Haberler :::
-
07.01.2025
İKÇÜ’de “2030’a Doğru Türk Yükseköğretim Vizyonu”
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından düzenlenen “2030’a Doğru Türk Yükseköğretim Vizyonu" toplantılarının dördüncüsü İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesinin (İKÇÜ) ev sahipliğinde yapıldı. Yükseköğretim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar’ın başkanlığında, İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse’nin ev sahipliğinde düzenlenen toplantıya, YÖK Yürütme Kurulu Üyeleri Prof. Dr. Erol Arcaklıoğlu, Prof. Dr. Naci Gündoğan ile Prof. Dr. Hüseyin Karaman, Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK) Başkanı Prof.Dr. Ümit Kocabıçak, rektörler, rektör yardımcıları ve üniversitelerden akademisyenler katıldı. Yükseköğretim sisteminin stratejik hedeflerini paylaşmak ve üniversitelerin görüşlerini almak amacıyla Ege ve Akdeniz bölgesindeki üniversitelerle birlikte Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde faaliyet gösteren toplam 43 üniversite İKÇÜ’de bir araya geldi. Uluslararası Görünürlükte Alınması Gereken Ciddi Mesafeler Var Toplantının açış konuşmasında rektörlere seslenen YÖK Başkanı Prof.Dr. Erol Özvar, erişilebilir, kaliteli, üretken, araştırmacı, yenilikçi, dijitalleşmeyi, uluslararasılaşmayı, istihdamı destekleyen kurumların yükseköğretimin geleceğini şekillendireceğini kaydetti. Küresel ve bölgesel rekabet gücünün artırılabilmesi ve sürdürebilmesi için bu başlıkların kritik önem taşıdığını vurgulayan YÖK Başkanı Prof.Dr. Erol Özvar, “Yükseköğretimin sadece halihazırdaki durumunu değil yakın gelecekte alabileceği şekilleri bugünden ele almak büyük bir ehemmiyet arz etmektedir. Önümüzdeki yıllar, yükseköğretimde önemli fırsatların yanı sıra ciddi sınamaları da beraberinde getiren dönüştürücü bir sürecin habercisi olacaktır. Yükseköğretim Kurulumuzun eşgüdümü ve üniversitelerimizin dirayetli yaklaşımları sayesinde bugüne dek üniversite öğrencilerimizin öğrenim kalitesinden ödün vermeden, fakat yeni fırsatları da değerlendirerek bir denge bulmaya çalıştığımızı söyleyebilirim. Kapasite ile birlikte kalitenin de aynı ölçüde yükselmesine yönelik toplumda ortaya çıkan beklentinin karşılanması sadece YÖK ve YÖKAK değil bütün üniversite bileşenlerini yakından ilgilendirmektedir. Küresel ölçekte bilim ve teknoloji yarışı büyümüş, ülkeler arası rekabet artmıştır. Buna bağlı olarak küresel rekabette ön sıralara tırmanmak da zorlu bir yarış haline gelmiştir. Türk üniversitelerinin uluslararası akreditasyon standartlarını karşılamada ve küresel üniversite sıralamalarında üst sıralarda yer almada ciddi ve başarılı bir sınav verdiğini bugün uluslararası çevreler de takdir etmektedir. Bununla birlikte üniversiteler olarak mevcut durumla yetinmemiz mümkün değildir. Uluslararası görünürlük ve nispi rekabet üstünlüğü konusunda almamız gereken daha ciddi mesafeler bulunmaktadır. Bu durum, ülkemizin uluslararası öğrenci ve öğretim üyesi çekme kabiliyetini ve küresel akademik camiadaki genel itibarımızı etkilemektedir” dedi. İstihdama Duyarlı Olmayan Programların Tasfiyesi Sürecek Son yıllardaki hızlı teknolojik değişimin, otomasyon ve yapay zekaya dayalı yeni çözümlerin en fazla talep edilen kariyer programlarını şekillendirdiğini ifade eden YÖK Başkanı Prof.Dr. Erol Özvar, ülkemizin dijital beceri açığının kapatılmasında önemli rol oynayacak programların açıldığını aktardı. YÖK Başkanı Prof.Dr. Özvar, “Bu sene 17 yeni ön lisans ve lisans programı 20 üniversitemizde 70’i aşkın sayıda açıldı. Tam doluluk oranı ile bu yıl bu programlar hizmet vermeye başladı. Bu programların sayısını, kalite standartlarını düşürmeden önümüzdeki yıllarda artırmaya devam edeceğiz. İstihdama duyarlı programlar kapsamında sağlıkta ve tarımda dijital teknolojiler ile yeşil dönüşümle ilgili insan kaynağı ihtiyacını karşılamak için yeni programlar üzerinde çalışıyoruz. Ayrıca kuantum teknolojisinin kullanımıyla büyüyen tehditlere çare olması için siber güvenlik alanında ihtiyaç duyulan insan kaynağını da artırmak istiyoruz. Diğer taraftan istihdama duyarlı olmayan programların tasfiyesini de sürdüreceğimizi sizlerle paylaşmak isterim. Son dönemde açtığımız siber güvenlik MYO’ları, dijital ve yapay zekâ tabanlı programlar, hazırladığımız 'Yükseköğretimde Üretken Yapay Zekanın (ÜYZ) Kullanımına Dair Etik Rehber' bu yönde attığımız adımlardan bazılarıdır” diye konuştu. En Geniş Kapsamlı Paydaş Katılımını Sağlamayı Hedefliyoruz Dijital yetkinlik ve büyük veri, uluslararası tanınırlık ve saygınlık, girişimcilik ve yenilik, performans ve kalite güvencesi, gibi konulara odaklanılarak bir yol haritası çıkarılmasına imkân sağlayacak toplantılara ilk kez KKTC üniversitelerinin dahil edildiğini ifade eden YÖK Başkanı Prof.Dr. Özvar, Türk yükseköğretim sisteminin uluslararası arenada rekabet gücünü artırmak için ortak akılla hareket edildiğini vurguladı. Prof. Dr. Özvar, “Türkiye'de yükseköğretimin önümüzdeki yıllarda karşı karşıya kalabileceği sınamaları başarıyla verebilmek ve üniversitelerimizin geleceğini güçlendirmek amacıyla, bütün taraflar olarak dijital yetkinlik ve büyük veri, uluslararası tanınırlık ve saygınlık, girişimcilik ve yenilik, performans ve kalite güvencesi, gibi konulara odaklanarak çeşitli önlemler almalıyız. İşte bu konularda üniversitelerimiz ile birlikte çalışmak ve bir yol haritası çıkarmak üzere bir araya geliyoruz. Yükseköğretim Kurulu olarak politikalarımıza ilişkin karar alma ve uygulama süreçlerinde mümkün olan en geniş kapsamlı paydaş katılımını sağlamayı hedefliyoruz. Belirlenen stratejik hedeflerin başarıyla hayata geçirilmesi için birlikte hareket etmenin hayati önemde olduğunu düşünüyoruz. Herkesin açık, samimi ve yapıcı bir ortamda Türk yükseköğretiminin hedef ve stratejilerine dair söz söylemesi, görüşlerini ortaya koyması bizlere yeni bakış açıları kazandıracak ve ortak aklın işletilmesine zemin hazırlayacaktır. Buradaki toplantıyı diğerlerinden farklı kılan KKTC’deki 13 üniversitenin de burada yer almasıdır. Bu üniversitelerin de bahsi geçen başlıklarda kendilerini geliştirmelerini ve her anlamda kalite standartlarını yükseltmelerini arzu ediyoruz. Bu anlayışla, Yükseköğretim Kurulu olarak sahip olduğumuz deneyim ve kapasiteyle kendilerine bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da destek vermeye devam edeceğiz” dedi. Başarı, Hepimizin Ülkemize ve Milletimize Karşı Sorumluluğudur Geleceğe ilişkin yol haritasının ana hatlarını oluşturacak başlıklara da değinen YÖK Başkanı Prof.Dr. Özvar, "Tüm paydaşlar olarak; dünyada rekabet gücü ve görünürlüğü yüksek, yeniliğe açık, kaliteli, istihdamı destekleyen, erişilebilir, kapsayıcı, dijitalleşmeyi ve uluslararasılaşmayı başarmış bir yükseköğretim sistemini hayata geçirmek hepimizin ülkemize ve milletimize karşı sorumluluğumuzdur. Bunları gerçekleştirmek için birlikte ve daha çok çalışmaya devam edeceğiz. Dördüncüsünü İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesinde gerçekleştirdiğimiz “2030’a Doğru Türkiye’de Yükseköğretim Toplantılarımızın” hayırlı olması temennimi ifade eder, bütün katılımcıları muhabbetle selamlarım” şeklinde konuştu. Toplantı, Yükseköğretim Yürütme Kurulu Üyesi Prof.Dr.Naci Gündoğan’ın “Yükseköğretim Kurulu Vizyonu ve Yapılan Çalışmalar” , Yükseköğretim Kalite Kurulu Başkanı Prof.Dr. Ümit Kocabıçak’ın “Kalite Odaklı Süreç Yönetimi ve Liderlik”, Türk-Japon Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Rektörü Prof.Dr.Mustafa Verşan Kök’ün “Girişimci ve Yenilikçi Üniversite”, İstanbul Teknik Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr. Lütfiye Durak Ata’nın “Üniversitede Dijital Dönüşüm ve Veriye Dayalı Yönetim” , Gebze Teknik Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr. Elif Damla Arısan’ın “Üniversitenin Ulusal ve Uluslararası İtibarı ve Görünürlüğü” başlıklı sunumları ile devam etti. YÖK üyeleri, 43 üniversiteden gelen rektör, rektör yardımcıları ile yapılan değerlendirmelerin ardından Rektör Prof. Dr. Saffet Köse İKÇÜ’yü teşrifleri sebebiyle YÖK Başkanı Prof.Dr. Özvar’a kurumsal hediye takdiminde bulundu. Toplantı, YÖK Başkanı Prof.Dr. Özvar’ın kapanıştaki değerlendirme konuşmasıyla son buldu. -
06.01.2025
Yılın İlk Senato Toplantısına YÖK Başkanı Prof. Dr. Özvar Başkanlık Yaptı
“2030’a Doğru Türk Yükseköğretim Vizyonuna Dair Üniversiteler ile Bölgesel Toplantılar” serisinin dördüncüsü Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar’ın başkanlığında İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) ev sahipliğinde başladı. YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, program öncesi Rektör Prof. Dr. Saffet Köse’yi makamında ziyaret etti ve sonra YÖK Yürütme Kurulu Üyeleri Prof. Dr. Erol Arcaklıoğlu, Prof. Dr. Naci Gündoğan, Prof. Dr. Hüseyin Karaman ile İKÇÜ'nün 2025 yılı ilk Senato Toplantısına katıldı. Üniversitelerimizin Sorunlarını Yerinde Tespit Ediyoruz Senato toplantısı öncesi basın mensuplarına açıklamalarda bulunan YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, Türk Yükseköğretim Vizyonuna Dair Üniversiteler ile yapılan bölgesel toplantılarla ilgili bilgi verdi. Başkan Prof. Dr. Özvar, “Bugüne kadar Ankara, Diyarbakır ve Niğde’de üniversitelerimizin katılımlarıyla üç ayrı '2030 Vizyon Toplantısı' gerçekleştirdik. Dördüncü buluşmamızı Ege ve Akdeniz bölgesindeki üniversitelerimizle birlikte İzmir’de yapıyoruz. Bu toplantımıza Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde faaliyet gösteren 13 üniversiteyi de önümüzdeki döneme ilişkin Kurulumuzun faaliyetleri hakkında bilgi sahibi olmalarının yararlı olacağı düşüncesiyle davet ettik. Bu vesileyle her zaman yaptığımız gibi üniversitelerimizi mutlaka ziyaret ediyoruz ve üniversitelerimizin senato üyeleriyle yüz yüze toplantı yapmayı tercih ediyoruz. Mümkün olduğu ölçüde öğrencilerimizle akademik ve idari personelimizle bir araya gelmek suretiyle üniversitelerimizin meselelerini yerinde tespit etme ve bunlar üzerinde konuşma fırsatı buluyoruz. Bugün de İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesinin değerli senato üyeleriyle bir araya geldik. Toplantımızın en iyi şekilde yapılması için yoğun gayret harcayan İzmir Kâtip Çelebi Üniversitemizin kıymetli rektörü Prof. Dr. Saffet Köse’ye samimi ev sahipliği için teşekkür ederim” diye konuştu. Kapasiteyle Beraber Kaliteyi de Arttırmalıyız Üniversitelerin beşeri sermayeyi geliştirmesinin yanında bilim ve teknoloji alanında yaptığı çalışmalarla da ülke ekonomisine sunduğu katkılara dikkat çeken YÖK Başkanı Prof. Dr. Özvar, “Bugün üniversitelerimiz Türkiye'deki iktisadi gelişmenin en önemli aktörlerinden biridir. İnanıyoruz ki önümüzdeki yıllarda bütün dünyada meydana gelen değişimlere uygun olarak Türkiye'de de üniversitelerimiz ülkemizin ihtiyaç duyduğu nitelikli, beşeri sermaye ihtiyacını çok daha üst düzeylerde karşılayacaktır. Türkiye'deki üniversitelerimiz sadece ülkenin ekonomik kalkınmasına, insanımızın gelişmesine değil, ülkemizin üniversitelerine teveccüh eden uluslararası öğrencilerin gelişmesine de hep beraber önemli katkılar sağlamakta. Çok sayıda uluslararası öğrencinin gelişmesine, yetiştirilmesine emek harcamaktadır. Ülkemizin etrafında komşularımızın öğrencilerine değil bütün dünya uluslarının öğrencilerine hizmet vermektedir. Bugün itibariyle üniversitelerimiz arzu edilen kapasiteye erişmiştir. Bundan sonra yapmaya çalıştığımız ve ulaşmak istediğimiz; çok daha kaliteli kurumlar haline gelmektir. İnşallah kapasiteyle beraber kalitemizi de artırmak suretiyle ülkemizin ve bölgemizin ihtiyaç duyduğu insanların yetiştirilmesine, araştırma gelişime faaliyetlerinde daha ileri gitme noktasında elimizden gelen her türlü gayreti göstermeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu. Suriye’deki Üniversitelerin Gelişmesine Destek Vereceğiz Türkiye’nin yükseköğretim tecrübesini Suriye ile paylaşmaya hazır olduğunu belirten YÖK Başkanı Prof. Dr. Özvar, “Bu konuda mevkidaşlarımızla temaslarımız devam ediyor” dedi. Suriye’de halkın teveccüh edeceği bir demokratik düzenin inşa edilmesini temenni ettiklerini ifade eden Prof. Dr. Özvar, şunları kaydetti: “Suriye’de eski rejimden kaynaklanan yükseköğretime ilişkin muhtelif sıkıntılar yaşanmıştı. Yükseköğretim Kurulu ve üniversiteler olarak komşu, dost Suriyeli kardeşlerimizle bu konuda birlikte çalışacağız. Mevkidaşlarımızla yapacağımız karşılıklı istişareler neticesinde Yükseköğretim Kurulu, Türkiye’nin yükseköğretim tecrübesini Suriyeli kardeşlerimizle paylaşmaya hazırdır. Bu konuda temaslarımız devam etmektedir. İnşallah orada da üniversitelerin kalkınmasına, gelişmesine Türkiye olarak destek vereceğiz. Bu konuda meslektaşlarımızla temas halindeyiz. Yükseköğretim alanında diğer bütün ülkelere nasıl barış, dostluk ve kardeşlik çerçevesinde destek veriyorsak, Suriye’deki kardeşlerimize de her türlü desteği vereceğiz.” Öğrenmeye Olan Tutkuyu Rehber Edinmiş Bir İKÇÜ 2025 yılının ilk senato toplantısını YÖK Başkanı Prof. Dr. Özvar’ın teşrif etmesinden duyduğu memnuniyeti paylaşan Rektör Prof. Dr. Köse, İKÇÜ hakkında kısa bir sunum yaptı. Çok yönlülüğü ve öğrenmeye olan tutkuyu rehber edinmiş bir İKÇÜ olarak ülkenin bilgi ve teknoloji üreten öncü kurumlarından biri olmayı hedeflediklerini kaydetti. Prof. Dr. Köse, “Sağlık, mühendislik, sosyal bilimler ve doğa bilimleri gibi çeşitli alanlarda akademik alanda yetkin bir kadro kurduk ve her geçen gün gelişmeye ve geliştirmeye devam etmekteyiz. Bilimsel araştırmalarla akademik dünyaya yön ve ilham veren ekol bir üniversite olma hedefimize emin adımlarla yürümeye gayret ediyoruz. 2024 verilerine göre üniversitemiz araştırmacıları ve akademisyenleri 7123 Web of Science, 856 SCOPUS, 278 TR Dizin yayın ile bu hedefimize katkıda bulunmuşlardır. Temel değerlerimizle donatılmış bireyler yetiştirmek, üretilen değerleri ekonomik çevreye ve bilgi birikimini toplumun hizmetine sunmak amacıyla yoğun biçimde çalışmalar yapmaktayız. Bu yolculuğumuzda her zaman yakın destekleriniz için zat-ı alilerinize en kalbi şükranlarımı sunuyor, üniversitemizi şereflendirdiğiniz için teşekkür ediyorum” dedi. Öğrenciler Karşıladı Rektör Prof. Dr. Köse’nin eşlik ettiği YÖK Başkanı Prof. Dr. Özvar’ı öğrenciler girişte çiçeklerle karşıladı. Rektörlük makamında bir süre Prof. Dr. Köse ile sohbet eden YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, İKÇÜ’de bulunmaktan duyduğu memnuniyeti paylaştı. Rektör Prof. Dr. Köse de “İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi olarak ağırlamaktan büyük bir onur duyduğumuz Sayın Başkanımıza saygı ve şükranlarımı sunuyorum” şeklinde memnuniyetini ifade etti. Basın açıklamalarının ardından İKÇÜ Senato Toplantısı basına kapalı olarak devam etti. -
25.12.2024
Öğrenci Topluluklarımızın Aktif Olması Şart
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Sağlık ve Kültür Daire Başkanlığı 2024-2025 Eğitim-Öğretim Yılı Öğrenci Toplulukları Toplantısı Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu’nun başkanlığında yapıldı. Engelsiz Üniversite Koordinatörü ve Sosyal Sorumluluk Projeleri Sorumlusu Doç. Dr. Melike Tekindal, Genel Sekreter Nuretdin Memur, Sağlık Kültür ve Spor (SKS) Daire Başkanı Öğr. Gör. Dr. Yeliz Doğru, SKS Kültür Birimi Sorumlusu Tuğçe Yılmaz’ın da hazır bulunduğu toplantıda Prof. Dr. Bulduklu, öğrenci toplulukları danışmanları ve temsilcileri ile görüşerek faaliyetlerini içeren sunumlarını izledi. Öğrenme Sadece Sınıfta Kalmaz Topluluk faaliyetleri içinde yer almanın kıymetli olduğunu aktaran Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, yönetim olarak tek isteklerinin toplulukların üniversite mevzuatına uygun şekilde aktif tutulmaları olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Bulduklu, "Öğrenme sadece sınıfta kalmaz, kalmamalı da. Topluluklar, hedef belirleme, plan yapma, plana uyma, sorumluluk alma, organize şekilde hareket etme ve problemlere pratik çözümler üretme gibi hem öğrencilik hayatınıza hem de gelecekteki mesleklerinize katkı sunacak alışkanlıklar kazandırmaya vesile oluyor. Topluluklar sayesinde sektörünüzdeki işletmeleri yakından tanırken, alanının profesyonellerini de konferanslar düzenleyerek ağırlama şansını elde ediyorsunuz. Topluluklarımız ayrıca üst sınıflardan tecrübe edinme, alt sınıflardaki arkadaşlarınıza tecrübe aktarma, güzel dostluklar kurma platformlarıdır. Bu platformlardan azami ölçüde faydalanın” dedi. Topluluklarımız Aktif Olmalı Topluluk üyelerinden beklentilerinin faaliyetlerini UBYS sistemi üzerinden yürütmek olduğunu ifade eden Prof. Dr. Bulduklu, yapılması planlanan etkinliklerin belirtilen süreç içinde sisteme girilmediği takdirde resmi olarak ele alınamadığını vurguladı. Sistemsel veri girişi noktasında akademik danışmanlara ve topluluk yöneticilerine çok büyük görev düştüğünü kaydeden Prof. Dr. Bulduklu, ”Etkinlik girişi yapmazsanız faaliyeti yapamamış, dolayısıyla SKS’den destek beklediğiniz alanlardan faydalanamamış oluyorsunuz. Biz SKS bünyesindeki tüm topluluklarımızın etkinliklerini UBYS üzerinden yakından takip ediyoruz. Bu sayede lokasyon, ulaşım, misafir ağırlama, teknik destek gibi birçok alanda faaliyetlerin içerisinde yer alıyoruz. Elimizden geldiğince tüm personelimizce seferber olduğumuz faaliyetlerinizin öncesini ve sonrasını, tarihi geçen, kapatılmayan etkinliklerinizi lütfen UBYS üzerinden takip edin. Topluluklarımızın aktif olarak kalabilmesi için faaliyetlerinizi resmileştirin, bayrağı teslim edeceğiniz öğrenci arkadaşlarınıza da kolaylık sağlayın” diye konuştu. Toplantıda açılması planlanan toplulukların başvuruları ile aktif olmayan toplulukların durumları incelendi. Ayrıca 55 topluluğun yer aldığı SKS bünyesine 10 yeni topluluğun daha katılması kararlaştırıldı. -
25.12.2024
Diş Hekimliği Öğrencilerinin Mutlu Günü
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Diş Hekimliği Fakültesinde 2’nci ve 3’üncü sınıf öğrencileri için Beyaz Önlük Giyme töreni düzenlendi. Pandemi kısıtlamaları ve ardından ülkemizde yaşanan deprem felaketi nedeniyle önceki yıllarda yapılamayan törende, Diş Hekimliği Türkçe ve İngilizce Lisans Programı öğrencileri önlüklerini giyerek hekimliğe ilk adım heyecanını salonda bulunan ailelileri ile paylaştı. Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu’nun ev sahipliğinde düzenlenen törende öğrencilere beyaz önlükleri, Dekan Yardımcıları Prof. Dr. Abdullah Seçkin Ertuğrul, Prof. Dr. Esra Uzer Çelik, İzmir Dişhekimleri Odası (İZDO) yönetim kurulu üyeleri Prof. Dr. Ali Rıza Alpöz, Dt. Arda Hacarlıoğlu, Dt. Hüseyin Emre Aydın, Dt. Özkan Akgün, Dt.Gizem Bayraktaroğlu, protokol ve Diş Hekimliği Fakültesi öğretim üyeleri tarafından giydirildi. Hekimliğin Sorumluluğu Artık Omuzlarınızda Törenin açış konuşmasında genç hekim adaylarına seslenen Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, İKÇÜ Diş Hekimliği Fakültesinin, yetkin akademik kadrosu ve alt yapısı ile ülkemizin önde gelen fakülteleri arasında olduğunu söyledi. Beyaz önlüğün, bazı sorumlulukları beraberinde getirdiğini ifade eden Prof. Dr. Bulduklu, “İnsani olduğu kadar manevi yükümlülüğü olan tıp hekimliği gibi insana dokunan bilgi, beceri, mesleki yetkinlik gibi birçok unsuru harmanlayıp hekimliğin size getirmiş olduğu sorumluluğu artık omuzlarınızda hissettiğiniz bir sürece adım attınız. Diş hekimliği, insana dokunan mesleklerde olduğu gibi insani meziyetlerin ön planda olması gereken kutsal bir yapıdadır. Mesleğinizde doğru işler yapmak kadar doğru kararlar vermek ve doğru bir duruş sahibi olmak da var. Bu güzel mesleğin mensubu olarak sorumluluklarınızı da layıkıyla yerine getirmeniz gerekiyor. Bir hastayı iyileştirdiğinize, acısını dindirdiğinizde hasta ile beraber siz de o mutluluğu paylaşıyorsanız gerçek bir hekim olmuşsunuz demektir. Düzenlediğimiz beyaz önlük giyme töreninin anlamını özümseyerek; bilgi, beceri, vicdani ve ahlaki sorumluluklarınızı asla unutmadan, başarılarla dolu bir meslek yaşamı sürdürmenizi temenni ederim” dedi. Türkiye’nin En Modern Eğitim Hastanesi 2025’te Açılıyor Türkiye’nin önemli fakültelerinden birinde öğrenim gören İKÇÜ’lü hekimlerin ‘farkında ve farklı’ mezunlar olarak branşlarında da en iyisi olacaklarına inandıklarını ifade eden Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bulduklu, önümüzdeki yarı yılda açılışı yapılması planlanan Türkiye’nin en modern Diş Hekimliği Hastanesinde gelinen aşamayı ailelerle paylaştı. Prof. Dr. Bulduklu,“Bir aksilik olmazsa, yeni dönemde Aydınlıkevler’de bulunan fakültemizi ve hastanemizi kampüs alanımızda yapımı tamamlanan sağlık kompleksimize taşıyacağız. Öğrencilerimizin dört gözle bekledikleri bu güzel müjdeyi sizlerle de paylaşmak isteriz. Rektör Prof. Dr. Köse Hocamızın liderlik, direktif ve destekleriyle, çalışma arkadaşlarımızın, teknik ve idari kadromuzun yoğun çabalarıyla bu aşamaya geldik. Eğitim-öğretim faaliyetleri ile birlikte 300 üniti aşkın ileri tanı ve tedavinin sunulacağı klinikleriyle Diş Hekimliği Fakültesi Hastanemiz, Türkiye’nin en modern eğitim ve sağlık kurumları arasındaki yerini alacak.Fakültemizi büyütmeye ve geliştirmeye devam ediyoruz” şeklinde konuştu. Kendini Sürekli Geliştiren Hekimler Olarak Mezun Olun Öğrencilerin beyaz önlük mutluluğunu paylaşan Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Abdullah Seçkin Ertuğrul da fakültelerinin gelişimi adına her zaman destek olan Rektör Prof. Dr. Saffet Köse ile tüm yönetim ekibine şükranlarını iletti. Beyaz önlüklerin temsil ettiği sorumluluklara dikkat çeken Prof. Dr. Ertuğrul, “Kliniğe başlarken önlük giymenin ayrı bir anlamı var. Artık diş hekimliğinin uygulamalarını yakinen öğrenerek yapmaya başlayacaksınız. Hem fiziki hem de akademik anlamda donanımlı olan fakültenizde kendinizi sürekli yenileyin. Sıralarında teorik derslerini aldığınız, laboratuvarlarda pratik eğitimlerini gördüğünüz, hastanesinde hastalar ile tanıştığınız bu fakülteden, literatürü ve teknolojiyi yakından takip eden, kendini sürekli geliştiren hekimler olarak mezun olun. Mesleki etik kavramlarımızın yol göstericiliği ile önlükleriniz sizler için bir ömür boyunca taşıyacağınız onur ve gurur kaynağı olsun. Bu vesileyle beyaz önlük giymenizden dolayı tebrik ediyorum, öğrencilik hayatınızda ve meslek hayatınızda başarılar diliyorum” dedi. Öğrenciler adına mutluluklarını paylaşan 2’nci sınıf temsilcileri Miray Madran, Abdulsamed Oruç ile 3’üncü sınıf temsilcileri Yağmur Gür, Berkay Özkan da İKÇÜ’den öğrendikleri tüm değerlerin yol göstericiliğinde alanında en iyi, donanımlı ve etkili hekimler olacaklarının sözünü verdi. Öğrenciler, “Bugün burada gururla paylaştığımız bu törende en büyük emek sahibi olan başta sevgili ailelerimize, hekimlik hayatımıza kattıkları karşılığı ödenmez özverili çalışmalarından dolayı hocalarımıza sonsuz teşekkür ederiz. Hem öğrencilik hayatımızda hem de meslek hayatımızda önlüklerimizin hakkını vereceğimizden hiç şüpheniz olmasın” şeklinde duygularını paylaştı. Tören, konuşmaların ardından öğrencilerin Dr. Öğr. Üyesi Yağmur Kılıç önderliğinde Diş Hekimliği Andını okumasıyla sona erdi. -
21.12.2024
Denizcilik Sektörü İçin Çalışmaya Devam
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse, İMEAK Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran’ı ziyaret etti. Üniversite ile denizcilik sektörü arasında iş birliğini artırmayı hedefleyen görüşmeye, İKÇÜ Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hakkı Dereli ve Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Mehmet Önal da katıldı. Denizcilik sektörünün ihtiyaçlarına yönelik akademik ve uygulamalı çözümlerin ele alındığı görüşmede Rektör Köse, fakülteye katkıları için Başkan Kıran'a özel teşekkür etti. Sürdürülebilir Adımlar Atmaya Çalışıyoruz Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, İKÇÜ’nün akademi ile sektörü birleştirmeyi misyon edindiğini söyledi. Bu misyonun önemli ayaklarından birinin denizcilik sektörü olduğunun altını çizen Rektör Köse: "Denizcilik sektörü, ülkemizin ekonomik büyümesinde çok önemli bir yere sahip. Artık gemi ithal eden bir devletten önce inşa eden şimdi de ihraç eden bir ülke haline geldik. Gemi inşası ve denizcilik sadece ekonomik anlamda değil stratejik açıdan da önemli bir sektör. Biz de bu sektörün hedeflerine ulaşmasında sorumluluk alma arzusu duyan bir yükseköğretim kurumuyuz. Özellikle araştırma kapasitemizi artırmak ve sektörel ihtiyaçlara yanıt verir hale gelmek için çalışıyoruz. Amacımız gündelik değil uzun vadeli adımlar atarak sürdürülebilir bir yapı oluşturmak. Bunun için önemli adımlar gayreti gösteriyoruz. Bu adımları atarken de önemli paydaşımız, bize güç veren bir çözüm ortağımız var. Bu anlamda hem üniversitemize hem de ülkemize yaptıkları çok kıymetli katkılar için İMEAK Deniz Ticaret Odası Başkanımıza çok teşekkür ediyorum. İş birliğimizi daha ileriye taşımak adına bize düşen her adımı atmaya devam edeceğiz” dedi. Ülkemizin Denizcilik Vizyonunun Genişlemesine Katkı Sunmaya Devam Edeceğiz Başkan Tamer Kıran ise, denizcilik sektörünün gelişiminde akademik iş birliklerinin önemine değindi. Türk denizcilik sektörünün küresel pazarda güçlü bir aktör olma yolunda emin adımlarla ilerlediğini belirten Başkan Kıran," Gelinen nokta memnuniyet verici olsa da daha büyük hedefler ve başarının sürdürülebilirliği için çok çalışmamız lazım. Tek başımıza çaba gösterme yanında birlikte güçlerimiz birleştirmek yoluyla stratejik adımlar atılması gerekiyor. Bu noktada, üniversitelerle kurulan iş birlikleri hem nitelikli insan kaynağı yetiştirilmesi hem de sektörel yeniliklerin hayata geçirilmesi açısından büyük bir öneme sahip. Üniversitelerin bilimsel bilgi birikimini ve araştırma gücünü sektörümüzle entegre ederek daha büyük başarılar elde edebiliriz.Sürdürülebilirlikte Ar-Ge ve teknolojik inovasyon çalışmaları büyük öneme sahip ve biz de bu alana daha fazla kaynak ayıracağız. İKÇÜ ve diğer üniversitelerimizle iş birliği içinde ülkemizin denizcilik vizyonunun genişlemesine katkı sunmaya devam edeceğiz. Teknolojik yenilikler yanında çevre dostu çözümlerle de sektörümüzün yanında olmayı sürdüreceğiz" diye konuştu. -
21.12.2024
İKÇÜ'den GİSBİR'e Önemli Ziyaret
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hakkı Dereli, Türkiye Gemi İnşa Sanayicileri Birliği (GİSBİR) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kıran'ı ziyaret etti. GİSBİR Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Orhan Torlak, Yönetim Kurulu Üyesi Nurettin Çalışkan, Genel Sekreter Yardımcısı Ercan Özokutucu ile İKÇÜ Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Mehmet Önal'ın da hazır bulunduğu ziyarette, Türk gemi inşa sektörünün mevcut durumu ve geleceğe yönelik hedefleri ele alındı. Fakülte ile gemi inşa sanayi arasında kurulabilecek iş birliği modelleri üzerinde duruldu ve akademik bilgi ile sektörün ihtiyaç ve beklentilerinin örtüştürülmesi için atılması gereken adımlar değerlendirildi. GİSBİR’den Destek Sözü GİSBİR Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kıran, üniversite-sanayi iş birliğinin tüm alanlarda ülkenin gelişmesine katkıda bulunacağını vurguladı. Türk gemi inşa sektörüne de İKÇÜ'nün önemli katkılar yapacağına inandığını söyledi. Başkan Kıran: "Küresel ölçekte rekabetin hızla arttığı bir alan olan denizlik sektöründe gemi inşa belirleyici ve stratejik bir alan. Üniversitelerimizle yaptığımız iş birlikleri, sadece nitelikli insan kaynağı yetiştirilmesi açısından değil, aynı zamanda sürdürülebilir ve yenilikçi çözümler üretilmesi için de büyük önem taşıyor. GİSBİR olarak bu tür iş birliklerini stratejik bir yatırım olarak değerlendiriyoruz. İKÇÜ Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesinin altyapısını güçlendirmek ve geleceğin mühendislerini en donanımlı şekilde sektöre kazandırmak adına her türlü desteği vermeye hazırız” dedi ve Türkiye’nin gemi inşa sanayisinin uluslararası arenada giderek güçlenen konumuna dikkat çekerek bu başarının sürdürülebilir olması için insan kaynağının önemine vurgu yaptı. Uygulamalı Eğitime Büyük Önem Veriyoruz Dekan Prof. Dr. Hakkı Dereli, sektörle kurulan temasların özellikle uygulama yoğun bir alan olan denizcilik ve gemi inşa eğitiminde önemli olduğunu belirtti. Dekan Dereli, kalitenin artmasında iş birliklerinin önemli olduğunu söyledi. Fakülte olarak sektörün önemli aktörleri ile yakın temas içinde olmaya çaba gösterdiklerini ifade eden Dekan Dereli,"Sektöre yönelik gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Sürekli değişen ve gelişen bir alan olarak gemi inşa ve denizcilik sektöründe sinerjiye ihtiyaç var. Alanın en önemli aktörlerinden GİSBİR de bu anlamda önemli katkılar sunacak bir kurumumuz. Biliyorsunuz mühendislik eğitiminde uygulamalı yaklaşım büyük öneme sahip. Biz alanda yapılacak uygulamaların iki tarafa da katma değer üreteceğine inanıyoruz. Bu yolla öğrencilerimiz sanayinin ihtiyaçlarına uygun şekilde yetişmiş oluyor. Yönetim olarak bu tür adımları atmaya devam edeceğiz" dedi. Ziyarette üniversite ve sektör arasında ortak çalışma gruplarının oluşturulması ve fakülte öğrencilerinin GİSBİR üyeleriyle daha yakın ilişkiler kurmasını sağlayacak etkinliklerin düzenlenmesi kararlaştırıldı. -
13.12.2024
AYM’nin Temel Haklar Alanındaki Kararlarının Etkisi
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Hukuk Fakültesi, Avrupa Birliği ve Avrupa Konseyi ortak projesi kapsamında düzenlenen “Anayasa Mahkemesinin Temel Haklar Alanındaki Kararlarının Etkili Şekilde Uygulanmasının Desteklenmesi” başlıklı panele ev sahipliği yaptı. Anayasa Mahkemesi Bölümler Başraportörü Doç. Dr. Akif Yıldırım ile İKÇÜ Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Gülden Çınarlı Özbilenler’in konuşmacı olarak yer aldığı, moderatörlüğünü Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kerem Batır’ın üstlendiği paneli; Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Hukuk Fakültesi Dekan Yardımcıları Prof. Dr. Özge Karaege ile Dr. Öğr. Üyesi Cemal Başar, Yabancı Diller Yüksekokulu Müdürü Dr. Öğr. Üyesi İrfan Arık, akademisyenler ve öğrenciler takip etti. Programı sebebiyle Ankara'da bulunan Rektör Prof. Dr. Saffet Köse’nin selamlarını ve başarı dileklerini ileten Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Akbaş programın açış konuşmasında bireysel başvuru mekanizmasının hukuk devleti ilkesinin güçlendirilmesinde üstlendiği role dikkat dikkat çekti. Toplumsal Farkındalık Yaratan Bir Dinamik Hukuk devleti ilkesinin güçlendirilmesinde ve anayasal değerlerin hayata geçirilmesinde önemli bir yere sahip olan bir konunun İKÇÜ’de işlenmesinden duyduğu memnuniyeti paylaşan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Akbaş, “2010 yılında yapılan anayasa değişikliği ile hukuk sistemimize dahil edilen bireysel başvuru mekanizması, Türkiye'de anayasal adaletin genişletilmesi açısından dönüm noktası olarak kabul ediliyor. Bu mekanizma, sadece hak arama yollarını güçlendirmekle kalmamış; aynı zamanda yargı sistemimizin daha âdil, erişilebilir ve insan haklarına daha duyarlı bir yapıya dönüşmesine de katkı sağladı. Bireysel başvuru, yalnızca bireylerin haklarını savunmak için bir araç değil aynı zamanda yargının işleyişini iyileştiren, kamu politikalarının şekillendiren ve toplumsal farkındalık yaratan bir dinamiğe dönüşmüş görünüyor. Anayasa Mahkemesinin verdiği kararlar sadece başvuranların haklarını korumakla kalmayıp aynı zamanda hukuk sistemimizde ışık tutan ve toplumu ileri taşıyan bir etki de sahip. Bu konuda aydınlatıcı bilgilerin paylaşılacağından ve tartışma ortamının doğacağından şüphem yok. Başraportör Doç. Dr. Akif Yıldırım Beyefendiye, kıymetli desteklerini esirgemeyen anayasa mahkememize, bu değerli bilimsel etkinliği düzenleyen hukuk fakültemize ve katkı sunan tüm akademisyenlerimize teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Verimli ve ufuk açıcı bir panel diliyorum” dedi. Yürütmeye, Yargıya ve Yasamaya Yol Gösterici Bir Rol Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kerem Batır da bireysel başvuru hakkının uygulamaya girdiği 2012 yılından bu yana Anayasa Mahkemesinin gerçekleştiği dönüşüm ve gelişime dikkat çekti. Uluslararası hukukçular olarak bireysel başvuru hakkının üstünde önemle durduklarını kaydeden Dekan Prof. Dr. Batır, “2012 yılından bu yana Anayasa Mahkemesinin gerçekleştirdiği dönüşüm ve bu kadar yoğun bir biçimde dosyaları ele alışı ve kararlar verişi süreci oldukça hızlandırdı. Tabii şunu lütfen yanlış değerlendirmemek lazım. Şimdi Anayasa Mahkemesinin verdiği yüzlerce, binlerce karar arasında tabii ki birkaç tane çok medyatik olan kamuoyunun gündem oluşturan kararlar oluyor. Bunların uygulanmasıyla ilişkin meseleler oluyor. Ancak önemli olan biz hukukçular açısından resmin bütününü görebilmek. Buradaki dönüşümün, Anayasa Mahkemesinin bir haklar mahkemesi haline gelişi ve bu süreçte nasıl yürütmeye, yargıya ve yasamaya yol gösterici bir rolü üstlendiğini ve bunu yaparken de geçmişteki somut norm denetiminde elde edilenlerin çok ötesinde yeni bir ufuk açıcı gelişim olduğunu gözden kaçırmamak lazım” şeklinde konuştu. Anayasa Mahkemesinin Paradigmasını Değiştirdi Anayasa Mahkemesinin 150'ye yakın raportörü olan, iki daire halinde 300'e yakın personeli olan her hafta en az üç gün gündem yapan dinamik yapısına dikkat çeken Başraportör Doç. Dr. Akif Yıldırım, 23 Eylül 2012’de bireysel başvurunun uygulamaya geçirilmesiyle yaşanan dönüşüme dikkat çekti. Doç. Dr. Yıldırım, “Anayasa Mahkemesi bizatihi kendisini dönüştürdü. Çünkü yapısı işleyişi tamamen değişti. Devasa bir iş yüküyle Avrupa Konseyine üye olan 46 ülkenin Avrupa insan hakları mahkemesine götürdüğü başvuruların iki katından daha fazla başvuruyu ele alan mahkemeye dönüşmüştür. Bireysel başvuru en başta Anayasa Mahkemesinin kendi paradigmasını, kendi hukuk anlayışını değiştirdi. Sadece yapısı işleyişi yönünden değil dönüştürücü bir rol de üstlendi. Dosya geldiğinde dosyayı hak temelli olarak incelemeniz gerekiyor. Adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri süren bir başvurucunun hakkının ihlal edilip edilmediğini anlayabilmeniz hak temelli, hak eksenli bir inceleme yöntemi içeren 36. maddenin kapsam ve içeriği ile bir kavramsallaştırma gelişti. Sonuç olarak bireysel başvuru en başta Anayasa Mahkemesinin kendi paradigmasını kendi hukuk anlayışını değiştirdi” dedi. İKÇÜ Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Gülden Çınarlı Özbilenler de bireysel başvurunun dönüştürücü etkisi üzerinde durdu. Sunumunda başvuru dava örnekleriyle açıklamalarda bulunan Dr. Öğr. Üyesi Özbilenler, “Bireysel başvurunun esas itibariyle dönüştürücü etkisini görebildiğimiz kısmı, objektif etkisi dediğimiz yani sadece başvurucuya yönelik bir hak ihlali giderimi değil de esas itibariyle sistemsel olarak bir değişimi harekete geçirme ve toplumun tüm kesimlerinde hak ve özgürlüklerin daha sağlam şekilde tesis edilmesine anayasal hakların hayata geçirilmesine hizmet etmesi bağlamında önem arz ediyor. Bu bağlamda da bizlere hak ve özgürlük bağlamında anlamında bir güvence, kazanım elde etme imkânı sağlıyor” ifadelerini kullandı. -
12.12.2024
Manisa İli Turizm Master Planı Arama Konferansı Düzenlendi
Manisa Valiliği himayesinde, Zafer Kalkınma Ajansı koordinasyonunda İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi yürütücülüğünde hazırlanmakta olan Manisa Turizm Master Planı arama konferansı Manisa Polisevi'nde yapıldı. Toplantıya Manisa Valisi Vahdettin Özkan, İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Manisa İl Kültür ve Turizm Müdürü İbrahim Sudak, Soma Belediye Başkanı Sercan Okur, İKÇÜ Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Emre Güler, İKÇÜ Turizm Rehberliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Volkan Altıntaş ile Yaşar Üniversitesi İşletme Fakültesi Ekonomi Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Serpil Kahraman, yerel yöneticiler, sektör profesyonelleri ve akademisyenler katıldı. Açılışta konuşan Vali Vahdettin Özkan, Manisa’nın geliştirilmesi gereken alanlarının başında turizmin geldiğini söyledi. Vali Özkan: “Kentimizin çok önemli nitelikleri var. Öncelikle akla elbette şehzadeler şehri geliyor. Ama tarım, doğa, inanç turizmi açısından da çok zengin bir mirasa sahibiz. Turizm önemli bir ekonomik kaynak ama elbette başka getirileri de var. Bu çalışmalar bizlere yol göstermesi açısından son derece kıymetli. Burada üniversitelerimizin sorumluluğunda ortaya çıkacak bir yol haritası ile Manisa’mız turizmde hak ettiği yere gelecektir. Bu hususta biz de üzerimize düşen katkıyı vermeye hazırız” dedi. Çalışmanın yürütücülüğünü de yapan İKÇÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu ise güçlü bir kampanya ve belirli konulara odaklanma yoluyla Manisa’nın önemli bir destinasyon haline gelebileceğini vurguladı. Prof. Dr. Bulduklu: “Manisa, binlerce yıllık tarihi, zengin kültürel mirası, eşsiz doğal güzellikleri ve çeşitlilik sunan coğrafyasıyla aslında turizme ilişkin tüm gereklilikleri bünyesinde taşıyor. Burada önemli olan husus iyi bir medya stratejisi ve sürdürülebilir bir anlayışa konuya yaklaşmak. Biz de bu noktada Manisa’nın turizm hedeflerine katkıda bulunmak için kapsamlı bir turizm master planı hazırlıyoruz. Bu plan, Zafer Kalkınma Ajansı’nın destekleriyle ve ulusal kalkınma planlarımızla uyumlu bir şekilde ortaya çıkarılıyor. 2028 yılı Türkiye turizm hedeflerine hizmet edecek bir anlayışla konuya yaklaşıyoruz. Amacımız, Manisa’nın kültürel, tarihi ve doğal değerlerini koruma-kullanma dengesi içinde geliştirerek, turizmden aldığı payı artırmak ve şehrimizi ulusal ve uluslararası arenada güçlü bir destinasyon haline getirmektir. Önemli bir ekibimiz var ve çok emek veriyorlar. Ben başta Valiliğimiz ve Zafer Kalkınma Ajansı olmak üzere tüm yerel yöneticilere, katkı ve katılım sağlayanlara teşekkür ediyorum” dedi. Dekan Prof. Dr. Mehmet Emre Güler ise planda turizmin çeşitli boyutlarına odaklandıklarını, alternatif turizm, doğa temelli turizm, sağlık turizmi, gastronomi turizmi, seyahat ve ulaştırma politikaları, konaklama ve yatırım geliştirme gibi başlıklar üzerinden fikir alışverişinde bulunulacağını hatırlattı. Dekan Güler : “Günümüzde dijitalleşme ve akıllı şehirler gibi çağın gerekliliklerine uygun stratejiler üzerinde çalışarak Manisa’nın turizmde rekabet gücünü artırmayı hedefliyoruz. Manisa’nın tarihi ve doğal zenginliklerini korurken aynı zamanda bu değerleri turizm yoluyla tanıtarak şehrimizi geleceğe taşımak bizim ortak sorumluluğumuzdur. Bugün burada attığımız adımların, Manisa’nın turizmdeki yükselişini başlatacak önemli bir mihenk taşı olacağına inanıyorum” dedi. Prof. Dr. Volkan Altıntaş’ın ve Prof. Dr. Serpil Kahraman moderatörlüğünde açılış oturumuna geçildi ve Manisa’nın öne çıkan özellikleri ele alındı. Tüm gün süren özel oturumlarda katılımcıların görüş ve önerilerinin alındığı çalıştayın sonuçlarının paydaşlarla paylaşılacağı belirtildi. -
10.12.2024
İKÇÜ’den Engelsiz Eğitim Çağrısı
“3 Aralık Dünya Engelliler Günü” etkinlikleri çerçevesinde İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Engelsiz Üniversite Koordinatörlüğü ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı İzmir İl Müdürlüğü ortaklığında bir konferans düzenlendi. Engelsiz Üniversite Koordinatörü Doç. Dr. Melike Tekindal’ın ev sahipliğinde, engellilik odağında üniversite öğrencilerine yönelik hizmet ve uygulamalar ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı uygulamalarının ele alındığı konferansı, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Gökçen Bombar, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı İzmir İl Müdürlüğü Engelli Hizmetleri Şubesinden Uzm. Psikolog Hale Taşer, bakanlık temsilcileri, akademik ve idari personel ile çok sayıda öğrenci takip etti. Birbirimizden Farkımız Yok Konferansın başında Engelsiz Üniversite Koordinatörlüğüne yönelik her katkıyı yönetim olarak öncelediklerinin altını çizen Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Akbaş, öğrenci ve personelinin önünü açan çalışmalara odaklandıklarını ifade etti. Prof. Dr. Akbaş, “Koordinatörlüğümüz ve SKS Daire Başkanlığımızla öğrencilerimizin eğitim faaliyetlerinin yanında sosyal, kişisel ve mesleki gelişimlerini destekleyen kampüsteki tüm olanaklara erişimlerini sağlamak için koordineli olarak çalışmalar planlıyoruz. Bu konuda öğrencilerimizden aldığımız geri dönüşlerin de ışığında çözümler üretmeye özen gösteriyoruz. Unutmamak gerekiyor ki aslında hiçbirimiz bir saniye sonra ne olacağımızdan emin değiliz. Hepimiz bu noktada birer engelli adayıyız. İnsan olarak hepimiz biriz, sahip olduğumuz özellikler ile eşitiz. Birbirimizden farkımız yok. Engelli olan, engelli olmayan şeklinde bir ayrım söz konusu değil” dedi. Üzerimize Düşenin En İyisini Yapmaya Çalışıyoruz Ulusal ve uluslararası engelli politikaları bakımından sağlık, ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda iyileştirilmelerinin sağlanması açısından önemli mesafeler alındığını ifade eden Prof. Dr. Akbaş, toplumsal farkındalık seviyesinin arttırılması açısından alınacak daha çok yol olduğunu söyledi. Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Akbaş, “Engellilerin toplumla bütünleşme talepleri toplumun diğer kesimleri tarafından görünür hale gelse de farkındalık seviyesinin artırılması, engelli bireylere doğru bir bakış açısı ve algı geliştirebilmesi için elimizden gelenin daha fazlasını yapmamız gerekiyor. Biz de kurum olarak üzerimize düşenin en iyisini yapmaya çalışıyoruz. Bu sebeple çalışmalarımızı her zaman destekleyen, önümüzü açan çözümler sunan Sayın Rektörümüz Prof. Dr. Köse’ye, Engelsiz Üniversite Koordinatörlüğüne, bölümlerimizdeki engelsiz üniversite temsilcilerimize, çalışmalarımıza katkı sunan tüm öğrenci ve personelimize şükranlarımı sunmak istiyorum” diye konuştu. Tüm Çabamız Engelsiz Bir Eğitim Öğretim Ortamı Sağlamak Programda, “Özel Gereksinimli Öğrencilere Yönelik Uygulama ve Hizmetler” başlığıyla katılımcıları bilgilendiren Engelsiz Üniversite Koordinatörü Doç. Dr. Melike Tekindal, özel gereksinimli bireylerin yaşamlarını kolaylaştırmanın ve fırsat eşitliği sunmanın sadece bireysel bir sorumluluk değil, aynı zamanda toplumsal bir görev olduğunu aktardı. Dünyanın her yerinde eğitime, bilgiye, kültür, sanat, spor etkinliklerine ve farklı alanda sunulan diğer hizmetlere her bireyin eşit, erişilebilir ve engelsiz ulaşabildiği yaşam alanları oluşturmanın toplumsal bir sorumluluk olduğunu vurgulayan Koordinatör Doç. Dr. Tekindal, “Bu anlamlı gün, sadece bir farkındalık günü değil; aynı zamanda engellilik konusunda toplumda daha kapsayıcı bir anlayış oluşturmak ve herkes için eşit İKÇÜ Engelsiz Üniversite Koordinatörlüğü olarak, her bireyin ihtiyaçlarını gözeten, erişilebilir ve kapsayıcı bir eğitim ortamı sunmayı görev edindik. Özel gereksinimli öğrencilerimize engelsiz bir eğitim öğretim ortamı sağlamak, sosyal ve kültürel faaliyetlere daha fazla katılımlarını sağlamak için teşvik edici çalışmalar ve projeler geliştiriyoruz. Bugünkü etkinliğimizde, üniversitemizde engellilik odağında yürütülen çalışmaları, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının uygulamalarını ve üniversitemizin bu alandaki projelerini paylaşacağız. Amacımız, bu önemli konuya dair farkındalığı artırmak ve üniversite yaşamını daha erişilebilir hale getirecek çözümleri tartışmaktır” dedi. Engelsiz Üniversite Koordinatörü Doç. Dr. Melike Tekindal’ın sunumunun ardından Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı İzmir İl Müdürlüğü Engelli Hizmetleri Şubesinden Uzm. Psikolog Hale Taşer tarafından “Üniversite Öğrencilerine Yönelik Hizmet ve Uygulamaları ile Özel Gereksinimli üniversite Öğrencilerine Yönelik Hizmet ve Uygulamaları”, SKS Daire Başkanlığı Şube Müdürü Burak Çankal tarafından “Üniversitede Tüm Öğrencilere ve Özel Gereksinimli Öğrencilere Yönelik SKS Uygulama ve Hizmetleri ”, Engelsiz Üniversite Öğrenci Komisyonu Başkanı Eda Korkmaz tarafından “Öğrenci Deneyimleri ” başlıklarında katılımcılar bilgilendirildi. Sunumlarda özel gereksinimli bireylerin sosyal hayata katılımlarında karşılaştıkları zorluklar ile konuya ilişkin yapılan düzenlemeler ele alındı. İKÇÜ özelinde yapılan çalışmalar anlatıldı. -
05.12.2024
Spor Yoluyla Daha İyi Bir Dünya İnşa Etmek Mümkün
“Sporu kullanarak daha iyi bir dünya inşa etmek” misyonuyla ilki 2022’de Berlin’de, ikincisi 2023’te Roma’da düzenlenen ICSE’nin; üçüncü buluşmasına İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) ev sahipliği yaptı. İKÇÜ Turizm Fakültesinin paydaşlığında, Mine Vaganti NGO (İtalya), La Sapienza Üniversitesi (İtalya) ve NGO Nest Berlin (Almanya) gibi köklü kurumların iş birliği ile üç gün süren International Conference on Sports and Education -ICSE 2024’ün açılış oturumuna, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Akbaş, İzmir İl Kültür ve Turizm Müdürü Dr. Sadık Doğruer, Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Emre Güler, Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Derya Özer Kaya, Genel Sekreter Nuretdin Memur, Mine Vaganti NGO Başkanı Dr. Roberto Solinas ve NGO Nest Berlin Başkanı Dr. Maria Grazia Pirina, çok sayıda konuk akademisyen ve öğrenci katıldı. Sporun Dönüştürücü Gücü Açılışta misafirlere seslenen Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Akbaş, “ICSE 2024 sadece bir konferans değil; spor alanında araştırma, yenilik ve eğitimi birbirine bağlayan bir köprüdür. Birlikte, sporun toplumları nasıl şekillendirebileceğini, değişime ilham verebileceğini ve geleceğe yönelik sürdürülebilir çözümler yaratabileceğini keşfediyoruz” ifadelerini kullandı. Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Emre Güler ise spor ve eğitimin daha iyi bir geleceği şekillendirmedeki rolüne dikkat çekerek “Bugün burada, spor ve eğitimin daha iyi bir geleceği şekillendirmedeki hayati rolünü keşfetmek için bir araya geldik. Bu etkinlik sayesinde sağlıklı yaşam tarzını teşvik edebilir, kapsayıcılığı artırabilir ve bireylerin potansiyellerini gerçekleştirmelerini sağlayabiliriz. ICSE, her zaman fikirlerin yeşerdiği, akademisyenler ve uygulayıcıların iş birliği yaptığı bir platform olmuştur. Katkılarınız, bu konferansı ilham kaynağı ve olumlu değişim için bir itici güç haline getirecektir” dedi. Spor Turizmi Gelirlerinde Artış Beklentisi Türkiye’de spor turizminin gelirlerin yüzde 10’unu oluşturduğunu ve önümüzdeki beş yıl içinde bu oranın yüzde 20'lere ulaşmasını temenni ettiklerini vurgulayan İzmir İl Kültür ve Turizm Müdürü Dr. Sadık Doğruer ise “Spor, eğitim ve turistik faaliyetlerin hem sağlık, biyopsikososyal açıdan hem de bulundukları kentin ekonomisini, sosyal ve kültürel etkileşimini güçlendirdiğinin farkındayız” diye konuştu. Eğitimdeki İnovatif Kullanımı Mine Vaganti NGO Başkanı Dr. Roberto Solinas, ICSE’nin gelişim sürecini aktardığı konuşmasında İKÇÜ’de ve İzmir’de bulunmaktan duydukları memnuniyeti paylaştı. Dr. Solinas, “ICSE’nin ilk büyük organizasyonu Berlin’de yapılmıştı. 2023 yılında ise Roma’da düzenlenmiş ve büyük bir ilgiyle takip edildi. Her iki etkinlik de sporun eğitimdeki önemini vurgulayan çeşitli temalar etrafında yoğun tartışmalar ve araştırmalar yaparak, bu alandaki yenilikçi yaklaşımlar için önemli bir platform sağlandı ve spor turizmi üzerine de yeni bir sempozyum düzenleme kararı alındı. Bu yıl, İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesinin ev sahipliğinde gerçekleştirilecek ICSE 2024, zengin bir programla katılımcılarını İzmir’de ağırlayacak. Her sene ICSE’yi bir önceki seneden edindiğimiz tecrübelerle geliştirmeye çalışıyoruz. Bu gelişim sürecine katkı sağlayan ve bugün burada olmamızı mümkün kılan tüm paydaşlara, öğrencilere ve gönüllülere teşekkür ediyorum” diyerek sözlerini noktaladı. Bir Konferanstan Daha Fazlası NGO Nest Berlin Başkanı Dr. Maria Grazia Pırına ise etkinliğin gerçekleştirilmesinde pay sahibi olan herkese teşekkürlerini ileterek ICSE’nin sadece bir konferans olmadığını söyledi. Dr. Pırına, “Her şeyden önce ICSE’nin asıl amacı etkileşim oluşturmaktır. Aynı zamanda spor ve turizm gibi farklı disiplinleri bir araya getirerek bir harmoni yakalamaya çalışmaktır. Her sene odağımızı değiştirerek ve geliştirerek uluslararası düzeyde çıktılarımızı daha fazla kişiye sunmaya çalışıyoruz” şeklinde konuştu. Açılış konuşmalarının ardından yapılan, ‘Eğitimde Yenilik için Spor Yoluyla Eğitim Metodolojisi’, ‘Spor ve Eğitimde Akıllılaşma’ (Smartization), ‘Spor Kulübü Kariyerleri’ ‘Aktif Vatandaşlığı Güçlendirme ve Sahada Sürdürülebilirlik’ gibi ana temalar ile Spor Turizmi Trendleri, Dijital Dönüşüm ve Sürdürülebilir Destinasyonlar gibi konuların ele alındığı online ve yüz yüze oturumlara geçildi. Sporun eğitimdeki inovatif kullanımı üzerine alanında uzman yerli ve yabancı araştırmacılar ve paydaşlar uluslararası proje iş birliklerini tartışarak küresel ölçekte yeni iş birlikleri için modeller sundu. Fuaye alanında da İKÇÜ öğrencileri tarafından İzmir’in spor alanındaki potansiyeli ve zengin gastronomi kültürünü keşfetmeye yönelik "İzmir ve Spor" ile "İzmir’in Gastronomi Unsurları" temalı poster sunumları katılımcılarla paylaşıldı. ICSE 2025'in bir sonraki buluşmasının tüm paydaşların iştiraki ile Lizbon’da düzenlenmesi kararlaştırıldı. -
05.12.2024
İKÇÜ- Çiğli Belediyesi Güç Birliği
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) ve Çiğli Belediyesi arasında iş birliği protokolü yapıldı. İKÇÜ Rektörlüğünde imzalanan protokol metnine; Rektör Prof. Dr. Saffet Köse ve Çiğli Belediye Başkanı Onur Emrah Yıldız imza attı. Üniversite-Belediye iş birliği kültürüne katkı sağlayacak ortak çalışmalara imkân veren iş birliği protokolüne ilişkin açıklamalarda bulunan Rektör Prof. Dr. Köse ve Başkan Yıldız karşılıklı memnuniyetlerini paylaştı. Her Türlü İş Birliğinde Belediyemizin Yanındayız Topluma yönelik hizmet anlayışını güçlendirmek için yerel yönetimlerle yakın diyalog halinde olduklarını söyleyen Rektör Prof. Dr. Köse, İKÇÜ’nün bu hedef doğrultusunda sağlam adımlar attığına dikkat çekti. Rektör Prof. Dr. Köse, “Üniversiteleri sadece eğitim öğretim ve araştırma işlevi olan kurumsal yapılar olarak değil aynı zamanda toplumun gelişimine yön veren kurumlar olarak görmek gerekir. Ayrıca kuruldukları kente ışık olan, yaşam düzeyini yükseltici, şehrin sosyo-ekonomik gelişmesine yeni fikirler üreterek çözüm önerilerini de içinde barındıran bilim ve ilim yuvalarıdır. Bizler en büyük paydaşımız olan öğrencilerimizden de aldığımız güçle bu misyonumuzu başarıyla yerine getirdiğimiz inancındayım. Yerel yönetimlerle kurduğumuz yakın bağ da bunun göstergesidir. Yerel yönetimlerle iş birliğini çok önemsiyoruz. Bugün de bunun bir adımını daha atmış olduk. Bilgi ve birikimimizi topluma transfer edecek, kentle bütünleştirecek her iş birliğinde varız.” dedi. Böyle Güzide Bir Üniversitenin Çiğli’de Olması Bizleri Çok Mutlu Ediyor İKÇÜ ile ortak adımları içeren iş birliği içinde olmaktan duyduğu memnuniyeti paylaşan ve Çiğli Belediye Başkanı Onur Emrah Yıldız protokolün her anlamıyla çok kıymetli olduğunu belirtti. “İlçemizde böyle güzide bir üniversitenin var olması bizleri çok mutlu ediyor” diyerek üniversite ile belediye arasında her türlü bilimsel, teknolojik, spor, sosyal ve kültürel iş birliğinin geliştirilmesine imkân sağlayan protokole ilişkin konuşan Başkan Yıldız, “Ben de sayın Rektör hocamın eşliğinde İKÇÜ’de bulunduğum için son derece mutluyum. Yaklaşık 20 bin öğrencimiz burada öğretim görüyor. Bizim kentimiz için çok büyük bir gelişme gösteriyor. Öncelikle ilçemizde böyle güzide bir üniversitenin var olması bizleri çok mutlu ediyor. Hem Çiğli'de hem de Çiğli dışında yaşayan insanların yapmış olduğumuz iş birliğinden kaynaklı sağlayacağı tüm faydalar şimdiden kentimizde hayırlısı olsun. Üniversitelerle ortak akılla çalışmak bizler için çok deneyimli bir iş, çok kıymetli bir iş. Ben tekrar hocam bizi burada ağırladığı için böyle bir iş birliğini, böyle bir protokolü beraber hayata geçireceğimiz için tüm Çiğli adına kendisine çok teşekkür ediyorum ve tekrar hayırlı uğurlu olsun diliyorum” şeklinde konuştu. Konuşmaların ardından imzalan protokol ile ulusal ve uluslararası iş birlikleri geliştirilerek, Ar-Ge ve yenilik kaynaklı ekonomik kazanımların arttırılması için ortak çalışmalar yürütülecek ve kentin ihtiyaçlarının giderilmesine yönelik stratejik planlama çalışmalarında bulunulacak. Üniversite öğrencilerinin görmüş oldukları teorik öğretimi belediyenin faaliyet gösterdiği alanlarda uygulamalı olarak deneyimleme fırsatı da sunacak protokolün, TÜBİTAK, Kalkınma Ajansı, Bakanlıklar dâhil olmak üzere ulusal ve uluslararası hibe projelerinin hazırlanması, ortak projelerin yürütülmesi ve araştırma raporlarının hazırlanması, çalışanlara yönelik kurumsal eğitimlerin organize edilmesi, İKÇÜ Sürekli Eğitim Merkezi desteğiyle kentte yaşayan insanların ihtiyaçları doğrultusunda eğitimler ve kurslar planlanması gibi başlıkları hayata geçirmesi bekleniyor. -
28.11.2024
İKÇÜ’nün Erasmus Başarısı
Erasmus+ programının yükseköğretim kurumlarındaki etkisi ve fırsatları hakkında İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Uluslararası Projeler ve Erasmus Kurum Koordinatörlüğü tarafından “Erasmus+ Program Rehberi Tanıtım Toplantısı” düzenlendi. Programda İKÇÜ’nün Erasmus Projelerinde her geçen yıl yakaladığı başarı ivmesine dikkat çeken Uluslararası Projeler ve Erasmus Kurum Koordinatörü Doç. Dr. Mehmet Emin Bakay, “Önceki yılın rakamına göre projelere tahsis edilen hibe bütçemiz yüzde 80 arttı” açıklamasında bulundu. Erasmus+ projelerinin yönetimi konusunda bilgilerin paylaşıldığı programı, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sevtap Ünal, Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Gülten Kavak, Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şaban Doğan, Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hakkı Dereli, Dış İlişkiler Koordinatörü Prof. Dr. Ender Akan ile çok sayıda akademisyen takip etti. Uluslararası Arenada Yer Edineceksek Yolu Bu Projelerden Geçiyor 2025 yılı Erasmus Çağrı Rehberinin yayımlanmasıyla birlikte düzenlenen toplantının katılımcılara detaylı bir perspektif sunacağını kaydeden Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, üniversite adına yürütülen projelerden duyduğu memnuniyeti ifade ederek her alanda dünya ile entegre bir eğitim anlayışını, araştırma ve kültürel paylaşım iklimini yaygınlaştırmak için çalıştıklarını söyledi. Uluslararası projelerde akademi dünyasında kurumlararası yapılan konsorsiyumların toplumları birbirine yakınlaştıran, küresel diplomasiyi güçlendiren yapılar olduğunu aktaran Prof. Dr. Bulduklu, “Erasmus+ programı kapsamındaki öğrenci ve personel değişim fırsatları, ikili anlaşmalar vasıtasıyla, öğrencilerin, öğretim üyelerinin ve idari personelin uluslararasılaşma faaliyetlerine katılması uluslararası bilgi ve bilim dünyasına hizmet eden aksiyonlardır. Akademik bilgi birikimimizi uluslararası düzeyde paylaşmak ve bu birikimi kültürel çeşitlilikle zenginleştirmek için Erasmus büyük bir fırsat. Erasmus projeleri aracılığıyla üniversiteler arası, farklı ülkelerden ortaklarımızla iş birliği yapmak, yenilikçi projeler üreterek kültürler arası köprüler kurmak, üniversitemizin uluslararası arenada görünürlüğünü arttırırken; ülkemizin dünya bilim sahnesindeki konumunu da güçlendirecektir. Uluslararası ve kültürler arası iletişimi geliştirmek bilimin kıtalararası paylaşımına da olanak sağlayacaktır. Uluslararası arenada bir yer edineceksek yolu bu projelerin yaygınlaşmasıyla olacaktır. Küresel araştırmalardaki görünürlüğümüzü arttırmanın İKÇÜ’nün hedeflerinde çok değerli bir yer tuttuğunu özellikle vurgulamak isterim. Farklı kültür, değerlerin paylaşımı toplumlar arasındaki dostluk, kardeşlik ve iş birliğinin geliştirilmesine güzide bir katkı sağlayacaktır” dedi. Artık Proje Ligini Yükseltmenin Zamanı “2025 Yılı Erasmus+ Teklif Çağrısı ve Program Rehberi Tanıtımı” başlıklı sunumuyla programa devam eden Uluslararası Projeler ve Erasmus Kurum Koordinatörü Doç. Dr. Mehmet Emin Bakay, İKÇÜ olarak son 4 yılda yakalanan başarı ivmesini devam ettirme gayretinde olduklarını aktardı. Rektör Prof. Dr. Köse nezdinde desteklerini esirgemeyen tüm yönetime teşekkürlerini ileten Doç. Dr. Bakay, “Önceki yılın rakamına göre projelerimize tahsis edilen hibe bütçelerimiz yüzde 80 arttı. Koordinatörlük olarak her yıl bir önceki yılın rakamlarını katbekat arttırarak elimizden geldiğinin en iyisini yapmaya çalıştık. Bize tahsis edilen hibe bütçelerimiz açısından iyi bir noktaya geldik. Biliyoruz ki nicelik değil nitelik önemli. Artık ligi yükseltmek gerekiyor. Horizon gibi yüksek bütçeli projelere odaklanmamız gerekiyor. Yürüttüğümüz çok sayıda iş birliği ortaklığı projelerimiz var. Horizon’da Sağlık Bilimleri Fakültesinden Gülşah hocamızın bir projesi var. Konsorsiyum hariç 14 tane AB ülkesiyle projemiz devam etmekte. Turizm fakültesinde gönderecek öğrenci bulamıyoruz. Tıp fakültemizde özel bir projemiz geçti. Diğer fakültelerimizden de özel projeler bekliyoruz” dedi. ESC Hareketlilik Müjdesi İKÇÜ’nün Avrupa Dayanışma Programında yer aldığının müjdesini veren Doç. Dr. Bakay, yapılan akreditasyon başvurusunun kabul edildiğini açıkladı. Koordinatör Doç. Dr. Bakay, “Gönüllülük, iş, staj ve dayanışma projelerini bünyesinde barındıran European Solidarity Corps-ESC’ye (Avrupa Dayanışma Programı) yaptığımız akreditasyon başvurusu kabul edildi. Üniversitemizin akreditasyon başvurusunun Ulusal Ajans tarafından tamamlandığının müjdesini de vermek istiyorum. Türkiye’de sayılı üniversitede olan sanırım 10 üniversiteden biri olduk. Ev sahibi kurum akreditasyonunu aldık. Önümüzdeki günlerde personel sayımızın iyileştirilmesiyle bu programı da aktif olarak kullanmaya başlayacağız” ifadelerini kullandı. Bakay’ın ardından Crowdhelix Proje Etki Yöneticisi Burcu Kiper, akademi ve iş dünyası arasında konsorsiyum oluşturmaya yardımcı olan iş birliği platformu ‘Crowdhelix’ hakkında ayrıntılı bir sunum yaptı. KA1 Hareketlilik Projeleri, KA2 (Kurum ve Kuruluşlar Arasında) Ortaklık Projeleri, merkezi projelerin tanıtımı ve başvuru süreçleri hakkında bilgilendirmelerin de yapıldığı programda, İKÇÜ adına başarılı projeler yürüten İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinden Doç. Dr. İrem Özgören Kınlı ile Tıp Fakültesinden Doç. Dr. Saliha Aksun katılımcılarla süreçlerde geçtikleri aşamalarla ilgili deneyimlerini paylaştı. -
27.11.2024
BMC ile Otomotiv Sektörüne Nitelikli İş Gücü Protokolü
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) ve BMC Otomotiv arasında iş birliği anlaşması imzalandı. İmza töreni, İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse ve BMC Otomotiv Sanayi ve Ticaret A.Ş. Genel Müdürü Lütfi Balık’ın katılımıyla gerçekleştirildi. Üniversite- sanayi iş birliği doğrultusunda imzalanan protokol ile başta AR-GE çalışmaları olmak üzere oluşturulacak genç yetenek programları ile öğrencilere staj ve kariyer fırsatları, karşılıklı teknik geziler, seminer, konferans gibi faaliyetlerle sektörel bilgi paylaşımı hedefleniyor. Protokolle ilgili değerlendirmede bulunan Rektör Prof. Dr. Köse, Türkiye’nin ön gelen ticari ve askeri araç üreticilerinden BMC ile genç istihdama büyük katkı sağlayacak bir protokole imza atmaktan duydukları memnuniyeti paylaştı. İKÇÜ İstihdam Odaklı Projelerin İçinde Üniversite olarak akademide üretilen bilgi ve becerileri sektöre kazandıran iş birliklerine büyük önem verdiklerini belirten Prof. Dr. Köse, “Hızlı bir teknolojik dönüşümün yaşandığı küresel sanayide, sektörün nitelikli insan kaynağına ihtiyacı daha çok artmıştır. Üniversite olarak yerli ve özgün, teknoloji geliştiren, teknoloji üreten ülkemize katkı sağlamak için, öğrencilerimizin başarısını önceleyen bir yaklaşımla istihdam odaklı projelerin içinde yer alıyoruz. Sektör temsilcileri ile sürekli temas halindeyiz. Ülkemizin öncelikli sektörlerinin geleceğine katkı sunacak önemli iş birliklerini hayata geçirmeye devam ediyoruz. AR-GE çalışmalarına sektör temsilcilerinin katılımını ve katkısını önemsiyoruz. BMC iş birliği de bu kapsamda oldukça önemli. Bu imza ile öğrencilerimiz, eğitim süreçleri boyunca iş dünyasını daha yakından tanıyacaklar, bir sonraki aşamada da istihdamda aktif şekilde yer alacaklar. Diğer taraftan da nitelikli akademisyenlerimizle BMC’nin ilgili alanlardaki sorunlarının çözümüne veya sanayiye yeni bir malzeme, ürün, üretim yöntemi gibi çıktıların kazandırılmasına yönelik ortak projeler yaparak yeni platformlar oluşturulacaktır. Ülkemiz ekonomisinin lokomotifi sanayi sektörünün, öncü kurumlarından biri olan BMC ile imzaladığımız bu protokolün üniversitemize, bölgemize ve sektöre hayırlı olmasını diliyorum. Emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyorum” dedi. Üniversite-Sanayi İş Birliği Kültürüne Örnek BMC Otomotiv Sanayi ve Ticaret A.Ş. Genel Müdürü Lütfi Balık ise nitelikli bilgiye dayanan, katma değerli üretimi arttıran AR-GE çalışmalarına verdikleri desteğin altını çizerek; sanayide ihtiyaç duyulan yüksek nitelikli insan kaynağının akademi ile yapılan iş birliklerinden geçtiğini söyledi. İKÇÜ ile üniversite-sanayi iş birliği kültürüne örnek teşkil eden bir protokolde yer almaktan duyduğu memnuniyeti paylaşan Genel Müdür Lütfi Balık, “BMC ve İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi arasında imzalanan iş birliği anlaşmasıyla genç yeteneklerin gelişimine destek olmayı, eğitim ve AR-GE alanlarında önemli projelere imza atmayı hedefliyoruz. Bu iş birliğiyle Genç Yetenek Programları ile öğrencilere staj ve kariyer fırsatları, teknik geziler ve BMC yetkililerinin konuk eğitmen ve konuşmacı olacağı sektörel eğitimler aracılığıyla bilgi paylaşımı, üniversite – sanayi iş birliği çerçevesinde de AR-GE çalışmaları ve ortak projeler gibi pek çok alanda birlikte çalışacağız. Bu adımın gençlerimizin kariyer yolculuğuna ışık tutacağına ve üniversite-sanayi iş birliğini daha da güçlendireceğine inanıyor, her iki taraf için de hayırlı olmasını diliyoruz” şeklinde konuştu. Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Süleyman Akbulut, Proje Genel Koordinatörü Doç. Dr. Levent Aydın, BMC Otomotiv Yetenek Yönetimi ve Gelişim Müdürü Ersin Canan’ın hazır bulunduğu törende, karşılıklı görüş alışverişinin ardından Rektör Prof. Dr. Köse ve BMC Otomotiv Genel Müdürü Balık tarafından protokole imza atıldı. -
25.11.2024
Rektör Köse'ye 24 Kasım Sürprizi
Çelebi Anaokulu ve Gündüz Bakımevinin minik öğrencileri, Rektör Prof. Dr. Saffet Köse’ye 24 Kasım Öğretmenler Günü sürprizi yaptı. İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Sosyal Tesisler İktisadi İşletme Müdürlüğüne bağlı faaliyet gösteren kreşin sevimli sakinleri, Rektör Prof. Dr. Köse’nin Öğretmenler Günü’nü kutlayarak özel olarak hazırladıkları hediyelerini sundu. Sosyal Tesisler İktisadi İşletmesi Müdürü Ömer Coşgun, Çelebi Anaokulu ve Gündüz Bakımevi Birim Sorumlusu Semra Gümüş, eğitmenleri Zehra Kaya, Fatma Koçak’ın refakatindeki miniklerin ziyaretinden duyduğu memnuniyeti dile getiren Rektör Prof. Dr. Köse, “Yavrularımızın yüzlerindeki neşeyi görmek bizleri çok mutlu etti, gönlümüz, günümüz şenlendi. Bugünün küçükleri yarının büyükleri yavrularımızın sağlıklı ve nitelikli bir eğitim alması için çalışmaktayız. Onların yüzlerindeki tebessümleri görmek bizler için en büyük hediyedir. Bu çiçeği, üniversitemizdeki bütün hocalarımız adına kabul ediyorum. Tüm çocuklarımızın vatanını milletini seven, tüm insanlığı kucaklayan, faydalı hizmetlere imza atan, başarılı, mutlu ve sağlıklı bireyler olmalarını yürekten temenni ediyorum. Bu vesileyle eğitim camiamızın Öğretmenler Gününü en içten duygularımla tekrardan kutluyorum” şeklinde konuştu. Ziyaret sonunda minikleri ayrı ayrı kucaklayan Rektör Köse, hazırlanan hediyeleri Çelebili miniklere verdi. -
22.11.2024
İKÇÜ’den Uluslararası Bilim Dünyasında Ses Getiren Başarı
TÜBİTAK ULAKBİM ile Springer Nature arasında imzalanan Açık Erişim Makale Yayınlama Anlaşması kapsamında İKÇÜ’lü bilim insanları tarafından yayınlanan makale, açık erişim desteği alan makaleler arasında global düzeyde 107 Bin üzeri indirme ile Türkiye’de birinci sıraya yerleşti. Ayrıca, Altmetric skoruyla bilimsel yayınlar arasında dikkat çekici bir başarı elde eden çalışma, dünya genelinde yayımlanan 27 milyondan fazla makale arasında 1662. sırada yer alarak en üst %5’lik dilime girmeyi başardı TÜBİTAK ULAKBİM tarafından yürütülen EKUAL Projesi çerçevesinde bilim, teknik, sosyal ve beşerî bilimler alanında Nobel Ödüllü yayınlar yapan, dünyanın en büyük yayıncılarından biri olan Springer Nature yayınevi ile imzalanan “Açık Erişim Makale Yayınlama Anlaşması” kapsamında, Springer Nature’den açık erişim desteği alan makaleler arasında global düzeyde 107 Bin indirme sayısı ile Türkiye’de birinci sıradaki makalenin İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ)’ne ait olduğu açıklandı. İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mümin Alper Erdoğan başyazarlığında yayınlanan “Prenatal Exposure to COVID-19 mRNA Vaccine BNT162b2 Induces Autism-Like Behaviors in Male Neonatal Rats: Insights into WNT and BDNF Signaling Perturbations” başlıklı makale, COVID-19 salgınına karşı geliştirilen mRNA aşılarının in vivo hayvan modelinde gebelik döneminde uygulanmasının, doğan yavru sıçanlarda otizm benzeri davranışlar ve nörogelişimsel değişikliklere yol açıp açmadığını inceleyen çarpıcı araştırma bulgularını sunuyor. Çalışma, bu etkilerin altında yatan mekanizmaları, özellikle WNT ve BDNF sinyal yolakları üzerinden değerlendirmeyi amaçlıyor. Gelmiş Geçmiş Tüm Makaleler Arasında 1662. Sırada Amerika’da sabah haberlerine dahi konu olan araştırmalarının geniş bir kitleye ulaştığını ve bilim camiasında büyük yankı uyandırdığını belirten Doç. Dr. Erdoğan, araştırmanın ileride yapılacak insan çalışmaları için öncü bir niteliğe sahip olduğunu vurguladı. Doç. Dr. Erdoğan, “Çalışma, aynı zamanda Altmetric skoruyla bilimsel yayınlar arasında dikkat çekici bir başarı elde etti: 27 milyondan fazla makale arasında 1662. sırada yer alarak en üst %5’lik dilime girmeyi başardı. Bununla birlikte, Neurochemical Research Dergisinde 2328 çalışma arasında birinci sırada, benzer yaşta yayınlanan tüm çalışmalar arasında ise 29. sırada yer aldı. Bu etkileyici dereceler, çalışmanın bilim dünyasındaki önemini ve global etkisini bir kez daha gözler önüne seriyor” ifadelerini kullandı. -
21.11.2024
Büyükelçi Degutis İKÇÜ’de
Litvanya Cumhuriyeti Türkiye Büyükelçisi Ričardas Degutis ve beraberindeki heyet, İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesini (İKÇÜ) ziyaret etti. Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Litvanya Büyükelçiliği hibe desteği ile Kentsel Stratejiler ve Yerel Uygulamalar Derneği (Kent-Lab) tarafından hayata geçirilen “İklim Değişikliğiyle Mücadelede Öğrenme ve Ağ Oluşturma Aracı Olarak Türkiye-Litvanya İş birliği Projesi” kapsamında düzenlenen foruma katılmak üzere İzmir’e gelen Büyükelçi Ričardas Degutis’i makamında ağırladı. Bakan Danışmanı Ieva Garšvaıtė, Litvanya İzmir Fahri Konsolosu Mustafa Ahmet Özsoy, Kentsel Stratejiler ve Yerel Uygulamalar Derneği (Kent-Lab) Genel Sekreteri Serdar Karaduman’ın da yer aldığı heyet, iki ülke yerel yönetimleri, STK’ları iş ve bilim dünyasından temsilcilerin destek verdiği proje hakkında Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bulduklu’ya bilgi verdi. İklim değişikliğine dirençli kentlerin oluşturulması, iklim değişikliğinin çevresel, toplumsal ve insan sağlığı üzerinde hem doğrudan hem dolaylı etkilerinin ortaya konulması adına İKÇÜ olarak birçok projeye destek verildiğini kaydeden Prof. Dr. Bulduklu, hedeflerinin toplumdaki bilgi düzeyini ve farkındalığı artırmak olduğunu söyledi. Ziyarette karşılıklı iş birliği ve ortak projelerin üretilmesi ile ilgili görüş alışverişinde bulunuldu. -
20.11.2024
Diş Hekimliğinde Beyaz Önlük Mutluluğu
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Diş Hekimliği Fakültesi 1’inci sınıf Türkçe ve İngilizce Lisans Programı öğrencileri için “Beyaz Önlük Giyme Töreni” düzenlendi. Ailelerin yoğun katılım gösterdiği programda, öğrencilere beyaz önlükleri, protokol ve Diş Hekimliği Fakültesi öğretim üyeleri tarafından giydirildi. Dekan Prof. Dr. Gülten Kavak’ın ev sahipliğinde yapılan törende öğrencileri, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, öğretim üyeleri ile aileleri yalnız bırakmadı. Başarılarımızı Daha İleri Noktalara Taşıyacağız Sağlık sektörünün geleceği genç hekim adaylarına seslenen Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, diş hekimliğinin sağlık sektörünün en önemli alanlarından birisi olduğunu vurguladığı konuşmasında, İKÇÜ Diş Hekimliği Fakültesinin, yetkin akademik kadrosu ve üst düzey teknolojik alt yapısı ile alanında ülkemizin önde gelen fakülteleri arasında yerini aldığını aktardı. Prof. Dr. Bulduklu, “Başarı çıtalarında hızla yükselen bir İKÇÜ ve Diş Hekimliği Fakültesi olarak öğrencilerimize yüksek kalitede, onların her türlü ihtiyaçlarına karşılık veren bir eğitim hayatını sunmaktayız. Öğrencilerimizden aldığımız güçle bu alanda başarılarımızı daha ileri noktalara taşıyacağız. Öğrencilerimiz, beyaz önlüklerini giydikleri ilk andan itibaren hekimlik mesleğinin etik değerleri çerçevesinde ağız ve diş sağlığının korunması ve iyileştirilmesi için çok önemli bir misyonu üstlenmiş olacaklar. Bu konuda üniversitemiz bütün imkanları, donanımları ve öğretim görevlileriyle öğrencilerimizin yanındadır. Sadece kentimizden değil civar illerden de yoğun talep gören hastanemiz, önümüzdeki ay yeni sağlık yerleşkemizde hizmetlerine devam edecek. Öğrencilerimizin de ikinci dönemi orda karşılamaları için yoğun çaba göstermekteyiz” dedi. Yüzleri Güldüren Bir Sağlık Hizmeti Beyaz önlüğün, büyük bir sorumluluğun ve güvenin simgesi olduğunu hatırlatan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, İKÇÜ’lü hekimlerin mesleğin tüm zorluklarının üstesinden başarıyla geleceğine inandıklarını söyledi. Prof. Dr. Bulduklu, “Yorucu, zorlu ve üst düzey fedakârlık gerektiren, sonu olmayan bir eğitim sürecinin başındasınız. Kliniklerde hastalarımızla buluştuğunuz ilk andan itibaren İKÇÜ’yü başarıyla temsil edeceğinize, meslek hayatınızda yüzleri güldüren bir sağlık hizmeti sunacağınıza yürekten inanıyoruz. Sizleri ve ailelerinizi bir kez daha tebrik ediyor, başarılı bir gelecek temenni ediyorum” ifadelerini kullandı. Klinik Uygulamalar Size Güçlü Bir Anahtar Olacak Öğrencilerinin heyecanını paylaşan Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Gülten Kavak ise beyaz önlüğün mesleğe başlangıcın ve mesleki sorumlulukların farkına varılmasının ilk adımı olduğunu belirtti. Dekan Prof. Dr. Kavak, “Bugün beyaz önlüklerinizi giyerek yeni bir hayata başlayacaksınız. Beyaz önlük diş hekimliği mesleği için, dürüstlüğün, ahlaklı olmanın, sırdaş olmanın, aydınlığın, asaletin, saflığın, din, dil, ırk, cinsiyet ayrımı yapmadan oluşan hizmetin sembolüdür. Uzun sürecek bir yolculuğun başlangıcı olan bugün çok özel ve anlamlı bizlerde sizin kadar heyecanlıyız. 2012 yılında eğitim ve öğretim hayatına başlayan fakültemizin sizleri 5 yılda yarınlara hazırlayacak. Hocalarınızdan öğreneceğiniz her bilgiye kıymet verin, onların tecrübelerinden faydalanın. Diş hekimi olduğunuzda, üniversite sıralarında ve klinik uygulamalarda öğrendiğiniz bilgiler size güçlü bir anahtar olacaktır. İyi bir hekim olmak için çok çalışmalı ve dünyadaki medikal gelişmeleri yakından takip etmelisiniz” dedi. Ülkemize ve Dünyaya Faydalı Diş Hekimleri Fakültelerinin gelişimi adına her zaman destek olan Rektör Prof. Dr. Saffet Köse ile tüm yönetim ekibine şükranlarını ileten Dekan Prof. Dr. Kavak, “Bugün sizlere beyaz önlük giydirdiğimizde hissettiğimiz sevinci ve mutluluğu, beşinci yılın sonunda yapacağınız diş hekimliği mezuniyet yeminini bizlere ve ailelerinize yaşatmanız en büyük temennimizdir. Sizlerden yegâne beklentimiz, insana hizmetle eşdeğer kabul edilen beyaz önlüklerinizi, tertemiz, etik ve ahlaki değerlerle, üstün kabiliyet ve başarılarla donatarak, ülkemize ve dünyaya faydalı birer diş hekimi olmanızdır. Bu özel günde öğrencilerimizi yetiştiren hocalarımıza, asistanlarımıza ve personelimize çok teşekkür ediyorum. Değerli öğrencilerimizi ve ailelerini gönülden kutluyor, eğitim ve meslek hayatınızda başarılar diliyorum” şeklinde konuştu. Bu Fedakârlıkları Asla Unutmayacağız Öğrencilerin beyaz önlük mutluluğunu konuklarla paylaşan birinci sınıf temsilcileri Ceren Tam ve Mina Keleş ise İKÇÜ’den öğrendikleri tüm etik değerlere sadık kalarak mesleklerini icra edeceklerini vurguladı. Öğrenciler, “Bugün burada gururla ailelerimizin ve hocalarımızı gülümsettiğimiz gibi gelecekte hekimlik adına yaptığımız uygulamalarımız ile hiç bilmediğimiz insanların yüzünde gülümsemeye sebep olacağız. Başarılı olmamız için gece gündüz emek veren ailelerimizi ve bizlerin gelişimi için çabalayan tüm hocalarımızı saygı ve sevgiyle selamlıyoruz. Bu fedakârlıkları asla unutmayacağız” şeklinde duygularını paylaştı. Tören, konuşmaların ardından öğrencilerin Dr. Öğr. Üyesi Yağmur Kılıç önderliğinde Diş Hekimliği Andını okumasıyla sona erdi. -
14.11.2024
Geleceğin Şefleri İKÇÜ’de Yetişiyor
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Turizm Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü tarafından “Şeker Hamuru Pasta Sergisi” düzenlendi İKÇÜ Turizm Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü öğrencilerinin şeker hamurundan yaptıkları birbirinden özel pastalar, Prof. Dr. Fuat Sezgin Konferans Salonu Fuaye Alanında sergilendi. Serginin açılışına İKÇÜ Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Yasin Bulduklu ve Prof. Dr. Süleyman Akbulut ile Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Emre Güler, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Gökçen Bombar, Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tansel Tanrıkul, Sürekli Eğitim Merkezi Müdürü Doç. Dr. Bekir Emiroğlu, Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölüm Başkanı Prof. Dr. Atilla Akbaba ile akademisyenler ve çok sayıda öğrenci katıldı. Öğrenciler tarafından hazırlanan ürünleri çok başarılı bulduğunu ifade eden Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Akbaş, geleceğin şeflerinin İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi’nde yetiştiğini belirtti. Düzenlenen serginin, İKÇÜ’lü gastronomi öğrencilerinin yetenekli ve başarılı olduklarını, teorik ve uygulamalı eğitimleri çok iyi özümsediklerini ve aldıkları eğitimle gastronomi sektörüne yenilikçi bir bakış açısı kazandırmak üzere hazırlandıklarını gösterdiğini dile getiren Prof. Dr. Akbaş, serginin hazırlanmasında emeği geçenlere teşekkür etti. Estetik ve Yaratıcılık Açısından Hünerlerini Segilediler İKÇÜ Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Emre Güler, Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü öğrencilerinin pasta tasarımı konusunda gelişmelerinin amaçlandığını söyledi ve kendi el emekleriyle hazırlamış oldukları şeker hamuru pastalarının yer aldığı serginin de bunun çıktılarından olduğunu belirtti. Gastronominin ülkemizde gittikçe önemli hale geldiğine dikkat çeken Prof. Dr. Güler, İKÇÜ’de öğrencilere hem Türk mutfağı hem de dünya mutfağı ürünlerinin hazırlanmasına yönelik bir eğitim verdiklerini dile getirdi. Pasta tasarımında estetik bakış açısının önemine değinen Prof. Dr. Güler, öğrencilerin bu konuda kabiliyetli olduklarını vurgulayarak, fakülte olarak onların gelişimlerini desteklediklerini ifade etti. Öğrenciler Yeteneklerini Sergiledi Öğrencilerin aldıkları uygulamalı eğitim neticesinde bu tür sergilerin ortaya çıktığını belirten Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölüm Başkanı Prof. Dr. Atilla Akbaba, şeker hamuru pasta sergisinin öğrencilerin yeteneklerini sergiledikleri bir alan olduğunu söyleyerek, bu tarz sergilerin diğer öğrenciler için de ilham kaynağı olduğuna vurgu yaptı. Şeflerden Aldıkları Destekle Kendi Tasarımlarını Yaptılar Turizm Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü Arş. Gör. Bükre Aslan ise, öğrencilerin sektördeki şeflerden aldığı eğitimlerle ve kendi çabaları ile bu pastaları yaptıklarını dile getirdi. Arş. Gör. Bükre Aslan, “Öğrencilerimizin hem deneyim kazanmaları hem de figür yapımını öğrenmeleri için güzel bir fırsat oldu. Katılan tüm öğrencilerimize teşekkür ederiz” dedi. Açılışın ardından İKÇÜ Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Yasin Bulduklu ve Prof. Dr. Süleyman Akbulut ile Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Emre Güler, stantları tek tek dolaşarak öğrencilerin tasarımlarını inceledi. -
14.11.2024
Eczacılık Fakültesi Öğrencileri Beyaz Önlüklerini Giydi
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Eczacılık Fakültesinde, 2024-2025 eğitim ve öğretim dönemi 'Beyaz Önlük Giyme Töreni' düzenlendi. Fakülte öğrencilerinin ‘Beyaz Önlük Giyme Töreni’yle mesleklerine ilk adım attığı etkinlik, Hekim Hacı Paşa konferans salonunda gerçekleşti. Dekan Prof. Dr. Zeynep Şenyiğit’in ev sahipliğinde yapılan törene, Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hakkı Dereli, İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Dirik, Yabancı Diller Yüksekokulu Müdürü Dr. Öğr. Üyesi İrfan Arık, Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Esra Meltem Koç, Genel Sekreter Yardımcısı Muhammed Enes Uzun, İzmir Eczacı Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ecz.Tuncay Sayılkan, Aydın Eczacı Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ecz. Sefa Karaarslan, Manisa Eczacı Odası yönetim kurulu üyesi Ecz. Ayçe Benzergil, Bursa Eczacılar Kooperatifi yönetim kurulu üyesi Ecz. Yekta Kavçın Acar, İstanbul Eczacılar Kooperatifi İzmir Temsilcisi Ecz. Mehmet Ali İhsan Yıldız ve Ege Bölge Müdürü Rabia Çam, akademisyenler ile çok sayıda öğrenci yakını katıldı. Koruyucu Sağlık Hizmetinin En Önemli Unsurunu İcra Edeceksiniz Törende sektörün geleceği olan gençlere seslenen Dekan Prof. Dr. Zeynep Şenyiğit, 2024-2025 yılı itibariyle toplam 508 öğrenci ile eğitime devam ettiklerini kaydederek fakültelerinin kuruluşundan bu yana her daim destek olan Rektör Prof. Dr. Saffet Köse’ye teşekkürlerini iletti. Öğrencilerle, hayatları boyunca mesleklerine özveriyle sahip çıkmaları temennisini paylaşan Dekan Prof. Dr. Şenyiğit, “Sizler, yakın geleceğin eczacıları olarak, laboratuvar ve klinik uygulama aşamaları ile harmanlanmış yoğun bir eğitim-öğretim sürecinin nihayetinde, bir insanın en değerli varlığı olan sağlığını korumak için özveriyle hizmet verecek, koruyucu sağlık hizmetinin en önemli unsurunu icra edeceksiniz. Her biri birbirinden değerli öğretim üyelerimizden alacağınız bilgi ve beceriler ışığında eczacılığı bir meslek ve yaşam biçimi olarak seçen tüm meslektaşlarımız gibi toplumumuza sağlık hizmeti sunmak için gece gündüz demeden çalışan o muhteşem sağlık ordusuna katılacaksınız. Ömür boyu taşıyacağınız mesleki sorumluluklarınızı layıkıyla üstleneceğinize inancım ve güvenim sonsuz” şeklinde konuştu. İKÇÜ Eczacılık Fakültesine eğitim-öğretim faaliyetlerinde destek olan sektör temsilcilerine plaket takdimiyle devam eden tören, birinci sınıf öğrencilerinin heyecanla beklediği beyaz önlüklerinin giydirilmesi ile sona erdi. -
28.10.2024
Kemeraltı İçin Yeni Vizyon
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ), Konak Belediyesi, UNESCO İzmir Tarihi Liman Kenti Alan Başkanlığı iş birliği ile düzenlenen “İzmir Tarihi Liman Kenti Panelleri” düzenlenen resmi törenle başladı. Kemeraltı’nın kültürel mirasının korunması ve dünya çapında tanıtılması, bölgesine özgü tarih, ticaret, kültür ve turizm konularını masaya yatırmak üzere düzenlenen panellerin açılış programına; İzmir Vali Yardımcısı İsmail Çorumluoğlu, Konak Belediye Başkanı Nilüfer Çınarlı Mutlu, İKÇÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, İzmir İl Kültür ve Turizm Müdürü Sadık Doğruer, İKÇÜ Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi (SBBF) Dekanı Prof. Dr. Şaban Doğan, Smyrna Antik Kenti ve Kazı Heyeti Başkanı SBBF Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Akın Ersoy, İzmir Tarihi Liman Kenti Alan Başkanı Abdülaziz Ediz, akademisyenler, sivil toplum kuruluşları temsilcileri, öğrenciler ve muhtarlar katıldı. Kemeraltı İçin Birlik Zamanı Panellerin Kemeraltı için bir dönüm noktası olduğunu belirten İzmir Vali Yardımcısı İsmail Çorumluoğlu, önümüzdeki süreçte Kemeraltı ve UNESCO ile ilgili yeni çalışmalara başlayacaklarını kaydetti. Vali Yardımcısı Çorumluoğlu, “Kemeraltı’nda şu süreçte bir şey yapmazsak geç kalmış oluruz. Bu tercihin yapıldığı bir dönemdeyiz. Bu açıdan İzmir Valiliğimiz, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Konak Belediyesi’nin elinden geleni sivil toplum kuruluşları ile birlikte yapmaları gerekiyor. Sadece üniversitelerimizin değil ticaret, esnaf odaları ve benzeri kuruluşların da Kemeraltı için elinden geleni yapmaları gerekiyor. Önümüzdeki günlerde Kemeraltı ve UNESCO ile ilgili bazı çalışmaların olacağını da sizlerle sevinerek paylaşmak istiyorum. Yerel idarelerin Kemeraltı’na ilgi duyması ve önem vermesi bizim çalışmalarımızı başarıya götürecektir. Kendilerine tespitlerinden dolayı teşekkür ediyorum” dedi. Kemeraltı'nın Korunması İçin Stratejik Adımlarda İKÇÜ de Var Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu da İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi olarak Kemeraltı’nın tarihi dokusunu geleceğe taşıma çabasını sürdüreceklerini vurguladı. İzmir için Smyrna Antik Kenti’nin kazandırılması yönünde çalışmalarını sürdüren İKÇÜ’nün bu süreçte de önemli bir rol üstleneceğini vurgulayan Prof. Dr. Bulduklu, “Bir kent için en önemli özellik denize kıyısı olmasıdır. Bu bakımdan akla ilk olarak ticaret gelse de yanına tarihi eklediğinizde kentin ciddi bir sermayesinin olduğunu görüyorsunuz. Bunu kültürel köklerinden ayırmadığınızda gelecek nesiller adına da ciddi bir sorumluluk üstlenmiş oluyorsunuz. Üniversite olarak Smyrna Antik Kenti’ni İzmir için ciddi bir biçimde kazandırma çabası gösteriyoruz. Önümüzdeki süreçte de yapmamız gereken ne varsa yapmaya hazırız” diye konuştu. Kültürel Mirasın Korunması İçin Ciddi Çalışmalar Yapıyoruz Etkinliğin paydaşları arasında yer almaktan büyük mutluluk duyduklarını dile getiren İKÇÜ Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şaban Doğan, şunları söyledi: “Üniversitemiz ve fakültemiz adına böylesi anlamlı bir etkinliğin paydaşları arasında yer almaktan mutluluk duyuyoruz. Fakültemiz kültürel mirasın korunması ve gelecek nesillere aktarılması üzerine çok ciddi çalışmalar yapıyor. Çok faydalı bir etkinlik olacağına eminiz, birbirinden kıymetli konuşmacılarımız çok önemli konularla bizlerle olacak” Birlikte Bambaşka Bir İzmir Yaratacağız Kemeraltı’nın İzmir’in kalbinde yer alan ve tarih boyunca birçok kültürün izlerini taşıyan önemli bir merkez olduğuna vurgu yapan Konak Belediye Başkanı Nilüfer Çınarlı Mutlu, belediye olarak tüm çalışmaların destekçisi olduklarını belirtti. Başkan Mutlu, “Biz bu çalışmaların bir parçası olmaktan çok mutluyuz. Önümüzdeki süreçte Konak’ın tüm tarihi envanterine sahip çıkmak, ayağa kaldırmak ve hayata dâhil etmek için elimizden gelen tüm çabayı göstereceğiz. Özellikle Kemeraltı’nın korunmasını sadece geçmişe sahip çıkmak değil geleceği şekillendirmek olarak da görüyoruz. Hem tarihi dokuyu yaşatmayı hem de bu değerleri tüm dünyaya tanıtmak istiyoruz. Korumaya dönük farklı çalışmalar içerisine girdik. Kemeraltı’ndaki tarihi yapıların yangın riskine karşı Elektrik Mühendisleri Odası İzmir Şubesi ile yeni bir protokol imzalıyoruz ve her bir yapıyı tek tek tesisat açısından kontrol ederek dirençli hale getirmek istiyoruz. Mutluluk Kahvesi ve Oyun Evi gibi açtığımız mekanlarla Kemeraltı’nı görünür kılmak ve canlandırmak amacımız var. Ayağa kalkmış tarihi yapılarının içerisinde kendimizi yaşarken bulacağımız bir Konak hayaliyle yola çıktık. Bizler her zaman yanınızdayız, birlikte bambaşka bir İzmir ve Konak yaratacağımıza inanıyoruz” dedi. Paydaşlarımızla İş Birliğine Hazırız Etkinliği düzenleyen tüm paydaşlara teşekkür eden İzmir İl Kültür ve Turizm Müdürü Sadık Doğruer de, “İzmir tarihi bir kent; Bergama ve Efes’ten sonra İzmir Tarihi Liman Kenti’nin adaylığını hep birlikte pozitif sonuçlandırmak için tüm paydaşlarımızla iş birliği yapmaya hazırız. Panelimizin hayırlı olmasını diliyorum” ifadelerini kullandı. Çok Katmanlı Kültürel Miras İzmir Tarihi Liman Kenti Alan Başkanı Abdülaziz Ediz ise, “İzmir, Akdeniz havzasındaki etkili konumu ile doğu ve batı arasında bir köprü görevi üstlenmektedir. Geçmişten günümüze korunarak ulaşmış arkeolojik, mimari, tarihi ve doğal değerleri bir arada barındıran bu çok katmanlı kültürel miras alanının korunması ve yönetilmesi için çeşitli çalışmalar devam etmektedir. UNESCO dünya Mirası geçici listesine dâhil olduğumuz 2020 yılından bu yana iş birliği içerisinde olduğumuz tüm kurumlara teşekkür ediyorum” diye konuştu. Konuşmaların ardından, İzmir İktisat Kongre Merkezinde iki gün boyunca devam edecek; İzmir’in tarih, kültür ve ticaret merkezi olan Kemeraltı bölgesine dair önemli verilerin paylaşılacağı, İzmir Tarihi Liman Kenti Panellerinin alanında önemli birçok bilim insanının yer aldığı oturumlarına geçildi.
Toplam 367
Okunma Sayısına Göre Haberler :::
-
210 kez okundu
Tıp Öğrencileri Kongresinden “Nörobilim” Vurgusu
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Dönem 1, 2 ve 3 öğrencilerinin bu yıl ‘nörobilim’ teması ile 5’incisine imza attıkları ‘Ulusal Öğrenci Kongresi’ tamamlandı. Hekim Hacı Paşa Konferans Salonunda düzenlenen bilimsel programa, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Prof. Dr. Süleyman Akbulut, Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tuğrul Bulut, Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Tevfik Tansel Tanrıkul, Gemi İnşaatı Ve Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Hakkı Dereli, İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Mehmet Dirik, Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Mustafa Soyöz Sağlık Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof.Dr. Hatice Yıldırım Sarı, Tıp Fakültesi Dekan Yardımcıları Prof. Dr. Melih Kaan Sözmen, Prof. Dr. Esra Meltem Koç Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı ve Kongre Eş Başkanı Prof. Dr. Mustafa Tözün, Kongre Eş Başkanı Stajyer Dr. Araz Fadıl Mardin, Genel Sekreter Nuretdin Memur, çok sayıda akademisyen ve öğrenci katıldı. Türkiye’yi Lider Ülke Yapacaksınız Açılışta konuşan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, öğrencilerin lisans düzeyinde yürütülen bilimsel bilimsel aktivitelerde yer almasının oldukça önemli bir kazanım olduğunu dile getirdi. Yaratıcılık, problem çözme ve takım çalışması gibi becerileri geliştirme fırsatı sunan kongrelerin öğrenciler tarafından sahiplenilerek gelenekselleştirilmesinin önemine vurgu yapan Prof. Dr. Bulduklu, “İKÇÜ’nün bilimsel yolculuğuna katkı sunan tüm öğrenci organizasyonlarına sonuna kadar desteklemekteyiz. Tıp Öğrencilerimizin bu yıl beşincisini düzenledikleri kongremizde bunlardan biri. Öğrencileri üreten, düşünen ve sorgulayan üniversiteler ise yarının dünyasını yönetenleri belirleme erkine ulaşırlar. İşte ulusal öğrenci kongresinin beşincisini yapan bir yükseköğretim kurumu da geleceğe güvenle bakıp, daha büyük hedefler için kendinde cesaret bulma hakkını da kendinde görebilir. 'Bir ülke için en önemli kaynak nedir ya da en stratejik kaynak nedir?' diye sorduğumuzda, ‘gençliktir’ deriz. Bu açıdan oldukça şanslı bir ülkeyiz. Sizlerin çabalarını takdir ettiğimizi özellikle ifade etmek isterim. Merak eden, araştıran, analiz eden, çözüm arayan, daha iyi bir tıp eğitimi ve daha insani bir sağlık hizmeti için akademik bilginin peşinde koşan sizlere üniversitem adına teşekkürlerimi sunuyorum. Bilimin ve insanlığın izinde yürüyen sizler bizim umudumuzsunuz ve eminiz ki sizler ülkemizi tıp alanında daha da öne çıkaracak, küresel rekabette Türkiye’yi lider ülke yapacaksınız” dedi. Teknoloji Yardımcı Unsur Özellikle sağlık alanında yoluna devam edecek öğrencilerin bilim ile uğraşmaktan ve sorumluluk almaktan çekinmemelerinin önemine vurgu yapan Prof. Dr. Bulduklu, modern tıbbın en belirleyici unsurlarının başında yer alan teknolojinin sağlığın her alanında yön belirlediğini kaydetti. Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bulduklu, “Teknoloji artık tanıdan tedaviye, koruyucu hizmetlerden rehabilitasyona kadar sağlık sisteminin her katmanına nüfuz etmiş durumda. Yapay zekâ destekli görüntüleme sistemleri, robotik cerrahi, genetik analizler, uzaktan hasta takibi, dijital sağlık uygulamaları ve kişiselleştirilmiş tedavi modelleri, sağlıkta dönüşümün yalnızca birkaç örneğidir. Diğer taraftan bu değişim ve dönüşümün hiçbir zaman insanın yerini alamayacağının bilinmesine ihtiyaç olduğu kanaatindeyim. Zira temel uğraşısı insan olan bir alanda hekimin sunduğu hizmet eşsizdir. Ancak bu durum teknolojiye uzak ya da karşı olmak biçiminde anlaşılmamalıdır. Teknolojinin bireysel yeti, yetenek ve bilginin bir tamamlayıcısı ya da yardımcısı olarak kullanılması artık kaçınılmaz bir durumdur. Buna direnmek çağı kaçırmak, gelişmeleri ıskalamak, iğneyle kuyu kazmaya çalışmakla eşdeğerdir. Sağlık gibi insan hayatını doğrudan etkileyen bir alanda ilerlemenin yolu; yeniliğe açık, bilgiyle beslenen, ahlakla şekillenen ve toplum yararını önceleyen bir anlayıştan geçer. Bu anlayışın filizlendiği yerler yine bu kongrelerdir. Esas mesele, teknolojiyi etik değerlerle, bilimsel akılla ve toplumsal fayda bilinciyle kullanabilmektir. İşte tam da bu noktada, bilimsel etkinlikler devreye girer. Böyle etkinliklerin ise öğrenci odaklı yapılması son derece değerli. Öğrenci kongreleri tıbbın yalnızca öğretildiği değil, birlikte üretildiği alanlar olarak görülmelidir. Bu tür organizasyonlar, farklı şehirlerden, disiplinlerden ve perspektiflerden gelen öğrencileri bir araya getirerek araştırma nosyonu kazandırıyor, bilgi paylaşımının, eleştirel düşünmenin ve ortak akıl üretmenin ortamını sunuyor ve üretmeye yönelik bir motivasyon oluşturuyor. Bu kongrenin hepiniz için, ilham verici ve ufuk açıcı olmasını diliyor, kişisel ve mesleki gelişiminize katkı yapmasını temenni ediyorum. Emeği geçenleri yürekten kutluyor, saygılarımı sunuyorum” ifadelerini kullandı. En Güçlü Dinamiğimiz Gençlerimiz Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tuğrul Bulut da öğrencilerin kongreler, sempozyumlar, çalıştaylar gibi disiplinlerarası buluşmalarda etkin olmalarının önemine işaret etti. Dekan Prof. Dr. Bulut, “Bugün yalnızca bireysel bir etkinliğe katılmakla kalmıyor, aynı zamanda bilgiye, araştırmaya ve akademik gelişime öncülük vermiş bir topluluğun heyecanını birlikte yaşıyoruz, birlikte paylaşıyoruz. Öğrencilerimizin özveriyle hazırladığı bu kongre, onların yalnızca iyi bir araştırma adayı değil, aynı zamanda araştıran, sorgulayan ve üreten bireyler olduklarını da ortaya koymaktadır. Bizler nitelikli bilgi üretimini bilimsel merakı ve çok yönlü gelişimi her zaman öncelikli hedeflerimiz olarak görüyoruz. Gençlerimizin bilime katkı sunma arzusunu göstermek ise hedeflerin en güzel yansımasıdır. Bu sürecin en güçlü dinamiği ise genç, heyecanlı ve azimli zihinlerdir. Öğrencilerimizin organizasyondan katılıma kadar etkin rol almaları gelecek açısından bize ümit veriyor. Bu kongrede sunulacak olan her çalışma, yapılacak her tartışma, tıbbı ve sağlık hizmetlerini gelişime kıymetli katkılar sağlayacaktır” dedi. Akreditenin Sürdürülmesinde Bu Özverili Çabaların Etkisi Büyük Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı ve Kongre Eş Başkanı Prof. Dr. Mustafa Tözün, Ulusal Öğrenci Kongresinin beşincisini gerçekleştirdikleri için duydukları memnuniyeti paylaştı. Öğrencilerden gelen yoğun talep doğrultusunda kongredeki kursların sayısının da arttığını aktaran Prof. Dr. Tözün, “Bu sene temamız nörobilim olarak yerleşti. Nörobilim konusunda değerli bilgileri bizimle paylaşan öğretim üyelerimize ve kurslarımıza katkı veren tüm öğretim üyelerine, asistanlarımıza teşekkürlerimi sunarım. Önümüzdeki yıllarda da insan ve toplum sağlığının dersinin içeriğini daha da kuvvetlendirildiğini göreceksiniz. Bu yıl Dönem 1 öğrencilerimiz ITS dersi kapsamında 97 derleme türünde makale hazırlamış olup 14 öğretim üyemiz bu çalışmalarda danışmanlık üstlenmiştir. Dönem 2 öğrencilerimiz ise 34 araştırma için Etik Kurul Dosyası hazırlamıştır. Dönem 2 öğrencilerimize 16 öğretim üyemiz danışmanlık yapmıştır. Dönem 3 öğrencilerimiz yürütmekte oldukları bilimsel araştırmalar neticesinde 44 adet makale hazırlamıştır. Dönem 3 öğrencilerimize 16 öğretim üyemiz danışmanlık yapmıştır. Bunlar kolay işler değil. Fakültemiz mezuniyet öncesi eğitiminin akredite durumunun sürdürülmesinde gösterilen bu özverili çabaların etkisi büyüktür. Tıp bilimine ve tıp eğitimine değerli katkılar sunan bu bilimsel ürünlerden dolayı hem öğrencilerimizi hem de danışman öğretim üyelerimizi kutlarım” diye konuştu. Öğrenciler adına konuşan Kongre Eşbaşkanı Stajyer Doktor Araz Fadıl Mardin tıp eğitiminin yalnızca bir meslek öğrenme süreci olmadığını, insanların hayatına dokunmanın, sorumluluk almanın ve sürekli gelişmenin yolu olduğunu belirtti. Stj. Dr. Mardin, “Bizler bu yolculuğun henüz başında hekim adayları olarak, öğrenmenin ve günümüzde en çok ihtiyacımız olan birliğin, dayanışmanın gücüne her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var. İşte bu kongre bu inancın bir yansımasıdır.” sözleriyle kongrenin önemine dikkat çekti. Açılış konuşmalarının ardından Kongre Tıp Fakültesi Dönem 1, Dönem 2 ve Dönem III Sunumları ile tamamlandı. -
202 kez okundu
Manisa İli Turizm Master Planı Arama Konferansı Düzenlendi
Manisa Valiliği himayesinde, Zafer Kalkınma Ajansı koordinasyonunda İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi yürütücülüğünde hazırlanmakta olan Manisa Turizm Master Planı arama konferansı Manisa Polisevi'nde yapıldı. Toplantıya Manisa Valisi Vahdettin Özkan, İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Manisa İl Kültür ve Turizm Müdürü İbrahim Sudak, Soma Belediye Başkanı Sercan Okur, İKÇÜ Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Emre Güler, İKÇÜ Turizm Rehberliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Volkan Altıntaş ile Yaşar Üniversitesi İşletme Fakültesi Ekonomi Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Serpil Kahraman, yerel yöneticiler, sektör profesyonelleri ve akademisyenler katıldı. Açılışta konuşan Vali Vahdettin Özkan, Manisa’nın geliştirilmesi gereken alanlarının başında turizmin geldiğini söyledi. Vali Özkan: “Kentimizin çok önemli nitelikleri var. Öncelikle akla elbette şehzadeler şehri geliyor. Ama tarım, doğa, inanç turizmi açısından da çok zengin bir mirasa sahibiz. Turizm önemli bir ekonomik kaynak ama elbette başka getirileri de var. Bu çalışmalar bizlere yol göstermesi açısından son derece kıymetli. Burada üniversitelerimizin sorumluluğunda ortaya çıkacak bir yol haritası ile Manisa’mız turizmde hak ettiği yere gelecektir. Bu hususta biz de üzerimize düşen katkıyı vermeye hazırız” dedi. Çalışmanın yürütücülüğünü de yapan İKÇÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu ise güçlü bir kampanya ve belirli konulara odaklanma yoluyla Manisa’nın önemli bir destinasyon haline gelebileceğini vurguladı. Prof. Dr. Bulduklu: “Manisa, binlerce yıllık tarihi, zengin kültürel mirası, eşsiz doğal güzellikleri ve çeşitlilik sunan coğrafyasıyla aslında turizme ilişkin tüm gereklilikleri bünyesinde taşıyor. Burada önemli olan husus iyi bir medya stratejisi ve sürdürülebilir bir anlayışa konuya yaklaşmak. Biz de bu noktada Manisa’nın turizm hedeflerine katkıda bulunmak için kapsamlı bir turizm master planı hazırlıyoruz. Bu plan, Zafer Kalkınma Ajansı’nın destekleriyle ve ulusal kalkınma planlarımızla uyumlu bir şekilde ortaya çıkarılıyor. 2028 yılı Türkiye turizm hedeflerine hizmet edecek bir anlayışla konuya yaklaşıyoruz. Amacımız, Manisa’nın kültürel, tarihi ve doğal değerlerini koruma-kullanma dengesi içinde geliştirerek, turizmden aldığı payı artırmak ve şehrimizi ulusal ve uluslararası arenada güçlü bir destinasyon haline getirmektir. Önemli bir ekibimiz var ve çok emek veriyorlar. Ben başta Valiliğimiz ve Zafer Kalkınma Ajansı olmak üzere tüm yerel yöneticilere, katkı ve katılım sağlayanlara teşekkür ediyorum” dedi. Dekan Prof. Dr. Mehmet Emre Güler ise planda turizmin çeşitli boyutlarına odaklandıklarını, alternatif turizm, doğa temelli turizm, sağlık turizmi, gastronomi turizmi, seyahat ve ulaştırma politikaları, konaklama ve yatırım geliştirme gibi başlıklar üzerinden fikir alışverişinde bulunulacağını hatırlattı. Dekan Güler : “Günümüzde dijitalleşme ve akıllı şehirler gibi çağın gerekliliklerine uygun stratejiler üzerinde çalışarak Manisa’nın turizmde rekabet gücünü artırmayı hedefliyoruz. Manisa’nın tarihi ve doğal zenginliklerini korurken aynı zamanda bu değerleri turizm yoluyla tanıtarak şehrimizi geleceğe taşımak bizim ortak sorumluluğumuzdur. Bugün burada attığımız adımların, Manisa’nın turizmdeki yükselişini başlatacak önemli bir mihenk taşı olacağına inanıyorum” dedi. Prof. Dr. Volkan Altıntaş’ın ve Prof. Dr. Serpil Kahraman moderatörlüğünde açılış oturumuna geçildi ve Manisa’nın öne çıkan özellikleri ele alındı. Tüm gün süren özel oturumlarda katılımcıların görüş ve önerilerinin alındığı çalıştayın sonuçlarının paydaşlarla paylaşılacağı belirtildi. -
202 kez okundu
"Göktürklerin Gizemli Mirası: Taşbabalar" Filminin Galası Yapıldı
T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı(TİKA), İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) ve Moğolistan Kültürel Miras Merkezi iş birliğinde hazırlanan ve Moğolistan bozkırlarındaki taşbabaların restorasyon sürecini konu edinen “Göktürklerin Gizemli Mirası: Taşbabalar” filminin galası yapıldı. İKÇÜ Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şaban Doğan ve Medya ve İletişim Bölüm Başkanı Prof. Dr. Cenk Demirkıran’ın yapımcılığını ve yönetmenliğini üstlendiği belgesel, bölgede yürütülen 10 yıllık saha çalışmalarını beyaz perdeye taşıyor. TİKA’da yapılan galaya, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Serdar Çam, TİKA Başkanı Serkan Kayalar, MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy, Moğolistan’ın Ankara Büyükelçisi Gombosuren Munkhbayar, İKÇÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, İKÇÜ Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şaban Doğan, Türkiye’nin eski Ulanbator Büyükelçisi Zafer Ateş ve birçok davetli katıldı. Dünya Mirası Açısından Önemli Galada konuşan Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Serdar Çam, emeği geçenlere teşekkür ederek, bu çalışmaların ortak hafızaya katkıda bulunduğunu ve dünya mirası açısından önemli olduğunu vurguladı. Bakanlık olarak kültürel faaliyetlere yoğunlaştıklarını dile getiren Çam, özellikle kazı alanlarında çalışma sayısını artırdıklarını belirtti. Çam, Göktürkler‘in mirasının yaşatılması için çalışmalarda bulunduklarını, Türkiye'nin söyleyeceği, katkı sunabileceği birçok hususun olduğunu belirterek, Moğolistan'ı da Türk dünyasının bir parçası olarak gördüklerini söyledi. TİKA'nın son dönemde yaşanan en zorlu süreçleri başarılı bir şekilde atlattığını ve yapacağı birçok çalışmanın bulunduğunu kaydeden Çam, TİKA Başkanı Kayalar'ın zor dönemlerde önemli işlere imza attığını bildirdi. Moğolistan'da 900'e Yakın Proje TİKA Başkanı Kayalar da ajans olarak Moğolistan'da, 1994’ten beri 900'e yakın proje gerçekleştirdiklerini ve ortak kültürel mirasa dair projelerin iz bıraktığını dile getirdi. 1994'te başlattıkları "Moğolistan'daki Türk Anıtları Projesi"ne değinen Kayalar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatlarıyla Bilge Tonyukuk Anıtı’na giden 46 kilometrelik yolu asfaltladıklarını, Bilge Tonyukuk Anıtları başta olmak üzere Göktürk mirasının korunması için çalışmalarına devam ettiklerini söyledi. Kayalar, Göktürk dönemine ait 10 taşbabanın (mezar taşı) modern restorasyon yöntemleriyle yeniden ayağa kaldırıldığını, Orta Asya'daki Türk varlığını somut biçimde belgeleyen bu taşbabaların, gelecek kuşaklara bırakacakları kültürel mirasın en nadide örneklerinden biri olduğunu vurguladı.Restorasyonlar sırasında 4 bin kilometrelik bir sahanın tarandığını ve eserlerin bilimsel raporlamalarla kayıt altına alındığını belirten Kayalar, "Bu kıymetli süreç, bugün gösterimini yapacağımız 'Göktürklerin Gizemli Mirası: Taşbabalar' belgeseline ilham oldu." dedi.Kayalar, belgesele katkıda bulunan kurumlara teşekkür etti. İkili İlişkilerin 56. Yıl Dönümü Son yıllarda özellikle kültürel alanda olmak üzere iki ülke arasındaki ilişkilerin daha da geliştiğini belirten Büyükelçi Munkhbayar ise bu yıl Moğolistan-Türkiye arasındaki ilişkilerin 56. yıl dönümü olduğunu ama iki ülke arasındaki ilişkinin daha derin bir tarihsel geçmişinin bulunduğunu söyledi. Munkhbayar, projeye katkı sunanlara teşekkür etti. Dünya Tarihinden Beyaz Perdeye İKÇÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, 2019 sonrasında başlayan Moğolistan ile yapılan iş birlikleri ile dünyanın takip ettiği kültürel kalıntılara ulaşıldığını kaydetti. Prof. Dr. Şaban Doğan’ın bölgede yürütülen arkeolojik çalışmaların başındaki isim olduğunu aktaran Prof. Dr. Bulduklu, “Bizim bölgedeki arkeolojik çalışmalarımız bilim, tarih ya da kültürün izini sürmenin ötesinde bir boyuta sahip ve Türk-Moğol ilişkilerinin gelişiminde de özel bir anlam taşıyor. Prof. Dr. Doğan hocamıza tarihe ışık tutan çalışmaları nedeniyle Moğolistan Meclisi tarafından devlet nişanı verildi. Üniversitemiz ile Moğolistan’daki muhataplarımızın ortaklaşa yürüttüğü projeler sadece o bölge ile sınırlı değil. Van’ın Çaldıran ilçesinde yapılan arkeolojik kazılarda, İlhanlı hükümdarı Hülagü Han’a tarafından yapılan bir yazlık saray kalıntısı keşfedildi. Ayrıca Orhun Vadisi ve Tuul Nehri çevresindeki çalışmaların en görünür ayağını şüphesiz geçtiğimiz yıl keşfedilen Togu Balık oluşturmaktadır. Togu Balık, sadece fiziksel kalıntılar açısından değil; kent planlaması, yazıtlar, mezar yapıları ve günlük yaşam izleriyle Türk yerleşim tarihine ışık tutacaktadır Sonuç olarak üniversitemiz tarafından koordine edilen Moğolistan çalışmaları, sadece tarihî mirasın keşfiyle sınırlı kalmamakta; aynı zamanda çağdaş akademik diyalog, kültürel etkileşim ve stratejik iş birlikleri yoluyla Türkiye-Moğolistan ilişkilerini yeniden tanımlayan çok boyutlu bir vizyon ortaya koymaktadır. Ben, bu çalışmalarımızın tümünde yanımızda olan Kültür ve Turizm Bakanlığımıza ve TİKA’ya en kalbi şükranlarımı sunuyorum. TİKA Başkanımıza ve bölgedeki TİKA Koordinatörlerimize şahsım ve üniversitem adına teşekkür ediyorum. Bu filmde emeği geçen İKÇÜ Medya Merkezine ayrıca şükranlarımı sunuyorum” dedi Belgesel Bilimsel Arşiv Niteliğinde Üniversite olarak Moğolistan'da 10 yıldır önemli çalışmalar gerçekleştirdiklerini hatırlatan Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şaban Doğan, ortak kültürel mirasa önemli katkılarda bulunma çabası içinde olduklarını ifade etti. Bu kapsamda 10 taşbabanın TİKA desteği ve Moğolistan Kültürel Miras Merkezi iş birliğiyle restore edildiğini aktaran Prof. Dr. Doğan, restorasyon sürecini belgesel formatında izleyiciyle buluşturarak farkındalık yaratmak istediklerini söyledi. Dekan Prof. Dr. Doğan, “Proje süresince yaklaşık 4000 kilometre yol kat ederek Göktürk dönemine ait insan figürlü taşlardaki hasarları inceledik. Bu süreçte, eserlerin fotogrametrik dokümantasyonları, restitüsyonları, restorasyonları ve bakımlarını yaptık. Restorasyonlar, TİKA tarafından 2023 yılında Moğolistan Kültürel Miras Merkezi’ne sağlanan mobil laboratuvar kullanılarak gerçekleştirildi. Çekimleri İKÇÜ Medya Merkezince yapılan 2 bölümden oluşan belgeselimiz, kültürel mirasımızın korunmasına yönelik önemli bir görsel arşiv niteliği taşıyor. Emeği geçen arkadaşlarıma teşekkür ediyorum” diye konuştu. Açılış konuşmalarının ardından belgesel gösterimi yapıldı. -
192 kez okundu
Gelecek İhracatta
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Kariyer Geliştirme Uygulama ve Araştırma Merkezi (KAGEM) ile Ege İhracatçı Birlikleri ortaklığında düzenlenen kariyer buluşması Hekim Hacı Paşa Konferans Salonunda yapıldı. “Gelecek İhracatta” başlığıyla düzenlenen seminere Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) Genel Sekreteri Cumhur İşbırakmaz konuşmacı olarak katıldı.Semineri Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, İİBF Dekanı Prof. Dr. Sevtap Ünal, İKÇÜ KAGEM Müdürü Doç. Dr. Mustafa Yalçın, İKÇÜ Erasmus Koordinatörü Doç. Dr. Mehmet Emin Bakay, öğretim üyeleri ve öğrenciler takip etti. Küresel Rekabette Farklı Yaklaşımlara İhtiyaç Var Seminerin başında fakülte ve kariyer merkezi ortaklığında yapılan bu gibi etkinliklerin gençlerin vizyonuna değerli katkılarda bulunduğunu ifade eden Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bulduklu, öğrencilerin bu gibi ders dışı etkinlikleri takip etmelerinin önemine değindi. Prof. Dr. Bulduklu: "Öğrencilerin kendilerini daha iyi ifade edebilmeleri, geleceklerine dair hedefler koyabilmeleri, mezuniyet sonrası iş olanakları, iş yaşamında karşılaşabilecekleri durumlar hakkında bilgi edinebilmeleri, daha nitelikli olarak iş hayatına atılabilmeleri açılarından bu etkinliklere katılımı oldukça değerli buluyorum. Küreselleşmenin bir zorunluluğu olarak ekonomilerin birbiri ile bağlantısının giderek arttığına şahit oluyoruz. Özellikle bilgi ve iletişim teknolojilerinin hızlı gelişimi dünyada ekonomi ve ticareti daha dinamik hale getirmiştir ve dijitalleşme, küresel rekabette farklı yaklaşımların öne çıkması ihtiyacını yaratmıştır. İşte bu noktada özellikle iletişim araçlarının etkin kullanımı üzerine vurgu yapılması gerekliliği dikkati çekmektedir. Özellikle medya gücünün itici bir etki için kullanılmasına ihtiyaç olduğunun altını çizmek isterim” dedi. Bilim Dünyası İle Reel Sektörün Bağlantısını Siz Kuracaksınız Değişim ve dönüşüme ayak uyduramayanların ekonomik açıdan bir güç olarak kalabilmelerinin mümkün olmadığını vurgulayan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bulduklu, yeni ve güncel teknolojilerin aynı zamanda yaratıcılığın ve yenilikçiliğin en büyük aracısı haline geldiğini aktardı. Prof. Dr. Bulduklu, “Üniversitemizde öğrencilerimize yönelik yaptığımız, buna benzer etkinliklerin ve pek çok çabanın altında gençlerimizde bu bilincin oluşturulması ve farkındalık yaratılması yatmaktadır. Lider ülke olmak için gençlerimizin girişimci olmasına, risk almaktan korkmamasına, yenilikçi bir bakış açısı ile olaylara bakmasına ve en önemlisi eleştirel düşünebilmesine ihtiyacımız var. İşte bu alanlarda en iyi biçimde yetişmek için de alanın uzmanlarının deneyimleri çok kıymetli. Bugün İzmir’in önemli değerlerinden birinin deneyimlerini hep birlikte dinleyecek ve onun ufuk açıcı bilgileri ile vizyon kazanma çabası içinde olacaksınız. İnanıyorum ki bu sayede yeni perspektifler kazanacak ve bilim dünyası ile reel sektörün bağlantısını kuracaksınız. Birlikte çalışma kültürünün en güzel örneklerini veren iki birimimize, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültemize, Kariyer Merkezimize ve emeği geçenlere şükranlarımı sunuyor, katılımlarınız için çok teşekkür ediyorum” diye konuştu. Türkiye’de 120 Bin İhracatçımız Var İhracat kavramını birçok perspektifte ele alan Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) Genel Sekreteri Cumhur İşbırakmaz ihracat rakamlarının saniyede değiştiğini bunu da saniyelik takip ettiklerini söyledi. Birlik olarak Ege Bölgesi'nde 12 farklı sektörde faaliyet gösteren 7500'ün üzerinde ihracatçı firmayı temsil ettiklerini aktaran Genel Sekreter İşbırakmaz, Türkiye’de 27 sektörde, 120 bin kayıtlı ihracatçı olduğu bilgisini vererek AB ile ticarette birçok sektörde Türkiye’nin önemli tedarikçi konumunda olduğunu belirtti. Seminerini öğrencilerle interaktif olarak devam eden İşbırakmaz, dünyadaki 30 trilyon dolarlık ihracat hacminin 4 trilyonluk payı ile birinci sırada yer alan ABD’nin 3 trilyonu aşan rakamlarıyla Çin ile savaş halinde olduğunu ifade etti. Amacımız Ürünümüzün Satılması Sektörel alan çalışmalarının ihracat rakamlarına pozitif yansıdığını fındık örneğiyle anlatan EİB Genel Sekreteri İşbırakmaz, pazar araştırması ve fuarların ihracatçılar için olmazsa olmaz aksiyonlar olduğunu vurguladı. İşbırakmaz, “Güneydoğu’daki ihracatçı birliğimiz şu anda Rusya’da bulguru tanıtıyor. Örneğin, 30 yıl kadar önce fındığı Çin’de tanıttılar. Büyük bir fiyaskoydu bu. O zamanlar fındığın Çince karşılığı yoktu, fındık bilmiyorlardı. Çin’de 1,5 milyar kişi var düşünün. Daha sonralarda popüler hale gelmeye başlayan, yatırımlar yapılan pastanelerin yayılmasıyla tanıtım uzmanlarımız Çinli pasta ustalarını Türkiye’ye davet etmeye başladılar. Sonra Çin ile fındık ihracatımız fırladı. Pazar araştırmasının pastanelere çevrilmesi doğru bir tespit oldu. Bu bize iyi bir pazar araştırması olmadan ürünümüzün satamayacağının örneğidir. Günümüzde birliklerimiz bunu oldukça profesyonel ekiplerle hassasiyetle yapmaktadır. Öte yandan uluslararası fuarlar bizler için çok önemli. COVID döneminde sekteye uğrasa da şimdi tekrar gündemlerimizde en üst sıralardalar. Ürününüzü en iyi şekilde göstermek için alanının en gözde, en iyi fuarlarında boy göstermek hem sizi hem de milli katılımı destekler. Her yıl 12-13 fuara Türkiye adına katılım sağlamaktayız. Tüm organizasyonları üstlenerek firmalarımızı yurt dışına taşımaktayız. Gayemiz ürünümüz daha fazla satılması” dedi. EİB- İKÇÜ İş birliği Gençlerimiz İçin İşgücü piyasasının ihtiyaç duyduğu insan kaynağını yetiştirmek adına birlik olarak İKÇÜ ile başladıkları iş birliğinden oldukça memnuniyet duyduklarını sözlerine ekleyen EİB Genel Sekreteri Cumhur İşbırakmaz, “İlerleyen dönemde iş birliğimizi daha üst noktalara taşıyacağımızı ümit ediyoruz. Değerli dekanımızla görüşmemizle güzel bir başlangıç oldu. Derslerde de önemli katkılar sunacağız. Pratik anlamda öğrencilerimize tüm bilgi ve deneyimimizi anlatacağız, desteklemeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. -
182 kez okundu
Engelsiz Bir Ekosistemin Oluşturulması İçin Varız
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Engelsiz Üniversite Koordinatörlüğü tarafından engelsiz bir gelecek için ilham veren uygulamaların ele alındığı “Engelsiz Gelecek İçin İlham Veren Uygulamalar – Erasmus Projeleri ve İŞKUR İş Koçluğu” programı düzenlendi. “Dünya Engelliler Haftası” etkinlikleri kapsamında, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Engelsiz Üniversite Koordinatörü Prof. Dr. Melike Tekindal, Koordinatör Yardımcıları Doç. Dr. Ahmet Ege ve Öğr. Gör. Tuğçe Şık ile çok sayıda akademisyen ve öğrencinin katıldığı programda, Koordinatörlük tarafından çıkarılacak “Engellilikte Multidisipliner Yaklaşım ve Uygulamalar” başlıklı uluslararası kitabın müjdesi verildi. İŞKUR İzmir Çiğli Hizmet Merkezi Engelli İş Koçluğu Biriminden Ayten Gördü ve İKÇÜ Uluslararası Projeler ve Erasmus Koordinatörlüğünden Öğr. Gör. Cennet Kuman Kıssaboylu tarafından ilham veren uygulamaların sunulduğu programın açılış konuşmasını yapan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Engelsiz Üniversite Koordinatörlüğünün, engelsiz bir İKÇÜ inşa etme yolunda yoğun bir çaba içerisinde olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Muhsin Akbaş, “Engelli öğrencilerin eğitim-öğretim faaliyetlerine, sosyal ve kültürel faaliyetlere katılımına destek olmak, gerekli alt yapının ve donanımların sağlanması, İKÇÜ’de engelsiz bir ekosistemin oluşturulması için varız ve eksikliklerimizi gidermek için gücümüzle çalışmaktayız. Engelleri kaldırmayı hedefleyen çalışmaların bir bütün olarak sizlerle birlikte daha güzel olacağı kanaatindeyiz. Engelsiz Üniversite olma yolunda sizlerden gelen önerilerle elimiz daha çok güçlenecek, daha mutlu olacağız. Bu tür etkinliklerle, sizlerin de farkında olmadığı imkanlarımızı duyurma ve yayma imkanına da sahip oluyoruz ve bu bizlerin geleceğe daha umutlu bir şekilde bakabilmemizi sağlıyor” dedi. Prof. Dr. Akbaş, programın düzenlenmesinde emeği geçenlere ve katılımcılara teşekkür ederek konuşmasını noktaladı. İKÇÜ’den Uluslararası Yayın Dünyasına Önemli Katkı Koordinatörlük olarak engelli öğrencilerin öğrenim süreçlerini kolaylaştırmak, sorunlarına çözüm önerileri sunmak, akademik, fiziksel, sosyal ve psikolojik yaşamlarını engelsiz öğrenciler düzeyinde sürdürmelerini sağlamak amacıyla tüm paydaşlarla eş güdüm içinde çalıştıklarını ifade eden Prof. Dr. Melike Tekindal, “Bugün burada bir araya gelmemizin temel amacı bireysel farklılıkların, potansiyelin önünde bir engel değil; toplumsal çeşitliliğin ve zenginliğin bir göstergesi olduğunu hatırlatmak. Engelli bireylerin eğitim, istihdam ve sosyal yaşama eşit katılımını destekleyen her çalışma, yalnızca onların değil, tüm toplumun ilerlemesine katkı sunmaktadır. Koordinatörlük olarak, Dünya Engelliler Haftası kapsamında düzenlediğimiz programda başta tüm katılımcılarımıza, ardından da özel gereksinimli bireylere yönelik fırsatları sunmak istedik. İKÇÜ Engelsiz Üniversite Koordinatörlüğü olarak biz, tüm özel gereksinime sahip bireylerin ve hepimizin aslında bazı fırsatlara sahip olduğumuzun farkındayız” dedi. “Engellilikte Multidisipliner Yaklaşım ve Uygulamalar” adlı uluslararası kitap yayınının müjdesini de veren Prof. Dr. Tekindal, kitabın uluslararası NEU Yayınevi’nden çıkacağını belirtti ve alanla ilgili bilimsel eserlerle yayına katkıda bulunma çağrısı yaptı. Erasmus’a Özel Fırsatlar Açılış konuşmalarının ardından, İKÇÜ Uluslararası Projeler ve Erasmus Koordinatörlüğünden Öğr. Gör. Cennet Kuman Kıssaboylu, Erasmus programının özel gereksinimli bireyler için sağladığı fırsatlar hakkında bilgi verdi. Programın değerlendirme aşamasında artı puan uygulaması bulunduğunu, ve ek hibe desteği sağlandığını söyleyen Kıssaboylu, ayrıca, program kapsamında öğrencinin refakatçisiyle birlikte yurtdışına gidebildiğini, öğrenciye eşlik eden kişinin de tüm masraflarının karşılandığını belirtti. Engelli İş Koçluğu Uygulaması İŞKUR İzmir Çiğli Hizmet Merkezi Engelli İş Koçluğu Biriminden Ayten Gördü ise Engelli İş Koçu uygulaması hakkında bilgi verdi. Uygulamanın 2021 yılında hayata geçtiğini belirten Gördü, engelli bireylerin istihdama daha nitelikli ve daha bütüncül bir şekilde katılımını sağlamak amacıyla yürütülen uygulamada, engelli iş koçlarının işe ihtiyacı olan engelli bireyleri açık işlere yönlendirdiklerini kaydetti. Yüzde 40 oranında engeli bulunan bireylerin, tam teşekküllü devlet hastanesinden alınmış bir raporla İŞKUR’a engelli birey kaydı yaptırmaları halinde 24 saat içinde kendilerine engelli iş koçu atandığını açıklayan Gördü, sistem üzerinden ücretsiz bir şekilde hizmet alınabildiğini dile getirdi. Engelli bireylerin kendi işini kurma projesini anlatan Gördü, yılda iki defa başvuru alan İŞKUR’un, yayınladığı başvuru rehberi üzerinden proje şartlarını açıkladığını söyledi. Rehberin içeriğinden ve kılavuzdan da bahseden Gördü, proje desteği için aranan şartları anlattı. Program Prof. Dr. Ömer Özden ile Doç. Dr. Mücahit Yalçın Öztüfekçi tarafından sunulan müzik dinletisi ile sona erdi. -
179 kez okundu
İKÇÜ Öğrencilerinden TÜBİTAK Projelerinde Yüzde Yüz Başarı
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) öğrencileri, TÜBİTAK Bilim İnsanı Destek Programları Başkanlığı (BİDEB) tarafından yürütülen Üniversite Öğrencileri Araştırma Projeleri Destekleme Programlarında her dönem yakaladığı başarılı yükselişe 2024 yılında da devam etti. Başvuru ve kabul gören proje sayılarında yüzde yüz artış yakalayarak rekora imza atan İKÇÜ’nün başarılı öğrencileri, düzenlenen törenle ödüllendirildi. TÜBİTAK destekleme programlarında, başvuru ve destek sayılarındaki başarılarıyla gurur kaynağı olan İKÇÜ öğrencileri için Proje Genel Koordinatörlüğünce düzenlenen törene, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Süleyman Akbulut ile Proje Genel Koordinatörü Doç. Dr. Levent Aydın katıldı. Yükselen Bir İvme Yakaladık Törende konuşan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Süleyman Akbulut, 2023 yılının 2. Döneminde 2209-A programına İKÇÜ’lü öğrenciler tarafından 126 başvuru yapıldığını, 92’sinin kabul edildiğini; 2209-B programında ise 37 başvurudan 25’inin kabul aldığını belirtti. 2024 yılı 1. Döneminde 2209-A programında başvuru sayısının 256’ya çıktığının ve 164 projenin kabul edildiğinin bilgisini veren Prof. Dr. Akbulut, 2209-B programında ise 35 başvurudan 27’sinin kabul aldığını belirterek TÜBİTAK öğrenci projelerinde İKÇÜ’nün her geçen dönem yükselen güzel bir ivme yakaladığını vurguladı. Prof. Dr. Akbulut, “Öğrencilerimizin genç yaşta projeye başlamaları bizi çok memnun ediyor. Bilimsel açıdan kendinizi yetiştirmek için aslında bunlar çok önemli fırsatlar. Bu ve benzeri projeler içerisinde yer almanız, araştırma-geliştirme veya akademik olarak yükselme gibi hedeflerinize de katkı sağlayacaktır. Sanayide de tam olarak proje yapan, araştıran personellere ihtiyaç var. Ben, bu özverinizden dolayı; projeler üreterek üniversitemize de katkı sağladığınız için hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum” dedi. Her Paydaşın Kazançlı Çıktığı Bir Süreç Proje Genel Koordinatörü Doç. Dr. Levent Aydın ise, “Projeleri aslında bir iş simülasyonu olarak düşünebilirsiniz. Proje yaparak, bir problemi baştan sona ele alıp çözme ve onu raporlama; bunu belli kriterler altında yapabilme becerisini kazanıyorsunuz. Danışman hocalarınız ve Proje Genel Koordinatörlüğünden eğitimciler gibi bu konuda yetkin personel tarafından organize edilen bir süreci yaşıyorsunuz. Eğitimciler size, projenin yazımından başvuru aşamasına kadar gerekli desteği veriyorlar. Bu hem akademik anlamda önünüzü açacak bir süreç hem de mesleki anlamda sizlere proje yapabilme kabiliyetini kazandıracak bir iş deneyimi” diye konuştu. TÜBİTAK projelerinin, bilimsel bakışı ya da bir fikri projeye dönüştürme konusunda önemli bir aşama olduğunu belirten Doç. Dr. Aydın, proje yapmak ve proje kültürünü yaygınlaştırmakla öğrencinin, danışman hocanın, üniversitenin, TÜBİTAK’ın, üniversitenin bulunduğu şehrin ve ülkenin kazançlı çıktığını vurguladı ve projesi kabul edilen öğrencileri tebrik etti. -
171 kez okundu
Toplumsal Katkı Komisyonu İlk Toplantısını Yaptı
Toplumsal katkı faaliyetlerini, üniversitenin tüm birimlerine yayarak bütüncül bir katılım ile ele almak ve paydaş katılımlarıyla genişletmek amacıyla kurulan İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Toplumsal Katkı Koordinatörlüğü ilk toplantısını yaptı. Rektörlük Senato Salonunda, Koordinatörlükten sorumlu Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu’nun başkanlığında yapılan toplantıya, Toplumsal Katkı Koordinatörü Prof. Dr. Melike Tekindal, fakülte ve idari birimlerden gelen komisyon üyeleri katıldı. Temel Esasımız Gönüllük İKÇÜ’nün çalışma ve uzmanlık alanına giren toplumu direkt etkileyen konularda üstlendiği kurumsal sorumluluğunu toplum iş birliği açısından ilerletme gayesinde olduklarını kaydeden Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, hali hazırda yürütülen proje ve faaliyetleri toplumsal katkı ekseninde değerlendirerek geliştireceklerini söyledi. Prof. Dr. Bulduklu, "Akademik bilginin, topluma faydalı çıktılarla buluşmasını, bu anlamda da topluma değer katan bir üniversite olmayı hedefleyen İKÇÜ olarak yaptığımız çalışmaları sistematik ve sürdürülebilir olarak ele almak istedik. Toplumsal katkı en güçlü olduğumuz alanlardan biri ve biz bunu daha görünür kılmak istiyoruz. Akreditasyon süreçlerini başarıyla sürdürmek, ortaya koyduğumuz marka üniversite olma yolundaki çabalarımıza Toplumsal Katkı Koordinatörlüğünün ve Komisyonumuzun önemli katkılar sağlayacağına inanıyorum. Ben bu alanda gönüllü olarak çalışmalar yürüten komisyondaki her bir arkadaşımıza, her bir hocamıza yürekten teşekkür ediyorum” dedi. Daha Güçlü Projelere İmza Atacağız Bilimsel etik ve toplumsal sorumluluk çerçevesinde inovatif ve sürdürülebilir projeler geliştirmek istediklerini ifade eden Prof. Dr. Bulduklu, paydaş kurum, STK ve yerel yönetim iş birliklerini geliştirecek her türlü projenin destekçisi olduklarını aktardı. Prof. Dr. Bulduklu, “Sosyal sorumluluk proje ofisi bünyesinde bu zamana kadar yürütülen tüm projelerimizin devamlılığını, nitelik ve nicelik açısından daha ileri rakamlara taşımak için her bir hocamızın katkısına, iş birliğine sonuna kadar açığız. Sosyal sorumluluk projeleri gönüllülük esasıyla yürütülürse toplumsal kalkınmaya en iyi şekilde ulaşır. Yalnızca bulunduğumuz kentin değil, ülkemizin de kalkınmasına destek olacak, uzun soluklu ve kalıcı projeler üretmeliyiz. Akademik ve idari personelinin donanımı, başarılı öğrencileri ve tüm paydaşları ile iş birliği içinde olan İKÇÜ’nün bu anlamda şanslı bir yapısının olduğunu düşünüyorum. Bundan sonraki adımda oluşturulacak öğrenci komisyonumuzdan alacağımız sinerji ile koordinatörlük olarak daha güçlü projelere imza atacağımıza inanıyorum” ifadelerini kullandı. Prof. Dr. Bulduklu’nun açış konuşmasının ardından söz alan Toplumsal Katkı Koordinatörü Prof. Dr. Melike Tekindal da koordinatörlük bünyesinde oluşturulacak yol haritasını gündem başlıkları ile komisyon üyeleri ile paylaştı. Toplantıda, sosyal sorumluluk projelerinin takibinin ÜBYS üzerinden yapılması, toplumsal katkı faaliyet raporunu birimler bünyesinde paylaşılması, sosyal sorumluluk projeleri değerlendirme kurulunun belirlenmesi gibi başlıklarda görüş alışverişinde bulunuldu. -
168 kez okundu
İKÇÜ’de Eczacılık Günü Coşkusu
Eczacılık eğitiminin 186’ncı yıl dönümü ‘14 Mayıs Eczacılık Günü’ İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Eczacılık Fakültesince düzenlenen bir programla kutlandı. Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Zeynep Şenyiğit’in ev sahipliğinde Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi ve İzmir Eczacı Odası birlikteliğinde hazırlanan programı, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Ege Üniversitesi (EÜ) Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hande Gürer Orhan, İzmir Eczacı Odası Başkanı Ecz. Tuncay Sayılkan, İstanbul Eczacılar Kooperatifi İzmir Bölge Satış Müdürü Rabia Çam, meslek temsilcileri, akademisyenler ve öğrenciler takip etti. Paydaş Güç Birlikleri İle Büyüme Yolculuğuna Devam Eczacılık Fakültesinin kısa sürede yakaladığı ivme ile İKÇÜ’nün en dinamik fakültelerinden biri olduğunu kaydeden Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, bilimsel proje başvurularında ve öğrenciler yer aldığı ulusal yarışmalarda kazanılan başarıların bunun en net göstergesi olduğunu aktardı. Eczacıların sağlık sektöründe üstlendiği hayati sorumluluklara işaret eden Prof. Dr. Bulduklu, “Tek kişilik ordu' gibi bir meslekten bahsediyoruz. Hem üretiyorsunuz hem tanıtıyorsunuz hem satıyorsunuz. Bir de halk sağlığını geliştirme gibi önemli bir çalışma alanınız var. Burada 7/24 çalışma prensibini de düşünürseniz toplum sağlığı açısından her daim sahada görünen, ulaşılabilen, sermayesi sadece kendi emeği olan, hastaları arasında güçlü bağ kuran ve sevgiyle yapılan kadim bir meslek. Bu meslek mensuplarını bünyesinden çıkaran bir üniversite olarak gururluyuz. Fakültemiz, başta odalarımız, kooperatiflerimiz, sektör paydaşlarımız ve kardeş fakülte olan Ege Üniversitesi ile kurduğu paydaş güç birlikleri ile büyüme yolculuğuna devam edecektir” dedi. Kendi İlacını Üreten, Genç Nesil Eczacılar İlaçta dışa bağımlılığın yerini kendi ilacını kendi üreten stratejilerin aldığını vurgulayan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bulduklu, bu noktada eczacı bilim insanlarının yerli ilaç üretiminde oldukça önemli çalışmalar yaptığını kaydetti. Prof. Dr. Bulduklu, “Bugün hızla yaşlanan ve hızla kalabalıklaşan bir nüfusun olduğu yerde, doğal olarak kaynakların çok büyük bir kısmını sağlığa harcıyorsunuz. İlaçta eğer Euro’yla, Dolarla, kurla uğraşmak istemiyorsanız bu ilaçları üretmek zorundasınız. Burada en önemli hususun artık eczacılık fakültelerinin sahada dükkan başında bekleyen eczacılar çıkarmasından sıyrılıp bilimsel eczacıların 186’ncı yılında artık kendi ilacını üreten, yurt dışına taşıyan genç nesil eczacıları sahaya kazandırması gerekliliği söz konusu. İlaç stratejik bir üründür. COVID-19 pandemisi bunu ortaya koydu. Aşımızı biraz geç yaptık ama yaptık. Daha erken yapılabilir miydi? Belki yapılırdı. Bizlerin bu noktada genç eczacılardan beklentilerimiz oldukça yüksek. Ben tüm eczacılarımızın, hocalarımızın ve geleceğin eczacısı öğrencilerimizin eczacılık gününü kutluyorum. Daha büyük hedeflere ulaşacaklarına inanıyorum” ifadelerini kullandı Eczacılık Dört Duvar Arasında Yapılan Bir Meslekten Çok Uzak Dekan Prof. Dr. Zeynep Şenyiğit de bu anlamlı günü Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi ve İzmir Eczacı Odası ile birlikte kutlamaktan duydukları mutluluğu paylaştı. Amaçlarının bilgiyi eyleme dönüştürebilen, topluma duyarlı, sürekli gelişime açık, mesleğine ulusal ve uluslararası alanda değer katan eczacıların yetiştirmek olduğunu vurgulayan Dekan Prof. Dr. Şenyiğit, “Eczacılık Fakültesi olarak bizler, mesleğin geleceğini inşa edecek genç eczacı adaylarını çağın bilimsel donanımıyla, etik değerlerle ve güçlü bir vizyonla yetiştirme sorumluluğunu taşıyoruz. Eczacılar yalnızca ilaç temin eden değil, danışmanlık, ilaç güvenliği ve toplum sağlığı alanlarında etkin rol üstlenen nitelikli sağlık profesyonelleridir. Eczacılık dört duvar arasında yapılan bir meslekten çok uzak, güncel trendleri, teknolojik gelişmeleri yakalamak, uzmanlaşmak ve uluslararası bağlantılar kurmanın gerekli olduğu bir bilim dalıdır. Tüm paydaşları ile güçlü bir iletişim ağı oluşturmak, görev alanına giren konularda daha yüksek standartlara ulaşmayı sağlamak gerekir. Bu noktada gençlerimizin aldıkları bilimsel bilginin ışığıyla alanlarının en iyisi olacak azme ve başarıya sahip olduklarını görmek bizleri mutlu ediyor. Mesleğin geleceği gençlerimizin başarılı çalışmalarından geçiyor” dedi. Dünyayla Yarışabilir Eczacılar İçin Çalışıyoruz EÜ Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hande Gürer Orhan da yeni teknolojilerin baş döndürücü hızla değiştiği çağımızda eczacılığın da dönüşmesinin kaçınılmaz olduğunu kaydetti. Sürekli ve düzenli bir değişim gösteren teknolojik düzey ve gerekse hizmet sunma biçim ve anlayışının mesleğin tüm dinamiklerini etkilediğini ifade eden Dekan Prof. Dr. Orhan, “Dolayısıyla bu değişim dönüşüm bizim omuzlarımıza yani akademi olarak ciddi bir sorumluluk yüklüyor ki biz bunun farkındayız ve hem kendi fakültem hem İKÇÜ için ve hem tüm fakültelerimiz için bunu söyleyebilirim. Bu değişim dönüşüme ayak uydurarak sizi gelecek 10-20 yıla hazır eczacılar, dünyayla yarışabilir eczacılar yapmak için eğitim müfredatımızı güncellemeye gayret ediyoruz. Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi İzmir'in ilk eczacılık fakültesi ve bu yıl 50’nci yılını kutluyor. İKÇÜ Eczacılık 7'nci yılında ve çok şanslınız, güçlü bir akademik kadronuz var, rektörlükten çok değerli bir destek var. Üniversite içerisinde güçlü ilişkiler, üniversite dışıyla, sektörle güçlü ilişkilerle dolayısıyla kısa sürede hızlı bir giriş yapmış bir fakültede oldunuz. Bunun da meyvelerini sizler mezun olduğunuzda göreceksiniz. İKÇÜ’den mezun olduğunuzda diğer eczacılardan, diğer yeni fakültelerin mezunlarından farkınızı göreceksiniz” diye konuştu. Tüm Meslektaşlarımla Gurur Duyuyorum Türkiye'nin 80 1 ilindeki 56 eczane odasının, Türkiye Eczacılar Birliği'nde, devletin tüm kurumlarıyla sürekli iletişim halinde olduğunu aktaran İzmir Eczacı Odası Başkanı Ecz. Tuncay Sayılkan da kişisel mesleki sorunların dolaylı olarak halk sağlığını etkilediğini ifade etti. Başkan Ecz. Sayılkan, “Bizim diğer meslek gruplarında olmayan yasayla verilmiş bir görevimiz var, diyor ki üyesinin menfaatini ve çıkarlarını korur, korur ve bunu yaparken devletin ve vatandaşın çıkarlarını da gözettir’. Biz nitelikli ve sürdürülebilir bir eczacılık inşa etmeye çalışıyoruz. Şunu iyi bilin ki gelecek nesillere olabildiğince iyi ve sürdürülebilir bir meslek bırakmak için herkes elinden geleni yapıyor. Çalışmaya ve öğretmeye devam ediyoruz. Türkiye'nin en çok meslek içi eğitim yapan odasıyız. Dünyada ve Türkiye'de neler oluyor, neler bitiyor? Sürekli bilgilerimizi tazelemek zorundayız. Ben nerede görev yaparsa yapsın tüm meslektaşlarımla gurur duyuyorum. Bu anlamlı buluşmada, meslektaşlarımın ve meslektaş adaylarımın eczacı günü kutluyorum. Bilimin ve doğruluğun ışığında nice yıllara” dedi. Program, ulusal yarışmalardan derecelerle dönen öğrencilere başarı belgelerinin takdimin ardından Assos İlaç’tan Ecz. Ebru Dedeoğlu’nun ‘İlaç Sektöründe Eczacının Rolü’ başlıklı konferansı ile devam etti. -
167 kez okundu
Kıtaları Buluşturan Proje Güney Kore’de
Uluslararasılaşma vizyonu doğrultusunda başarılı adımlar atmaya devam eden İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesinin (İKÇÜ) yürütücüsü olduğu ‘E-Gastronomi’ projesinin Güney Kore etabı başladı. Turizm Fakültesi Erasmus Koordinatörü Prof. Dr. Volkan Altıntaş ile Erasmus Kurum Koordinatörlüğünden Öğr. Gör. Koray Çelik tarafından hazırlanan, Avrupa Birliği (AB) üyesi 27 ülke ve Güney Kore, Filipinler, Tayland gibi Uzakdoğu ülkelerini kapsayan dijitalleşme ile gastronomiyi birleştiren ‘E-Gastronomi’ projesi Güney Kore’deki Jeonju Üniversitesi Turizm Fakültesinde tanıtıldı. Müsteşardan Tam Destek Dijitalleşme ve turizm eğitimi üzerine iyi uygulama örneklerinin izlenmesi ve E-Gastronomi Konsorsiyumu hakkında görüşmelerin yapıldığı ziyarette, Jeonju Üniversitesi Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Shim Young-kuk, üniversitenin Uluslararası İlişkiler Direktörü Prof. Dr. Dong Geun Lee ile görüş alışverişinde bulunuldu. Prof. Dr. Altıntaş ile Öğr. Gör. Çelik ayrıca Türkiye Cumhuriyeti Seul Büyükelçiliği Müsteşarı Özkan Durmaz’ı ziyaret ederek; Asya Pasifik ülkeleri iş birlikleri ve projede gelinen aşama hakkında bilgi verdi. Müsteşar Durmaz da İKÇÜ’nün uluslararası boyutta kurduğu akademik bağdan duyduğu memnuniyeti paylaşarak ilerleyen zamanlarda yürütülecek çalışmaları desteklemek için gerekli adımların atılacağını belirtti. İki Ülke Arasında Turizm Hareketliliğine Katkı Ziyaretlerle ilgili konuşan Prof. Dr. Volkan Altıntaş, Korece ve Türkçe’nin karşılıklı turizm eğitimi programlarında yer alması, öğrenci ve akademisyen değişimi konularında Güney Kore’nin en önemli turizm temelli üniversitesi olan Jeonju Üniversitesi ile yaptıkları görüşmelerin oldukça olumlu geçtiğini aktardı. Prof. Dr. Altıntaş, “E-Gastronomi Konsorsiyumunun ikinci etabı olan Güney Kore’de çok verimli bir süreç geçirdik. Proje kapsamında başlattığımız ikili iş birliklerini geliştirmek üzere Erasmus+ HORIZON, KA171 programları hakkında görüşmeler yaptık. Ayrıca Güney Kore- Türkiye arasında turizm ile ilgili iş birlikleri ve karşılıklı turizm hareketliğinde ortak projeler geliştirilmesi konusunda mutabakata vardık. Gastronomi alanında önde gelen Unesco gastronomi ülkeleri arasında bulunan Güney Kore, Tayland ve Filipinler gibi ülkelerin dijital anlamda yenilikçi uygulamalarının staj faaliyetlerinde yer alan gençlerimize katkı sağlayacağı düşüncesindeyiz. Projemiz ile eğitim uygulamalarının zenginleşmesinin yanında Türk turizminin, kültürünün ve mutfak sanatlarının tanıtılmasına da katkı sağlama hedefindeyiz” dedi. Avrupa Sınırlarını Aşan Proje Gastronominin kültürleri yakınlaştırıcı yönüne işaret eden Prof. Dr. Volkan Altıntaş, geleneksel gastronomi anlayışının dijital teknolojilerle birleştiği, e-gastronomi projesinin 2028 yılına kadar konsorsiyumda yer alan ülkelerde devam edeceğini belirtti. Prof. Dr. Altıntaş, “Konsorsiyum projeleri yürüten kurumların tamamına yakını sadece Avrupa ülkeleri ile iş birliği yapmaktadır. Proje kapsamına Avrupa ülkelerine ek olarak Asya- Pasifik ülkeleri de dahil edilerek İKÇÜ’nün uluslararasılaşmasına katkı sağlayacak önemli bir adım atıldı. İlk etapta Filipinler ziyaret edildi, ikinci aşamada da Güney Kore’nin teknoloji alanında yenilikçi uygulamalarının ülkemiz turizm uygulamalarına entegrasyonu hakkında gözlem yapabilme fırsatımız oldu. İlerleyen zamanlarda; Japonya, Özbekistan, Kanada, Amerika, Rusya’daki iyi uygulama örnekleri de incelenecektir. İKÇÜ’nün Koordinatörü olduğu, Mardin Artuklu Üniversitesi, Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi, İzmir İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünün paydaş olduğu projemiz süresince toplam 200 öğrenci ve 100 personele küresel ölçekte önem arz eden dijitalleşme temelli gastronomi alanında tecrübe kazandırılması hedeflenmektedir” diye konuştu. İnovasyonun Gastronomiye Yansıması Gastronomide dijitalleşmenin küresel etkilerine dikkat çeken Öğr. Gör Koray Çelik ise moleküler gastronomi, 3D yemek yazıcıları, veri analitiği ve sanal gerçeklik, hologram, interaktif dijital menüler, Blockchain teknolojisi gibi yenilikçi teknolojilerin sektör ile entegrasyonunun önemine vurgu yaptı. Çelik, “Gastronomik inovasyonları takip etmeyi, yenilikçi uygulamaları gastronomi ile birleştirmeyi esas alan projemiz kapsamında her yıl 20 öğrenci, yenilikçi tecrübeler kazanması için çeşitli Avrupa ülkelerine staj yapmak üzere gönderilmektedir. Aynı zamanda 10 personel de bu hareketliliğe katılmaktadır. İş birliğine geçilen ülkeler ile sağlanan bu öğrenci ve personel hareketliliği etkileşimi Türk turizminin, kültürünün ve mutfak sanatlarının uluslararası boyutta tanıtılmasına önemli katkı sağlamaktadır” şeklinde konuştu. -
161 kez okundu
Yabancı Dillerde Akreditasyon
Yabancı Diller Yüksekokulu bünyesinde sunulan İngilizce hazırlık programı eğitim kalitesi, Dil Eğitimi Değerlendirme ve Akreditasyon Derneği (DEDAK) tarafından tescillendi. İzmir’de ilk, Türkiye’de 4’üncü devlet üniversitesi olarak büyük başarıya imza atan İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Yabancı Diller Yüksekokulunda sürece katkı sağlayan personel için belge takdim töreni düzenlendi. Yüksekokul Müdürü Dr. Öğr. Üyesi İrfan Arık’ın ev sahipliğinde yapılan törene Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Akbaş katıldı. Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK) tarafından tanınan Türkiye’deki en kapsamlı ve etkili dil eğitimi akreditasyon kuruluşu olan DEDAK tarafından iki yıllık akreditasyon alan İKÇÜ YDY’yi tebrik eden Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Akbaş, öğrencilere sunulan dil eğitiminin ulusal ve uluslararası düzeyde kabul gören standartlarda olmasından duyduğu memnuniyeti paylaştı. Başarı, Sistemli Çalışmanın Sonucu İzmir’de devlet üniversiteleri arasında akredite edilen ilk, Türkiye genelinde devlet üniversiteleri arasında dördüncü, tüm üniversiteler içinde ise yedinci program olarak önemli bir başarıya imza atıldığını aktaran Prof. Dr. Akbaş, “İKÇÜ’nün eğitim kadrosu, öğrencilere sunulan, eğitim-öğretim olanakları, teknolojik imkanlarının bu süreçte değerlendirilerek iki yıl süreliğine akredite edilmesi ile sonuçlanan sürecin arka planında, akademik ve idari kadromuz tarafından kalite odaklı yürütülen özverili çalışmaların yer aldığını görüyoruz. Kalite çalışmalarına zorunluluk olarak bakılmasından ziyade kazan-kazan paydasıyla kurumlara sağladığı katkılara odaklanmak gerekir. Öğrencilerimize eğitim-öğretim faaliyetlerinde uluslararası standartları yakalamaktan bahsediliyorsa yabancı dil eğitiminin güçlü bir organizasyon yapısıyla temellendirilmesi gerekir. Bu açılardan bakıldığında İKÇÜ YDY’nin süreci verimli yöneterek eğitim kalitesini tescillemiş olması, kurum olarak belirlediğimiz kalite ve uluslararasılaşma yolculuğundaki hedeflerimize daha hızlı yaklaştırması açısından oldukça değerli bir katkıdır. Bu başarı, ekip olarak yürütülen sistemli, özverili ve öğrenci merkezli yaklaşımın bir göstergesidir. İKÇÜ’nün başarı göstergelerine katkıda bulunan tüm akademik ve idari personelimize teşekkür ediyoruz” dedi. Öğrencilerimiz İçin Yüksek Standartlarda Eğitim YDY Müdürü Dr. Öğr. Üyesi İrfan Arık da hedeflerinin öğrencilerinin akademik, sosyal ve mesleki alanlarda uluslararası düzeyde yabancı dil yeterliğine sahip olmaları olduğunu belirterek; sunulan dil eğitiminin ulusal ve uluslararası düzeyde kabul gören standartlara ulaştığını görmekten gurur duyduklarını söyledi. Dr. Öğr. Üyesi Arık, akreditasyon sürecinde desteğini esirgemeyen İKÇÜ üst yönetimine ve emeği geçen tüm akademik ve idari personele teşekkür etti. Konuşmaların ardından akreditasyon sürecinde emeği geçen İKÇÜ YDY personeline Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Akbaş tarafından teşekkür belgesi takdim edildi. -
159 kez okundu
İKÇÜ’nün Kültür Elçileri Mezun Oldu
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Türkçe Öğretimi Uygulama ve Araştırma Merkezinde (TÖMER) eğitim alan öğrenciler için mezuniyet programı düzenlendi. TÖMER’de eğitim gören uluslararası misafir öğrenciler için Hekim Hacı Paşa Konferans Salonunda düzenlenen törene Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Genel Sekreter Nurettin Memur, Genel Sekreter Yardımcısı Muhammed Enes Uzun, TÖMER Müdürü Doç. Dr. Ali Osman Abdurrezzak, Yabancı Diller Yüksek Okulu Müdürü Dr. Öğr. Üyesi İrfan Arık, TÖMER Müdür Yardımcıları Öğr. Gör. Yasemin Kocabaş ile Öğr. Gör. Nuşin Sunar, akademik ve idari personel ile çok sayıda öğrenci ve öğrenci yakını katıldı. Türkçe Öğrenerek Yeni Bir Dünyaya Açıldınız Mezun öğrencileri tebrik eden Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Akbaş, mezuniyetin emeklerin karşılığının alındığı ve öğrencilerin hayallerinin gerçekleşmesi yolunda anlamlı ve özel bir gün olduğunu dile getirdi. Öğrencilerin Türkçe’yi başarılı bir şekilde öğrenerek mezun olmalarında büyük emekleri olan, başta Müdür Doç. Dr. Ali Osman Abdurrezzak olmak üzere TÖMER akademik ve idari kadrosuna teşekkür eden Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Akbaş, “Öğrencilerimizin ülkelerinden gelip burada eğitim almalarını destekleyen ailelerine de gönülden teşekkür ediyorum. Umarım burada edindiğiniz bilgi ve deneyim, gelecekte size başarı getirir ve üniversitemizle bağınızı sürdürürsünüz. Lisans veya ön lisans eğitimlerine devam etmek isteyenlere de başarılar diliyorum” dedi. Yeni bir dil öğrenmenin önemine vurgu yapan ve Türkçenin dünya dilleri arasındaki özel yerine değinen Prof. Dr. Akbaş, “Dil, insanın duygu, düşünce ve kültür dünyasının bir ürünüdür. Sizler Türkçe öğreniminde başarılı olarak kendinize yeni bir kişilik daha katmış oldunuz. Türk kültürünü diğer kültürlerden ayırt eden vasıfları; Türk insanının nasıl bir kişilik, duygu düşünce ve inanç dünyasına sahip olduğunu artık biliyorsunuz. Türkiye artık, dünyada kendisinden sıkça söz ettiren bir ülke ve sizlerin burada Türkçe öğrenmeniz, sadece bir dil öğrenimi değil; aynı zamanda yeni bir medeniyetin, yeni bir ufkun ve yeni bir dünyanın da sizlere açılımı olacak. Bu dünyada yerinizi şimdiden almanız dolayısıyla her birinizi tebrik ediyor, başarılar diliyorum. Yolunuz, bahtınız açık olsun” diye konuştu. Her Kelime Sizleri Bu Topraklara Daha da Yaklaştırdı İKÇÜ TÖMER Müdürü Doç. Dr. Ali Osman Abdurezzak, farklı coğrafyalardan gelen öğrencilerin İzmir’de bir araya gelip Türkçeyi ortak payda haline getirmelerinin kendileri için gurur verici olduğunu vurguladı. Doç. Dr. Abdurezzak, Türkçenin sadece bir iletişim aracı değil, aynı zamanda bir milletin tarihini, düşüncesini ve kültürünü taşıyan bir değer olduğunu kaydetti. Öğrencilerin dil öğrenme sürecinde gösterdikleri azim, disiplin ve kararlılığın takdire şayan olduğunu belirten Doç. Dr. Abdurezzak, her kelimenin, her cümlenin ve her geleneğin öğrencileri bu topraklara biraz daha yakınlaştırdığına dikkat çekti. Doç. Dr. Abdurezzak, “Sizler bu dili öğrenerek Anadolu’nun zengin kültürüne de adım attınız. Öğretim görevlilerimize, idari personelimize ve sizleri destekleyen ailelerinize gönülden teşekkür ediyorum. TÖMER sizler için yalnızca bir eğitim kurumu değil; aynı zamanda bir yuva oldu. Bundan sonraki hayatınızda hepinize sağlık, mutluluk ve başarı diliyorum” dedi. Sadece Bir Dil Değil, Bir Kültür Yolculuğu TÖMER mezunu öğrenciler adına konuşmasını yapan Malak Elsaied ise, “TÖMER’de sadece bir dil değil, aynı zamanda Türk milletinin kültürünü ve tarihini öğrendik. Türkçeyi kurallarla değil; duygularla, masallarla ve hatıralarla öğrendik. Başlangıçta Türkçeyi bilmeyen bizler, bugün bu yolculuğu tamamlamış bulunuyoruz. Bu yolculuk benim için çok özel ve unutulmaz bir tecrübe oldu. Bizi destekleyen, seven ve her zaman yanımızda olan değerli hocalarımıza sonsuz teşekkür ederim” ifadelerini kullandı. İKÇÜ TÖMER mezuniyet programı, açılış konuşmalarından sonra video gösterimi ile devam etti. Sanat ve Tasarım Fakültesi öğretim üyeleri Prof. Dr. Ömer Özden, Doç. Dr. Mücahit Yalçın Öztüfekçi ve Doç. Dr. Serkan Çelik’in çalgıda yer aldıkları müzik dinletisinin solistliğini yapan uluslararası öğrenciler söyledikleri Türkçe şarkılarla ve halk oyunlarıyla programa renk kattılar. Mezuniyet sertifikalarının takdim edilmesinin ardından toplu fotoğraf çekimiyle program sona erdi. -
149 kez okundu
Geleceğin Mühendisleri Bitirme Projelerini Sergiledi
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Mühendislik ve Mimarlık Fakültesinde geleneksel hale gelen; öğrencileri, akademisyenleri ve sektör temsilcilerini bir araya getiren ‘Bitirme Projeleri Poster Sergisi’nin beşincisi düzenlendi Prof. Dr. Fuat Sezgin Konferans Salonu fuaye alanında yapılan sergiye, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Süleyman Akbulut, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Gökçen Bombar, Dekan Yardımcıları Dr. Öğr. Üyesi Aydın Ülker ve Dr. Öğr. Üyesi Sema Demirci Uzun, bölüm başkanları, öğretim üyeleri ve sektör temsilcileri katıldı. İnşaat Mühendisliğinden 48, Biyomedikal Mühendisliğinden 47, Elektrik-Elektronik Mühendisliğinden 21, Makine Mühendisliğinden 19, Metalurji ve Malzeme ve Mühendisliğinden 19, Harita Mühendisliğinden 15, Mekatronik Mühendisliğinden 15, Bilgisayar Mühendisliğinden 5, toplamda 189 projenin görücüye çıktığı sergide, 274 öğrenci tarafından posterler sunuldu. Üniversite-Sanayi İş birliği Açısından Önem Taşıyor Öğrencilerin çalışmalarını tek tek inceleyen ve sergi hakkında değerlendirmelerde bulunan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Süleyman Akbulut, projelerin eğitim sürecinin bir parçası olmanın da ötesinde, TÜBİTAK 2209-A ve 2209-B öğrenci projeleri destek programlarına başvuru potansiyeli taşıdığını belirtti. Ortaya konan çalışmaların hem İKÇÜ’nün eğitim kalitesini göstermesi bakımından hem de öğrencilerin bireysel gelişimleri açısından umut verici olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Akbulut, bu tür projelerin toplumsal faydaya dönüştürülebilecek nitelikte olduğunu söyledi. Projelerin üniversite-sanayi iş birliği kapsamında da önem taşıdığını belirten Prof. Dr. Akbulut, TÜBİTAK 2209-B projelerinin birçoğunun öğrenciler ile sanayi kuruluşlarının ortaklığıyla yürütüldüğünü ifade etti. Küçük bütçelerle yürütülen bu çalışmaların oldukça etkili sonuçlar doğurduğunu belirten Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Akbulut, bu iş birliklerinin artmasının üniversite-sanayi ilişkilerini de güçlendireceğine dikkat çekti. Öğrenci Projelerimizle Gurur Duyuyoruz Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Gökçen Bombar ise çalışmalarda ve posterlerde emeği geçen öğrencileri ve danışmanlık yapan öğretim üyelerini tebrik etti. Dekan Prof. Dr. Bombar, “Öğrencilerimizin emekleriyle geliştirdikleri projeleri burada görmek gurur verici. Bu sergi, onların hem teknik bilgi düzeylerini hem de yeteneklerini ortaya koydukları çok değerli bir platform. Fakültemizin son sınıf öğrencilerinin bir araya gelerek tüm yıl boyunca verdikleri emeği burada sergilemelerinden büyük mutluluk ve gurur duyuyoruz” dedi. Proje sahibi öğrencilerin, katılımcılara projelerini anlatma imkânı buldukları sergiyi gezen Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Süleyman Akbulut, Dekan Prof. Dr. Gökçen Bombar ile beraberindeki akademisyenler posterler hakkında öğrencilerden bilgi aldı. -
147 kez okundu
İKÇÜ'den GİSBİR'e Önemli Ziyaret
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hakkı Dereli, Türkiye Gemi İnşa Sanayicileri Birliği (GİSBİR) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kıran'ı ziyaret etti. GİSBİR Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Orhan Torlak, Yönetim Kurulu Üyesi Nurettin Çalışkan, Genel Sekreter Yardımcısı Ercan Özokutucu ile İKÇÜ Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Mehmet Önal'ın da hazır bulunduğu ziyarette, Türk gemi inşa sektörünün mevcut durumu ve geleceğe yönelik hedefleri ele alındı. Fakülte ile gemi inşa sanayi arasında kurulabilecek iş birliği modelleri üzerinde duruldu ve akademik bilgi ile sektörün ihtiyaç ve beklentilerinin örtüştürülmesi için atılması gereken adımlar değerlendirildi. GİSBİR’den Destek Sözü GİSBİR Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kıran, üniversite-sanayi iş birliğinin tüm alanlarda ülkenin gelişmesine katkıda bulunacağını vurguladı. Türk gemi inşa sektörüne de İKÇÜ'nün önemli katkılar yapacağına inandığını söyledi. Başkan Kıran: "Küresel ölçekte rekabetin hızla arttığı bir alan olan denizlik sektöründe gemi inşa belirleyici ve stratejik bir alan. Üniversitelerimizle yaptığımız iş birlikleri, sadece nitelikli insan kaynağı yetiştirilmesi açısından değil, aynı zamanda sürdürülebilir ve yenilikçi çözümler üretilmesi için de büyük önem taşıyor. GİSBİR olarak bu tür iş birliklerini stratejik bir yatırım olarak değerlendiriyoruz. İKÇÜ Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesinin altyapısını güçlendirmek ve geleceğin mühendislerini en donanımlı şekilde sektöre kazandırmak adına her türlü desteği vermeye hazırız” dedi ve Türkiye’nin gemi inşa sanayisinin uluslararası arenada giderek güçlenen konumuna dikkat çekerek bu başarının sürdürülebilir olması için insan kaynağının önemine vurgu yaptı. Uygulamalı Eğitime Büyük Önem Veriyoruz Dekan Prof. Dr. Hakkı Dereli, sektörle kurulan temasların özellikle uygulama yoğun bir alan olan denizcilik ve gemi inşa eğitiminde önemli olduğunu belirtti. Dekan Dereli, kalitenin artmasında iş birliklerinin önemli olduğunu söyledi. Fakülte olarak sektörün önemli aktörleri ile yakın temas içinde olmaya çaba gösterdiklerini ifade eden Dekan Dereli,"Sektöre yönelik gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Sürekli değişen ve gelişen bir alan olarak gemi inşa ve denizcilik sektöründe sinerjiye ihtiyaç var. Alanın en önemli aktörlerinden GİSBİR de bu anlamda önemli katkılar sunacak bir kurumumuz. Biliyorsunuz mühendislik eğitiminde uygulamalı yaklaşım büyük öneme sahip. Biz alanda yapılacak uygulamaların iki tarafa da katma değer üreteceğine inanıyoruz. Bu yolla öğrencilerimiz sanayinin ihtiyaçlarına uygun şekilde yetişmiş oluyor. Yönetim olarak bu tür adımları atmaya devam edeceğiz" dedi. Ziyarette üniversite ve sektör arasında ortak çalışma gruplarının oluşturulması ve fakülte öğrencilerinin GİSBİR üyeleriyle daha yakın ilişkiler kurmasını sağlayacak etkinliklerin düzenlenmesi kararlaştırıldı. -
141 kez okundu
İKÇÜ’lü Genç Lider Araştırmacıdan Kanser Tedavisinde Yenilikçi Çözüm
Kanser tedavisinde uygulanmak üzere özel bir nano-taşıyıcı geliştirilmesine yönelik projesiyle TÜBİTAK Bilim İnsanı Destek Programları Başkanlığı (BİDEB) 2247-D Ulusal Genç Liderler Araştırmacı Programınca ‘Türkiye’nin 7 Genç Lider Araştırmacısından’ biri olarak destek alan, İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Eczacılık Fakültesinden Doç. Dr. Gülşah Erel Akbaba laboratuvar çalışmalarına başladı. ABD’deki Üniversitelerde ‘Gen ve Hücre Tedavileri’ Alanında Araştırmacı Olarak Çalıştı Toplam 8.5 milyon TL bütçeye sahip, “Tümöre hedeflenebilir mRNA yüklü ekstraselüler vezikül-lipozom hibritlerinin geliştirilmesi ve antikanser etkinliğinin in vitro /in vivo değerlendirilmesi” başlıklı projeyle ilgili bilgi veren İKÇÜ Eczacılık Teknolojisi Bölümü Farmasötik Biyoteknoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gülşah Erel Akbaba, Türkiye’nin biyoteknoloji ve gen tedavisi alanındaki çalışmalarına katkı sunmayı amaçladığını ifade etti. Doç. Dr. Gülşah Erel Akbaba, “2247-D Ulusal Genç Liderler Programı, bilimin ve teknolojinin her alanında genç bilim insanlarının çalışmalarını desteklemesi açısından oldukça önemli bir kazanım. Daha önce yerli COVID-19 aşısı geliştirilmesi, Alzheimer ve diğer farklı beyin hastalıklarına yönelik biyoteknolojik tedavi yaklaşımlarının geliştirilmesi gibi araştırmalarda yer almıştım. 2017 yılında TÜBİTAK 2214-A Yurt Dışı Doktora Sırası Araştırma Burs Programı ile Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Departmanında beyin kanseri üzerine araştırmalarda bulunmuştum. Geçtiğimiz yıl da University of Connecticut’da, piezoelektirik sistemler ve mikroiğneler alanında, doktora sonrası araştırmacı olarak çalıştım. Bu süreçte, ‘Gen ve Hücre Tedavileri’ alanında ABD’de yürütülen çalışmaları yakından takip etme ve bizzat yer alma fırsatım oldu. Ülkemizin genç araştırmacılara sunduğu bu imkanların ışığında üniversitemizin destekleriyle çalışmalarımı toplum sağlığı adına ileri taşıma gayesindeyim” dedi. Kanser Hücrelerine Tedavi Edici mRNA’lar Taşıyacak Araştırmasında, kanser tedavisinde kullanılan ilaçları tümör bölgesine daha iyi ulaştırmak için özel bir nano-taşıyıcı üzerinde çalıştığını söyleyen Doç. Dr. Erel Akbaba, 3 yıl sürecek laboratuvar aşamasına başladığını aktardı. Doç. Dr. Erel Akbaba, “Tümör bölgesinde bazı proteinlerin kaybı oluyor. Başladığım bu çalışma, bir nanopartikul ile tedavide kullanılan biyoteknolojik ilaçları hücre içine taşımayı ve kanserle savaşacak proteinlerin kaybını önlemeye yönelik bir araştırmayı içermektedir. Bu taşıyıcının, kanser hücrelerini hedef alarak, ilgili bölgeye tedavi edici mRNA’ları taşıması amaçlanmaktadır. PTEN gen ekspresyonunun azaldığı kanser türlerinde (meme, prostat, beyin vb.) bu ekspresyonu artırmak için PTEN mRNA’sı geliştirilecek hibrit taşıyıcıya yüklenecek ve etkinlik değerlendirme çalışmaları gerçekleştirilecektir” diye konuştu. Hedefim Patent Almak Genç bilim insanları olarak ülkemiz açısından yüksek katma değerli yenilikçi teknolojiler, yaklaşımlar geliştirme hedefiyle çalıştıklarını aktaran Doç. Dr. Erel Akbaba, özellikle biyoteknoloji ve gen tedavisi alanındaki bilgi birikiminin artırılmasının oldukça önemli olduğunu vurguladı. Doç. Dr. Erel Akbaba, “Çalıştığımız alanlarda sunulan destekler biz genç araştırmacılara yüksek motivasyon sağlıyor. Bu anlamda bizi her zaman cesaretlendiren ve bilimsel keşiflere teşvik eden üniversiteme, çok değerli hocalarıma, genç araştırmacılara sundukları imkanlar için “Milli araştırma kurumumuz olan TÜBİTAK’a ve Bilim İnsanı Destek Programları Başkanlığına (BİDEB) teşekkür ederim. Hedefim, kanser tedavilerine ilişkin bu çalışmalarımı geliştirerek patentlemek ve klinik çalışmalara geçilmesini sağlamak” ifadelerini kullandı. -
141 kez okundu
Festivalin En Çalışkanlarına Teşekkür
İlki düzenlenen İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Film Festivalinin organizasyonunda özveriyle görev yapan Medya ve İletişim Bölümü öğrencileri teşekkür belgesiyle ödüllendirildi. Rektörlük Senato Salonunda düzenlenen belge takdim törenine Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Festival Yönetmeni Prof. Dr. Cenk Demirkıran, Festival Koordinatörü Dr. Öğr. Üyesi Halit Kartal, Medya ve İletişim Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkez Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Ümit Aydoğan, İKÇÜ Haber Ajansı Haber Koordinatörü Öğr. Gör. Seyit Köse katıldı. Bu Başarı İle Çıtayı Yükselttik Planlanmadan uygulanmasına kadar festival boyunca yapmış oldukları özverili çalışmalarından dolayı tüm ekibe teşekkür eden Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, ilki düzenlenen festivalin oldukça başarılı geçtiğini söyledi. İKÇÜ’nün kentin kültürel yaşamını zenginleştiren, kentin kültür iklimini özümseyen yapısına dikkat çeken Prof. Dr. Bulduklu, “Başlarken festivalimizi İzmir’in iki yakasını birleştiren festival diye özetlemiştik. Bu açıdan gösterimleriyle kentin tüm bölgelerine ulaşmayı hedefleyen, kentle iç içe bir festival organize ettik. İKÇÜ’lü genç medya iletişimcilerimizin tüm salonları özveriyle sahiplendiği bir organizasyona şahit olduk. Öğrencilerimiz hem İKÇÜ’nün kurumsallığına katkıda bulunurken hem de kendi alanlarıyla ilgili sinema sektörünün iç dinamiği olan tecrübeli isimleriyle birebir iletişime geçmesi mesleki geleceklerine önemli bir artı olarak katkı sağladı. Her birinizin adanmışlığınızı, sıkı çalışmanızı dört gün boyunca sergilediğiniz ekip ruhunu hocalarınız olarak yakından gördük. Festival ertesi paydaşlarımızdan gelen geri bildirimler bizleri çok mutlu etti. Bu başarı ile içıtayı yükselttik. Bir araya gelmek bir başlangıçtır, bir arada kalmak ilerlemedir ve birlikte çalışmak başarıdır. Ekip olarak gösterdiğiniz üstün performans, özveri için teşekkür ederiz” diye konuştu. Prof. Dr. Yasin Bulduklu’nun ardından söz alan Festival Yönetmeni Prof. Dr. Cenk Demirkıran, Festival Koordinatörü Dr. Öğr. Üyesi Halit Kartal, Medya ve İletişim Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkez Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Ümit Aydoğan da öğrencilerin festival organizasyonunda gösterdikleri başarılı performanstan duydukları memnuniyeti dile getirdiler. Konuşmaların ardından öğrencilere teşekkür belgeleri takdim edildi. -
135 kez okundu
Kuşaklar Kültürel Mirasın İzini İKÇÜ’de Sürdü
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Bilim İletişim Ofisince “Kültürel Mirasın İzinde” başlıklı söyleşi programı düzenlendi. Rektör Prof. Dr. Saffet Köse’nin “Türk Kültürü ve Özellikleri” başlığıyla konuk edildiği söyleşinin moderatörlüğünü Rektör Yardımcısı ve Bilim İletişim Ofisi Koordinatörü Prof. Dr. Yasin Bulduklu üstlenirken Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesinden Arş. Gör. Asuman Baş, “Kültürel Miras’ın İzinde Moğolistandaki Göktürk İzleri” başlıklı bir sunum yaptı. Genç Yeşilay İKÇÜ’nün davetlisi olarak kampüste ağırlanan Selahaddin Eyyubi İmam Hatip Ortaokulu, Sezai Karakoç Anadolu Lisesi, Güzeltepe Ortaokulu, Mehmet Hikmet Kaşerci Ortaokulu ve Cemil Atlas Ortaokulunda eğitim alan öğrenciler ve öğretmenlerinin misafir edildiği söyleşiyi, Rektör Yardımcıları Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Süleyman Akbulut, Sağlık Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Hatice Yıldırım Sarı, Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hakkı Dereli, Genç Yeşilay İKÇÜ Akademik Danışmanı Dr.Öğr.Üyesi Feyza Dereli, Yeşilay İl Yönetim Kurulu üyesi Giray Kırım, Topluluk Başkanı Elanur Sarıkaya, İKÇÜ Bilim İletişim Ofisi Sorumluları Öğr. Gör. Fatma Değirmenci, Uğur Ekenoğlu, akademik ve idari personel takip etti. Çatışmalar, Aile İlişkilerine Atfedilen Değerin Yok Edilmesi Amaçlı Söyleşide gençlere seslenen Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, toplumların geleceğinin eğitim kurumlarında inşa edildiğini aktardığı konuşmasında, öğretmen, öğrenci ve aile iş birliğinin bu yapının olmazsa olmazı olduğunu kaydetti. Kadim medeniyetimizde aile değerlerinin ayakta tutulması, çocukların daha iyi yetiştirilmesi ve eşler arasında iyi iletişimin kurulması adına birçok unsurun yer aldığını aktaran Prof. Dr. Köse, “Aile küçük bir devlet, devlet büyük bir ailedir. Devlet de o milletin büyük ailesidir. Devlet ve toplumun yapı taşları aileden oluşur. Ailede yer alan akrabalık kavramlarını topluma taşıyan, hiç tanımadığınız kişilere ana, baba, teyze, amca, dayı diye hitap edebilen köklü bir yapıya sahibiz. Ortak kültüre, tarihe, değerlere sahip olan bu değerlere sahip çıkan milletleri hiç bir güç yıkamaz. Aynı şekilde ailenin de ortak bağları, duygusal alışverişi ne kadar güçlü ise o kadar dayanıklı olur. Aile kavramı üzerinden oluşturulan problemler toplumun temel yapısına zarar vermektedir. Son dönemlerde özgürlük ve bireysellik kisvesi altında yaratılan çatışmalar maalesef aile ilişkilerine atfedilen değerin yok edilmesi amaçlıdır. Popüler kültür, teknoloji ve sosyal medyanın da etkisiyle yalnızlaşan, yabancılaşan ve kimlik arayışına giren çocuklarımızı bu sarmaldan ancak aile içindeki o sevgi, şefkat dolu muhabbet ortamı kurtarır” dedi. Batı’nın Uyguladığı Tehlikeli Bir Politikanın Parçası Güçlü geleceğin anahtarının ailelerde olduğunu ifade eden Prof. Dr. Köse, aile ile gençler arasındaki kuşaklararası iletişim çatışmasının sevgiye dayalı dayanışma ağlarının kurulmasıyla sona erdirileceğini belirtti. Rektör Prof. Dr. Köse, “Günümüz dünyasında özellikle bireysel özgürlükler, haklar birey olma gibi birtakım kavramlar üzerinden anne babalarla ilişkilerin biraz daha sınırlı olduğu bir dönemde yaşıyoruz. Ailenin değersizleştirilmesi, büyüklerinden uzak, kültürel değerlerinden, gelenek ve göreneklerin koparılmış nesillerin yetiştirilmesi Batı’nın tüm dünyada uyguladığı tehlikeli bir politikanın parçasıdır. Anneniz ve babanız sizin geçtiğiniz yollardan çoktan geçmişler. Bilgileri var, birikimleri var, donanımları var, tecrübeleri var. Aslında onları size aktarmak isterler. Sizleri dinlerken dinlenilmek de isterler. İşte karşılıklı olarak geliştirilecek anlayış , saygı ve hoşgörü sayesinde tüm sorunların üstesinden gelinebilir” diye konuştu. Doğru Yaklaşımla Tehlikelerden Asgari Şekilde Etkileniriz Aile içinde kurulamayan sağlıklı ilişkilerin bireyleri dışarıdaki zararlı kaynaklara yönelttiğini söyleyen Prof. Dr. Köse, sevgi ortamında büyüyen nesillerin toplumları ileri taşıyacağını vurguladı. Rektör Prof. Dr. Köse, “Sevgi, güven ve bağlanma yaratılış gerçekliğine bağlı bir ihtiyaçtır. Bunu aile içinde anne-babadan karşılayamayan çocukların buldukları insanlara kaymaları o yoksunluğun doğal bir sonucudur. Araştırmalar, sevgi, ilgi, güven içinde büyüyen çocukların daha zeki, daha sağlıklı, daha başarılı ve stresle başa çıkmada daha becerili olduğunu ortaya koymuştur. Sevgisi ve ilgiden mahrum büyüyen çocukların ise sinirli, dikkat sorunu bulunan, korkak ve endişeli, hemen panikleyen, hastalıklı ve hiperaktif yetişkinler olarak öne çıktıkları belirlenmiştir. Çocuğun hayat boyu kullanacağı ve kendisinden sonraki kuşaklara da transfer edeceği özellikler aileden geçer. Bu doğrultuda konuya geniş perspektiften bakarsak geleceğimizin teminatı olan nesillerimize doğru yaklaşımlarla ulaşırsak çağın tehlikelerinden asgari şekilde etkileniriz” diye konuştu. Moğolistan Türk Tarihinin Başlangıç Noktası İKÇÜ’nün Moğolistan coğrafyasında izini sürdüğü Türk Devletlerinin araştırma ekibinde yer alan Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesinden Arş. Gör. Asuman Baş, çocukların ve gençlerin ilgi düzeyleri doğrultusunda kendilerini geliştirebilecekleri alanların oluşturulmasının önemine dikkat çekti. Baş, “ Gençlerimizi, sporla, bilimle, kültürle, sanatla, edebiyatla ilgilenmelerini sağlayarak; ilgi alanlarına, meraklarına göre farklı uzmanlıklara yönlendirerek birçok olumsuzluktan etkilenmeyeceklerini düşünüyorum. Bu anlamda özellikle sporun, sanatın ve edebiyatın çok önemli bir uğraş olduğunu düşünüyoruz. İKÇÜ bünyesinde yer alan genç bir araştırmacı olarak yaklaşık 7 yıldır Moğolistan'da yürütülen Türk tarihi araştırmalarına katılma şansım oldu. Dekanımız Prof. Dr. Şaban Doğan başkanlığında Moğol coğrafyasında yürütülen arkeolojik incelemelere kimi zaman üniversite iş birlikleri ile kimi zaman ortak kazı ve yüzey araştırmaları ile iştirak ediyoruz. Moğolistan Türk tarihinin başlangıç noktası. MEB müfredatında da yer verilen İslamiyet öncesi Türk tarihine dair buradaki eserleri biliyor olmak bir vatandaşlık görevi. Oradaki eserler kitabelerle sınırlı değil. Orada derin bir Türk sanatı anlayışını, şehircilik anlayışını görmekteyiz” dedi. Türk Eserleri Haksız Eleştiriye Maruz Kalıyor Sunumunda henüz müfredata yansımayan bilim çevrelerinin bildiği yüzey çalışmalarından elde edilen fotoğrafları paylaşan Arş. Gör. Baş, “Bu keşiflerdeki yazıtlar sadece dil, tarih için değil aynı zamanda Türklerin müzikle meşgul olduğunu erken Türk tarihinde, müziğin Türkler tarafından bir etkinlik aracı olduğunu görüyoruz. Biz bu keşifler sayesinde Türklerin sadece savaşla ilgilenmediğini, aynı zamanda sanat icra ettiklerini de ortaya koyduk” şeklinde konuştu. Sosyal medyada 7 ve 8. yüzyıldaki Roma-Bizans eserleriyle Türk eserlerinin kıyaslanarak haksız eleştiriye maruz kaldığına dikkat çeken Arş. Gör. Baş,”Biz hocalarımızla Moğolistan'da vakit geçirdik. Moğolistan’da yaşayınca şartlarını anlayabileceğiniz bir yer. Orada bu eserleri ortaya koyabilmek, icra edebilmek büyük önem taşıyor. Çünkü hiçbir şey yok. Malzemeniz yok. Koşullar çok çetin. Bulduğunuz herhangi bir taşı dönüştürebilmek oradaki koşullar için büyük bir zanaatkârlık istiyor. Batıdaki gibi Roma'daki gibi bir sanat eseri ortaya koyabileceğiniz malzeme söz konusu değil zaten bu topraklarda. O yüzden bu eserlerin hepsi çok kıymetli. Türkler malzeme olduğunda bunu işlemek konusunda da çok becerikliler, hamaratlar” dedi. Vatandaşlık Görevi Görerek Orada Yer Alıyoruz Genç bir araştırmacı olarak Türk tarihine sahip çıkılmasını bir vatandaşlık görevi olarak gördüğünü vurgulayan Arş. Gör. Asuman Baş, “Türkler mevcut imkanlarıyla hem madenini çok iyi işlemişler hem de bunlardan bazı sanat eserleri yaratmışlar. Moğolistan'da 7 yıldır yürüttüğümüz çalışmaların en önemli verisi Orhun Yazıtlarında bahsi geçen Togubalık kazısıydı. Arkeoloji Bölümü, Coğrafya Bölümü, Türk Dil ve Edebiyatı Bölümü, aynı zamanda Medya İletişim Bölümü de çalışmalara dahil olmuş durumda. Bölgede olmak sadece bizim yürüttüğümüz çalışmalar açısından önemli değil, başkalarının yaptığı çalışmaları takip edebilmek açısından da önemli. Ama akademik disiplinin, uzmanlık alanının yanında bunu bir milli görev bir vatandaşlık görevi görerek orada yer alıyoruz” ifadelerini kullandı. -
133 kez okundu
Rektör Köse, Gençleri Bağımlılıklara Karşı Uyardı
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ)Bilim İletişim Ofisi ilk etkinliğinde, özellikle ergenler ve genç yetişkinlerin risk grubunda yer aldığı bağımlılıklar konusunu, Rektör Prof. Dr. Saffet Köse’nin “Aile ve Bağımlılık” söyleşisi ile masaya yatırdı. “Nesilden Nesile Bağımsızlık: Bağımlılıkla Mücadelede Nesiller El Ele” projesi ile İzmir’deki ilk ve ortaöğretim kurumlarına yaptıkları saha ziyaretlerinde kurdukları özel bağı üniversite kampüsüne taşıyan Genç Yeşilay Topluluğu, Selahaddin Eyyubi İmam Hatip Ortaokulu, Sezai Karakoç Anadolu Lisesi, Güzeltepe Ortaokulu, Mehmet Hikmet Kaşerci Ortaokulu ve Cemil Atlas Ortaokulunda eğitim alan Yeşilay topluluğu öğrencilerini İKÇÜ’de misafir etti. Bilim İletişim Ofisi Koordinatörü Prof.Dr. Yasin Bulduklu’nun moderatörlüğünde yapılan söyleşiyi, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Süleyman Akbulut, Sağlık Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Hatice Yıldırım Sarı, Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hakkı Dereli, Genç Yeşilay İKÇÜ Akademik Danışmanı Dr.Öğr.Üyesi Feyza Dereli, Topluluk Başkanı Elanur Sarıkaya, Yeşilay İl Yönetim Kurulu üyesi Giray Kırım, İKÇÜ Bilim İletişim Ofisi Sorumluları Öğr. Gör. Fatma Değirmenci, Uğur Ekenoğlu, MEB’de görev yapan eğitimciler ile çok sayıda Yeşilay gönüllüsü takip etti. Kendinize Dur Diyebildiğinizde Özgür Olabilirsiniz En büyük sermayelerinin gençlerin olduğu bilinciyle adım atan toplumların geleceklerine umut ile bakabileceğini söyleyen Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, “Aile ve Bağımlılık” kavramlarının birlikte ele alınmasının gerekliliğine vurgu yaptı. Teknolojiden sosyal medyaya, alkol ve madde kullanımına tüm bağımlılıkların arkasında mutluluk arayışının yer aldığını aktaran Prof. Dr. Köse, ”Özellikle son zamanlarda yapılan araştırmalar var. Philip Zimbardo, dünyada yaşayan en büyük psikologlardan bir tanesi. Ondan önce George Smith diye bir başka yine psikolog var, diyorlar ki bu bağımlılık dediğimiz şey fiziksel tüm şeylerdir. Ruhsal ve sosyal anlamda kopamadığınız ve ona bağlı yaşadığınız şeyler, sizi sizden alan problemlerle artık kendiniz kalamıyorsunuz. Kendinizi sınırlandıramadığınızda elde etmeye çalıştığınız bir şeye ulaştığınızda hep yeniyi arıyorsunuz ve bunun sonu gelmiyor. Sonu gelmeyince artık ondan kopamıyorsunuz ve kendiniz olmaktan çıkıp tutsak oluyorsunuz. Kendinize dur diyebildiğinizde özgür olabilirsiniz. O yüzden özgürlük bir değerse, mutluluk bir değerse kendi kendinizi sınırlandırabilmeniz gerekiyor”diye konuştu. Müdahale Etmenin Yolu Kurulan Sevgi Dolu Aile Bağlarında Anne,babanın toplumların temeli ailelerin mimarları olarak önemli sorumluluklara sahip olduğunun altını çizen Rektör Prof. Dr. Köse, bu mimarlardan mahrum büyüyen nesilleri bekleyen tehlikelere dikkat çekti. Prof. Dr. Köse, “Değerli psikanalist ve psikiyatr Jacques Lacan der ki "Baba yasadır, kanundur, çocuğun sınırlarını çizer." Sınırların içerisinde bir hayata yaşayabileceğini öğretir. Anne de çocuğa şefkat gösterir, sevgi verir. Anne, baba çocuğuna sorumluluklar verir. Sorumluluklar aileye ait hissettirir. Aile de kimlik kazanır. Günümüzde aile kurumu yıkmaya çalışırlarken, bu aidiyetten yoksun bırakılan çocuklarla çokça karşı karşıya gelmeye başladık. Anne ve babanın olmadığı ortamlarda büyütülen çocuklar, sınırlarını bilmeden, video oyunları ya da cinsel içerikli videolara, kötü alışkanlıklara, bağımlılıklara yönlendirilmekte. Tüm bağımlıkları başlamadan kontrol ve müdahale etmenin en güzel yolu kurulan sevgi dolu aile bağlarında” ifadelerini kullandı. Tam Bağımsızlığın Karşısında Bağımlılıklar Duruyor Bilim söyleşilerinin ilkinde, Yeşilay Topluluğunun ilk ve orta öğretim öğrencileriyle birlikte kuşaklararası bağı üniversiteye taşımaktan büyük mutluluk duyduklarını ifade eden Moderatör Bilim İletişim Ofisi Koordinatörü Prof. Dr. Yasin Bulduklu, bilim-toplum kaynaşmasının karşılık bulduğu söyleşiye Rektör Prof. Dr. Saffet Köse’den gelen desteğin çok değerli olduğunu söyledi. Prof. Dr. Bulduklu, “Rektör Hocamız genç kuşakların sağlıklı ortamlarda yetiştirilmesi adına yurt içi ve yurt dışında yüzlerce konferans ve söyleşiye katılmakta ve çok değerli katkılar sunmaktadır. Geleceğin gençlerini mutlu yüzlerle özellikle bağımlılıklara karşı birlik içinde yaptıkları mücadelelerle görmek bizlere umut veriyor. Biz Türkiye'yi olduğu yerden daha ileri taşıyacak nesillerin bağımsız olması gerektiğini biliyoruz. Zira bağımsızlık dediğiniz şey aslında bağımlılıkların tam karşısındadır. Herhangi bir odaktan, herhangi bir kötü alışkanlıktan veya herhangi bir davranıştan uzak olan bireyler bağımsız hale gelebilir. Yeşilay da bunu hedefliyor ve uzunca süredir ciddi bir mücadele veriyor. Pek çok bağımlılıktan söz edebiliriz ama madde bağımlılıkları bunların içerisinde en tehlikelisi ve gençlerin bu konuda uyanık olmasına ihtiyaç var. Gençlik ve Spor Bakanlığımız önemli projeler yapıyor. Bu kapsamda ÜNİDES çok kıymetli bir destek programı. Genç Yeşilaycı gençlerimizin ÜNİDES aracılığıyla desteklemesi de bize güç verdi.” diye konuştu. Yarının Üniversite Öğrencileri İle Kolektif Birliktelik Bağımlılık konusunda kuşaklararası farkındalık oluşturdukları için oldukça mutlu olduklarını söyleyen Genç Yeşilay İKÇÜ Akademik Danışmanı Dr.Öğr.Üyesi Feyza Dereli, lise ve ortaokullara yaptıkları ziyaretlerde bilgilendirmeyi çeşitli fiziksel aktiviteler ve eğlenceli oyunlarla destekleyerek çocuklardaki bilinç düzeyine katkı sağladıklarını aktardı. Dr.Öğr.Üyesi Feyza Dereli, “İşte bu farkındalığı görmek, çocuklarımızın okul ziyaretlerimizde bizleri her karşılayışındaki o sevgi bağını hissetmek bizleri daha çok motive etti. Bugün onları da biz misafir etmek istedik. Rektörümüzün bağımlılıklar konusuna gösterdiği hassasiyeti yansıttığı söyleşilerinden birini bizlere ayırması ve çocuklarımızın bilinç düzeyine katkıda bulunması bizleri mutlu etti. Etkileşimimiz daha güçlü ve etkimiz daha kalıcı hale geldi. Yarının üniversite öğrencileri ile kolektif olarak bağımlılıklar karşısında dik bir duruş göstermeye, daha güçlü ses çıkarmaya devam edeceğiz” dedi. Daha Fazla Okul, Daha Fazla Öğrenci Daha Geniş Etki Topluluk Başkanı Elanur Sarıkaya da Gençlik ve Spor Bakanlığı Gençlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü Üniversite Öğrenci Toplulukları İş Birliği ve Destek Programı (ÜNİDES) kapsamında yürüttükleri projeleri ile üniversite, lise ve ortaokullardaki Yeşilay topluluklarını bir araya getirerek, kuşaklararası bir bağ kurmayı, dayanışmayı artırmayı ve bağımlılıkla mücadeleyi kolektif bir bilinçle sürdürmeyi hedeflediklerini söyledi. Başkan Sarıkaya, “İkinci dönemde başlattığımız etkileşimli ve yaygın çalışmaları üçüncü dönemde daha da büyüterek sürdürmeye karar verdik. Şu an içinde bulunduğumuz üçüncü dönem projemiz, hem önceki deneyimlerin üzerine kurulu hem de daha fazla okul, daha fazla öğrenci ve daha geniş bir etki alanına ulaşmayı hedefliyor. Bu devam projesi sayesinde yalnızca başladığımız işi tamamlamıyoruz, aynı zamanda öğrendiklerimizi daha güçlü bir şekilde uygulamaya dökme fırsatı buluyoruz” dedi. Genç Yeşilay İKÇÜ öğrencilerine Rektör Prof. Dr. Köse tarafından belge takdiminin ardından öğrenciler için hazırlanan fuaye alanında oyunlar oynadı, ebru sanatı ile tanışan çocuklar ilk denemelerini heyecanla yaptı. -
121 kez okundu
Su Ürünleri Fakültesi’nde Mezuniyet Sevinci
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Su Ürünleri Fakültesi, 2024-2025 akademik yılı mezunlarını uğurladı. İKÇÜ Su Ürünleri Fakültesinden mezun olmaya hak kazanan Su Ürünleri Mühendisleri için Prof. Dr. Fuat Sezgin Konferans Salonunda mezuniyet töreni düzenlendi. Su Bilimleri alanında Türkiye’de önemli bir boşluğu dolduran İKÇÜ Su Ürünleri Fakültesi’nin 2024-2025 Eğitim Öğretim Yılı mezuniyet törenine Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Süleyman Akbulut, Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tevfik Tansel Tanrıkul, Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Halil Şen, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Gökçen Bombar, Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hakkı Dereli, Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Emre Güler, Su Ürünleri Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Onur Karadal, bölüm başkanları, akademik ve idari personel ile öğrenci aileleri katıldı. İKÇÜ, ‘Farklı’ Olduğunu Her Fırsatta Gösteriyor 2010 yılında kurulan İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi’nin “Araştırma Üniversitesi” olma yolunda emin adımlarla ilerlediğini vurgulayan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Süleyman Akbulut, “İKÇÜ, yapmış olduğu akademik faaliyetlerle İzmir’deki üniversiteler arasında her zaman ilk üçte yer alan ve Türkiye’deki devlet üniversiteleri arasında da ilk otuzun içinde kalmayı başaran ve başarısını artıran bir üniversitedir. Üniversitemiz genç bir üniversite olmasına rağmen oldukça başarılı işlere imza atmaya devam ediyor ve farklı olduğunu her fırsatta gösteriyor” dedi. Prof. Dr. Akbulut, fakülte akademik ve idari personeline, İKÇÜ’nün başarılarına katkıda bulunmalarından ve mezunların yetiştirilmesinde gösterdikleri çaba ve özveriden dolayı teşekkür etti. Mezun ailelerine seslenen Prof. Dr. Akbulut, “Evlatlarınızın bu önemli yolculuğunda onlara verdiğiniz destek, gösterdiğiniz sabır ve fedakârlıklar için sizlere minnettarız. Onların bugünlere gelmesinde sizlerin emeği ve sevgisi büyük bir rol oynamıştır. Hepinize, bu süreçte gösterdiğiniz sabır, özveri ve destekleriniz için teşekkürlerimi sunuyorum” dedi. Yeni Bilgi ve Yetenekler Kazanmaya Devam Edin Dünyanın ve canlıların vazgeçilmez yaşam kaynağı olan suyun ve su ile ilgili çalışmalar yapan kurum, kuruluş ve bireylerin değerinden bahseden Prof. Dr. Akbulut, “Özellikle son yıllarda yaşadığımız afetler, kuraklık ve küresel iklim değişikliği gibi gerçeklikler bize su kaynaklarının içinde barındırdığı canlılarla birlikte sürdürülebilir bir şekilde korunması ve yönetiminin zorunluluk arz ettiğini tekrar tekrar hatırlatmaktadır. Ülkemizin üç tarafının denizlerle çevrili olması, ülke içindeki iç sularımız ve su ürünleri yetiştiriciliğindeki gelişmeler su dünyasını iyi anlayan, koruyan, içinde barındırdığı canlıları tanıyan, yetiştiren ve onlardan doğru şekilde faydalanmanın yöntemlerini bilen yetişmiş Su Ürünleri Fakültesi mezunlarına ne kadar ihtiyaç olduğunu zaten net bir şekilde ortaya koymaktadır” dedi. Mezunlara, mesleğin kıymetini bilmelerini tavsiye eden Prof. Dr. Akbulut, “Mesleğinizin, günümüz dünyasında kritik bir öneme sahip olduğunu unutmayın. İklim değişikliği, çevresel tahribat, doğal kaynakların tehlike altında olması, gıda arzı sorunu ve sürdürülebilirlik gibi konular, sizlerin uzmanlığına ve bilgi birikimine her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyuyor” ifadelerini kullandı. Yaşadığımız çağda, her alanda hızlı bir değişimin yaşandığına dikkat çeken Prof. Dr. Akbulut, yeniliklere uyum sağlamak için mezunlara yeni bilgi ve yetenekler kazanmaya ve kendilerini geliştirmeye mutlaka devam etmelerini önerdi. İKÇÜ’lü Mezunları Farklı Kılan: Bütünsel Donanım Üniversite eğitiminin sadece mesleki bilgi kazanımıyla sınırlı olmadığını, aynı zamanda eleştirel düşünme becerisi, etik duruş, topluma karşı sorumluluk bilinci ve yaşam boyu öğrenme arzusu gibi değerlerin de eğitimin ayrılmaz parçaları olduğunu vurgulayan Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tevfik Tansel Tanrıkul, İKÇÜ’lü mezunları farklı kılanın tam da bu bütünsel donanım olduğunu kaydetti. Prof. Dr. Tanrıkul, “Üniversitemizin ‘Farkındayız, Farklıyız’ anlayışıyla yürüttüğü eğitim misyonunun birer temsilcisi olarak, burada elde ettiğiniz bilgi birikimi, kazandığınız bakış açısı ve edindiğiniz değerlerle artık yeni bir döneme adım atıyorsunuz. Mezuniyetiniz yalnızca bir son değil, aslında kendi yol haritanızı çizeceğiniz yeni bir başlangıçtır. Bugün sizlere, belki de hayatınız boyunca taşıyacağınız en anlamlı belgelerden birini, diplomanızı teslim ediyoruz. Ancak bizler, sizden sadece meslekî başarılar beklemiyoruz. Aynı zamanda içinde yaşadığınız topluma değer katan, vicdanlı, saygılı ve sorumluluk sahibi bireyler olmanızı da temenni ediyoruz. Sizleri bugünlere taşıyan, her daim yanınızda olan değerli ailelerinize ve sizlere rehberlik eden, bilgi ve deneyimlerini esirgemeyen tüm hocalarımıza gönülden teşekkür ediyorum. 2010 yılında kurulan Fakültemiz, geçen süre zarfında güçlü akademik yapısı, güncel müfredatı ve uygulama temelli eğitim anlayışıyla ülkemizin saygın Su Ürünleri Fakülteleri arasında yerini sağlamlaştırmıştır. Sizler, bu köklü yapının mezunları olarak artık sadece bir mesleği değil, aynı zamanda bir sorumluluğu da omuzlarınızda taşıyorsunuz. İnanıyorum ki sizler, sahip olduğunuz bilgi ve becerilerle ülkemizin su ürünleri sektörüne yön verecek, sürdürülebilirlikten bilimsel yeniliklere kadar pek çok alanda fark yaratacaksınız. Yolunuz açık, şansınız bol, emeğiniz daim olsun” diye konuştu. Mezuniyet Sevincini Yaşarken, İKÇÜ’den Ayrılmanın Hüznünü de Yaşıyoruz Su Ürünleri Fakültesi birincisi Vedat Artan ise, “Bugün burada sizlerin karşısında bu konuşmayı yapıyor olmak, benim için büyük bir onur. Mezuniyet sevincini yaşarken içimizde, çok kıymetli yıllarımızı geçirdiğimiz İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi’nden ayrılmanın hüznü de var. Su Ürünleri Fakültesinde geçen bu süreç, sadece akademik bilgilerle değil, aynı zamanda hayata dair pek çok değerle de donanmamı sağladı. Hocalarımızdan aldığımız ilhamla yalnızca birer öğrenci değil, mesleğine tutkuyla bağlı bireyler olduk. Benim için bu yolculuk yurt dışına da uzandı. Erasmus programıyla gittiğim Polonya’da üniversite, işletme ve çiftliklerde staj yapma şansı buldum. Farklı bir kültürde, farklı bir dilde mesleğimi deneyimlemek bana çok şey kattı. Şimdi yeni bir yolun eşiğindeyim. Yakın zamanda bir şirkette mühendis olarak çalışma hayatına adım atacağım. Bu noktaya gelmemde katkısı olan tüm hocalarıma, aileme ve yol arkadaşlarıma sonsuz teşekkür ediyorum. Değerli arkadaşlarım, hayat romanımızın sadece giriş bölümünü yazdık. Bundan sonrası hepimizin ellerinde. Her yeni gün bir fırsat, her zorluk bir öğrenme alanı. Birbirimize kattığımız değeri unutmayalım. Yolumuz açık olsun” şeklinde konuştu. Su Ürünleri Fakültesi mezuniyet töreni, açılış konuşmalarının ardından, dereceye giren öğrencilere plaket ve belge takdimi, mezun öğrenciler anısına fakülte kütüğüne plaket çakılması ve diplomaların takdiminden sonra kep atma töreni ile son buldu. -
118 kez okundu
Sağlık Bilimleri Fakültesi 11. Dönem Mezunlarını Uğurladı
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi’nin 11. Dönem mezunu 349 genç sağlık profesyoneli, görkemli bir törenle sektöre uğurlandı. İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi’nin Hemşirelik, Fizyoterapi ve Rehabilitasyon, Sosyal Hizmet ile Beslenme ve Diyetetik Bölümleri 2024-2025 akademik yılı mezunlarını coşkuyla uğurladı. İKÇÜ Kapalı Spor Salonunda düzenlenen mezuniyet töreninde kep atan 349 genç profesyonel, mutluluklarını aileleri ile paylaştı. Törene Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Derya Özer Kaya, Dekanlar, Dekan Yardımcıları, Bölüm Başkanları, Enstitü ve Yüksekokul Müdürleri, akademik ve idari personel, sektör temsilcileri katıldı. Aldıkları Eğitimle Ülkemizin Sağlık Sistemine Yön Verecekler Törende konuklara seslenen Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, her geçen yıl üzerine koyarak gelişen İKÇÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi’nin ülkemizin sağlık sektörünün önemli aktörlerinden biri haline geldiğini; mezunları ile gurur duyan ve mezunlarının da gurur duyduğu bir eğitim kurumuna dönüştüğünü vurguladı. “Sağlık Bilimleri Fakültemiz, her biri ayrı ayrı kıymetli olan gençlerimizi; bize geldikleri günden itibaren birer sağlık profesyoneli olarak yetiştirdi; onları bilgiyle, tecrübeyle donattı ve hayatlarının geri kalanında onlara rehberlik edecek şekilde merhameti ve insan sevgisini aşıladı” diyen Prof. Dr. Bulduklu, öğrencileri iyi profesyoneller ve iyi insanlar olarak yetiştirmek için gösterdikleri özveriden dolayı fakülte akademisyenlerine şükranlarını sundu. Öğrencileri uzun yıllar büyük bir özveri ve fedakarlıklarla yetiştiren; onların mezuniyetini görmenin haklı gururunu yaşayan ailelere de teşekkür eden Prof. Dr. Bulduklu, sağlık hizmetlerinde görev alarak başkalarının hayatlarına dokunacak olan mezunların başarısının, ailelerinin sevgisi, sabrı ve rehberliğinin sonucu olduğunu belirtti. Sağlık Bilimleri Fakültesi mezunlarının, aldıkları nitelikli eğitim sonucunda kazandıkları stratejik düşünce ve analiz becerileriyle ülkemizin sağlık sistemine yön verecek, toplumsal sağlığını geliştirecek sağlık profesyonelleri olarak yetiştiğini kaydeden Prof. Dr. Bulduklu, “İKÇÜ’de sadece bilgi ile donanmış kişiler değil, aynı zamanda değerli bireyler haline de geldiniz. Unutmayın ki sağlık alanında çalışmak, deneyimlerden sürekli yararlanmayı ve dün ile bağlantıyı koparmamayı gerekli kılar. Bu alan, insan hayatına dokunmayı, acıya ortak olmayı ve fedakârlığı mesleğin bir parçası saymayı gerektirir. Mesleğinizi sevin. Zira severek yapılan meslekler kişiler için iş olmaktan çıkar. Her birinizin yolu açık, mezuniyeti kutlu olsun” diye konuştu. Toplamda 2709 Sağlık Profesyoneli Sektöre Kazandırıldı 2011-2012 Eğitim-Öğretim yılından beri Sağlık Bilimleri alanında nitelikli sağlık elemanı yetiştiren İKÇÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi’nin şimdiye kadar toplamda 2360 sağlık profesyonelini sektöre kazandırdığına dikkat çeken Dekan Prof. Dr. Derya Özer Kaya, bu yıl mezun olan 349 öğrenciyle birlikte, fakülte mezun sayısının 2709’a çıktığını; bu başarının arkasında ise aileler başta olmak üzere, üniversite yönetiminin, tüm akademik ve idari personelin bulunduğunu dile getirdi. Mezunların başarısındaki en büyük payın, evlatlarının bu özel gününe şahitlik etmeye gelen ailelere ait olduğunu söyleyen Prof. Dr. Kaya, onları tebrik ederek şükranlarını sundu. Son olarak 11. Dönem mezunlarına seslenen Dekan Prof. Dr. Kaya, “Sizler bugün hayatınızın en önemli zaman dilimlerinden birini sonlandırıyorsunuz ve yeni bir döneme geçiş yapıyorsunuz. Bu cennet vatanın değişik köşelerinde ya da dünyanın herhangi bir yerinde size ihtiyacı olan her cana meslekleriniz doğrultusunda destek olmak için mezun oluyorsunuz. Değerli mezunlar, bugün aldığınız diploma ve sürekli öğrenme ilkesi ile karşınıza çıkacak olan engelleri aşacak, başarılarınızla adınızdan söz ettirecek ve topluma faydalı bireyler olacaksınız. Sizlere güveniyoruz, başarılı olacağınıza inanıyoruz ve her zaman yanınızda olacağımızı bilmenizi istiyoruz. Mesleklerinize olan sevginizi ve sadakatinizi hiçbir zaman kaybetmemenizi diliyoruz. Bir Kâtip Çelebili olarak yaptığınız her işte şefkat, merhamet, sabır gösterme, sır tutma, cömertlik, sadakat, şükür ve doğruluk ile etik ve ahlaki değerlerden ayrılmayacağınıza inancım tamdır. Bu ilkeleri gözeterek Kâtip Çelebili olma ruhunu hep taşımanızı, Mezun takip sistemimize kayıtlanmanızı ve bizlerle iletişimi devam ettirmenizi temenni ediyoruz” ifadelerini kullandı. Farkımızı Her Zaman Hissettik 2025 Yılı Mezunları adına konuşan fakülte birincisi Sosyal Hizmet Bölümü mezunu Melisa Nur Soydan, 11. Dönem mezunları adına konuşuyor olmanın gururunu, mutluluğunu ve heyecanını yaşamakta olduğunu dile getirdi. Soydan, “Bu yolculukta bizlere her zaman destek olan, yolumuzu aydınlatan ve emekleriyle yanımızda yer alan, başta rektörümüz Sayın Prof. Dr. Saffet Köse’ye, Fakültemiz Dekanı Sayın Prof. Dr. Derya Özer Kaya’ya, bizlere öğrenci olmaktan ziyade ilerideki meslektaşları olarak baktıkları, sosyal hizmet uzmanı olmanın ayrıcalığını gösteren hoşgörülü ve samimi yaklaşımları için Bölüm Başkanımız Sayın Prof. Dr. Melike Tekindal’a, tüm hocalarımıza, idari personele, emeği geçen herkese bizim için anlam ve önemi büyük olan bu süreçte verdikleri destekler için çok teşekkür ediyoruz. Bugün mezun olurken omuzlarımızda ne kadar büyük bir sorumluluk taşıdığımızın farkındayız. Aldığımız eğitim sadece meslek sahibi olmak için değil, hakikatin izinde adil ve erdemli bir hayat sürmek içindir. Dilimize, kültürümüze, bayrağımıza ve tarihimize sahip çıkarak büyüdük. Bu değerler bizim pusulamız, yol haritamızdır. İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi’nde farkımızı her zaman hissettiren, hayata farklı pencerelerden bakmamızı sağlayan, yeni ufuklar açan, eğitim yolculuğumuza destek olan herkese bir kez daha teşekkür eder, sağlıklı, huzurlu günler diler, saygılarımı sunarım” şeklinde konuştu. Mezuniyet töreni, bölümlerinde dereceye giren öğrencilere plaket takdim edilmesi ve fakülte birincisi Sosyal Hizmet Uzmanı Melisa Nur Soydan’ın fakülte kütüğüne plaket çakmasıyla devam etti. Hemşirelik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hatice Yıldırım Sarı, Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Gülşah Kaner Tohtak, Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölüm Başkan Yardımcısı Prof. Dr. İlknur Naz Gürşan ve Sosyal Hizmet Bölüm Başkanı Prof. Dr. Melike Tekindal eşliğinde mesleki yeminlerini eden mezunlar coşkuyla kep attı. -
117 kez okundu
İZKA’dan İKÇÜ’ye “Hafıza İzmir Atölyesi"
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) ile İzmir Kalkınma Ajansı (İZKA) arasında, “Hafıza İzmir Atölyesi" kurulumuna ilişkin iş birliği protokolü imzalandı. Protokol imza töreni, İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse, İZKA Genel Sekreteri Dr. Mehmet Yavuz ve Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Süleyman Akbulut, Prof. Dr. Yasin Bulduklu’nun katılımıyla yapıldı. Sosyal ve Beşerî Bilimler Fakültesi Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümünden Dr. Öğr. Üyesi Özgür Polat’ın yürütücüsü olduğu, tarihi öneme sahip kitap ve diğer belge türlerinin restorasyonunu içeren proje, İZKA tarafından yürütülen “Hafıza İzmir” çalışmaları kapsamında destek gördü. İKÇÜ bünyesinde, kâğıt restorasyonu eğitimi alanında faaliyet göstermek üzere “Hafıza İzmir” Atölyesinin kuruluşuna ilişkin protokole, Rektör Prof. Dr. Saffet Köse ile İZKA Genel Sekreteri Dr. Mehmet Yavuz imza attı. İzmir’de Yetişmiş Çok Büyük Alimler Var İZKA ile İzmir’in ilmî ve kültürel zenginliklerinin bilimsel bir çerçevede ele alınmasını sağlayacak bir atölyenin kurulacak olmasından duyduğu memnuniyeti paylaşan Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, ilim dünyasına katkıda bulunmuş sayısız âlimin İzmir ve çevresinde yetiştiğini ya da eğitim verdiğini aktardı. Prof. Dr. Köse, “İzmir’de yetişmiş çok büyük alimler var ve Türkiye bu âlimlerin birçoğunu maalesef tanımıyor. Mesela İzmiri Mevlâna Mehmed var ki .20 civarında eser neşretmiş. Kütüphanelerde el yazması eserlerini bulduğumuz, eserlerini neşrederek edit kritiğini yaptığımız Tire’de İbni Melek var. İbni Melek ki Hanefi mezhebinin en büyük alimlerinden biridir. Hanefi mezhebinin 4 muteber metin kitabından birinin şerh yazarlarındandır. Bergama’da Muhyiddin Kâfiyeci var, Osmanlının en büyük alimlerinden biridir. İzmir tarihinin sayısız değerli âlimlerinden Birgivî Mehmed Efendi ise en bilineni ve malum Birgi’dedir. Bu gibi değerlerimizin yazma eserlerinin, kentin tarihsel birikimine katkı sağlayan tüm unsurların gençlerce tanınmasına, korunmasına olanak verecek “Hafıza İzmir Atölyesi’ni bu çerçevede oldukça önemsiyorum. Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü akademisyenlerimizin ve öğrencilerimizin bu alandaki çalışmalarını destekleyecek bu protokolümüzün hayırlı olmasını temenni ediyorum” şeklinde konuştu. “Hafıza İzmir Atölyesi" Önemli Bir Paydaş Buluşması 2019 yılında yayım hayatına başlayan İzmir Kalkınma Ajansı Kültür Yayınlarının, “İzmir’in Kültür Varlıkları”, “İzmir’in Kültür İnsanları” ve “İzmir Tarihi” olmak üzere üç başlık altında kamusal kültür yayıncılığı yaptığını aktaran İZKA Genel Sekreteri Dr. Mehmet Yavuz, “Hafıza İzmir” platformunun kent kimliği özelinde özgün ve öncü bir proje olma yolunda ilerlediğini kaydetti. Dr. Yavuz, “Ajans olarak bugüne kadar müstakil birer çalışma olarak yürüttüğümüz Kültür Yayınları ve İzmir Zaman Makinesinin yanına Kent Kimliği Dijital Arşivi’ni de ekleyerek Hafıza İzmir’i genişletmekteyiz. Hafıza İzmir’in kaidesi olarak konumlandırdığımız Kent Kimliği Dijital Arşivi, İzmir’in kent kimliğini oluşturan üç temel unsur özelinde kentte “izi” olan kişi, kurum ve mekânlara dair arşiv malzemesini toplamak, tasnif etmek, sayısallaştırmak ve kamuoyunun istifadesine sunmayı amaçlamaktadır. İKÇÜ de kent kültürüne yönelik önemli çalışmalara imza atıyor. Değerli akademisyenlerimizin alanlarındaki çalışmalara katkı sunması, öğrencilerimizin kâğıt restorasyonu konusunda bilgi ve beceri kazanmaları ve bu alanda kariyer planlamalarına yön vermesi bağlamında İKÇÜ bünyesinde kurulacak “Hafıza İzmir Atölyesi" önemli bir paydaş buluşmasının zeminini oluşturmaktadır. Atölye ile hem eserlerin restore edilmesi hem de bu alanda eğitim görmekte olan üniversite öğrencilerinin uygulamalı eğitim alması hedeflenmektedir. İzmir kent kimliğinin daha iyi ve derinlemesine anlaşılması için yeni araştırma malzemelerinin gün yüzüne çıkarılmasına olanak sağlayacak bu protokol kentimize ve bilim dünyasına hayırlı olsun” dedi.