz kalıyor. Yine rakamlara göre şiddet en çok kadınlara, çocuklara, yaşlılara, engellilere, göçmenlere, evsizlere ve mültecilere yönelmekte. Aile içindeki şiddetin önlenmesinde erkek bireylerin de sorumluluk ve rolleri var. Toplumsal farkındalık ve bilinç kazandırmak için hepimize önemli görevler düşüyor” şeklinde konuştu.