“28 Şubat Sürecinde Kadın ve Aile”
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) “28 Şubat Sürecinde Kadın ve Aile” konulu panele ev sahipliği yaptı.
Türkiye tarihine "postmodern darbe" olarak geçen 28 Şubat'ın 27'nci yılı olması münasebetiyle İKÇÜ SKS Genç Kadın ve Demokrasi Öğrenci Topluluğu, Genç Düşünce Fikir, Sanat ve Medeniyet Topluluğu ile Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) İzmir Şubesi, İnsan ve Medeniyet Hareketi (İMH) İzmir Şubesinin ortaklaşa düzenlediği panelin moderatörlüğünü, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Akbaş üstlendi.
Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kerem Batır, 28 Şubat Öğrenci Derneği Genel Bşk. Emine İlyas ve Eğitimci Sıdıka Çetin’in konuşmacı olduğu paneli, akademisyenler, STK temsilcileri ile öğrenciler takip etti.
28 Şubat Hepimizin Ortak Hassasiyeti
Panelin açılış konuşmasını yapan İKÇÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Akbaş, 28 Şubat’ın hafızalarda bıraktığı izlerden bahsederken, “28 Şubat toplumun bilincini derinden yaralayan bir olay. Hepimizin ortak hassasiyeti. Etkilerini günümüzde hala bireyler üzerinde görebildiğimiz bir travma” ifadelerini kullandı. Tarih bilincinin bir toplumu toplum yapan en önemli özelliklerden biri olduğunu ve zaferler kadar acıların da unutulmaması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Akbaş, “Bir milleti millet yapan en önemli özellik tarih bilincidir. Eğer biz aynı coğrafyada yaşayan bir milletsek, ortak değerleri olan, milli bilince sahip bir topluluksak en önemli unsur tarihimizi bilmektir. Tarihimiz hiçbir zaman ihmal edilmemeli ve nesilden nesile taşınmalıdır. Genellikle zaferler üzerine bir tarih bilinci inşa etmiş olsak da 28 Şubat sürecinde yaşanan acıların da zaman içinde devamlı olarak anılması ve hatırlanması gerekiyor. Acılarımızı hatırlamayı zaman zaman ihmal ediyoruz. Tekrar 28 Şubat’lar yaşanmasın diye bu acıları hatırlamak ve anmak bizlerin tarihsel görevidir” dedi.
Mağduriyetler Hafızamıza Kazındı
İMH İzmir Şube Başkanı Uğur Bayrak panelin açılış konuşmasında, süreç hakkında gençleri bilgilendirmenin çok önemli olduğundan bahsederken, 28 Şubat deyince akıllara başörtüsü yasağının geldiğini, bu sürecin en çok da kadınları ve ailelerini derinden etkilediğini belirtti. Süreçte mağdur olan insanların direnişinin unutulmaması gerektiğine değinen Bayrak, “Bu süreci konuşmamız, tekrar yaşanmamasını dilediğimiz için. Bugün başörtüsünün her yerde serbest olması, o dönemde verilen mücadelelerin sonucudur. Üniversite hayatını, mesleğini geride bırakan kardeşlerimizin direnişi sayesinde bu bilince sahibiz. 28 Şubat’la yapılmak istenen her ne ise bugün siyonist İsrail’in Gazze’de yaptığı şey ile aynıdır. Bugünlerimizi korumak için çok çalışmalıyız. Gençlerimiz bu bilinci sürdürmeli” şeklinde konuştu.
“28 Şubat Sürecinde Kadın ve Aile” paneli açılış konuşmalarının ardından panelist sunumları ile devam etti.
28 Şubat’ta Olmayan Bir Yasa İcat Edildi
İKÇÜ Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kerem Batır, “28 Şubat’ta İnsan Hakları” konulu konuşmasında, süreçle alakalı şahsi deneyimlerini aktararak temel haklar bağlamında 28 Şubat Sürecinin nereye tekabül ettiğine değindi. Sürecin arka planındaki olaylardan ve başörtülü kadınların kamuda yer almaya başlamasıyla dönemin hükümetine karşı ciddi bir tavır sergilendiğinden bahseden Dekan Prof. Dr. Batır, “28 Şubat 1997 tarihinde yapılan Milli Güvenlik Kurulu Toplantısında birtakım kararlar alındı, o kararlar imzalandı fakat yaz dönemine kadar uygulanmadı. Ne anayasamızda ne yasalarda başörtüsünün yasak olduğuna dair hiçbir hüküm yok. 28 Şubat gerçekleştiğinde aslında olmayan bir yasa icat edildi. Daha sonra bu yasayı uygulamaya başladılar. Başörtülü öğrenciler fakültelere ve derslere alınmadılar. 2002’ye kadar devam eden bu süreçte her ne kadar sakallı erkekler de eğitime katılamasa da, süreçten asıl etkilenenler kadınlar oldu” dedi.
28 Şubat Sürecinde Kadınlar
Darbelerin ekonomik anlamda da ülkenin her kesimini ilgilendirdiğini söyleyen 28 Şubat Öğrenci Derneği Genel Başkanı Emine İlyas, yaşanılanların tekrarlanmaması için ders çıkarılması gerektiğine dikkat çekti. İlyas, “Travmasını yaşadığım bir olay olduğu için anlatmakta zorlansam da gençlere bunları olabildiğinde duyurup, bilinçlenmelerini sağlamalıyız. Verilen hak mücadelesini sadece 28 Şubat’ta değil her zaman anlatarak bilinçleri uyandırmalıyız. Ben 19 yaşındayken gelen bu yasak, okumak için gittiğimiz üniversitelerimizde kendimizi ikna odalarında bulmamıza sebep oldu” diye konuştu.
Bilinçlenmeliyiz ki Tekrarları Yaşanmasın
Eğitimci Sıdıka Çetin ise 28 Şubat’ın yansımalarının farklı disiplinlerde ayrı ayrı incelenebilecek bir hadise olduğunu aktardı. Çetin, “Belli bir kesimin kendisini ülkenin tek sahibi olarak görmesinden doğan acı dolu bir süreç. Başörtülü kadınlar bu dönemde itibarsızlaştırılmaya çalışıldı. İzmir’de üniversite okuduğum o dönemde karşılaştığım muamele dolayısıyla kendimi kamyon çarpmış gibi hissetmiştim. Bu hafızalarımızdan hiçbir zaman silinmeyecek bir travma. Kimsenin tekrar bu tarz hukuksuz uygulamaları yaşamamasını diliyorum. Sadece başörtüsü konusunda değil, herhangi bir nedenle insanların birilerinin istedikleri gibi kalıba sokulmaya çalışılması kabul edilemez. Bu konuda bilinçlenmeliyiz ki tekrarları yaşanmasın” ifadelerini kullandı.