Haberler :::
-
27.11.2024
BMC ile Otomotiv Sektörüne Nitelikli İş Gücü Protokolü
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) ve BMC Otomotiv arasında iş birliği anlaşması imzalandı. İmza töreni, İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse ve BMC Otomotiv Sanayi ve Ticaret A.Ş. Genel Müdürü Lütfi Balık’ın katılımıyla gerçekleştirildi. Üniversite- sanayi iş birliği doğrultusunda imzalanan protokol ile başta AR-GE çalışmaları olmak üzere oluşturulacak genç yetenek programları ile öğrencilere staj ve kariyer fırsatları, karşılıklı teknik geziler, seminer, konferans gibi faaliyetlerle sektörel bilgi paylaşımı hedefleniyor. Protokolle ilgili değerlendirmede bulunan Rektör Prof. Dr. Köse, Türkiye’nin ön gelen ticari ve askeri araç üreticilerinden BMC ile genç istihdama büyük katkı sağlayacak bir protokole imza atmaktan duydukları memnuniyeti paylaştı. İKÇÜ İstihdam Odaklı Projelerin İçinde Üniversite olarak akademide üretilen bilgi ve becerileri sektöre kazandıran iş birliklerine büyük önem verdiklerini belirten Prof. Dr. Köse, “Hızlı bir teknolojik dönüşümün yaşandığı küresel sanayide, sektörün nitelikli insan kaynağına ihtiyacı daha çok artmıştır. Üniversite olarak yerli ve özgün, teknoloji geliştiren, teknoloji üreten ülkemize katkı sağlamak için, öğrencilerimizin başarısını önceleyen bir yaklaşımla istihdam odaklı projelerin içinde yer alıyoruz. Sektör temsilcileri ile sürekli temas halindeyiz. Ülkemizin öncelikli sektörlerinin geleceğine katkı sunacak önemli iş birliklerini hayata geçirmeye devam ediyoruz. AR-GE çalışmalarına sektör temsilcilerinin katılımını ve katkısını önemsiyoruz. BMC iş birliği de bu kapsamda oldukça önemli. Bu imza ile öğrencilerimiz, eğitim süreçleri boyunca iş dünyasını daha yakından tanıyacaklar, bir sonraki aşamada da istihdamda aktif şekilde yer alacaklar. Diğer taraftan da nitelikli akademisyenlerimizle BMC’nin ilgili alanlardaki sorunlarının çözümüne veya sanayiye yeni bir malzeme, ürün, üretim yöntemi gibi çıktıların kazandırılmasına yönelik ortak projeler yaparak yeni platformlar oluşturulacaktır. Ülkemiz ekonomisinin lokomotifi sanayi sektörünün, öncü kurumlarından biri olan BMC ile imzaladığımız bu protokolün üniversitemize, bölgemize ve sektöre hayırlı olmasını diliyorum. Emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyorum” dedi. Üniversite-Sanayi İş Birliği Kültürüne Örnek BMC Otomotiv Sanayi ve Ticaret A.Ş. Genel Müdürü Lütfi Balık ise nitelikli bilgiye dayanan, katma değerli üretimi arttıran AR-GE çalışmalarına verdikleri desteğin altını çizerek; sanayide ihtiyaç duyulan yüksek nitelikli insan kaynağının akademi ile yapılan iş birliklerinden geçtiğini söyledi. İKÇÜ ile üniversite-sanayi iş birliği kültürüne örnek teşkil eden bir protokolde yer almaktan duyduğu memnuniyeti paylaşan Genel Müdür Lütfi Balık, “BMC ve İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi arasında imzalanan iş birliği anlaşmasıyla genç yeteneklerin gelişimine destek olmayı, eğitim ve AR-GE alanlarında önemli projelere imza atmayı hedefliyoruz. Bu iş birliğiyle Genç Yetenek Programları ile öğrencilere staj ve kariyer fırsatları, teknik geziler ve BMC yetkililerinin konuk eğitmen ve konuşmacı olacağı sektörel eğitimler aracılığıyla bilgi paylaşımı, üniversite – sanayi iş birliği çerçevesinde de AR-GE çalışmaları ve ortak projeler gibi pek çok alanda birlikte çalışacağız. Bu adımın gençlerimizin kariyer yolculuğuna ışık tutacağına ve üniversite-sanayi iş birliğini daha da güçlendireceğine inanıyor, her iki taraf için de hayırlı olmasını diliyoruz” şeklinde konuştu. Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Süleyman Akbulut, Proje Genel Koordinatörü Doç. Dr. Levent Aydın, BMC Otomotiv Yetenek Yönetimi ve Gelişim Müdürü Ersin Canan’ın hazır bulunduğu törende, karşılıklı görüş alışverişinin ardından Rektör Prof. Dr. Köse ve BMC Otomotiv Genel Müdürü Balık tarafından protokole imza atıldı. -
25.11.2024
Rektör Köse'ye 24 Kasım Sürprizi
Çelebi Anaokulu ve Gündüz Bakımevinin minik öğrencileri, Rektör Prof. Dr. Saffet Köse’ye 24 Kasım Öğretmenler Günü sürprizi yaptı. İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Sosyal Tesisler İktisadi İşletme Müdürlüğüne bağlı faaliyet gösteren kreşin sevimli sakinleri, Rektör Prof. Dr. Köse’nin Öğretmenler Günü’nü kutlayarak özel olarak hazırladıkları hediyelerini sundu. Sosyal Tesisler İktisadi İşletmesi Müdürü Ömer Coşgun, Çelebi Anaokulu ve Gündüz Bakımevi Birim Sorumlusu Semra Gümüş, eğitmenleri Zehra Kaya, Fatma Koçak’ın refakatindeki miniklerin ziyaretinden duyduğu memnuniyeti dile getiren Rektör Prof. Dr. Köse, “Yavrularımızın yüzlerindeki neşeyi görmek bizleri çok mutlu etti, gönlümüz, günümüz şenlendi. Bugünün küçükleri yarının büyükleri yavrularımızın sağlıklı ve nitelikli bir eğitim alması için çalışmaktayız. Onların yüzlerindeki tebessümleri görmek bizler için en büyük hediyedir. Bu çiçeği, üniversitemizdeki bütün hocalarımız adına kabul ediyorum. Tüm çocuklarımızın vatanını milletini seven, tüm insanlığı kucaklayan, faydalı hizmetlere imza atan, başarılı, mutlu ve sağlıklı bireyler olmalarını yürekten temenni ediyorum. Bu vesileyle eğitim camiamızın Öğretmenler Gününü en içten duygularımla tekrardan kutluyorum” şeklinde konuştu. Ziyaret sonunda minikleri ayrı ayrı kucaklayan Rektör Köse, hazırlanan hediyeleri Çelebili miniklere verdi. -
22.11.2024
İKÇÜ’den Uluslararası Bilim Dünyasında Ses Getiren Başarı
TÜBİTAK ULAKBİM ile Springer Nature arasında imzalanan Açık Erişim Makale Yayınlama Anlaşması kapsamında İKÇÜ’lü bilim insanları tarafından yayınlanan makale, açık erişim desteği alan makaleler arasında global düzeyde 107 Bin üzeri indirme ile Türkiye’de birinci sıraya yerleşti. Ayrıca, Altmetric skoruyla bilimsel yayınlar arasında dikkat çekici bir başarı elde eden çalışma, dünya genelinde yayımlanan 27 milyondan fazla makale arasında 1662. sırada yer alarak en üst %5’lik dilime girmeyi başardı TÜBİTAK ULAKBİM tarafından yürütülen EKUAL Projesi çerçevesinde bilim, teknik, sosyal ve beşerî bilimler alanında Nobel Ödüllü yayınlar yapan, dünyanın en büyük yayıncılarından biri olan Springer Nature yayınevi ile imzalanan “Açık Erişim Makale Yayınlama Anlaşması” kapsamında, Springer Nature’den açık erişim desteği alan makaleler arasında global düzeyde 107 Bin indirme sayısı ile Türkiye’de birinci sıradaki makalenin İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ)’ne ait olduğu açıklandı. İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mümin Alper Erdoğan başyazarlığında yayınlanan “Prenatal Exposure to COVID-19 mRNA Vaccine BNT162b2 Induces Autism-Like Behaviors in Male Neonatal Rats: Insights into WNT and BDNF Signaling Perturbations” başlıklı makale, COVID-19 salgınına karşı geliştirilen mRNA aşılarının in vivo hayvan modelinde gebelik döneminde uygulanmasının, doğan yavru sıçanlarda otizm benzeri davranışlar ve nörogelişimsel değişikliklere yol açıp açmadığını inceleyen çarpıcı araştırma bulgularını sunuyor. Çalışma, bu etkilerin altında yatan mekanizmaları, özellikle WNT ve BDNF sinyal yolakları üzerinden değerlendirmeyi amaçlıyor. Gelmiş Geçmiş Tüm Makaleler Arasında 1662. Sırada Amerika’da sabah haberlerine dahi konu olan araştırmalarının geniş bir kitleye ulaştığını ve bilim camiasında büyük yankı uyandırdığını belirten Doç. Dr. Erdoğan, araştırmanın ileride yapılacak insan çalışmaları için öncü bir niteliğe sahip olduğunu vurguladı. Doç. Dr. Erdoğan, “Çalışma, aynı zamanda Altmetric skoruyla bilimsel yayınlar arasında dikkat çekici bir başarı elde etti: 27 milyondan fazla makale arasında 1662. sırada yer alarak en üst %5’lik dilime girmeyi başardı. Bununla birlikte, Neurochemical Research Dergisinde 2328 çalışma arasında birinci sırada, benzer yaşta yayınlanan tüm çalışmalar arasında ise 29. sırada yer aldı. Bu etkileyici dereceler, çalışmanın bilim dünyasındaki önemini ve global etkisini bir kez daha gözler önüne seriyor” ifadelerini kullandı. -
21.11.2024
Büyükelçi Degutis İKÇÜ’de
Litvanya Cumhuriyeti Türkiye Büyükelçisi Ričardas Degutis ve beraberindeki heyet, İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesini (İKÇÜ) ziyaret etti. Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Litvanya Büyükelçiliği hibe desteği ile Kentsel Stratejiler ve Yerel Uygulamalar Derneği (Kent-Lab) tarafından hayata geçirilen “İklim Değişikliğiyle Mücadelede Öğrenme ve Ağ Oluşturma Aracı Olarak Türkiye-Litvanya İş birliği Projesi” kapsamında düzenlenen foruma katılmak üzere İzmir’e gelen Büyükelçi Ričardas Degutis’i makamında ağırladı. Bakan Danışmanı Ieva Garšvaıtė, Litvanya İzmir Fahri Konsolosu Mustafa Ahmet Özsoy, Kentsel Stratejiler ve Yerel Uygulamalar Derneği (Kent-Lab) Genel Sekreteri Serdar Karaduman’ın da yer aldığı heyet, iki ülke yerel yönetimleri, STK’ları iş ve bilim dünyasından temsilcilerin destek verdiği proje hakkında Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bulduklu’ya bilgi verdi. İklim değişikliğine dirençli kentlerin oluşturulması, iklim değişikliğinin çevresel, toplumsal ve insan sağlığı üzerinde hem doğrudan hem dolaylı etkilerinin ortaya konulması adına İKÇÜ olarak birçok projeye destek verildiğini kaydeden Prof. Dr. Bulduklu, hedeflerinin toplumdaki bilgi düzeyini ve farkındalığı artırmak olduğunu söyledi. Ziyarette karşılıklı iş birliği ve ortak projelerin üretilmesi ile ilgili görüş alışverişinde bulunuldu. -
20.11.2024
Diş Hekimliğinde Beyaz Önlük Mutluluğu
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Diş Hekimliği Fakültesi 1’inci sınıf Türkçe ve İngilizce Lisans Programı öğrencileri için “Beyaz Önlük Giyme Töreni” düzenlendi. Ailelerin yoğun katılım gösterdiği programda, öğrencilere beyaz önlükleri, protokol ve Diş Hekimliği Fakültesi öğretim üyeleri tarafından giydirildi. Dekan Prof. Dr. Gülten Kavak’ın ev sahipliğinde yapılan törende öğrencileri, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, öğretim üyeleri ile aileleri yalnız bırakmadı. Başarılarımızı Daha İleri Noktalara Taşıyacağız Sağlık sektörünün geleceği genç hekim adaylarına seslenen Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, diş hekimliğinin sağlık sektörünün en önemli alanlarından birisi olduğunu vurguladığı konuşmasında, İKÇÜ Diş Hekimliği Fakültesinin, yetkin akademik kadrosu ve üst düzey teknolojik alt yapısı ile alanında ülkemizin önde gelen fakülteleri arasında yerini aldığını aktardı. Prof. Dr. Bulduklu, “Başarı çıtalarında hızla yükselen bir İKÇÜ ve Diş Hekimliği Fakültesi olarak öğrencilerimize yüksek kalitede, onların her türlü ihtiyaçlarına karşılık veren bir eğitim hayatını sunmaktayız. Öğrencilerimizden aldığımız güçle bu alanda başarılarımızı daha ileri noktalara taşıyacağız. Öğrencilerimiz, beyaz önlüklerini giydikleri ilk andan itibaren hekimlik mesleğinin etik değerleri çerçevesinde ağız ve diş sağlığının korunması ve iyileştirilmesi için çok önemli bir misyonu üstlenmiş olacaklar. Bu konuda üniversitemiz bütün imkanları, donanımları ve öğretim görevlileriyle öğrencilerimizin yanındadır. Sadece kentimizden değil civar illerden de yoğun talep gören hastanemiz, önümüzdeki ay yeni sağlık yerleşkemizde hizmetlerine devam edecek. Öğrencilerimizin de ikinci dönemi orda karşılamaları için yoğun çaba göstermekteyiz” dedi. Yüzleri Güldüren Bir Sağlık Hizmeti Beyaz önlüğün, büyük bir sorumluluğun ve güvenin simgesi olduğunu hatırlatan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, İKÇÜ’lü hekimlerin mesleğin tüm zorluklarının üstesinden başarıyla geleceğine inandıklarını söyledi. Prof. Dr. Bulduklu, “Yorucu, zorlu ve üst düzey fedakârlık gerektiren, sonu olmayan bir eğitim sürecinin başındasınız. Kliniklerde hastalarımızla buluştuğunuz ilk andan itibaren İKÇÜ’yü başarıyla temsil edeceğinize, meslek hayatınızda yüzleri güldüren bir sağlık hizmeti sunacağınıza yürekten inanıyoruz. Sizleri ve ailelerinizi bir kez daha tebrik ediyor, başarılı bir gelecek temenni ediyorum” ifadelerini kullandı. Klinik Uygulamalar Size Güçlü Bir Anahtar Olacak Öğrencilerinin heyecanını paylaşan Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Gülten Kavak ise beyaz önlüğün mesleğe başlangıcın ve mesleki sorumlulukların farkına varılmasının ilk adımı olduğunu belirtti. Dekan Prof. Dr. Kavak, “Bugün beyaz önlüklerinizi giyerek yeni bir hayata başlayacaksınız. Beyaz önlük diş hekimliği mesleği için, dürüstlüğün, ahlaklı olmanın, sırdaş olmanın, aydınlığın, asaletin, saflığın, din, dil, ırk, cinsiyet ayrımı yapmadan oluşan hizmetin sembolüdür. Uzun sürecek bir yolculuğun başlangıcı olan bugün çok özel ve anlamlı bizlerde sizin kadar heyecanlıyız. 2012 yılında eğitim ve öğretim hayatına başlayan fakültemizin sizleri 5 yılda yarınlara hazırlayacak. Hocalarınızdan öğreneceğiniz her bilgiye kıymet verin, onların tecrübelerinden faydalanın. Diş hekimi olduğunuzda, üniversite sıralarında ve klinik uygulamalarda öğrendiğiniz bilgiler size güçlü bir anahtar olacaktır. İyi bir hekim olmak için çok çalışmalı ve dünyadaki medikal gelişmeleri yakından takip etmelisiniz” dedi. Ülkemize ve Dünyaya Faydalı Diş Hekimleri Fakültelerinin gelişimi adına her zaman destek olan Rektör Prof. Dr. Saffet Köse ile tüm yönetim ekibine şükranlarını ileten Dekan Prof. Dr. Kavak, “Bugün sizlere beyaz önlük giydirdiğimizde hissettiğimiz sevinci ve mutluluğu, beşinci yılın sonunda yapacağınız diş hekimliği mezuniyet yeminini bizlere ve ailelerinize yaşatmanız en büyük temennimizdir. Sizlerden yegâne beklentimiz, insana hizmetle eşdeğer kabul edilen beyaz önlüklerinizi, tertemiz, etik ve ahlaki değerlerle, üstün kabiliyet ve başarılarla donatarak, ülkemize ve dünyaya faydalı birer diş hekimi olmanızdır. Bu özel günde öğrencilerimizi yetiştiren hocalarımıza, asistanlarımıza ve personelimize çok teşekkür ediyorum. Değerli öğrencilerimizi ve ailelerini gönülden kutluyor, eğitim ve meslek hayatınızda başarılar diliyorum” şeklinde konuştu. Bu Fedakârlıkları Asla Unutmayacağız Öğrencilerin beyaz önlük mutluluğunu konuklarla paylaşan birinci sınıf temsilcileri Ceren Tam ve Mina Keleş ise İKÇÜ’den öğrendikleri tüm etik değerlere sadık kalarak mesleklerini icra edeceklerini vurguladı. Öğrenciler, “Bugün burada gururla ailelerimizin ve hocalarımızı gülümsettiğimiz gibi gelecekte hekimlik adına yaptığımız uygulamalarımız ile hiç bilmediğimiz insanların yüzünde gülümsemeye sebep olacağız. Başarılı olmamız için gece gündüz emek veren ailelerimizi ve bizlerin gelişimi için çabalayan tüm hocalarımızı saygı ve sevgiyle selamlıyoruz. Bu fedakârlıkları asla unutmayacağız” şeklinde duygularını paylaştı. Tören, konuşmaların ardından öğrencilerin Dr. Öğr. Üyesi Yağmur Kılıç önderliğinde Diş Hekimliği Andını okumasıyla sona erdi. -
14.11.2024
Geleceğin Şefleri İKÇÜ’de Yetişiyor
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Turizm Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü tarafından “Şeker Hamuru Pasta Sergisi” düzenlendi İKÇÜ Turizm Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü öğrencilerinin şeker hamurundan yaptıkları birbirinden özel pastalar, Prof. Dr. Fuat Sezgin Konferans Salonu Fuaye Alanında sergilendi. Serginin açılışına İKÇÜ Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Yasin Bulduklu ve Prof. Dr. Süleyman Akbulut ile Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Emre Güler, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Gökçen Bombar, Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tansel Tanrıkul, Sürekli Eğitim Merkezi Müdürü Doç. Dr. Bekir Emiroğlu, Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölüm Başkanı Prof. Dr. Atilla Akbaba ile akademisyenler ve çok sayıda öğrenci katıldı. Öğrenciler tarafından hazırlanan ürünleri çok başarılı bulduğunu ifade eden Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Akbaş, geleceğin şeflerinin İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi’nde yetiştiğini belirtti. Düzenlenen serginin, İKÇÜ’lü gastronomi öğrencilerinin yetenekli ve başarılı olduklarını, teorik ve uygulamalı eğitimleri çok iyi özümsediklerini ve aldıkları eğitimle gastronomi sektörüne yenilikçi bir bakış açısı kazandırmak üzere hazırlandıklarını gösterdiğini dile getiren Prof. Dr. Akbaş, serginin hazırlanmasında emeği geçenlere teşekkür etti. Estetik ve Yaratıcılık Açısından Hünerlerini Segilediler İKÇÜ Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Emre Güler, Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü öğrencilerinin pasta tasarımı konusunda gelişmelerinin amaçlandığını söyledi ve kendi el emekleriyle hazırlamış oldukları şeker hamuru pastalarının yer aldığı serginin de bunun çıktılarından olduğunu belirtti. Gastronominin ülkemizde gittikçe önemli hale geldiğine dikkat çeken Prof. Dr. Güler, İKÇÜ’de öğrencilere hem Türk mutfağı hem de dünya mutfağı ürünlerinin hazırlanmasına yönelik bir eğitim verdiklerini dile getirdi. Pasta tasarımında estetik bakış açısının önemine değinen Prof. Dr. Güler, öğrencilerin bu konuda kabiliyetli olduklarını vurgulayarak, fakülte olarak onların gelişimlerini desteklediklerini ifade etti. Öğrenciler Yeteneklerini Sergiledi Öğrencilerin aldıkları uygulamalı eğitim neticesinde bu tür sergilerin ortaya çıktığını belirten Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölüm Başkanı Prof. Dr. Atilla Akbaba, şeker hamuru pasta sergisinin öğrencilerin yeteneklerini sergiledikleri bir alan olduğunu söyleyerek, bu tarz sergilerin diğer öğrenciler için de ilham kaynağı olduğuna vurgu yaptı. Şeflerden Aldıkları Destekle Kendi Tasarımlarını Yaptılar Turizm Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü Arş. Gör. Bükre Aslan ise, öğrencilerin sektördeki şeflerden aldığı eğitimlerle ve kendi çabaları ile bu pastaları yaptıklarını dile getirdi. Arş. Gör. Bükre Aslan, “Öğrencilerimizin hem deneyim kazanmaları hem de figür yapımını öğrenmeleri için güzel bir fırsat oldu. Katılan tüm öğrencilerimize teşekkür ederiz” dedi. Açılışın ardından İKÇÜ Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Yasin Bulduklu ve Prof. Dr. Süleyman Akbulut ile Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Emre Güler, stantları tek tek dolaşarak öğrencilerin tasarımlarını inceledi. -
14.11.2024
Eczacılık Fakültesi Öğrencileri Beyaz Önlüklerini Giydi
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Eczacılık Fakültesinde, 2024-2025 eğitim ve öğretim dönemi 'Beyaz Önlük Giyme Töreni' düzenlendi. Fakülte öğrencilerinin ‘Beyaz Önlük Giyme Töreni’yle mesleklerine ilk adım attığı etkinlik, Hekim Hacı Paşa konferans salonunda gerçekleşti. Dekan Prof. Dr. Zeynep Şenyiğit’in ev sahipliğinde yapılan törene, Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hakkı Dereli, İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Dirik, Yabancı Diller Yüksekokulu Müdürü Dr. Öğr. Üyesi İrfan Arık, Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Esra Meltem Koç, Genel Sekreter Yardımcısı Muhammed Enes Uzun, İzmir Eczacı Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ecz.Tuncay Sayılkan, Aydın Eczacı Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ecz. Sefa Karaarslan, Manisa Eczacı Odası yönetim kurulu üyesi Ecz. Ayçe Benzergil, Bursa Eczacılar Kooperatifi yönetim kurulu üyesi Ecz. Yekta Kavçın Acar, İstanbul Eczacılar Kooperatifi İzmir Temsilcisi Ecz. Mehmet Ali İhsan Yıldız ve Ege Bölge Müdürü Rabia Çam, akademisyenler ile çok sayıda öğrenci yakını katıldı. Koruyucu Sağlık Hizmetinin En Önemli Unsurunu İcra Edeceksiniz Törende sektörün geleceği olan gençlere seslenen Dekan Prof. Dr. Zeynep Şenyiğit, 2024-2025 yılı itibariyle toplam 508 öğrenci ile eğitime devam ettiklerini kaydederek fakültelerinin kuruluşundan bu yana her daim destek olan Rektör Prof. Dr. Saffet Köse’ye teşekkürlerini iletti. Öğrencilerle, hayatları boyunca mesleklerine özveriyle sahip çıkmaları temennisini paylaşan Dekan Prof. Dr. Şenyiğit, “Sizler, yakın geleceğin eczacıları olarak, laboratuvar ve klinik uygulama aşamaları ile harmanlanmış yoğun bir eğitim-öğretim sürecinin nihayetinde, bir insanın en değerli varlığı olan sağlığını korumak için özveriyle hizmet verecek, koruyucu sağlık hizmetinin en önemli unsurunu icra edeceksiniz. Her biri birbirinden değerli öğretim üyelerimizden alacağınız bilgi ve beceriler ışığında eczacılığı bir meslek ve yaşam biçimi olarak seçen tüm meslektaşlarımız gibi toplumumuza sağlık hizmeti sunmak için gece gündüz demeden çalışan o muhteşem sağlık ordusuna katılacaksınız. Ömür boyu taşıyacağınız mesleki sorumluluklarınızı layıkıyla üstleneceğinize inancım ve güvenim sonsuz” şeklinde konuştu. İKÇÜ Eczacılık Fakültesine eğitim-öğretim faaliyetlerinde destek olan sektör temsilcilerine plaket takdimiyle devam eden tören, birinci sınıf öğrencilerinin heyecanla beklediği beyaz önlüklerinin giydirilmesi ile sona erdi. -
28.10.2024
Kemeraltı İçin Yeni Vizyon
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ), Konak Belediyesi, UNESCO İzmir Tarihi Liman Kenti Alan Başkanlığı iş birliği ile düzenlenen “İzmir Tarihi Liman Kenti Panelleri” düzenlenen resmi törenle başladı. Kemeraltı’nın kültürel mirasının korunması ve dünya çapında tanıtılması, bölgesine özgü tarih, ticaret, kültür ve turizm konularını masaya yatırmak üzere düzenlenen panellerin açılış programına; İzmir Vali Yardımcısı İsmail Çorumluoğlu, Konak Belediye Başkanı Nilüfer Çınarlı Mutlu, İKÇÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, İzmir İl Kültür ve Turizm Müdürü Sadık Doğruer, İKÇÜ Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi (SBBF) Dekanı Prof. Dr. Şaban Doğan, Smyrna Antik Kenti ve Kazı Heyeti Başkanı SBBF Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Akın Ersoy, İzmir Tarihi Liman Kenti Alan Başkanı Abdülaziz Ediz, akademisyenler, sivil toplum kuruluşları temsilcileri, öğrenciler ve muhtarlar katıldı. Kemeraltı İçin Birlik Zamanı Panellerin Kemeraltı için bir dönüm noktası olduğunu belirten İzmir Vali Yardımcısı İsmail Çorumluoğlu, önümüzdeki süreçte Kemeraltı ve UNESCO ile ilgili yeni çalışmalara başlayacaklarını kaydetti. Vali Yardımcısı Çorumluoğlu, “Kemeraltı’nda şu süreçte bir şey yapmazsak geç kalmış oluruz. Bu tercihin yapıldığı bir dönemdeyiz. Bu açıdan İzmir Valiliğimiz, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Konak Belediyesi’nin elinden geleni sivil toplum kuruluşları ile birlikte yapmaları gerekiyor. Sadece üniversitelerimizin değil ticaret, esnaf odaları ve benzeri kuruluşların da Kemeraltı için elinden geleni yapmaları gerekiyor. Önümüzdeki günlerde Kemeraltı ve UNESCO ile ilgili bazı çalışmaların olacağını da sizlerle sevinerek paylaşmak istiyorum. Yerel idarelerin Kemeraltı’na ilgi duyması ve önem vermesi bizim çalışmalarımızı başarıya götürecektir. Kendilerine tespitlerinden dolayı teşekkür ediyorum” dedi. Kemeraltı'nın Korunması İçin Stratejik Adımlarda İKÇÜ de Var Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu da İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi olarak Kemeraltı’nın tarihi dokusunu geleceğe taşıma çabasını sürdüreceklerini vurguladı. İzmir için Smyrna Antik Kenti’nin kazandırılması yönünde çalışmalarını sürdüren İKÇÜ’nün bu süreçte de önemli bir rol üstleneceğini vurgulayan Prof. Dr. Bulduklu, “Bir kent için en önemli özellik denize kıyısı olmasıdır. Bu bakımdan akla ilk olarak ticaret gelse de yanına tarihi eklediğinizde kentin ciddi bir sermayesinin olduğunu görüyorsunuz. Bunu kültürel köklerinden ayırmadığınızda gelecek nesiller adına da ciddi bir sorumluluk üstlenmiş oluyorsunuz. Üniversite olarak Smyrna Antik Kenti’ni İzmir için ciddi bir biçimde kazandırma çabası gösteriyoruz. Önümüzdeki süreçte de yapmamız gereken ne varsa yapmaya hazırız” diye konuştu. Kültürel Mirasın Korunması İçin Ciddi Çalışmalar Yapıyoruz Etkinliğin paydaşları arasında yer almaktan büyük mutluluk duyduklarını dile getiren İKÇÜ Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şaban Doğan, şunları söyledi: “Üniversitemiz ve fakültemiz adına böylesi anlamlı bir etkinliğin paydaşları arasında yer almaktan mutluluk duyuyoruz. Fakültemiz kültürel mirasın korunması ve gelecek nesillere aktarılması üzerine çok ciddi çalışmalar yapıyor. Çok faydalı bir etkinlik olacağına eminiz, birbirinden kıymetli konuşmacılarımız çok önemli konularla bizlerle olacak” Birlikte Bambaşka Bir İzmir Yaratacağız Kemeraltı’nın İzmir’in kalbinde yer alan ve tarih boyunca birçok kültürün izlerini taşıyan önemli bir merkez olduğuna vurgu yapan Konak Belediye Başkanı Nilüfer Çınarlı Mutlu, belediye olarak tüm çalışmaların destekçisi olduklarını belirtti. Başkan Mutlu, “Biz bu çalışmaların bir parçası olmaktan çok mutluyuz. Önümüzdeki süreçte Konak’ın tüm tarihi envanterine sahip çıkmak, ayağa kaldırmak ve hayata dâhil etmek için elimizden gelen tüm çabayı göstereceğiz. Özellikle Kemeraltı’nın korunmasını sadece geçmişe sahip çıkmak değil geleceği şekillendirmek olarak da görüyoruz. Hem tarihi dokuyu yaşatmayı hem de bu değerleri tüm dünyaya tanıtmak istiyoruz. Korumaya dönük farklı çalışmalar içerisine girdik. Kemeraltı’ndaki tarihi yapıların yangın riskine karşı Elektrik Mühendisleri Odası İzmir Şubesi ile yeni bir protokol imzalıyoruz ve her bir yapıyı tek tek tesisat açısından kontrol ederek dirençli hale getirmek istiyoruz. Mutluluk Kahvesi ve Oyun Evi gibi açtığımız mekanlarla Kemeraltı’nı görünür kılmak ve canlandırmak amacımız var. Ayağa kalkmış tarihi yapılarının içerisinde kendimizi yaşarken bulacağımız bir Konak hayaliyle yola çıktık. Bizler her zaman yanınızdayız, birlikte bambaşka bir İzmir ve Konak yaratacağımıza inanıyoruz” dedi. Paydaşlarımızla İş Birliğine Hazırız Etkinliği düzenleyen tüm paydaşlara teşekkür eden İzmir İl Kültür ve Turizm Müdürü Sadık Doğruer de, “İzmir tarihi bir kent; Bergama ve Efes’ten sonra İzmir Tarihi Liman Kenti’nin adaylığını hep birlikte pozitif sonuçlandırmak için tüm paydaşlarımızla iş birliği yapmaya hazırız. Panelimizin hayırlı olmasını diliyorum” ifadelerini kullandı. Çok Katmanlı Kültürel Miras İzmir Tarihi Liman Kenti Alan Başkanı Abdülaziz Ediz ise, “İzmir, Akdeniz havzasındaki etkili konumu ile doğu ve batı arasında bir köprü görevi üstlenmektedir. Geçmişten günümüze korunarak ulaşmış arkeolojik, mimari, tarihi ve doğal değerleri bir arada barındıran bu çok katmanlı kültürel miras alanının korunması ve yönetilmesi için çeşitli çalışmalar devam etmektedir. UNESCO dünya Mirası geçici listesine dâhil olduğumuz 2020 yılından bu yana iş birliği içerisinde olduğumuz tüm kurumlara teşekkür ediyorum” diye konuştu. Konuşmaların ardından, İzmir İktisat Kongre Merkezinde iki gün boyunca devam edecek; İzmir’in tarih, kültür ve ticaret merkezi olan Kemeraltı bölgesine dair önemli verilerin paylaşılacağı, İzmir Tarihi Liman Kenti Panellerinin alanında önemli birçok bilim insanının yer aldığı oturumlarına geçildi. -
18.10.2024
Genç Denizcilere İMEAK’tan Teknoloji Desteği
İstanbul ve Marmara, Ege, Akdeniz, Karadeniz Bölgeleri (İMEAK) Deniz Ticaret Odasının desteğiyle yapımı tamamlanan İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesi Deniz Yapıları Mukavemet Laboratuvarı ile Hidromekanik Laboratuvarı düzenlenen resmi törenle öğrencilerin kullanımına açıldı. Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hakkı Dereli’nin ev sahipliği ile düzenlenen açılışa, İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve İMEAK Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Süleyman Akbulut, Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tansel Tanrıkul, İMEAK Deniz Ticaret Odası Başkan Yardımcısı Adnan Naiboğlu, Yönetim Kurulu Üyesi İsmail Görgün, İzmir Şube Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Öztürk, Meclis Başkanı Argun Gündüç, Aliağa Şube Başkanı Adem Şimşek, yönetim kurulu üyeleri, akademik ve idari personel ile öğrenciler katıldı. Denizcilik Alanındaki Her Adım, Geleceği de Şekillendirecek Kurumlar arası iş birliğinin güzel bir örneğine ev sahipliği yapmaktan duyduğu memnuniyeti paylaşan Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, Türk deniz ticaret sektörünün yapı taşı olan İMEAK’ın Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesinin kuruluşundan bu yana birincil paydaşı olduğunu kaydetti. Prof. Dr. Saffet Köse, “Bölgesinin gemi inşaatı alanında eğitim veren ilk ve tek fakülteye sahibiz. 8 bin 500 yıllık bir liman kenti olan İzmir başta olmak üzere bölge ve ülkemizin denizcilik sektörünün stratejik hedeflerine en üst düzeyde katkı veren bir fakülte olmak için yoğun çaba harcıyoruz. Bu hedefe sadece bizim çabamızla erişilemeyeceği aşikâr. İMEAK Deniz Ticaret Odamız da bu anlamda bizim birincil paydaşımız ve onların yaptıkları ve yapacakları katkılar hedefe ulaşmamızda çok önemli ve değerli. Paydaşlarımızla birlikte vizyonumuza erişebileceğimizin bilincindeyiz. Bugün de onların katkılarıyla öğrencilerimizin kullanımına sunulan iki laboratuvarımızın açılışını birlikte yapacağız. Gemi inşaatı ve denizcilik alanında atacağımız her adım, sadece bugünü değil, geleceği de şekillendirecek bir niteliğe sahiptir ve bizler gelecek nesiller adına da bu sorumluluğu yerine getirmeliyiz” dedi. İMEAK Birincil Paydaşımız Türkiye’nin denizler üzerindeki egemenliği ve diplomasideki gücünü artırmayı ifade eden ‘Mavi Vatan’ stratejisine dikkat çeken Prof. Dr. Köse, kurumlararası teknoloji paydaşlı iş birliklerinin oldukça önemli hale geldiğini belirtti. Rektör Prof. Dr. Köse, “Denizcilik, tarih boyunca hem ticaretin hem de keşiflerin itici gücü olmuştur. Denize erişimi bulunmayanların ekonomi başta olmak üzere pek çok alanda iddia sahibi olamayacaklarını deneyimlerle gördük ve görüyoruz. Bu anlamda önde olmak için tüm kurum ve kuruluşların üzerine düşeni yapması bir zorunluluk olarak ortaya çıkmaktadır. Bilim ve teknoloji odaklı bu tür ortak çalışmaların, ülkemizin küresel denizcilik arenasında daha rekabetçi bir konuma gelmesine büyük katkılar sağlayacağına inanıyorum. Fakültemizi her zaman destekleyen İMEAK Deniz Ticaret Odamıza kalbi şükranlarımı sunuyor, laboratuvarlarımızın hayırlı hizmetlere vesile olmasını diliyorum” diye konuştu. Sektörün Gözde Temsilcileri GİDF’den Çıkacak Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hakkı Dereli de İMEAK DenizTicaret Odası’nın destekleriyle kurulan Deniz Yapıları Mukavemet Laboratuvarı ile Hidromekanik Laboratuvarının eğitim ve öğretim faaliyetlerine kazandıracağı katkıdan oldukça memnuniyet duyduklarını söyledi. Fakültelerin gelişim aşamasına hızla devam ettiğini aktaran Prof. Dr. Hakkı Dereli, “Yazılım destekli eğitim hedefimiz ve sektör ihtiyaçları doğrultusunda, gemi hidrodinamiği alanında Siemens Star CCM+, Gemi üretimi ve donatımı alanında CADMATIC firmaları ile yazılım anlaşmaları yaptık. Ayrıca gemi yapısal tasarımı alanında NAPA firması ile yazılım anlaşması görüşmeleri devam ediyor. Dersler bünyesinde, Python ve Matlab programlama dilleri ile uygulamalar yapılmaktadır. Aktif 2 bölümümüzde öğrenci uygulamaları ve araştırma faaliyetleri için kullanılacak olan ve bugün açılışını gerçekleştireceğimiz Deniz Yapıları Mukavemet Laboratuvarı ile Hidromekanik Laboratuvarı Sektörün ihtiyacı olan nitelikli insan gücünü yetiştirmemize yaptıkları katkılar için İMEAK Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Tamer Kıran nezdinde tüm yönetim kurulu üyelerine çok teşekkür ediyoruz. Laboratuvarların fakültemize kazandırılmasında ve bugüne kadarki gelişimde bize her türlü desteği sağlayan başta Sayın Rektörümüz Prof. Köse Hocamıza olmak üzere önceki dekanlarımıza, öğretim üyelerimize tüm idari personelimize çok teşekkür ederim” şeklinde konuştu. İKÇÜ’de Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliğini de Açalım Dünya ticaretinin yüzde 84’ten fazlasının deniz taşımacılığı, dış ticaret yüklerinin yüzde 90’ının deniz yolu ile yapıldığına dikkat çeken İMEAK Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran, denizcilik sektörünün üstlendiği stratejik önemi vurguladı. Geleceğin denizcilerine seslenen Başkan Kıran, meslek tercihlerinin ülkemizin denizcilik alanı için oldukça değerli olduğunu söyledi. Başkan Kıran, “ Deniz yolu taşımacılığı olmasa dünyanın yarısı soğuktan, yarısı açlıktan kırılır şeklinde bir tabir vardır. Bu anlamda bu mesleği tercih ederek çok doğru, önü çok açık olan bir sektöre giriş yaptınız. Bu zamana kadar İKÇÜ GİDF’ye elimizden geleni yaptık. Değerli Rektörümüze diyorum ki; gelin hep birlikte, el birliği ile İKÇÜ’de Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliğini de açalım. Bu sektörün geleceği çok fazla. Denize çalışanlar okulu bitirir bitirmez işiniz hazır ve hangi tür gemide çalışacağınızı siz seçiyorsunuz. Fiziki şartları zor bir meslek ama geliri yüksek bir meslektir” dedi. Bu Ülke Sizden Çok Şey Bekliyor Nitelikli insan kaynağına duyulan ihtiyacın farkında olarak İMEAK olarak her zaman gençleri destekleyen projeleri hayata geçirdiklerini ifade eden İMEAK Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran, tasarruf etmekten imtina ettikleri tek alanın denizcilik eğitimi olduğunu kaydetti. Konuşmasında sektörün genç beyinlere duyduğu ihtiyacı vurgulayan Kıran, “ Mavi vatan kavramı ile ülkemiz denizlerdeki hâkimiyeti kurmak için çalışıyor. Bunun için deniz araçlarının yapımı, çizimi, kontrolü, kullanımı vs yapacak denizcilere ihtiyaç var. Bu da sizin mesleğinizden geçiyor. Özellikle askeri gemilerin yapımında sizin gibi gençlere çok ihtiyaç var. Günümüzde oldukça ileri teknolojilerle bambaşka bir boyuta ulaştı. TCG Anadolu örneğin 9000 km kablo var içinde. Türk deniz ticaret filosu 52,7 milyon detveyt ton oldu. Yunanistan’ın 450 milyon detveyt ton. Daha gideceğimiz çok yol var. Burası devlet üniversitesi ve burada okumak isteyen çok kişi var. Burada iyi bir eğitim alıp sonra gidip influencer olmayın. Mesleğinizi en iyi şekilde öğrenin. Tecrübenizi arttırın, sektöre girin, kendinizi geliştirin. Ülkemizin geleceğine sahip çıkın Bu ülke sizden çok şey bekliyor” dedi. Konuşmaların ardından Hooke Yasası Deney Seti, Gerinim Ölçme Deney Seti, Yorulma Mukavemet Deney Seti, Malzeme Deney Seti, Trinoküler Mikroskop, 3D Yazıcı’lı İMEAK Deniz Ticaret Odası Deniz Yapıları Mukavemet Laboratuvarı ile 6 adet Yüksek Hesaplamalı İş İstasyonu 6 Monitör 1 UPS’li İMEAK Deniz Ticaret Odası Hidromekanik Laboratuvarının açılışı yapıldı. Ardından denizcilik alanındaki gelişmelerin sergilendiği Prof. Dr. Oğuz Dilmaç tarafından açılan "Denize Dair" adlı resim sergisi gezildi. -
16.10.2024
Türk Tarihinin Kilometre Taşı “Togu Balık” Çalıştayı Yapıldı
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Moğolistan Bilimler Akademisi Arkeoloji Enstitüsü, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA)Başkanlığı iş birliğinde; Moğolistan’ın Tuul Vadisi’nde yürütülen kazı çalışmalarında keşfi yapılan “Togu Balık” kenti alanı ile Moğolistan’daki Tarihi Şehir Kalıntılarının ele alındığı uluslararası çalıştay başladı. İKÇÜ’lü ve Moğol araştırmacıların çalışmalarıyla keşfedilen, Bilge Kağan ve Kül Tigin yazıtlarında adı geçen, fakat bugüne kadar yeri tespit edilemeyen Togu Balık şehri başta olmak üzere; Van, Aladağ’daki Anadolu’da ilk Moğol şehir kalıntılarının bilim insanları tarafından tartışılacağı çalıştayın açılışı üst düzey protokolün katılımıyla yapıldı. “Moğolistan’daki Tarihi Şehir Kalıntıları ve Togu Balık” Çalıştayının açılış programını, Kültür ve Turizm Bakanlığı Bakan Yardımcısı Dr. Serdar Çam, Moğolistan Devlet Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Ochirkhuyag Bayanjargal, İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse, Türkiye Bilimler Akademisi Başkanı Prof.Dr. Muzaffer Şeker, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Süleyman Akbulut, Prof. Dr. Yasin Bulduklu, İKÇÜ Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şaban Doğan, Türk Kazı Heyeti Başkanı olan Türk İslam Arkeolojisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ersel Çağlıtütüncigil, Yeditepe Üniversitesi Tarih Bölümü Başkanı Prof.Dr. Ahmet Taşağıl, Yargıtay Üyesi Alp Arslan, Moğol ve Türk Tarihçi, Arkeolog, Türkolog akademisyenler ile çok sayıda öğrenci takip etti. Türk Dünyası ve Kazı Çalışmaları Denince Akla İKÇÜ Geliyor Kültür ve Turizm Bakanlığı Bakan Yardımcısı Dr. Serdar Çam, yeni tarihi keşiflerin sergilendiği araştırmaların emeğin dışında insanüstü bir çaba gerektirdiğini kaydettiği konuşmasında, iki ülkenin bilim insanlarının ve akademilerinin tarihe önemli bir imza attığını söyledi. Bakan Yardımcısı Dr. Çam, “Buralara kolay gelinmedi. Zaman alan, yatırım gerektiren, heyecan gerektiren, aşk gerektiren bir çalışma. Her biri ayrı zenginliğe sahip 210 üniversitemiz var. Ama Moğolistan denince, Türk Dünyası ve kazı çalışmaları denince benim aklıma İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi gelmekte. Bu kolay olmuyor, yıllarca sahalara gidip gelerek, sabırla gönülden bir çaba gerektiriyor. Buna biz şahit olduk. İki ülkenin bilimler akademileri yıllar süren bir gayret içine girdi. Türk dünyasının geçmişi ve insanlığın geçmişi ile ilgili çalışmaların altyapısı adım adım kuruluyor” dedi. Ortak Lehçeye Doğru Giden Çok Farklı Bir Noktayız Türkiye’nin Türk Dünyası ile karşılıklı iş birlikleriyle geldiği noktanın önemli bir diplomatik başarı olduğunu aktaran Bakan Yardımcısı Dr. Serdar Çam, ortak alfabe, ortak lehçeye doğru giden çok farklı bir noktaya ulaşıldığını vurguladı. Bakan Yardımcısı Dr. Çam, “Karşılıklı iş birliklerimiz ile bizim de yitirmek üzere olduğumuz kültürel değerlerin yeniden kazandırılması konusunda Türk Dünyasının da bizlere çok büyük hizmetleri oldu. TİKA’nın destekleriyle Orhun Yazıtlarının olduğu bölgedeki kazılar, o bölgeye giden yollarının yapılması, müzenin inşa edilmesinin ardından ikinci aşama Bilge Tonyukuk müzesi oldu. Suni tartışmalardan uzak, nice çalışmalarımız kendi mütevazılığı içinde başarıyla yol almaktadır. Artık ortak alfabe, ortak lehçeye doğru giden çok farklı bir noktayız. Arkeolojik çalışmalar tarihi eserlerin yeniden yazılmasının çok ötesinde, diplomatik, siyasi ve kültürel açıdan önemli hatta coğrafyalarda barışın sağlanmasında da çok etkili. Sadece geçmişten günümüze uzanan değil, köklerimize inerek kültürel çarpışmaların yaşandığı küresel diplomaside; Türk Dünyasının da kendini koruması, geliştirmesi, mücadelede bende varım demesinin başka bir çeşididir. İKÇÜ, TÜBA ve TİKA’ya Bakanlık olarak destek vermeye devam edeceğiz. Burada özellikle İKÇÜ’yü, Sayın Rektörümüzü, tüm kadrosunu, bölgedeki özel çalışmaları için özellikle Şaban Hocamızı, Bilimler Akademimizi, Muzaffer Hocamızı, zorlu şartlarda başarılı çalışmalara imza atan TİKA’yı, değerli Başkanımızı emekleri için kutluyorum. Sayın Bakanımızın selamlarını iletiyorum. Emeği geçen herkese teşekkürlerimizi sunuyorum” ifadelerini kullandı. İki Ülke Dostluğuna Önemli Katkılarda Bulunuyoruz İki ülkenin ortak kültürel bağına ışık tutmaktan duydukları memnuniyeti paylaşan İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse, Kültür ve Turizm Bakanlığı, TİKA, TÜBA’nın en büyük destekçileri olduğunu vurguladı. İslamiyet öncesi Türk medeniyetini açığa çıkarmak yönündeki çabalarının bilim tarihine önemli imza attığına işaret eden Rektör Prof. Dr. Köse, “Türk tarihinin en eski yazıtlarının bulunduğu Orhun bölgesinde yaptığımız çalışmalarla dünya mirasına da önemli eserleri kazandırdık. Türk-Moğol ilişkilerinin derinliğine ışık tutmaya çalıştık. Bilim diplomasisine ve ülke dostluğuna yönelik çalışmalarımıza da özel önem veriyoruz. Zira bu konuda Moğol paydaşlarımız da en az bizim kadar istekli ve dostluğun temeline uygun gelişmesi için güçlü bir motivasyona sahipler. Onların ifadesi ile biz onların üçüncü komşusuyuz. Sayın mevkidaşım Prof. Dr. Bayanjargal’in ziyaretleri kapsamında yeni ortak lisansüstü eğitim protokolü ve diğer Moğolistan’daki akademik kurumlarla kurduğumuz güçlü ilişkiler, ortak diploma programları iki ülke ilişkilerinin geleceğine yönelik önemli bir misyonu daha yerine getirmektedir. Çalıştayın sonuçlarının iki ülke dostluğuna ve bilim dünyasına önemli katkılar sağlamasını temenni ediyorum. Bu çalışmalarda paydaşımız olan Moğolistan Devlet Üniversitesine, TİKA’ya, Türkiye Bilimler Akademisine, Kültür ve Turizm Bakanlığımıza kalbi şükranlarımı sunuyorum” ifadelerini kullandı. Tarihi Bağımızı Araştırmalarla da Kanıtladık Moğolistan’da Türkoloji bölümü olan tek üniversite olduklarını kaydeden Moğolistan Devlet Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Ochirkhuyag, kendileriyle yakın çalışan ve birlikte adım atan İKÇÜ’ye teşekkür etti. Çalıştayın ilerleyen süreçte yapılacak araştırmalara yön göstermesi temennisini paylaşan Prof.Dr. Ochirkhuyag, “Avrasya’nın iki yakasında yer alan iki kardeş ülke Moğolistan ve Türkiye, aralarındaki tarihi ve kültür bağını yürütülen çalışmalarda da kanıtlamaktadır. İki kardeş ülke Yükseköğretim çalışmalarında yakın iş birliği içindeler. İKÇÜ ile 2019 yılında imzalayarak başladığımız ilk protokolden bu yana geçen 5 yılda önemli çalışmalar yaptık. Ortak birçok programımız, beş çalıştayımız var. İki ülke arasında öğrenci ve öğretim elemanı hareketliliği artarak devam ediyor. Van Aladağ keşfinde de birlikte çalışıyoruz. Yeni bir protokol ile de bu başarılı sürece devam edeceğiz. Bu sürece katkı sunan herkese teşekkür ediyorum” diye konuştu. Ortak Alfabe İle Türkiye Yüzyılı Önemli Bir Mesafe Alacak Moğolistan’ın Türkiye’ye gösterdiği yakın ilgi ve sevgiden aldıkları sinerji ile akademi olarak özveriyle çalıştıklarını vurgulayan TÜBA Başkanı Prof.Dr. Muzaffer Şeker, İKÇÜ ve Moğolistan Akademisi ile ortaklaşa yürütülen çalışmalara katkı sunmaktan duydukları memnuniyeti paylaştı. Başkan Şeker, “Moğol tarafındaki sevginin bize yansıması çok önemli. Moğolistan Bilimsel Akademisi üzerinden dostlarımızla birlikte ortak hareket etmek, Atayurtlarımızı desteklemek, ortak kültür paydalarımızı keşfetmek ve gençlere bu bağı hatırlatmak bizlerin üstlendiği ulvi bir görevdir. Türk tarihine ışık tutan tüm arkeolojik kazılara Kültür ve Turizm Bakanlığımızın verdikleri desteğin de altını çizmek gerekir. Günümüzde hala kullanılan, iki ülke arasında 2 bine yakın ortak kelime birliği var. Türk Dil Kurumumuzun da bu sürece yaptığı önemli katkıları var. Ayrıca Türk Devletleriyle ortak alfabeye geçilmesi yönünde atılan adımların ilişkilerimize değerli katkılar sunacağını, ortak alfabe ile Türkiye Yüzyılının önemli bir mesafe alacağını belirtmek isterim. Özellikle tarihi bağlarımızın olduğu kardeş ülkelerle ilişkilerimizin güçlenmesi, Türkiye’nin dünyadaki gücüne destek olması açısından önemli bir kuvvet olacaktır” şeklinde konuştu. Madalyonun Diğer Yüzüne Işık Tuttuk Çalıştay düzenleme kurulu adına konuşan Türk Kazı Heyeti Başkanı Türk İslam Arkeolojisi Bölüm Başkanı Prof.Dr. Ersel Çağlıtütüncügil, bölgede yürütülen araştırmalarla ilgili bilgi verdi. İslam öncesi dönem ve İslam sonrası dönemin tarihsel kalıntılardaki yansımalarını anlatan Prof.Dr. Çağlitütüncügil, Türklerin sadece at üstünde göçebe şekilde yaşamadıklarına dair önemli keşiflerde bulunduklarını söyledi. Prof. Dr. Çağlitütüncügil, “Biz Türk ve Moğol araştırmacılar olarak bölgede yaptığımız kazılarda aslında madalyonun diğer yüzüne ışık tuttuk. Türkler sadece at üstünde göçer hayat sürmediler. Yakın zamanda keşfini yaptığımız “Togu Balık” kentinde nasıl bir şehir hayatını inşa ettiklerini görüyoruz. İslamiyet sonrasında şehirler mahallelere bölünmüş, Müslümanlar ile diğer din mensupları arası duvarlarla ayrılmış. İslamiyet öncesinde de buna benzer kamu yapılarını, mahalleleri, sarayları, konutları görüyoruz. Asıl mesele araştırmaların neticelerinin arkeolojik yapılara inme meselesiydi. Bölgedeki Çarlık Rusyası döneminde bütüncül çalışmalar yapılmamıştı. O yüzden şehircilik tarihine ilişkin tüm çalışmalarımızda çok sabırlı davranmamız gerekiyordu. Zamanın ekonomik ve sosyal etkileri ile birlikte kervan yollarının da önemini yitirmesiyle inşa edilen şehirler zamanla kaderlerine terk edilmiş, adları ve de yerleri unutulmuştu. Togu Balık da bunlardan bir tanesiydi. İşte bu muazzam bilgilere ulaşmamızı sağlayan, her daim destek veren Kültür ve Turizm Bakanlığımıza, değerli Bakan Yardımcımız Dr. Serdar Çam’a TÜBA başkanımız Prof.Dr. Muzaffer Şeker’e TİKA’ya, rektör hocamız Prof. Dr. Saffet Köse’ye, değerli yardımcılarına, Moğolistan Devlet Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Ochirkhuyag Bayanjargal’a, Moğolistan araştırmalarının öncüsü, ordaki nüfuzundan her aşamada faydalandığımız Dekanımız Prof. Dr. Şaban Doğan Hocamıza, yol arkadaşımız olan tüm Moğol araştırmacı akademisyenlerimize, değerli tarihçilerimize ve genç araştırmacılarımıza ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum” diye konuştu. Ülkemizin Yüz Akı Olacaktır Protokole hediye takdiminin ardından Türk tarihinin Türk boyları sisteminin anlaşılması ile bütüncül bir yaklaşım ile anlaşılacağını ifade eden Yeditepe Üniversitesi Tarih Bölümü Başkanı Prof.Dr. Ahmet Taşağıl’ın “Türk Tarihinde Togu Balık” başlıklı açılış konferansına geçildi. “Togu Balık’ın keşfinin yerleşim tarihi açısından bir kilometre taşı olduğunu aktaran Prof.Dr. Taşağıl, keşfin Türk tarihine yeni bir soluk ve bakış açısı kazandırdığını belirtti. Prof.Dr. Taşağıl, “Kaynaklarda adları geçiyor ama bunları arkeolojik olarak doğrulamak apayrı bir başarıdır. Türk tarihi açısından yeni buluşlar bizleri heyecanlandırıyor. Bu araştırmanın öncülüğünü, bayraktarlığını hak ederek İKÇÜ yapacaktır. Bunu takdir ediyorum, ülkemizin yüz akı olacaktır. Biz de elimizden geldiğince desteklemeye çalışıyoruz. Bu başarıda emeği olan tüm arkadaşlarımıza, Moğol meslektaşlarımıza teşekkür ediyoruz. Devletimizin tüm kurumlarına minnettarlığımızı ifade ediyorum” dedi. Açılış programı, Moğolistan’da gerçekleştirilen keşif çalışmalarında yer alan Prof. Dr. Şaban Doğan, Prof. Dr. Anıl Yılmaz, Doç. Dr. Serdar Vardar, Doç. Dr. Enkhtur Altangerel, Dr. Öğr. Üyesi Munkhtulga Rinchinkhorol, Dr. Batbold Gonchig’e teşekkür belgesi ve hediye takdimi ile devam etti. Bizlere O Işığı Yaktıran Sayın Çam Oldu Ödülün ardından bir teşekkür konuşması yapan Prof. Dr. Şaban Doğan, duygularla ifade edemedikleri bir keşfe imza atmaktan duydukları mutluluğu paylaştı. Togu Balık’ın gün yüzüne çıkmasında dönemin TİKA Başkanı olan Dr. Serdar Çam ile Moğolistan’da tanışmalarının kendisi için motivasyon kaynağı olduğunu anlatan Prof. Dr. Doğan, “Bize inanan güvenen değerli bakanımıza, TÜBA başkanımıza çok şeyler borçluyuz. Bizlere her aşamada destek oldular. Hem Moğolistan’da hem Türkiye’ de işlerimizi inanılmaz kolaylaştırdılar. Bize yerleşim yeri çalıştıran Ali İhsan Hocam ve Ahmet Taşer Hocamın desteği ve teşviki de bizim çok önemliydi. Sayın Bakan Yardımcımız Sayın Çam TİKA Başkanı iken Moğolistan ziyareti esnasında çabalarımızı görünce ‘İsterseniz size bir otobüs, dershane verelim. Türk kültürünü Moğolistan’ın dağlarında anlatın’ demişti. Hareket noktamızı oluşturan bizlere o ışığı yaktıran Sayın Çam oldu. Bu keşif Sayın Bakan Yardımcımız Dr. Çam ve TÜBA Başkanımız Prof. Dr. Şeker Hocamızın gayret ve desteğiyle gerçekleşti. Şahsım ve kurumum adına kendilerine çok teşekkür ediyorum” şeklinde duygularını ifade etti. Açılış konuşmalarının ardından çalıştay oturumlarına geçildi. -
15.10.2024
Uluslararası Öğrenciler Sosyal Bilimler Kongresi'nin Üçüncüsü Yapıldı
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) ev sahipliğinde, TÜBİTAK, İstanbul Medipol Üniversitesi, İlim Yayma Cemiyeti, İzmir Uluslararası Öğrenci Derneğinin katkılarıyla bu yıl 3’üncüsü yapılan “Uluslararası Öğrenciler Sosyal Bilimler Kongresi” başladı. Yüz yüze ve online oturumlarla iki gün devam edecek, Onursal Başkanlığını İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse’nin üstlendiği kongrenin açılış programına, İKÇÜ İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Dirik, fakülte öğretim üyeleri, konuk panelistler ve öğrenciler katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunmasıyla başlayan program, Filistinli öğrenci Mohamed Alkatrawi’nin Kur’an-ı Kerim tilaveti ile devam etti. Her Biriniz Yarının Liderleri Olacaksınız Açılışta katılımcılara seslenen İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse, farklı uzmanlık alanları ile etkileşim içinde olmanın bilimin gelişimine ve bütünlüğüne katkıda bulunacağını ifade etti. Sosyal bilimlerin küresel barışa sunduğu katkıya dikkat çeken Prof. Dr. Köse, “Buraya her biriniz dünyanın farklı coğrafyalarından değişik kültürlerinden geldiniz ve hepimizin Hazreti Âdem ile Havva’nın çocukları olduğunu canlı biçimde sergiliyorsunuz. Dünyanın farklı köşelerinden, farklı dillerle, farklı kültürel geçmişlerle buradasınız. İnsan olma bilinci ve yaratılanı hoş görme felsefesi ile barış içinde bir aradalığın mümkün olabileceğini sarih bir biçimde resmediyorsunuz. Her biriniz farklı geçmişlerden, farklı hikâyelerden gelmiş olsanız da insani değerler sizleri kilometrelerce öteden bir çatı altında buluşturabiliyor. Farklılıklarımızın oluşturduğu sinerji ile birbirimizden öğrenerek kendimizi, ülkemizi, bölgemizi ve insanlığın zenginleştiriyor, bizden sonrasına daha yaşanabilir bir dünya bırakmanın yollarını arıyoruz. Birer sosyal bilimci olarak sizler gelecekte de bu çerçevenin içinde kalmak zorundasınız ve ülkemizde değerli birer misafir olarak burada önemli dostluk adımlarını bugünlerden atacaksınız. Atılacak bu adımların sonucunda her biriniz yarının liderleri olacaksınız. Ben inanıyorum ki sizin dünyanızda savaş yerine barış, sükûnet ve iyilik hâkim olacak. Barış dolu, daha kapsayıcı ve daha anlayışlı bir dünyanın temellerini sizler atacaksınız” ifadelerini kullandı. Dünya Toplumunun Birer Elçisisiniz Konuşmasında farklı dil, din, kültür, milliyet ve etnik kökenin bir arada yaşaması ve barış kavramlarının altını çizen ve Gazze, Filistin ve Lübnan’da uygulanan benzeri görülmemiş bir mezalim politikasına vurgu yapan Rektör Prof. Dr. Köse, yaşananlar karşısında dünyanın kör, sağır ve dilsiz olduğunu dile getirdi. Prof. Dr. Köse, “Bu soykırım insan olmanın çok ötesinde bir uygulamalar bütünüdür ve zulümde sınır tanımamayı tarihe açık biçimde kaydedenlerin sizlerin dikkatine sunuyorum. Dünya eşi benzeri görülmemiş bir mezalim ile karşı karşıya ve ibretlik biçimde insanlık susmuş, hem de çocuklar ölürken susmuştur. ini inanışları nedeniyle soykırıma tabi tutulan Müslüman kadınların ve masum çocukların sesine kulaklarını tıkayan sözde gelişmiş devletler, sizin gösterdiğiniz tutumu ortaya koyamadılar, koyamıyorlar. Susmaları da bu yüzden. Onlar bir arada olamıyorlar ve bugün bizi birleştiren ve insanlığın en iyiyi bulması için buluştuğumuz ortak paydadan uzaklaşmış haldeler. Sizi bugün birlikteliğe yönelten öğrenme ve öğretmeye olan tutkunuz ve dünyayı tüm canlılar için yaşanılabilir bir yer yapma arzunuz onların çoktan unuttuğu değerler haline gelmiş durumda. Ancak bu değerleri kıymetsizleştiren Batı, birleşme yerine ayrışma, ayrı tutma ve ayrımcılık yapma ve nihayet ayrıştırma çabalarını açık biçimde ortaya koymakta, bunun için savaş çıkarmakta; Sizler, hem kendi toplumlarınızın hem de dünya toplumunun birer elçisisiniz. Burada kazandığınız tecrübeler, gelecekte hem bireysel başarılarınıza hem de toplumsal gelişmelere katkı sağlayacak. Bu bağlamda, bu etkinliği düzenleyenlere, katılım gösteren tüm öğrencilere ve değerli destekçilere gönülden teşekkür ediyorum. Sizlerin desteği ve katkıları sayesinde bu buluşma, bir bilgi, dostluk ve dayanışma platformuna dönüşüyor. Sözlerime son verirken Gazze’de ve Lübnan’da yaşanan savaşın bir önce bitmesini temenni ediyor, hayatını kaybeden Müslüman kardeşlerimize rahmet diliyorum. Tüm dünyayı bu insanlık dışı duruma karşı çıkmaya çağırıyorum. Kongrenin hayırlı sonuçlara vesile olmasını diliyorum. Katılımlarınız için teşekkür ederim” dedi. Kongre Başkanı Prof. Dr. Murat Kayacan da İKÇÜ ev sahipliğinde yapılan sosyal bilimler buluşmasına katkıda bulunan herkese teşekkürlerini iletti. Prof. Dr. Kayacan, “Bugün, bu müstesna etkinlikte, farklı alanlardan ve sektörlerden bir araya gelmiş bulunuyoruz. Yaratıcılığı, iş birliğini kutlamak ve ortak düşünce ve çalışma platformları açmak için burada olmaktan büyük mutluluk ve onur duyuyorum. Bu kongre sadece bir buluşma değil; bilgi ve deneyimlerin paylaşıldığı, yapıcı diyalogların zenginleştirildiği bir platformdur. İki gün devam edecek kongre boyunca, en güncel gelişmeleri ve girişimleri aydınlatacak çeşitli programlar bizleri bekliyor olacak. Paylaşılan bilgiler ve tartışmaların, bilim dünyasına önemli katkılar sunmasını, ortak hedeflerimize ulaşma yolunda iş birliğini genişletmek için bir fırsat olmasını temenni ediyoruz” şeklinde konuştu. Konuşmaların ardından Moderatörlüğünü İKÇÜ’den Prof. Dr. Zehra Nuray Nişancı’nın üstlendiği, Kocaeli Üniversitesinden Prof. Dr. Muhsin Halis ve Mehmet Akif Ersoy Üniversitesinden Doç. Dr. Gökmen Arslan’ın panelist olarak yer aldığı “Sosyal Bilimlerde Uluslararası Perspektifler: Küresel Sorunlar ve Filistin “International Perspectives in Social Sciences: Global Issues and Palestine" başlıklı açılış paneline geçildi. -
15.10.2024
Gelecek İhracatta
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Kariyer Geliştirme Uygulama ve Araştırma Merkezi (KAGEM) ile Ege İhracatçı Birlikleri ortaklığında düzenlenen kariyer buluşması Hekim Hacı Paşa Konferans Salonunda yapıldı. “Gelecek İhracatta” başlığıyla düzenlenen seminere Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) Genel Sekreteri Cumhur İşbırakmaz konuşmacı olarak katıldı.Semineri Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, İİBF Dekanı Prof. Dr. Sevtap Ünal, İKÇÜ KAGEM Müdürü Doç. Dr. Mustafa Yalçın, İKÇÜ Erasmus Koordinatörü Doç. Dr. Mehmet Emin Bakay, öğretim üyeleri ve öğrenciler takip etti. Küresel Rekabette Farklı Yaklaşımlara İhtiyaç Var Seminerin başında fakülte ve kariyer merkezi ortaklığında yapılan bu gibi etkinliklerin gençlerin vizyonuna değerli katkılarda bulunduğunu ifade eden Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bulduklu, öğrencilerin bu gibi ders dışı etkinlikleri takip etmelerinin önemine değindi. Prof. Dr. Bulduklu: "Öğrencilerin kendilerini daha iyi ifade edebilmeleri, geleceklerine dair hedefler koyabilmeleri, mezuniyet sonrası iş olanakları, iş yaşamında karşılaşabilecekleri durumlar hakkında bilgi edinebilmeleri, daha nitelikli olarak iş hayatına atılabilmeleri açılarından bu etkinliklere katılımı oldukça değerli buluyorum. Küreselleşmenin bir zorunluluğu olarak ekonomilerin birbiri ile bağlantısının giderek arttığına şahit oluyoruz. Özellikle bilgi ve iletişim teknolojilerinin hızlı gelişimi dünyada ekonomi ve ticareti daha dinamik hale getirmiştir ve dijitalleşme, küresel rekabette farklı yaklaşımların öne çıkması ihtiyacını yaratmıştır. İşte bu noktada özellikle iletişim araçlarının etkin kullanımı üzerine vurgu yapılması gerekliliği dikkati çekmektedir. Özellikle medya gücünün itici bir etki için kullanılmasına ihtiyaç olduğunun altını çizmek isterim” dedi. Bilim Dünyası İle Reel Sektörün Bağlantısını Siz Kuracaksınız Değişim ve dönüşüme ayak uyduramayanların ekonomik açıdan bir güç olarak kalabilmelerinin mümkün olmadığını vurgulayan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bulduklu, yeni ve güncel teknolojilerin aynı zamanda yaratıcılığın ve yenilikçiliğin en büyük aracısı haline geldiğini aktardı. Prof. Dr. Bulduklu, “Üniversitemizde öğrencilerimize yönelik yaptığımız, buna benzer etkinliklerin ve pek çok çabanın altında gençlerimizde bu bilincin oluşturulması ve farkındalık yaratılması yatmaktadır. Lider ülke olmak için gençlerimizin girişimci olmasına, risk almaktan korkmamasına, yenilikçi bir bakış açısı ile olaylara bakmasına ve en önemlisi eleştirel düşünebilmesine ihtiyacımız var. İşte bu alanlarda en iyi biçimde yetişmek için de alanın uzmanlarının deneyimleri çok kıymetli. Bugün İzmir’in önemli değerlerinden birinin deneyimlerini hep birlikte dinleyecek ve onun ufuk açıcı bilgileri ile vizyon kazanma çabası içinde olacaksınız. İnanıyorum ki bu sayede yeni perspektifler kazanacak ve bilim dünyası ile reel sektörün bağlantısını kuracaksınız. Birlikte çalışma kültürünün en güzel örneklerini veren iki birimimize, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültemize, Kariyer Merkezimize ve emeği geçenlere şükranlarımı sunuyor, katılımlarınız için çok teşekkür ediyorum” diye konuştu. Türkiye’de 120 Bin İhracatçımız Var İhracat kavramını birçok perspektifte ele alan Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) Genel Sekreteri Cumhur İşbırakmaz ihracat rakamlarının saniyede değiştiğini bunu da saniyelik takip ettiklerini söyledi. Birlik olarak Ege Bölgesi'nde 12 farklı sektörde faaliyet gösteren 7500'ün üzerinde ihracatçı firmayı temsil ettiklerini aktaran Genel Sekreter İşbırakmaz, Türkiye’de 27 sektörde, 120 bin kayıtlı ihracatçı olduğu bilgisini vererek AB ile ticarette birçok sektörde Türkiye’nin önemli tedarikçi konumunda olduğunu belirtti. Seminerini öğrencilerle interaktif olarak devam eden İşbırakmaz, dünyadaki 30 trilyon dolarlık ihracat hacminin 4 trilyonluk payı ile birinci sırada yer alan ABD’nin 3 trilyonu aşan rakamlarıyla Çin ile savaş halinde olduğunu ifade etti. Amacımız Ürünümüzün Satılması Sektörel alan çalışmalarının ihracat rakamlarına pozitif yansıdığını fındık örneğiyle anlatan EİB Genel Sekreteri İşbırakmaz, pazar araştırması ve fuarların ihracatçılar için olmazsa olmaz aksiyonlar olduğunu vurguladı. İşbırakmaz, “Güneydoğu’daki ihracatçı birliğimiz şu anda Rusya’da bulguru tanıtıyor. Örneğin, 30 yıl kadar önce fındığı Çin’de tanıttılar. Büyük bir fiyaskoydu bu. O zamanlar fındığın Çince karşılığı yoktu, fındık bilmiyorlardı. Çin’de 1,5 milyar kişi var düşünün. Daha sonralarda popüler hale gelmeye başlayan, yatırımlar yapılan pastanelerin yayılmasıyla tanıtım uzmanlarımız Çinli pasta ustalarını Türkiye’ye davet etmeye başladılar. Sonra Çin ile fındık ihracatımız fırladı. Pazar araştırmasının pastanelere çevrilmesi doğru bir tespit oldu. Bu bize iyi bir pazar araştırması olmadan ürünümüzün satamayacağının örneğidir. Günümüzde birliklerimiz bunu oldukça profesyonel ekiplerle hassasiyetle yapmaktadır. Öte yandan uluslararası fuarlar bizler için çok önemli. COVID döneminde sekteye uğrasa da şimdi tekrar gündemlerimizde en üst sıralardalar. Ürününüzü en iyi şekilde göstermek için alanının en gözde, en iyi fuarlarında boy göstermek hem sizi hem de milli katılımı destekler. Her yıl 12-13 fuara Türkiye adına katılım sağlamaktayız. Tüm organizasyonları üstlenerek firmalarımızı yurt dışına taşımaktayız. Gayemiz ürünümüz daha fazla satılması” dedi. EİB- İKÇÜ İş birliği Gençlerimiz İçin İşgücü piyasasının ihtiyaç duyduğu insan kaynağını yetiştirmek adına birlik olarak İKÇÜ ile başladıkları iş birliğinden oldukça memnuniyet duyduklarını sözlerine ekleyen EİB Genel Sekreteri Cumhur İşbırakmaz, “İlerleyen dönemde iş birliğimizi daha üst noktalara taşıyacağımızı ümit ediyoruz. Değerli dekanımızla görüşmemizle güzel bir başlangıç oldu. Derslerde de önemli katkılar sunacağız. Pratik anlamda öğrencilerimize tüm bilgi ve deneyimimizi anlatacağız, desteklemeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. -
14.10.2024
Öğrencilerden Erasmus’a Yoğun İlgi
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi, Dış İlişkiler Koordinatörlüğünce Erasmus Günleri (#ErasmusDays) çerçevesinde düzenlenen bilgilendirme toplantısı ile öğrencilere Erasmus+ Programı tüm ayrıntılarıyla aktarıldı. Koordinatörlük tarafından Hekim Hacı Paşa Konferans Salonunu dolduran öğrencilere, Erasmus+ öğrenim hareketliliği, staj hareketliliği, başvuru takvimi, anlaşmalı üniversiteler başlıklarında bilgi verildi. Programa, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şaban Doğan, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sevtap Ünal, Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hakkı Dereli, Dış İlişkiler Koordinatörü Prof. Dr. Ender Akan, Uluslararası Projeler ve Erasmus Kurum Koordinatörü Doç. Dr. Mehmet Emin Bakay, Yabancı Diller Yüksekokulu Müdürü Dr. Öğr. Üyesi İrfan Arık, Koordinatörlük sorumluları, akademik ve idari personel ile öğenciler katıldı. Öğrencilerin Erasmus Bilgilendirme Toplantısına yoğun katılımla ilgi göstermesinden memnuniyet duyduğunu paylaşan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu Erasmus’un, eğitim programlarının yapılandırılması, uluslararası bilgi ağlarının zenginleştirilmesi, bilimsel çalışmalarda uluslararası diyalojik iletişimlerin güçlendirilmesi gibi önemli fırsatlar sağladığını aktardı. Potansiyelimizi Daha da Zenginleştirme Hedefindeyiz Üniversite olarak uluslararası eğitim ve kültür alışverişinin tetiklenmesine imkân sağlayan tüm çalışmaları desteklediklerini kaydeden Prof. Dr. Bulduklu, “Türkiye Cumhuriyeti’nin bölgesel ve küresel konularda önemli bir aktör olmaya yönelik politikalarını destekleyen bir anlayışla çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Bilim diplomasisini, uluslararası alandaki ilişkilerimizi ve iş birliklerimizi güçlendirme yönünde adımlar atıyoruz. Öğrenci hareketliliğinin orta ve uzun vadede ekonomik, kültürel, sosyal ve diplomatik ilişkilerin gelişmesine somut katkılar sunduğu bilinmektedir. Biz de daha çok öğrenciyi programa kazandırma çabası içindeyiz. Bu anlamda her bir akademik birimde, bölümde Erasmus sorumlusu hocalarımız var. Akademik personelimizin ve öğrencilerimizin öğrenim hareketlilikleri vasıtasıyla uluslararası deneyimlerini arttırmak için potansiyelimizi daha da zenginleştirme hedefindeyiz” dedi. Erasmus Geri Dönüşleri Gurur Verici Erasmus ’un kültürel elçilik misyonunu da barındırdığına dikkat çeken Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bulduklu, bu anlamda giden öğrenciler için gelen geri dönüşlerin oldukça memnuniyet verici olduğunu aktardı. Prof. Dr. Bulduklu, “14-19 Ekim 2024 tarihlerinde tüm dünyada kutlanan Erasmus Günleri(#ErasmusDays) çerçevesinde, ülkemize gelenler de geldikleri ülkelerin kültürel aktarımına hizmet etmekteler. Geçenlerde İspanya'da Erasmus sorumlusu arkadaşımız aradı, çok teşekkür etti, gerçekten nitelikli, pozitif, iyi iletişim kuran bir öğrenci göndermişsiniz dedi. Bu geri dönüşleri almak gurur verici. Demek ki hem üniversitemizi hem de ülkemizi en güzel şekilde temsil ediyorsunuz. Aynı zamanda kültür elçisi olma işlevini de başarıyla yerine getirmiş oluyorsunuz. Bu anlamda bu sürece katkı veren tüm Erasmus Ofisi personeline ve uluslararası ilişkiler genel koordinatörlüğüne çok teşekkür ediyorum” diye konuştu. Öğrenci öğrenim staj hareketlilikleri, ESC programı tanıtımı ile öğrencilerin karşısına geçen Uluslararası Projeler ve Erasmus Kurum Koordinatörü Doç. Dr. Mehmet Emin Bakay da program ülkelerindeki yararlanıcıların, dünyanın herhangi bir yerindeki yükseköğretim kurumlarında eğitim alma veya ders verme fırsatına sahip olduklarını söyledi. Tüm Katılımcılarımıza Rehberlik Etmekteyiz Erasmus Programının yükseköğretim kurumlarının birbirleri ile iş birliği yapmalarını teşvik ettiğini ve sunulan hareketlilik olanağı ile katılımcıların değişik kültürleri tanıyıp, kendi kültürlerini de tanıtma fırsatı bulduklarını kaydeden Doç. Dr. Bakay, salonu dolduran öğrencilere; başvurular, izlenecek yollar, sınavlar, program öncesi ve sonrası yapılması gerekenler gibi tüm aşamalarda destek olduklarını vurguladı. Doç. Dr. Bakay, “Uluslararası Projeler ve Erasmus Kurum Koordinatörlüğü, Dış İlişkiler Koordinatörlüğü olarak tüm katılımcılarımıza rehberlik etmekteyiz. Öğrencilerimiz, akademik başarı puanı ve dil puanı ile oluşan Erasmus puanı ile kontenjanlar dâhilinde sıralamaya girerek; yurt dışında öğrenim görme ve staj yapma fırsatına sahip olabilmektedir. Uluslararası proje yazma, okuma, yürütme yetkinliklerinin arttırılmasını sağlayan bu değişimler ile personelimiz de yabancı dillerini geliştirip, kariyer planlamalarına mesleki deneyimler katabilir. Yükseköğretim kurumlarının birbirleri ile kurdukları güçlü network ağı çok önemli. Ulusal ve uluslararası düzeyde iș birliği ve deneyim paylaşımı faaliyetlerini destekleyen ofisimiz ile fakültelerimiz arasında köprü görevi üstlenen Erasmus birim koordinatörü hocalarımızın destekleri ile network ağımızı daha da genişleteceğimize inanıyoruz” dedi. Konuşmaların ardından yurt dışında eğitim alan, Sosyal Bilimler Enstitüsünden Burak Karabulut, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası Ticaret ve İşletmecilik Bölümünden Fatma Zehra Balcı, İşletme Bölümünden İhsan Ata Üzel, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümünden Mehmet Ali Kömürcü, Su Ürünleri Fakültesinden Selçuk Çelik, Diş Hekimliği Fakültesinden Selçuk Göse, deneyimlerini Erasmus’tan faydalanmak isteyen öğrencilerle paylaştı. -
08.10.2024
Tıp Fakültesinde Beyaz Önlük Töreni
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Tıp Fakültesi 2024-2025 Akademik Yılı “Beyaz Önlük Giydirme” töreni Dekan Prof. Dr. Fatih Esat Topal’ın ev sahipliğinde yapıldı. Prof.Dr. Fuat Sezgin Konferans Salonunda hekimliğe ilk adımı atan 235 tıp öğrencisinin heyecanına, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Buca Seyfi Demirsoy Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. M. Yekta Öncel, Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Agâh Tekindal, öğretim üyeleri, aileleri de ortak oldu. Törende, genç hekimlerin ve ailelerinin heyecanını paylaşmaktan mutluluk duyduğunu ifade eden Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, etkili iletişim tıbbın tam kalbinde yer aldığını vurguladı. 21’inci yüzyıl eğitim sistemlerinin sadece teknik becerileri değil, sosyal ve duygusal becerileri de gerektirdiğini kaydeden Prof. Dr. Bulduklu, “Elbette ki öznesi insan olan, hayati öneme sahip böylesine ulvi bir mesleği yapmak için önce adanmışlık gerekir. Mesleki becerilerinizin yanında iyi birer iletişimci de olmalısınız. Çünkü insanların en çaresiz oldukları anlarda hayatlarına dokunuyorsunuz. Vereceğiniz mesajlar çok önemli. Dünyaca ünlü cerrahımız Gazi Yaşargil ile bir röportaj yapmıştım. Başarıları ile ilgili sorumda bana, ‘Ben yurt dışına çıkarken bir risk aldım. Her ameliyatı kafamda bir gece önceden 10 defa yaparım. Riskli alanları öngörmeye çalışırım. İnsan bilinmeyenden korkar. Ne kadar çok bilinmeyenin farkında olursan o kadar başarılı olunacağını gördüm. Yaşım 97, hala okuyorum, inceliyorum, araştırıyorum, Hala insanlığa faydalı olacak neler yapabilirim diye düşünüyorum’ demişti. Bu tecrübeden yola çıkarak çok çalışmak, çok okumak ve risk almanın sizleri başarıya taşıyacağına olan inancımı ve başarılı bir hekimlik hayatı temennimi paylaşıyorum” dedi. Tescilli Tıp Eğitimi Açılışta konuşan Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fatih Esat Topal, İKÇÜ Tıp Fakültesi’nin eğitim kalitesini tescillediğini kaydederek; öğrencilerin ilk iki sınıfta Çiğli kampüste, 3’üncü sınıftan itibaren de İKÇÜ Atatürk EAH ve Sağlık Bakanlığı Tepecik EAH’ te klinik ve uygulamalı eğitimlerine devam ettiğini paylaştı. Prof. Dr. Topal, “Bu iki hastanemiz Sağlık Bakanlığına bağlı olarak çalışan, 1000 yatağın üzerindeki kapasiteleriyle hem İzmir’in hem de ülkemizin en büyük hastaneleri arasındadırlar. Referans hastane olarak geçen hastanelerimiz sadece İzmir değil, Ege Bölgesindeki hastalara en üst düzeyde ve kalitede hizmet vermektedir. Böylece öğrencilerimiz teorik ve uygulamalı klinik eğitimlerini yeterli ve nitelikli olarak almaktadırlar. Eğitim programlarımız da TEPDAD tarafından 2025 yılına kadar akredite edildi. Alınan belge ile Sağlık Bakanlığı hastaneleri ile afiliasyon yapılarak kurulan Tıp Fakülteleri içerisinde, akreditasyon belgesi alan ilk fakülteyiz” diye konuştu. İnsanlığa Verdiğimiz Bir Söz Var Hekimlik mesleğinin doğumdan ölüme uzanan süreçte hayatın her anında olduğunu aktaran Prof. Dr. Topal, beyaz önlüğün tüm insanlığa verilmiş bir sözü simgelediğini belirtti. Dekan Prof. Dr. Topal, “İKÇÜ’nün genç doktorları, sevgili meslektaşlarımız unutmayın ki annenize, babanıza, toplumunuza ve insanlığa sözünüz var. Beyaz önlüğünüzü giydiğiniz bu an, sizin için sadece bir başlangıçtır. Bu beyaz önlük, sadece bir meslek kıyafeti değil, aynı zamanda büyük bir sorumluluğun da simgesidir. Altı yıl süresince alacağınız eğitim, sadece bilimsel birikiminizi artırmakla kalmayacak, aynı zamanda insanlık, etik ve vicdan gibi temel değerlerinizi şekillendirecektir. Tıp, sadece hastalıkları tedavi etmek değil, aynı zamanda insanların yaşam kalitesini artırmak, acılarını hafifletmek ve onlara umut vermek anlamına gelir. Unutmayın ki insan hayatına dokunmak, her zaman büyük bir ayrıcalıktır. Sizlerin iyi hekim-iyi insan olacağınıza inancım tamdır. Bu aşamaya kadar fedakârca çalışmış, çabalamış olan sizlerin her türlü zorluğun üstesinden geleceğine hiç şüphem yoktur. Bu beyaz lekesiz önlüklerinizin değerini ve kıymetini iyi bilin. Tıpkı Hocalarınız gibi onur ve gururla üzerinizde taşıyın” dedi. Gazze’deki Meslektaşlarımızın Özverisi Hepimize Örnek Hekimlik mesleğini zor şartlar altında yapan meslektaşlarını unutmadıklarını ifade eden Prof. Dr. Topal, özellikle Gazze’de temel sağlık hizmetlerine erişimi imkânsız hale getiren İsrail'in hava ve kara operasyonlarının temel insan hakkı olan sağlık hizmetlerine erişime engel olduğunu vurguladı. Dekan Prof. Dr. Topal, “Bugün, hekimlik mesleğinin insanlığa olan katkısını konuşurken, maalesef dünya genelinde sağlık hizmetlerine erişim konusunda büyük engellerin bulunduğu bölgeleri de hatırlamamız gerekmektedir. Özellikle Gazze’de yaşananlar, bu sorunun en çarpıcı örneklerinden biridir. Bölgedeki tıp öğrencileri ve sağlık çalışanları, sağlık hizmetlerinin kısıtlandığı bir ortamda eğitimlerine devam etmeye çalışmaktadırlar. Sağlık hizmetlerine erişimin bir insan hakkı olduğu gerçeğiyle, Gazze gibi kuşatma altındaki bölgelerde, insani yardım ve sağlık hizmetlerinin ulaştırılması konusundaki çalışmaların desteklenmesi, hepimizin ortak sorumluluğudur. Bu mesleğe adım atarken, dünya genelindeki meslektaşlarımızın karşılaştığı bu zorluklara duyarsız kalmamamız gerektiğini bir kez daha hatırlatmak isterim. Gazze’de yaşayan meslektaşlarımızın içinde bulunduğu bu zorlu koşullara rağmen, sağlık hizmetlerine erişim sağlamak ve tıp eğitimi almak için gösterdikleri özveri hepimize örnek olmalıdır. Sizlerin de bu küresel sorunlara karşı duyarlı olacağınıza ve hekimlik mesleğinin getirdiği büyük sorumluluğu layıkıyla taşıyacağınıza inanıyorum” diye konuştu. Dekan Prof. Dr. Fatih Esad Topal ile hekimlik andını okuyan genç hekim adayları, gurur ve mutluluğu bir arada yaşadıkları tören ile hekimliğe ilk adım attı. -
08.10.2024
İKÇÜ’lü Öğrencilerden Aksa Tufanına Selam
7 Ekim Aksa Tufanının yıl dönümünde İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Genç Düşünce Topluluğuna mensup öğrenciler basın açıklaması yaptı. Filistin'deki zulmü bir kez daha kınayan öğrenciler, Aksa Tufanının birinci yıl dönümünde düzenledikleri basın açıklamasında, Filistin halkının yanında olduklarını yineledi. Türkiye ve Filistin bayraklarıyla Çiğli Ana Yerleşke İlahiyat Fakültesi önünde toplanan öğrenciler adına açıklamada bulunan Merve Tekin, masum insanların, özellikle çocukların ve savunmasız sivillerin hedef alındığı saldırıları kınadıklarını söyledi. İnsanlığa Yapılmış En Büyük İhanetlerden Biri Bu soykırım ve katliamların, sadece bir bölgeyi ya da halkı yok etme çabası değil, tüm insanlığa karşı işlenmiş bir suç olduğunu aktaran Tekin, “Hepimizin yüreği acı, öfke ve derin bir utançla dolu. Çünkü Aksa Tufanını bahane ederek Siyonist rejim tarafından gerçekleştirilen bu insanlık dışı saldırılar, sadece Filistin halkına değil, insanlığın ortak vicdanına yapılmış en büyük ihanetlerden biridir. Genç Düşünce Topluluğu olarak bu vahşet karşısında hissettiğimiz öfke ve nefreti dile getirmek bizim için bir görevdir. Siyonist rejim, yıllardır Filistin halkını baskı altında tutarak topraklarını işgal etmeye, haklarını çiğnemeye devam ediyor. Bugün Aksa Tufanını bahane ederek Gazze'de gerçekleştirdiği soykırım, gözlerimizin önünde sürüp giden bir trajedinin zirvesidir. Bu katliamlar, insanlık adına utanılacak boyutlara ulaşmıştır. Hepimiz bu adaletsizlik ve zulüm karşısında sessiz kalırsak, insanlık onurumuzu kaybetmiş oluruz. Zulmün karşısında susmak, ona ortak olmak demektir ve biz bu zulmü asla kabul etmiyoruz” dedi. Zulmün Olduğu Her Yerde Direniş de Vardır Öfkelerinin sadece İsrail’e değil bu zulme sessiz kalan tüm dünya halklarına olduğunu kaydeden Tekin, zulme uğrayan başta Filistin ve Doğu Türkistan halkları olmak üzere ezilen, horlanan, katledilen tüm Müslümanların yanında olduklarını söyledi. Siyonist işgale sessiz kalmayarak her daim Filistin halkının yanında olduklarını yineleyen Tekin, “Bizler, Gazze'de yapılan bu soykırımı kabul etmiyoruz, etmeyeceğiz. Vicdanı olan herkes, bu zulmü kınamalı ve adalet için sesini yükseltmelidir. Bugün burada, Filistin halkının yanında olduğumuzu ve bu soykırımın durması için elimizden geleni yapacağımızı ilan ediyoruz. Zulmün olduğu her yerde direniş de vardır. Biz, Genç Düşünce Topluluğu olarak bu direnişin bir parçası olmaktan onur duyuyoruz. Mescid-i Aksa ve Gazze’de yaşanan bu trajediler karşısında asla susmayacağız! Sesimizi duyurana ve bu katliamlar sona erene kadar mücadelemiz devam edecek. Çünkü biliyoruz ki adalet bir gün mutlaka kazanacak ve insanlık bu utancı üzerinden atacaktır” ifadelerini kullandı. Saygı duruşu, istiklal marşının okunması ve Kur'an-ı Kerim tilaveti ile devam eden basın açıklaması, topluluk mensubu Öznur Deniz’in ‘Kudüs ve Gazze’ şiirini seslendirmesiyle son buldu. -
01.10.2024
Rektör Köse İKÇÜ’nün ‘En Etkili’ Bilim İnsanlarını Kabul Etti
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse, Stanford Üniversitesince yayınlanan “Dünyanın En Etkili Bilim İnsanları” listesinde yer alan akademisyenleri kabul etti. Dünya genelinde 200 bini aşkın ismin değerlendirildiği, Elsevier B.V. desteği ile Scopus verileri kullanılarak oluşturulan listede, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümünden Prof. Dr. Buket Okutan Baba, Bilgisayar Mühendisliği Bölümünden Prof. Dr. Aytuğ Onan, “Kariyer Boyu Etki” kategorisinde; Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Bölümünden Prof. Dr. Gül Yılmaz Atay, Bilgisayar Mühendisliği Bölümünden Prof. Dr. Aytuğ Onan ile Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümünden Prof. Dr. Merih Palandöken “Yıllık Etki” kategorisinde yer aldı. Rektör Prof. Dr. Saffet Köse tarafından başarı belgesi takdim edilen İKÇÜ’nün başarılı akademisyenleri, çalışmalarının başarıyla tescillenmesinden duydukları memnuniyeti paylaştı. Mühendislik ve Mimarlık Fakültesinin oldukça güçlü ve donanımlı bir akademik kadroya sahip olduğunu aktaran başarılı akademisyenler, öğrencilere de akademik ve profesyonel gelişimlerini destekleyen bir eğitim imkânı sunulduğunu söyledi. Genç Nesillere İlham Kaynağı Olacak Yeni eğitim-öğretim yılına başarı haberi ile başlamanın gururunu yaşadığını kaydeden Rektör Prof. Dr. Köse de İKÇÜ’nün uluslararası akademik ölçütlerde başarıyla anılmasını sağlayan tüm akademisyenlere özverili çalışmaları için teşekkür etti. Prof. Dr. Köse, “Üniversitemizde görev yapan akademisyenlerimiz, disiplinlerindeki en güncel bilgi ve araştırmaları öğrencilere aktarırken uluslararası standartlardaki bilgi üretimini de bilimsel çalışmalarıyla desteklemektedirler. İKÇÜ’nün dünyada ve Türkiye'de daha üst sıralarda yer alması için çabalayan, her geçen yıl gelişen ve ilerleyen bir üniversite olarak öğrenci memnuniyetinde de üst sıralarda yer almamızda güç veren değerli çalışma arkadaşlarıma şükranlarımı sunuyorum. Bu listelerde yer alan akademisyenlerimizin sayısının artacağına olan inancımı yineleyerek genç nesillere ilham kaynağı olacak başarılarınız için sizleri yürekten kutluyorum ve çalışmalarınızın başarıyla devamını diliyorum" diye konuştu. Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Prof. Dr. Süleyman Akbulut, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Gökçen Bombar’ın da yer aldığı görüşmenin sonunda, Rektör Köse tarafından akademisyenlere başarı belgesi takdim edildi. -
01.10.2024
Yeni Öğrencilere ‘Hoş geldiniz’ Programı
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesine yeni kaydolan öğrencilerin üniversite hayatına uyum sağlama geçiş sürecine katkı sunması için düzenlenen ‘2024-2025 Akademik Yılı Oryantasyon Programı’ yeni eğitim yılının ilk gününde başladı. Sağlık, Kültür ve Daire Başkanlığı (SKS) tarafından planlanan üç günlük programın açılış gününe Rektör Prof. Dr. Saffet Köse konuk oldu. SKS bünyesinde faaliyet gösteren öğrenci topluluklarının Prof. Dr. Fuat Sezgin Konferans Salonu önündeki fuaye alanında kurdukları stantları ziyaret eden Rektör Prof. Dr. Saffet Köse’ye Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu ile SKS Daire Başkanı Öğr. Gör. Yeliz Doğru eşlik etti. Girişimcilikten, savunma sanayine, tiyatrodan, kariyere toplam 69 topluluğun yeni kayıt öğrencilere kendilerini tanıtma imkânı sağladığı organizasyonda, öğrencilerden yoğun ilgi gören Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, topluluk üyeleriyle tek tek sohbet ederek projeleri hakkında bilgi aldı. Size Her Yönden Destek Olacak Büyük Bir Ekip Var Öğrenci topluluklarının, gençlerin sosyalleşmesinde birey olarak sorumluluk alma, topluma faydalı olma gibi önemli katkıları olduğunu vurgulayan Rektör Prof. Dr. Köse, “İnsan yaşamındaki her değişiklik uyum sürecini beraberinde getirir. Yeni öğrencilerimiz de hiç şüphesiz bu uyum sürecinin içindeler. Bize düşen görev, bu süreci aşmalarında üstümüze düşen ne varsa sağlamaktır. Her yıl düzenlediğimiz oryantasyon günlerimiz de aslında bu amaca hizmet ediyor. Üniversite yaşamı, sınıfların, ders kitaplarının ötesinde bir deneyimdir. Gençlerimizin dilinden en iyi yine gençlerimiz anlar. Her yıl yeni öğrencilerimizle yenilenen topluluklarımız, öğrencilerimizin üniversiteli olmanın farkını yaşamalarını, üniversitenin akademik ve sosyal olanaklarını, kampüs yaşamını tanımalarını kolaylaştırmaktadır. Aynı ilgi alanlarını paylaştığınız kişilerle ortak faaliyetler de bulunmak veya farklı beceriler geliştirmeye yönelik adımlar atmak, uyum sürecini kolaylaştıracaktır. Pek tabi derslerinizi de ihmal etmeyerek İKÇÜ’de dört dörtlük bir üniversite hayatı geçirebilirsiniz. Unutmayın ki İKÇÜ’de size her yönden destek olacak büyük bir ekip var. Akademik ve idari personelimiz ile sizin bu yolculuğunuzda her daim yanınızdayız. Yaşamınızdaki bu yeni dönemin bundan sonraki hayatınıza ışık tutmasını diliyorum. Her birinize aramıza hoş geldiniz diyor, sağlık ve mutluluk içinde bir lisans hayatı diliyorum” dedi. Rektör Köse’nin ziyaretiyle başlayan oryantasyon günlerinde, sosyal, kültürel, sportif faaliyetleri tanıtan Sağlık Kültür Daire Başkanlığı, Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı, Kariyer Geliştirme Uygulama ve Araştırma Merkezi, Gençlik ve Spor Bakanlığı Genç Ofis, Vakıflar Bölge Müdürlüğü yetkililerinin yer aldığı stantlar ve düzenlenen etkinlikler ile UBYS’den, yemekhane hizmetlerine, spor tesislerine birçok faaliyet alanı hakkında bilgi verilecek. -
27.09.2024
Mehir Vakfından İKÇÜ’ye Ziyaret
Mehir Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Mustafa Özdemir, Cihannüma Konya İl Temsilcisi Av. Ömer Faruk Seleş, İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse’yi ziyaret etti. Başlayacak yeni eğitim-öğretim döneminde başarılar dileyen Başkan Özdemir, İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi ile her konuda yakın iş birliği içinde olduklarını ifade etti. Geçmişten bu yana vakfın önemli projelerine Rektör Köse'nin kıymetli katkılar sunduğunu söyleyen Başkan Özdemir, özellikle aile konusunda yaptıkları çalışmalarla topluma değer kattıklarının altını çizdi. Ziyaretten duyduğu memnuniyeti paylaşan Rektör Prof. Dr. Köse ise vakıflarla yakın iş birliği çalışmalarına devam ettiklerini belirterek, nazik ziyaretleri için misafirlerine teşekkür etti. -
27.09.2024
Rektör Köse Gazileri Ağırladı
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesinin (İKÇÜ) Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse, üniversite bünyesinde idari birimlerde görev yapan gazileri makamında ağırladı. Gaziler Günü ve Gaziler Haftası vesilesiyle geleneksel olarak her yıl gerçekleşen buluşmada duygularını ifade eden Rektör Prof. Dr. Köse, özverili çalışmalarıyla İKÇÜ’ye çok değerli katkılarda bulunan gazi personele teşekkür etti. İKÇÜ’nün kahraman gazileri ise Rektör Prof. Dr. Köse’nin nazik kabulünden mutluluk duyduklarını belirterek kendilerine verdiği destekler için memnuniyetlerini ifade etti. Çok Şey Borçluyuz Çalışmalarıyla İKÇÜ’nün gelişimine güç katan gazilerin ulaşabilecek en değerli mertebeyi ulaştıklarını ve bu unvanı onurla taşıdıklarını ifade eden Rektör Prof. Dr. Köse, “Cennet vatanımızda huzurlu ve barış içerisinde yaşıyorsak bunu haklarını hiçbir zaman ödeyemeyeceğimiz aziz şehitlerimizle birlikte bu uğurda gazi olan kahramanlarımıza borçluyuz” dedi. Dünyanın Vicdana İhtiyacı Var Canı her şeyden değerli gören İslam dininde savaşın bile adalet kavramıyla ilişkilendirildiğini aktaran Rektör Prof. Dr. Köse, şehitlik ve gazilik kavramlarının kutsallığı ile ilgili teolojik değerlendirmelerde bulundu. Prof. Dr. Köse, “ Barış, sevgi ve rahmet peygamberi olan Hz. Muhammed (sav) hiçbir zaman savaşa ilk başlayan olmamıştır. Meşru müdafaa, barış anlaşmalarının bozulması, elçilerin öldürülmesi, düşmanla iş birliği ve zulme uğrayan insanlara yardım etme gibi beş sebep söz konusuysa savaşa girilirdi. Peygamber efendimiz tarafından tüm ordu komutanlarına, kadınların, çocukların, yaşlıların, din adamlarının öldürülmemesi, mabetlere, doğaya, ağaca dokunulmaması emrolunmuştur. İnsanın ölüsüne işkence yapılamaz. Medeniyetimizde can taşıyan insansa din ayrımı yapılmaz, can taşıyorsa hayvan-insan ayrımı da yapılmaz. Bugün dünyanın bu vicdana ihtiyacı var. Vicdanların artık sustuğu dünyamızda İsrail’in yürüttüğü sistematik soykırımın karşısında durmak, insan olmanın bir gereğidir” dedi. -
21.09.2024
Oryantalist Düşünce Bağlamında Batı Politikaları Tartışılıyor
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) ile Cihannüma Dayanışma ve İşbirliği Derneği tarafından düzenlenen “Oryantalist Düşünce Bağlamında Batının İslam Dünyasına Yönelik Projeleri” çalıştayı, Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Faruk Yelkenci’nin açılış konferansı ile başladı. Ekonomi, eğitim, sosyoloji, ilahiyat ve siyaset bilimi alanlarında disiplinler arası oturumların yapılacağı çalıştay için Türkiye’deki çeşitli üniversitelerden bilim insanları İKÇÜ’de bir araya geldi. İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse’nin ev sahipliğinde düzenlenen açılış programını, İzmir Valisi Dr. Süleyman Elban, Karabük Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Kırışık, YÖKAK Üst Kurul Üyesi Prof. Dr. Vatan Karakaya, İl Müftüsü Sinan Kazancı, İl Millî Eğitim Müdürü Dr. Ömer Yahşi, Cihannüma Dayanışma ve İşbirliği Derneği Genel Başkan Yardımcısı Av. Cavit Tatlı, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Prof. Dr. Süleyman Akbulut, dekanlar ile çok sayıda akademik ve idari personel takip etti. Çalıştay Çıkarımları Çok Önemli İzmir Valisi Dr. Süleyman Elban, bugün coğrafyamızda cereyan eden tüm olayların arkasında görülmeyen, derinlemesine çalışmaları, beş farklı oturumda ele alması açısından çalıştaydan çıkacak sonuçların oldukça önemli olacağına işaret etti. Vali Elban, “Gerçek anlamda İslam dünyasında bugün cereyan eden ekonomik, idari konular ile gıdadan beslenmeye tüm hususlar, yaşanılan birçok sorun, farklı oturumlarla bilimsel olarak ortaya konulacak. Bunların hepsinin arkasında çok farklı faktörler var ve bizlere yönelik tespitler derinlemesine çalışmalarla burada ortaya konulacaktır. Çalıştaydan ortaya çıkacak sonuçlar kişi ve kurumların istifadesine sunulacak. Çok boyutlu olarak konunun değerlendirilecek olması ve akademik olarak getirilecek önerilerin yol gösterici olmasını diliyorum. Çalıştayı düzenleyen İKÇÜ’ye, Cihannüma Dayanışma ve İşbirliği Derneğine, emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyor, işin doğrusunu kavrayıp şuurlanmamıza vesile olmasını temenni ediyorum” dedi. Oryantalizm Yapılandırılmış Sömürü Yöntemidir Çalıştayın açılış konferansında, ‘Oryantalizm’ kavramı üzerinden tespitler yapan Milli Eğitim Bakanlığı Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Faruk Yelkenci, oryantalizmin aslında bir sömürme stratejisi olduğunu söyledi. Yelkenci, “Oryantalizm, Batının Doğuyu anlama, anlamlandırma çabası değil, asında onların istediklerini bizim görmemizi sağlayacak yapılandırılmış bir yöntemdir. Bu yöntem, Doğu kendini nasıl görmeli ki biz bu sömürüyü en sorunsuz şekilde yürütelimdir. Edward Said’e göre, bu düşünme biçimi üzerinden kodlanan Doğuyu önce kendi bilim insanına anlatır, daha sonra o Batılı akademisyen bize anlatır. İki yüzyıldır bunu bu şekilde yürütmektedirler” şeklinde konuştu. Kurtulmak Nesiller Alır Batının oluşturduğu imge üzerinden uygulanan yaklaşımda, uyanık olunması gereken ilk eşiğin kavramsızlaştırma ve ardından kendi kavramlarını öne sürdükleri süreç olduğunu kaydeden Yelkenci, bu şekilde istedikleri kavramların içlerini doldurarak istedikleri şekilde empoze ettiklerini aktardı. Bakan Yardımcısı Yelkenci, “Doğulu toplumlara önce kendi değerlerini boşalttırır, buna karşı duyarsızlaştırır ve kanıksatırlar. Daha sonra Nurettin Topçu’nun ifadesiyle uyum ve sıradanlaştırmayı kullanırlar. Sonra sıradanlaştırma eylemsizleştirme ile toplumlar kavramlarından mahrum bırakılır. İkinci aşamada kendi kavram ve değerlerini dayatırlar. Öncelikle topluma ihtiyaç hissettirir. Daha sonra cazip gösterir ve vazgeçilmez hale getirirler ve son olarak da yaşam tarzına dönüştürürler. Bu aşamaya gelindiyse artık bundan kurtulmak için nesilleri alacak bir sürece girmiş oluruz” diye konuştu. Önce Yeni Bir Kimlik İnşa Ederler Batının, Doğuyu sömürgesi haline getirmesinin koşulunun toplumu yeniden inşa etmesinden geçtiğini aktaran Bakan Yardımcısı Yelkenci, oluşturdukları Doğuyu tekrar yapılandırarak tüm zenginliklerini istila etmeyi amaçladıklarını söyledi. Yelkenci, “ Asya, Avrupa’ya uzaktır. İslam dünyası ise hasımlarıdır. Ama aslolan Doğunun zenginliklerini kullanmaksa, sömürgecilikse, oryantalizm de bir stratejiyse, doğunun istilası, yeniden inşa edilmesi ve yeniden yaratılan şeyin doğuya tekrar öğretilmesi gerekir. Bunun için Batı kendi içinde yaptığı tartışmaları ve ortaya koydukları eleştirileri sanki bize ait sorunlarmış gibi empoze eder. Önce bir kimlik inşa eder. Doğuyu daha iyi çözümlemeleri, daha iyi veri sağlamaları için" ifadelerini kullandı. Medya ile Emellerine Daha Kolay Ulaşıyorlar Batının İslam’a ve Müslümanlara olan antipatik bakışının, İslam’ın doğuşu ile birlikte başladığını ve Batı dünyasının İslam’ı bir tehdit olarak gördüğünü vurgulayan Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, Batının kimlik göstergelerini öteki olarak tanımladığı Müslümanlar üzerinden kurguladığını, bu yaklaşımın ise zamanla, propaganda yoluyla, bir ideoloji olarak zihinlere yerleştirildiğini belirtti. Batının, Batı dışı toplumların da kendi yolundan gitmesi gerektiği fikrini modernleşme, demokrasi, kapitalizm ve aydınlanma gibi kavramlar üzerinden benimsettiğini kaydeden Rektör Prof. Dr. Köse, seküler yaşam tarzı ile zihinlere özgürlük algısı empoze eden Batının tuzağına, farkında olarak ya da olmadan Müslümanların da düştüklerini dile getirdi Prof. Dr. Köse, Batının emperyalist emellerine günümüzde medya aracılığıyla daha kolay ulaşabildiğini, 11 Eylül gibi senaryoları hayata geçirerek Müslümanları “terörist” olarak gösterdiklerini ve İslamofobi’yi sistemli olarak körüklediklerini söyledi. Uyanışın Mücadelesini Vermeye Devam Edeceğiz Teknoloji ile emperyalizm ilişkisine de değinen Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, gelişen her teknolojinin dezavantajlılık makasını Doğunun aleyhine genişlettiğini vurgulayarak, teknolojinin ve savunma sistemlerinin geliştirilmesinin ve sosyal bilimlerin sömürü düzeninin aracı olmaktan çıkarılmasının gerekliliklerinden bahsetti. Prof. Dr. Köse, “Teknolojiyi ve savunma sistemlerini geliştirmedikçe, sosyal bilimleri sömürü düzeninin araçları olmaktan çıkarmadıkça hep birlikte yakın zamanda tecrübe ettiğimiz post modern tehditlerle yaşamak zorunda kalmaya devam edeceğiz. Bu çerçevede isterlerse uçakları kaldırmadıklarını, silahları dilediklerinde kilitlediklerini ve hatta parayla sattıkları başka işlevi olan iletişim araçlarını bize karşı silah olarak kullandıklarını acı biçimde deneyimledik ve deneyimleyeceğiz. Doğu olarak temel sorunumuzun özgüven eksikliği ve oryantalist projelerin farkına varamayışımız olduğunu ifade etmek isterim. Müslüman kimliğini özüne uygun biçimde kabul etmedikçe ve inanç değerlerimize içeriden bir bakış ile yaklaşmadıkça gönüllü olarak hep kaybeden tarafta yer alacağımızın altını çizmek isterim. İşte bu ve benzeri sorunlarımızın ele alınacağı çalıştayımızın hayırlara vesile olmasını temenni ediyor, başta Sayın Bakan Yardımcımız Sayın Dr. Ömer Yelkenci ve Sayın Valimiz Dr. Süleyman Elban olmak üzere katılımlarınız için her birinize ayrı ayrı en kalbi şükranlarımı sunuyorum. Biz bıkmayacağız, usanmayacağız ve uyanışın mücadelesini vermeye devam edeceğiz” dedi. Doğuyu Şekillendirme Stratejisi: Oryantalizm Cihannüma Dayanışma ve İşbirliği Derneği Genel Başkan Yardımcısı Av. Cavit Tatlı, derneklerinin var olan birikimini tüm insanlığın hayrına olacak şekilde üretime dönüşmesi için çalıştığını, “Oryantalist Düşünce Bağlamında Batının İslam Dünyasına Yönelik Projeleri” çalıştayını da İKÇÜ ile birlikte bu amaca hizmet etmek için düzenlediklerini belirtti. Batı ile İslam dünyası arasındaki ekonomik, siyasi ve kültürel etkileşimlerle şekillenen ilişkilerin arka planında, düşünsel çerçevesi yüzyıllar öncesine dayanan “Oryantalizm” anlayışının bulunduğunu kaydeden Tatlı, bu yaklaşımın sadece Doğu toplumlarını Batılı bir bakış açısıyla anlamak ve yorumlamak manasına gelmediğini; aynı zamanda Doğuyu şekillendirme ve kontrol altına alma stratejilerinin de bir parçası olduğunu dile getirdi. Av. Tatlı, “Günümüzde, Batının İslam dünyasına yönelik projelerini anlayabilmek için, önce “Oryantalizmi” kavramak gerekir. Tarih boyunca farklı dönemlerde, bu düşüncenin uzantısı olarak ortaya çıkan ve bazen doğrudan müdahale şeklinde, bazen de dolaylı kültürel ve ideolojik araçlarla uygulanan projelerin, günümüzde nasıl gerçekleştiğini ve İslam dünyası üzerinde ne gibi etkiler yarattığını anlamak zorundayız. Çalıştayımızın ana hedeflerinden biri de budur” ifadelerini kullandı. Açılış konuşmalarının ardından Rektör Prof.Dr. Köse, Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Faruk Yelkenci’ye hediye takdiminde bulundu. Çalıştay programında, eşzamanlı olarak yapılacak oturumlara geçildi.
Toplam 358
Okunma Sayısına Göre Haberler :::
-
120 kez okundu
Orman Fakültesinde Mezunlar Kep Attı
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Orman Fakültesi, Orman Endüstrisi Mühendisliği Bölümünde dördüncü, Orman Mühendisliği Bölümünde ise ikinci dönem mezunlarını uğurladı. İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Orman Fakültesini başarıyla tamamlayan öğrenciler mezun olma heyecanını aileleri ile paylaştı. Ege Bölgesi’nin ilk ve tek Orman Fakültesi olma özelliğini taşıyan İKÇÜ Orman Fakültesi’ni başarıyla tamamlayan öğrenciler için Prof. Dr. Fuat Sezgin Konferans Salonunda düzenlenen mezuniyet törenine İKÇÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Süleyman Akbulut, Orman Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Derya Eşen, İzmir Orman Bölge Müdürü Mahmut Yılmaz, Orman Mühendisleri Odası Genel Başkanı Hasan Türkyılmaz, 2. Başkan Mustafa Kara, Orman Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Zülal Totan, Türkiye Ormancılar Derneği Temsilcileri Ahmet Kenan Öztan ve Aysun Karaca, Dekanlar, Dekan Yardımcıları, Bölüm Başkanları, akademik ve idari personel ile öğrenci aileleri katıldı. Orman Fakültesi öğretim elemanlarından Doç. Dr. Merve Engin Demirok’un kemanda, Arş. Gör. Dr. Ayberk Aydoğmuş’un ise piyanoda yer aldığı müzik dinletisi ile başlayan program açılış konuşmaları ile devam etti. İKÇÜ, Araştırma Üniversitesi Olma Yolunda Törende konuklara seslenen Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Süleyman Akbulut, 2010 yılında kurulan İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi’nin 14 fakülte, 3 enstitü, 1 yüksekokul 2 meslek yüksekokulu, 28 uygulama ve araştırma merkezi, 1151 akademik, 599 idari personel ve 19000 in üzerinde öğrencisi ile “Araştırma Üniversitesi” olma yolunda emin adımlarla ilerlediğini vurguladı. Genç bir üniversite olan İKÇÜ’nün kısa zamanda başarılarıyla adından söz ettiren bir konuma geldiğinin altını çizen Prof. Dr. Akbulut, Ege Bölgesinin ilk ve tek Orman Fakültesi olma özelliğini taşıyan İKÇÜ Orman Fakültesi’nin ise tercihlerde her daim üst sıralarda yer aldığını belirtti. Ormanların, yaşamın sürdürülebilirliği açısından vazgeçilmez bir öneme sahip olduğunu dile getiren Prof. Dr. Akbulut, ormancılığın ise doğanın sürdürülebilirliğini sağlama, ekosistemleri koruma ve gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakma görevini üstlenmiş kutsal bir meslek olduğunu kaydetti. Prof. Dr. Akbulut, “Yapacağımız her faaliyetin sadece kendi geleceğimize değil, aynı zamanda insanlığın geleceğine de etki edeceğinin farkındayız. Bu nedenle, ormancılar olarak ormanların korunması ve sürdürülebilir şekilde yönetilmesi, iklim değişikliğiyle mücadele, biyolojik çeşitliliğin korunması ve su kaynaklarının yönetimi gibi küresel çapta büyük etkileri olan konularda büyük sorumluluklar üstlenmiş bulunmaktayız. Bu sorumlulukları cansiperane bir mücadele ile başarılı bir şekilde yerine getiriyor ve getirmeye devam edeceğimize yürekten inanıyorum” dedi. Uzmanlığınıza ve Birikiminize İhtiyaç Duyuluyor Genç bir üniversite olmasına rağmen başarılı işlere imza atmaya devam eden İKÇÜ’nün, farklı olduğunu her fırsatta gösterdiğini ifade eden Prof. Dr. Akbulut, bu başarılara katkıda bulunan, mezunların donanımlı ve yetkin bir şekilde yetişmesi için özveri ile çalışan Orman Fakültesi akademik ve idari personeline teşekkür etti. Öğrenci ailelerine de teşekkür eden Prof. Dr. Akbulut, “Evlatlarınızın bu önemli yolculuğunda onlara verdiğiniz destek, gösterdiğiniz sabır ve fedakârlıklar için sizlere minnettarız. Onların bugünlere gelmesinde sizlerin emeği ve sevgisi büyük bir rol oynamıştır” dedi. Yeni bir döneme adım atan mezunlara mesleğin kıymetini bilmelerini tavsiye eden Prof. Dr. Akbulut, “Ormancılık mesleği, günümüz dünyasında hiç olmadığı kadar kritik bir öneme sahip. İklim değişikliği, çevresel tahribat ve sürdürülebilirlik gibi konular, sizlerin uzmanlığına ve bilgi birikimine her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyuyor. Ancak, yaşadığımız çağda her şey çok hızlı değişiyor ve yenileniyor. O nedenle, bilim ve teknolojideki güncel gelişmeleri yakından takip ederek yeni bilgi ve yetenekler kazanmaya ve kendinizi geliştirmeye mutlaka devam edin. Zamanınızı çok iyi değerlendirin ve kişisel disiplin sahibi olun. Sevgili mezunlar, dürüst, ülkesini seven, kendine inanan ve güvenen meslek sahibi gençler olarak kendiniz, aileniz ve ülkeniz için çok önemli işler yapabilecek kapasiteye sahip olduğunuzu asla unutmayınız. Hepinize ömür boyu sağlık, mutluluk ve başarılar diliyorum. Yolunuz ve bahtınız açık olsun” ifadelerini kullandı. Teknik Bilgiyi Bu Toprakların Bilgeliği ile Harmanlayın İklim değişikliğinin etkilerinin derinden hissedildiği, orman yangınları gibi doğal afetlerle mücadele edilen, aynı zamanda yeşil ekonominin ve sürdürülebilirliğin her zamankinden daha fazla önem kazandığı bir dönemde, Türkiye'nin orman ve tarım sektörünün, son çeyreklerde gösterdiği büyüme performansıyla ülke ekonomisine önemli katkılar sunduğunu belirten Dekan Prof. Dr. Derya Eşen, bu başarıda nitelikli beyinlerin rolünün yadsınamayacağını vurguladı. Mezunlardan, İKÇÜ Orman Fakültesinde aldıkları kaliteli eğitim sonucunda edindikleri teknik bilgiyi, bu toprakların bilgeliği ve doğa sevgisiyle harmanlamalarını beklediklerini belirten Prof. Dr. Eşen, görevleri ne olursa olsun onlara bir ağacın sabrını, bir ormanın bütünlüğünü ve toprağın cömertliğini ilke edinmelerini tavsiye etti. Prof. Dr. Eşen, “Sizleri ilk gün fakültemizin kapısından giren ürkek ama bir o kadar da meraklı fidanlara benzetiyorum. Burada geçirdiğiniz yıllar boyunca, hocalarınızın ilmi ve tecrübeleriyle sulandınız, köklerinizi bilgeliğin derinliklerine saldınız. Tıpkı bir orman ekosistemi gibi, birbirinizle dayanışma içinde oldunuz, rekabet ederken bile birbirinizi desteklediniz. Bugün ise, her biriniz dimdik ayakta duran, dallarını geleceğe umutla uzatan genç birer ağaç olarak karşımızdasınız. Bu topraklara ve bu millete hizmet etmeye hazırsınız” dedi. Mezunların başarısında büyük payı olan mezun ailelerini tebrik ederek sözlerine devam eden Dekan Prof. Dr. Eşen, öğrencileri bilgi ve deneyimle donatan Orman Fakültesi öğretim üyelerine de emekleri için teşekkür etti. Önemli Bir Sorumluluk Yüklendiğimizin Bilincindeyiz. Orman Fakültesi’ni birincilikle bitiren Orman Mühendisliği Bölümü mezunu Eyüp Sevinç, “Almış olduğumuz akademik ve teknik eğitimin ülkemizin orman varlığını koruma, geliştirme ve sürdürülebilir bir şekilde yönetme yolunda bize önemli bir sorumluluk yüklediğinin bilincindeyiz. Bu süreçte başta Rektörümüz Prof. Dr. Saffet Köse, Dekanımız Prof. Dr. Derya Eşen ve Orman Mühendisliği Bölüm Başkanımıza, bizlere bilgi ve deneyimleriyle rehberlik eden tüm fakülte akademik personeline ve idari kadrosuna teşekkür ediyorum. Meslek hayatımız boyunca bilimin, hukukun ve meslek etiğinin ışığında görev yapacağımızı ifade ederek tüm katılımcılara saygılarımı sunuyorum” dedi. Orman Mühendisleri Odası Genel Başkanı Hasan Türkyılmaz, törende yapmış olduğu konuşmada, mezunları ve ailelerini tebrik ederek, mezunlara odaya kayıt olmalarını tavsiye etti. Zamanı iyi yönetmenin öneminden söz eden Türkyılmaz, ormancılık sektörüne ve topluma katkı sunacak İKÇÜ’nün nitelikli mezunlarının, faydalı çalışmalara öncülük edeceklerine inandığını belirtti. Türkiye Ormancılar Derneği İzmir Temsilcisi Ahmet Kenan Öztan, 1924 yılında kurulan derneğin Türkiye ormancılarına büyük destekler sağlayan bir kurum olduğunu söyledi. Mezunları tebrik eden Öztan, onlara eğitimini aldıkları mesleği en iyi şekilde yapmalarını tavsiye etti. Mezuniyet töreni, açılış konuşmalarının ardından, dereceye giren öğrencilere plaket ve belge takdimi, mezun öğrenciler anısına fakülte kütüğüne plaket çakılması ve diplomaların takdiminden sonra kep atma töreni ile son buldu. -
113 kez okundu
Bilişimin Öncüsü AdresGezgini ile Güç Birliği Yapıldı
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) AdresGezgini A.Ş. arasında üniversite-sanayi iş birliği için imzalar atıldı. Üniversite ve sanayi iş birliğinin geliştirilmesini amaçlayan protokol, İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse ile AdresGezgini A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Bora Mocan arasında imzalandı. İmza töreninde Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Süleyman Akbulut, İKÇÜ Yapay Zekâ ve Veri Bilimi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ayşegül Alaybeyoğlu, Proje Genel Koordinatörü Doç. Dr. Levent Aydın da hazır bulundu. Protokol kapsamında; Türkiye`nin önde gelen bilişim firmalarından olan AdresGezgini ile İKÇÜ arasında Ar-Ge projeleri yapma konusunda ortak çalışmalar yapılacak, öğrenciler görmüş oldukları teorik öğretimi şirket bünyesinde faaliyet gösteren firmalarda uygulamalı olarak deneyimleme imkânı sağlanabilecek. Yüzde Yüz Yerli Kazanım Protokolden duyduğu memnuniyeti paylaşan Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, akademi ve sektördeki lider kuruluşları bir araya getiren bu gibi protokollerin yerlileşme çalışmalarına, teknolojik atılımlara, yatırımlara, sanayileşme stratejilerine ve sektöre yön vermesi açısından oldukça önemli olduğunu aktardı. Rektör Prof. Dr. Köse, “Günümüzde, yapay zekâ sistemlerinin yaygınlaşması, web tabanlı eğitim ve öğretimin yükselişi, büyük veri çözümlemelerindeki gelişmeler ile dijital devrimi yaşamaktayız. Sektörel birlikteliklerin güçlendirilmesi bir yandan topluma ve iş gücünü piyasasına hizmet ederken bir yandan da çok değerli bilimsel çıktıları ile akademi dünyasına katkı sunmaktadır. İKÇÜ olarak bu bilinçle sektörle kurduğumuz sağlam temellerimizi öğrencilerimizin istihdam sürecine yansıtmak için yoğun çaba sarf etmekteyiz. AdresGezgini de İKÇÜ Yapay Zekâ ve Veri Bilimi Uygulama ve Araştırma Merkezinin kuruluşundan bu yana oldukça değerli katkılar sağlayan alanında öncü yerli bir başarı hikayesinin temsilcisi bir firma. Ben bu protokol ile beraber çok güzel şeylerin ortaya çıkacağını düşünüyorum. İki kurum arasında kurulan bu önemli paydaşlığa katkı sunan herkese şükranlarımı iletiyorum” dedi. Genç Beyinlerimizin Her Zaman Yanında Olduk AdresGezgini A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Bora Mocan da son 4 yıldır bilişim alanında İzmir’de vergi rekortmeni ödülü alarak başarılarını tescilleyen bir firma olarak İKÇÜ ile gençlere katkı verecek bir protokole imza atmaktan duyduğu memnuniyeti paylaştı. İKÇÜ Bilgisayar Mühendisliği ve Yapay Zekâ ve Veri Bilimi Uygulama ve Araştırma Merkezi danışma kurullarına katkı sunmaktan oldukça mutlu olduğunu da kaydeden Başkan Dr. Bora Mocan, “Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından Ar-Ge merkezi olarak tescil edilen, İzmir Folkart Towers, İstanbul Levent ve Almanya Düsseldorf'ta hizmet veren ofislerimizde, bugüne kadar 20 bini aşkın işletmeye, dijital pazarlama çözümleri ve web tabanlı yazılım geliştirme projeleri ile destek verdik. Bu alanda yetişecek genç beyinlerimizin her zaman yanında olduk ve olmaya devam edeceğiz. Öğrencilerimize sektöre özgü bilgi ve deneyim edinme fırsatı sunacak, değerli akademisyenlerimizle işletmecilik ve mühendislik alanlarında Ar-Ge ve yenilik kaynaklı ekonomik kazanımların arttırılması için ortak projeler gerçekleştirmeye olanak sağlayacak bu protokole imza atmaktan oldukça mutluyuz. Atılan bu adımın hem ilimize hem bölgemize hem de ülkemize hayırlı olmasını diliyorum” şeklinde konuştu. -
105 kez okundu
Hemşireliğe Önem Vermek Ekonomileri Güçlendirir
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümünce düzenlenen, Hemşirelik Haftası Kutlama Programı yoğun bir katılımla yapıldı. İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümünce Uluslararası Hemşireler Konseyinin (ICN) belirlediği bu yılki “Hemşirelerimiz Geleceğimiz: Hemşireliğe Önem Vermek Ekonomileri Güçlendirir” teması ile düzenlenen programı, Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Derya Özer Kaya, Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hakkı Dereli, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Gökçen Bombar, İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Dirik, Dekan Yardımcıları Doç. Dr. Ayşe Akbıyık ve Doç. Dr. Sevtap Günay Uçurum, Hemşirelik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hatice Yıldırım Sarı, Hemşirelik Eğitim Programları Değerlendirme ve Akreditasyon Derneği (HEPDAK) Başkanı Prof. Dr. Dilek Özmen, HEPDAK Akreditasyon Kurulu Başkanı Prof. Dr. Gülseren Kocaman, Dr. Behçet Uz Çocuk Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Sağlık Bakım Hizmetleri Müdürü Emine Altıparmak, akademisyenler ve çok sayıda öğrenci takip etti. Programın başında HEPDAK Başkanı Prof. Dr. Dilek Özmen ile HEPDAK Akreditasyon Kurulu Başkanı Prof. Dr. Gülseren Kocaman tarafından ara değerlendirme sürecini başarıyla geçerek 2028 yılına kadar akreditasyonun yenilenmesi nedeniyle Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, Dekan Prof. Dr. Derya Özer Kaya ve Hemşirelik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hatice Yıldırım Sarı’ya belge takdimi yapıldı. Ulusal ve Uluslararası Bir Saygınlık Belgesi Programın açılış konuşmasında 2023 yılında akredite olan İKÇÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü’nün, HEPDAK tarafından ara değerlendirme sürecini başarıyla tamamlamasına değinen Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, “Bu akreditasyon, hem öğrencilerimize sunduğumuz kaliteli eğitimin hem de öğretim elemanlarımızın alanındaki uzmanlıklarının ulusal düzeyde tanındığının bir göstergesidir. Bu da İKÇÜ’nün ilk kurulan fakültelerden olan Sağlık Bilimleri Fakültesi’nin kuruluşundan bu yana gösterdiği ivmenin çok güzel bir göstergesidir” dedi. Halkın En Güvendiği Sağlık Çalışanları Hemşirelerin küresel olarak insanların sağlığına çok değerli katkılarda bulunduğunu, desteklenen ve güçlendirilmiş bir hemşirelik iş gücünün ise sağlık çıktılarını iyileştirmek için etkili bir çözüm olduğunu vurguladı. Ulusal ve küresel sağlık hedeflerine ulaşmak ve herkesin her yerde ihtiyaç duyduğu sağlık hizmetini alabilmesi için hemşirelik mesleğinin önemine dikkat çeken Rektör Prof. Dr. Köse, sağlık hizmetleri ortamlarının her yelpazesinde çeşitli rolleri ve uzmanlıkları yerine getiren hemşirelerin öneminin pandemi sürecinde ve deprem felaketinde daha iyi anlaşıldığını kaydetti. İyi eğitim almış, nitelikli ve deneyimli hemşireler olmadan, ülkelerin salgınlara, afetlere karşı olan savaşı kazanamayacağını belirten Prof. Dr. Köse, yapılan anketlerde, hemşirelerin halkın en güvendiği sağlık çalışanları listesinin başında yer aldığını, hemşirelere duyulan bu üst düzey güvenin ise, diğer tüm meslek gruplarının imrendiği muazzam bir kaynak olduğunu dile getirdi. Gösterdikleri büyük özveri ve sundukları bakım hizmeti ile yaşamlara dokunan, yaratılmışların en şereflisi olan insana hizmeti şiar edinmiş tüm hemşirelere şükranlarını sunan Prof. Dr. Köse, “Deprem ve pandemide hayatını kaybeden hemşirelerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Nitelikli hemşireler yetiştirilmesinde rol alan akademisyenlerimizin, hemşire adayı öğrencilerimizin Hemşirelik Haftası kutlu olsun” diyerek konuşmasını noktaladı. Akreditasyon, Eğitimin Kalitesinin Bir Göstergesi Uluslararası Hemşireler Konseyi tarafından belirlenen “Hemşirelerimiz. Geleceğimiz. Bakımın Ekonomik Gücü” temasının, hemşireliğin küresel düzeydeki etkilerini görünür kıldığını ifade eden Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Derya Özer Kaya, bu tema ile hemşirelik mesleğinin sadece sağlık hizmetleri içindeki değil, toplumsal ve ekonomik sistemler içerisindeki merkezi rolüne dikkat çekildiğini vurguladı. Dekan Prof. Dr. Kaya, “Bugün artık biliyoruz ki kaliteli hemşirelik hizmetleri yalnızca bireylerin sağlığını değil, toplumların refahını, iş gücü verimliliğini, sağlık sistemlerinin sürdürülebilirliğini doğrudan etkileyen önemli bir güçtür. Bu nedenle hemşireliği yalnızca bir meslek değil, aynı zamanda ekonomik bir değer, sosyal bir kalkınma aracı olarak da değerlendirmemiz gerektiği aşikar. Fakültemizin en güçlü bölümlerinden biri olan Hemşirelik Bölümü, bu anlayışla yıllardır yürüttüğü nitelikte eğitim öğretim faaliyetleri ve mezunlarının mesleki başarılarıyla örnek gösterilebilir bir süreç içindedir. Bugün aldıkları akreditasyon belgesi, istikrarlı çalışmanın, bilimsel yaklaşımın ve özverili emeğin resmi bir kanıtıdır. Aynı zamanda öğrencilerimiz için ulusal ve uluslararası ölçekte bir güven ve saygınlık belgesidir. Bu başarıda emeği geçen başta Rektör Prof. Dr. Saffet Köse ile üniversite üst yönetimi olmak üzere, tüm akademik ve idari kadrolarımızı, öğrencilerimizi, mezunlarımızı yürekten kutluyorum. Bu belge yalnızca geçmişin değil, aynı zamanda geleceğin de teminatıdır” diye konuştu. Nitelikli Bir Eğitimi Sürdürmeye Gönül Verdik Hemşirelik mesleğinin doğasında insanın olduğunu ifade eden Hemşirelik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hatice Yıldırım Sarı, teknolojinin gelişmesi ile dünyanın değiştiğini, ancak hemşireliğin insanla olan temasının asla değişmeyeceğini vurguladı. Prof. Dr. Sarı, İKÇÜ’de geleceğin hemşirelerinin hem gelişen teknolojiyle donanmalarını hem de insanoğlunun en temel becerisi olan iletişim ve etkileşim alanlarında güçlenmelerini sağlayacak bir eğitim verildiğini dile getirdi. Uluslararası Hemşireler Konseyi’nin, ‘hemşirelere yatırım yapmak ekonomileri güçlendirir’ mesajını verdiğini hatırlatan Prof. Dr. Sarı, “Bu mesajın altında aslında bizler şu bilgileri okuyoruz: Nitelikli hemşirelerin bakım verdiği bireylerde hastalık oranları azalır, maliyet düşer, iş gücü kaybı azalır. Yoğun bakımda enfeksiyonları önlersek ölüm ve daha ağır sağlık sorunlarının önüne geçeriz. Maliyeti düşürür ve ekonomiye katkı sağlarız” dedi. Türkiye’de toplam 248 Bin, İzmir’de ise yaklaşık 13 Bin hemşirenin çalıştığını aktaran Prof. Dr. Sarı, toplumların insan sağlığını geliştirmesinin nitelikli sağlık ordusu ile mümkün olabileceğinin altını çizdi. “Biz, Hemşirelik Bölümü olarak, kuruluş tarihimiz olan 2011 yılından bu yana nitelikli bir eğitimi sürdürmeye gönül verdik” diyen Prof. Dr. Sarı, akreditasyonla taçlandırdıkları bu süreçte emeği geçen başta Rektör Prof. Dr. Saffet Köse olmak üzere üniversite üst yönetimine, Sağlık Bilimleri Fakültesi yönetimi ve idari çalışanlarına, bölüm akademisyenleri ve öğrencilerine teşekkür ederek konuşmasını sonlandırdı. İKÇÜ Hemşirelik, Akredite Edilen Sayılı Programlardan Akreditasyonun yetkinlik, yetki ve güvenilirliğin onaylandığı sertifikalı bir kalite güvence süreci olduğunu belirten HEPDAK Başkanı Prof. Dr. Dilek Özmen, HEPDAK’ın hemşirelik öğrencilerinin topluma ve hastalara güvenli ve nitelikli bakım vermesini sağlayacak eğitim koşullarının sağlanmasını güvence altına almak amacıyla 2013 yılında kurulduğunu söyledi. Ülkemizde hemşirelik lisans eğitiminin devlet ve vakıf üniversitelerinde 187 programda yürütüldüğünü açıklayan Prof. Dr. Özmen, bunlardan yalnızca 25’inin akredite olduğunu, İKÇÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü’nün aldığı akreditasyon belgesi ile profesyonel hemşirelik bakımının standartlarını karşılayan programlar arasında yerini aldığını dile getirdi. Yöneticilerin ve akademik kadronun motive edilmesinin akreditasyon sürecinin içselleştirilmesi ve kurum kültürü haline getirilmesinde önemli bir rolü olduğunu belirten Prof. Dr. Özmen, kurum kültürünün oluşturulmasında ise üst yönetimlerin desteğinin önemine vurgu yaptı ve akreditasyon sürecinin el ele tutularak çıkılan bir yolculuk olduğunu dile getirdi. “Hemşirelik programlarının, hastalara güvenli ve kaliteli bakım verecek mezunlar yetiştirme sorumluluğu var. Bu hizmet tam anlamıyla sağlanamazsa toplum zarar görür” diyen Prof. Dr. Özmen, HEPDAK yönetim kurulu adına programın akreditasyon sürecinde emeği geçen herkese teşekkür etti. Hemşirelik öğrencilerinin yürüttüğü TÜBİTAK 2209-A Projeleri ile Toplumsal Duyarlılık Projelerinin sunumları ile devam eden programda, bilimsel ve sosyal çalışmalara katkı sunan akademisyen ve öğrencilerine teşekkür belgeleri takdim edildi. Hafta kapsamında düzenlenen Fotoğraf Yarışması, futbol ve voleybol turnuvalarında kazananlara ödüllerinin verilmesi ve müzik dinletisinin ardından, Uluslararası Hemşireler Konseyi’nin “Hemşirelerimiz. Geleceğimiz. Bakımın Ekonomik Gücü” temasına odaklanan panel oturumlarına geçildi. -
105 kez okundu
Sosyal Hizmette Proje Şenliği
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Sosyal Hizmet Bölümü tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen ‘Sosyal Hizmet Uygulama ve Araştırma Şenliği’ Hekim Hacı Paşa Konferans Salonunda yapıldı. Sağlık Bilimleri Fakültesi Sosyal Hizmet Bölümü 3 ve 4’üncü sınıf öğrencilerinin araştırma ve uygulama dersleri kapsamında yaptıkları projelerin poster sunumlarının fuaye alanında sergilendiği şenliğin resmi açılışına, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Derya Özer Kaya, Sağlık Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Hatice Yıldırım Sarı, Sosyal Hizmet Bölüm Başkanı Prof. Dr. Melike Tekindal, bölüm akademisyenleri ve çok sayıda öğrenci katıldı. Yardımlaşma Genetik Kodlarımızda Var Törende konuşan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, sosyal hizmet kavramının medeniyetimizin genetik kodunda olan bir kavram olduğunu belirterek yardımlaşmanın ve dayanışmanın Anadolu kültüründe kadim değerler arasında yer aldığını söyledi. Kültürel aktarımın genç nesillerde vücut bulmasından oldukça mutlu olduklarını ifade eden Prof. Dr. Bulduklu, “Bizim mağdurun ve mazlumun yanında olmamız geçmişten gelen bir özelliğimiz. Müthiş bir vakıf kültürümüz var. Formel eğitimi, kültürel kodlarla eşleştirdiğinizde emin olun yaptığınız işte çok daha başarılı olacaksınız.Yunus'un deyimi ile, canı kıymetli görmeniz lazım. 'Yaratılanı sevin, Yaradan'dan ötürü..Bunu bir anlayış haline getirdiğinizde yaptığınız her işten daha çok ilham alacağınızdan eminiz” dedi. Sosyal Hizmet Artık Küresel Boyutta Düşünülmeli Dünyanın herhangi bir yerinde yaşanan sosyal, siyasi ve ekonomik bir çatışmanın tüm coğrafyaları etkileyebileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Bulduklu, özellikle dezavantajlı bireylerin dil,din, ırk, mezhep, kültür ayırt etmeksizin nitelikli sosyal hizmetlere erişiminin artırılmasının insanlığın ortak görevi olması gerektiğini aktardı. Prof. Dr. Bulduklu, "İbn Haldun'a göre toplumların kaderini çizen unsurlardan biri de coğrafya. Coğrafyamızda bir mazlum halkın savaştan ya da değişik durumlardan dezavantajlı hale geldiğini sıklıkla görüyoruz. Burada herkes suçu karşısında arayabiliyor. Politikacılar, ekonomi, modernite, bilişim vs. sebeplerle bağlantı kurulabilir.. Koşullar, sebepler her ne olursa olsun var olan ya da can taşıyan her varlığın kendisine çizilen kader yolunda sorunsuz ilerlemesi aslında sizin elinizde. Savaş sadece iki ülke arasında olmaz, bütün dünyayı etkileyen bir boyuta evrilen sonuçlar ortaya çıkartır. Sizin mesleki anlayışınız da artık tüm dünyadaki mazlumların refahlarına yönelik olmalı. Farklı coğrafyalarda mazluma dönüşen herkesin hak ettiği hayatı yaşaması için öncelikle Sosyal Hizmet Uzmanlarının ve çalışmacılarının sorumluluk alması gerekiyor. Biz her dönem mazlumun yanında olan geçmişe sahip bir milletiz. Her koşulda haksızlığa ses yükseltir, tepkimizi gösteririz. Birileri gibi Gazze'ye sessiz kalıp işin içine başka bir ulus girince ses yükseltenlerden hiç olmadık. Aktörler değişince savaşı hatırlayanlardan değiliz. Biz biliyoruz ki yaşanan savaşlar ve çatışmalar tüm canlıları etkiler. Dezavantajlı grupların sayısı ise savaşlarla artar. O zaman mağdurun ve mazlumun olduğu her yer sosyal hizmet alanıdır. İşte bu açıdan sizlerin evrensel yardımlaşmanın en güzel örneklerini vereceğinize, gittiğiniz coğrafyalara en güzel hizmeti sunacağınıza yürekten inanıyoruz. Sizler için canla başla çalışan hocalarınızın emeklerinin yolunuzu aydınlatmasını, İKÇÜ adına gurur verici başarılara imza atmanızı diliyoruz” ifadelerini kullandı. Her Zaman Yanınızdayız. Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Derya Özer Kaya da poster sunumların yer aldığı bu gibi şenlikleri oldukça önemli bulduklarını , teorik bilginin yanında pratik bilginin ve uygulamaların ne kadar önemli olduğunun bir çıktısı olduğunu kaydetti. Dekan Prof. Dr. Kaya, “Bugün İzmir'in dört yanına gittiğinizi, hatta Türkiye'nin birçok yerinde projeler üretildiğini ve bugün burada paylaşılacağını görmek gerçekten hem ilham verici hem de gurur verici. Bu çalışmaların tüm öğrencilerimiz için de ilham kaynağı olacağından eminiz. Gittiğiniz her yerde, bu İzmir'in herhangi bir köşesi olabilir, Türkiye'nin herhangi bir köyü olabilir, hatta dünyanın herhangi bir yeri olabilir; İKÇÜ’den aldığınız eğitim ile gurur verici işler yapacağınız biliyoruz. Sizlere güvenimiz sonsuz. Hocalarınız olarak her zaman yanınızdayız. Sizlerle birlikte varız ve yapacağınız işlerle birlikte daha güçlü olacağız. Hepinizin emeğine sağlık” dedi. Güçlü Bir Mesleki Üretimin Son Çıktıları Bu yıl ikinci mezunlarını verecek olmaktan duydukları heyecanı paylaşan Sosyal Hizmet Bölüm Başkanı Prof. Dr. Melike Tekindal, yıl boyunca hayata geçirdikleri örnek sosyal hizmet uygulamaları için tüm öğrencilerini tebrik etti. Prof. Dr. Melike Tekindal, “Sosyal hizmet mesleği, insan hakları ve sosyal adaleti gözeten bir disiplin ve bir meslektir. Bu bağlamda şu anda öğrencilerimin gerçekleştirmiş olduğu tüm projeler ileride çalışacakları dezavantajlı gruplara yönelik gerçekleştirmiş oldukları kıymetli uygulamaları ve projeleri kapsamaktadır. Öncelikle ellerinize sağlık diyorum. Çok yoğun bir yıl geçirdiniz. Bugün bu şenlikte gerçekleştirmiş olduğumuz emeklerin taçlandırmasını yapacağız, güçlü bir mesleki üretimin son çıktılarını sizlere poster sunumları olarak göstereceğiz. Bu bağlamda iş birliği yaptığımız kuruluşlara da ayrıca teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Sağlık alanında İKÇÜ Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İzmir Şehir Hastanesi Tıbbi Sosyal Hizmet Birimi, Çocuk Ergen Psikiyatri Servisi, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, Sosyal Hizmet birimi ve toplum ruh sağlığı birimi, Menemen, Torbalı, Bornova Türkan Özilhan, Altıncak Nevbahar Salih İşgören, Gaziemir ve Aliağa Devlet Hastanelerinde, Doktor Behçet Uz Eğitim Araştırma Çocuk Hastanesinde uygulamalarını gerçekleştirdiler. Ayrıca Adalet ve Denetimli Serbestlik alanında ise Karşıyaka Denetimli Serbestlik Müdürlüğü, İzmir Denetimli Serbestlik Müdürlüğü Eğitim İyileştirme Bürosu ve Çocuk Hizmetleri biriminde ve daha birçok yaşam merkezi, huzurevi, kamu kurum ve kuruluşunda uygulamalarını yaptılar. Başta Sayın Rektörümüz Prof. Dr. Saffet Köse'ye ve Rektör Yardımcılarımıza, fakültemizin gelişimine katkı sunan Sayın Dekanımız Derya Özer Kaya'ya, öğrencilerimizin eğitim süreçlerini titizlikle yürüten tüm öğretim elemanlarımıza, öğrencilerimize rehberlik eden kıymetli uygulama danışmanlarımıza, iş birliği içinde olduğumuz tüm kamu kurumları, belediyeler ve sosyal hizmet birimlerine STK ve derneklerimize ve en sonda bu sürecin merkezinde olan sevgili öğrencilerime tekrar teşekkür ediyorum” diye konuştu. Protokol konuşmalarının ardından Sosyal Hizmet Bölümü Uygulamalı Dersler Koordinatörü Sayın Doç. Dr. Ahmet Engin’in poster şenliği ile ilgili bilgi aktardığı sunumunun ardından öğrencilerin projeleriyle ilgili çektiği videolar izlendi. Törene katılan protokol, fuaye alanındaki sergiyi gezerek öğrencilerden bilgi aldı. -
91 kez okundu
Ürdün Üniversitesi'ne İKÇÜ'den Ziyaret
Uluslararasılaşma misyonu çerçevesinde yoğun çalışmalar yürüten İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) tarafından Ürdün Üniversitesi’ne (el-Camia el-Urduniyye) üst düzey ziyaret gerçekleştirildi. İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Akbaş, ikili iş birlikleri yapmak ve üniversiteler arasında değişim programlarını hayata geçirmek üzere Ürdün'de temaslarda bulundu. Bu kapsamda Ürdün Üniversitesi’ni ziyaret eden İKÇÜ ekibini Rektör Prof. Dr. Nathir Obeidat karşıladı. Ziyarette Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Nahed Emaish, Prof. Dr. Ziad Havamdeh ile Ürdün Üniversitesinin Uluslararası İlişkiler Birimi Yöneticisi Dr. Sameh el-Zubiedi de hazır bulundu ve iki üniversite arasında öğrenci ve personel hareketliği ile akademik iş birliğini içeren bir de protokol imzalandı. Değişen Dinamikler, Üniversiteleri Küresel Bağlamda Sorumluluk Almaya Zorluyor Ziyarette konuşan Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, üniversitelerin uluslararasılaşmasının etkili yollarından birinin de yurt dışı üniversitelerle işbirliği yapmak olduğunu belirtti. Rektör Köse "Üniversite olarak misyonumuzun önemli unsurlarından biri olarak gördüğümüz uluslararasılaşmaya büyük önem atfediyoruz. Gelecek vizyonumuzda da en temel yapı taşlardan birisi bir dünya üniversitesi olmak. Bilindiği üzere bilim evrensel ve bilgi çağının hızla değişen dinamikleri, üniversiteleri küresel bağlamda sorumluluk almaya zorluyor. Küresel düzlemde ise bilimsel iş birliği yanında kültürel etkileşim önem arz ediyor. Bugün bir üniversitenin başarısı yalnızca ulusal düzeydeki katkılarıyla değil; aynı zamanda dünya ölçeğinde kurduğu ilişkilerle, geliştirdiği projelerle ve yetiştirdiği küresel yeteneklerle ölçülüyor. Ürdün Üniversitesi ile de bu çerçevede yakın iş birliği içinde olmayı arzu ediyoruz. Elbette öğrenci ve akademisyen hareketliliği iş birliğinin temel zeminini oluşturuyor ama sadece bununla da sınırlı değil. Müfredat geliştirmeden akademik yayınlara, araştırma projelerinden sosyal sorumluluk faaliyetlerine kadar bütüncül bir yaklaşımla konuya yaklaşmak arzusundayız. Yapılan protokolün bu işbirliğinin kapılarını açacağını ve ilişkilerin geliştireceğini düşünüyorum" dedi. Uluslararasılaşma Bir Zorunluluk Ürdün Üniversitesi hakkında bilgi verdikten sonra üniversiteler arası işbirliklerin akademi için önemine değinen Rektör Prof. Dr. Nathir Obeidat, İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi ile işbirliği yapmaktan mutlu olduklarını vurguladı. Rektör Obeidat "Başta İKÇÜ olmak üzere dünyanın farklı bölgelerinde güçlü akademik kurumlarla stratejik ve sürdürülebilir iş birlikleri kurma çabası içindeyiz. Öğrencilerimizin ve akademisyenlerimizin farklı kültürlerde deneyim kazanmasını, ortak lisansüstü programlar ve çift diplomalı sistemlerle teşvik etmek istiyoruz. Öğrenci, akademisyen değişimi, proje ortaklıkları, Erasmus projelerinde birlikte çalışma gibi konularda sizinle de beraber çalışmaktan mutluluk duyuyoruz. Uluslararasılaşma, bir hedef olmanın ötesinde; değişen dünyanın gerektirdiği bir zorunluluk, bir zihniyet dönüşümüdür. Bu çerçevede anlaşmanın iki üniversiteye de olumlu katkıları olacaktır" dedi. Erasmus Avrupa dışı ülkelerle değişim programı kapsamında atılacak adımları düzenleyen protokol imza töreninin ardından günün anısına karşılıklı plaket takdimi ile son buldu ve üniversitenin donatıları ziyaret edildi. -
69 kez okunduYeni
İlahiyat Fakültesi Sempozyumundan Sumud Filosuna Selam!
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) İlahiyat Fakültesinin ikincisini İzmir Müftülüğü ’nün katkıları ile düzenlediği “Dil, Din, Düşünce ve Yorum Sempozyumu” “Dijital Çağda Dil, Din, Düşünce ve Ahlakın Evrimi” temasıyla yoğun bir katılımla başladı. Sempozyumda, Gazzeli mazlumlara destek amacıyla yola çıkan ve tüm dünyada geniş yankı uyandıran Sumud Filosunda yer alan aktivistlere destek mesajı verildi. Dijital çağın getirdiği yeniliklerin İslam düşüncesi, sanatı, hukuku, eğitimi ve ahlakı üzerindeki etkilerinin disiplinlerarası olarak ele alındığı, İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Dirik’in ev sahipliğiyle yapılan sempozyumu, Çiğli Müftüsü İhsan Yeğen’in yanı sıra konuk üniversitelerden gelen çok sayıda akademisyen ve öğrenci takip etti. Dijital Çağın Getirdiği Meselelere Teorik ve Pratik Bakış Açısı İlahiyat Fakültesinden Dr. Öğr. Üyesi İhsan Sütşurup’un Kur'ân-ı Kerîm tilavetiyle başlayan sempozyumun açılışında katılımcıları selamlayan Dekan Prof. Dr. Mehmet Dirik, ilki geçen yıl yapılan sempozyumdan oldukça önemli çıktılar elde edildiğini kaydetti. Teknolojinin dinî, felsefî, sosyoloji, ahlâkî ve kültürel alanlardaki dönüştürücü etkilerini çok yönlü şekilde ele almayı amaçladıklarını aktaran Prof. Dr. Dirik, “Dijital çağın getirdiği yeniliklerin ve değişimlerin İslam düşüncesi, sanatı, hukuku, eğitimi ve ahlakı üzerindeki etkilerini tartışmak yaşadığımız çağı anlamak ve yaşananlara dokunabilmek için zorunlu görünmektedir. Bu sempozyum, dijital çağın dinî ve ahlâkî paradigmalar üzerindeki etkilerini anlamak, tartışmak ve yeni yaklaşımlar geliştirmek isteyen akademisyenler, araştırmacılar ve düşünürler için eşsiz bir fırsat sunmayı hedeflemiştir. Farklı salonlarda yüz yüze eşzamanlı yürütülen oturumlarda kelâm, tefsir, fıkıh, ahlak ve mantık gibi temel disiplinlere ait bildiriler, dijital çağda bu konuların yeniden düşünülmesi gerektiğini açıkça ortaya koymaktadır. Bu oturumlarda dinin dijital çağda toplum hayatındaki fonksiyonları, fetvalara erişimdeki yeni yönelimler, mezhebi kimliklerin dönüşümü, sosyal medyanın dini otorite üzerindeki etkileri, dijital ortamlarda eğitim imkânları ve yapay zekâ temelli dini uygulamalardan ahlaki görecelik tartışmalarına kadar pek çok mesele teorik ve pratik boyutlarıyla ele alınacaktır” dedi. Sumud Filosuna Tam Destek İletişim araçlarındaki gelişmelerin mahremiyet üzerindeki etkilerine ilişkin çözümlerin sosyal bilimler alanındaki çalışmalardan ve ilahiyat camiasından beklendiğine işaret eden Dekan Prof. Dr. Mehmet Dirik, tüm bildirilerin ve sorunlara ilişkin önerilerin kitap olarak basılarak kamuoyu ile paylaşılacağını bu vesileyle de üzerlerine düşen görevi yerine getirmek istediklerini kaydetti. Prof. Dr. Dirik, “Hadis, tefsir, kelâm, felsefe, ahlak ve dil çalışmalarının dijital çağdaki dönüşümü geniş bir yelpazede ele alınacaktır. Hadis ilminde yapay zekâ ve mahremiyet tartışmalarından tefsirde dijital metin analizlerine, Arapçanın dönüşümünden dini otoritenin sanal dünyadaki sembolik inşasına kadar pek çok konu değerlendirilecektir. Ayrıca yapay zekâ ve transhümanizm tartışmaları, İslam hukukunun güncel meseleleri, etik ve ahlak felsefesi ile dijital eğitim imkânları gibi alanlarda disiplinler arası katkılar sunulacaktır. Burada sunulan bildiriler, sadece teorik çerçevelerle sınırlı kalmayacak, günümüz gençliğine, aile yapısına, eğitim pratiklerine ve yapay zekânın din ile ilişkisine dair çeşitli sorunlar da ele alınacaktır. Böylece sempozyumdaki bildiriler dijital çağda din, dil ve düşüncenin nasıl yeni anlamlar kazandığını ve gelenekle modernite arasındaki ilişkinin nasıl dönüştüğünü gözler önüne serecektir. Bu vesileyle 1-7 Ekim Camiler ve Din Görevlileri haftasının hayırlara vesile olmasını temenni ederim. Her zaman ve her konuda olduğu gibi bu sempozyuma destekleri sebebiyle Rektörümüz Prof. Dr. Saffet Köse hocamıza ve rektör yardımcısı hocalarımıza, sempozyum sürecine katkılarından dolayı sempozyum düzenleme kurulu üyelerimiz Prof. Dr. Hamide Ulupınar, Doç. Dr. Mehmet Büküm, Doç. Dr. Coşkun Baba, Doç. Dr. Hatice Merve Çalışkan Başer ve Dr. Öğretim Üyesi Rale Zehra Cengiz hocalarımız başta olmak üzere çeşitli aşamalarda destek veren öğretim elemanlarımıza şükranlarımı sunuyorum. Son olarak Filistinli / Gazzeli mazlumlara destek amacıyla yola çıkan ve farkındalığı artıran Sumud filosuna katılan bütün aktivistleri muhabbetle selamlıyorum” ifadelerini kullandı. Dekan Prof. Dr. Dirik’in açılış konuşmasının ardından 52’si yüz yüze, 50’si çevrimiçi olmak üzere toplam 102 bildirinin sunumunun yapılacağı, iki gün boyunca farklı salonlarda devam edecek oturumlara geçildi. Canlı yayınlanan sempozyumu takip etmek isteyenler, İKÇÜ Youtube hesabı üzerinden ilgili oturumlara ulaşabilecek. -
26 kez okundu
TSE Gözetim Tetkiki Başarıyla Tamamlandı
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesinin sahip olduğu (İKÇÜ) TS EN ISO 9001:2015 Kalite Yönetim Sistemi Belgesinin devamlılığının sağlanması amacıyla Türk Standartları Enstitüsü (TSE) Ege Bölge Koordinatörlüğünce başlatılan 4’üncü dönem birinci gözetim tetkiki başarıyla tamamlandı. TSE Ege Bölge Koordinatörlüğü tarafından görevlendirilen Baş Tetkikçi Dr. İsmet Titiz, tetkik görevlileri Muhittin Aydın, Ceren Çiçekdağ Uçar’ın yer aldığı iki günlük incelemelerin başarılı şekilde geçtiği, düzenlenen kapanış toplantısında duyuruldu. Kapanış toplantısında, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Süleyman Akbulut, Kalite Koordinatörü Doç. Dr. Funda İfakat Tengiz, Dekanlar, Genel Sekreter Nuretdin Memur, kalite koordinatörlüğü, kalite komisyonu üyeleri, akademik ve idari birimlerin kalite sorumluları hazır bulundu. Beklentimizin Üzerinde Çok Güzel Çalışmalar Değerlendirme toplantısında konuşan Baş Tetkikçi Dr. İsmet Titiz, beklentilerinin çok üstünde başarılı çalışmaların görüldüğünü kaydetti. Bunda YÖKAK Kalite Güvence Sistemleri ve Akreditasyon çalışmalarının katkısı olduğunu ifade eden Baş Tetkikçi Titiz, “Beklentimizin üzerinde çok güzel çalışmalar, çok güzel raporlar var. YÖKAK’ta sizden çok detaylı rapor istemeleri bizim işimizi çok kolaylaştırıyor. O konuda çalışmalarınızın daha da iyiye gideceğinin işaretlerini çok iyi gördük. Arkadaşlarımızın gayretleri özellikle kalite birimindeki çalışan ekibin konuya vakıf olması ayrı bir güzellik kattı. Biz bu iki gün boyunca iyi sonuçlar aldığımızı söyleyebiliriz. Komiteye raporumuzu olumlu olarak bildirdik. 2 gün boyunca samimi güler yüzlerle karşılaştık. Tanıştığımız ve karşılaşmadığımız arkadaşlara sağlıklı güzel günler diliyorum. Misafirperverlik ve paylaşımlarınız için çok teşekkür ederiz. Başarılarınızın devamını diliyorum” dedi. TSE yetkililerince görüşlerin paylaşıldığı kapanış oturumu bitiminde, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Akbaş tarafından denetim ekibine kalite çalışmalarına yaptıkları katkılar için teşekkür belgesi takdim edildi. -
21 kez okundu
SHMYO’lu Mezunlar Topluma Katkı Sağlayacak
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu (İKÇÜ SHMYO), 2024-2025 öğretim yılı mezunlarını düzenlendiği tören ile meslek hayatına uğurladı. Yaşlı Bakım, İlk ve Acil Yardım, Ağız ve Diş Sağlığı ve Fizyoterapi bölümlerinin yanında bu yıl ilk mezunlarını veren Tıbbi Laboratuvar Teknikleri Bölümünü başarıyla tamamlayan toplam 145 genç sağlıkçı, SHMYO Müdürü Prof. Dr. Mustafa Soyöz’ün ev sahipliğinde gerçekleştirilen törende coşkuyla kep attı. Mezuniyet töreninde Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Hakkı Dereli, Sağlık Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Hatice Yıldırım Sarı, Yüksekokul Müdür Yardımcıları Doç. Dr. Melek Pehlivan, Öğr. Gör. Dr. İbrahim Çınar, akademik, idari personel ve aileler genç sağlıkçıların heyecanını paylaştı. Kâtip Çelebi Bizlere Rehberlik Etmekte Törende mezunlarına seslenen SHMYO Müdürü Prof. Dr. Mustafa Soyöz, 2013-2014 Eğitim-Öğretim yılında İKÇÜ’nün önlisans düzeyinde ilk öğrencilerini alan yüksekokulun her geçen yıl kalitesini arttırarak ve büyüyerek yoluna devam ettiğini aktardı. Yıllar boyunca İKÇÜ ailesinden pek çok sağlık çalışanı yetiştiğini söyleyen Prof. Dr. Soyöz, bu yıl ilk mezunlarını verecek Tıbbi Laboratuvar Teknikleri bölümünün de mutluluğunu yaşadıklarını belirtti. SHMYO Müdürü Soyöz, “Bilimsel ve evrensel değerleri gözeterek alanında modern, kaliteli mesleki eğitim veren, sağlık alanında insan kaynaklarının gelişimine katkıda bulunan, işgücü piyasası ile istihdam amaçlı birliktelik sağlayarak nitelikli yardımcı sağlık personeli yetiştiren bir kurum olmanın mutluluğunu yaşamaktayız. Üniversitemizin ismini taşıdığı büyük bilim insanı Kâtip Çelebi, 17. yüzyılda yaşamış ve birçok alanda önemli eserler vermiştir. Kâtip Çelebi, yaptığı çalışmalarla bilim dünyasına büyük katkılarda bulunmuş, araştırmacı kimliğiyle öne çıkmıştır. Onun azmi ve öğrenme tutkusu, bizlere rehberlik etmektedir. Sizlerin de mezuniyet sonrası meslek hayatınızda Katip Çelebi'nin izinden giderek sürekli öğrenmeye ve kendinizi geliştirmeye devam edeceğinize inancımız tamdır” diye konuştu. Sağlık Sektörünün Gelişimine Katkıda Bulunacaksınız Öğrencilerin nitelikli mezunlar olarak yetişmesinde aileleri başta olmak üzere tüm akademik ve idari kadroya teşekkürlerini ileten Prof. Dr. Soyöz ayrıca okullarının her türlü ihtiyacına yönelik özverili çabaları için Rektör Prof. Dr. Saffet Köse’ye şükranlarını sundu. Mezunlarına meslek hayatlarında başarılar dileyen Prof. Dr. Soyöz, “Yurt dışı programı nedeni ile bugün burada bulunamayan Üniversitemiz Rektörü Prof.Dr.Saffet Köse’nin selamlarını iletiyor, okulumuzdan desteğini esirgemeyen Rektörümüze huzurlarınızda teşekkür ediyorum. Bugün burada olmayı başaran sevgili öğrencilerimizi içtenlikle tebrik ediyorum. Sizler, yoğun ve özverili çalışmalarınızın meyvesini toplamak üzere buradasınız. Her biriniz, geleceğin sağlık profesyonelleri olarak topluma katkı sağlayacak, insan hayatına dokunacak ve sağlık sektörünün gelişimine katkıda bulunacaksınız. Ülkemizin ve insanlığın geleceği için çok önemli olduğunuzu unutmayınız. Mezuniyetten sonraki yolculuğunuz sadece kendiniz ile ilgili olmayacaktır. Kişisel başarınızla İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesini de temsil ettiğinizi unutmayınız. Geleceğiniz için yaşam boyu öğrenmeyi ilke edinmelisiniz ve kendinizi her alanda sürekli geliştirme gayreti içinde olmalısınız, farklılığınızı ortaya koymalısınız. Umutsuzluğa kapılmadan hayalleriniz doğrultusunda bilimin ışığında çalışmaya devam ediniz. Mutlu olmayı yarına bırakmayın çünkü mutluluk başarıyı da beraberinde getirir. İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi ve Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu ile bağlarınızı kesmeyeceğinizi ümit ediyor, sizlere; ailelerinizle birlikte sağlıklı, mutlu, onurlu ve başarılı bir yaşam diliyorum” dedi. Gittiğimiz Her Yere Bize Verilen Değeri, Sevgiyi Taşıyacağız Ön lisans programından üniversite birinciliğini paylaşan yaşlı bakım bölümü mezunları Berivan Çelik ve Fatime Er de İKÇÜ’den eşsiz mesleki deneyimlerle ayrıldıklarını söyledi. Başta aileleri olmak üzere bu süreçte kendilerine destek veren, özgüven aşılayan tüm hocalarına ayrı ayrı teşekkür eden birinciler, “Bugün burada üniversite hayatımızın son, ama aynı zamanda yepyeni bir başlangıcın ilk gününde sizlerle birlikte olmaktan büyük bir mutluluk duyuyoruz. Bu mezuniyet bir son değil, yeni bir yolculuğun ilk adımı. Bu kürsüye okul birincisi olarak çıkmak,sadece kişisel bir başarı değil, aynı zamanda, arkamızda dimdik duran insanların bize kattığı gücün bir yansımasıdır.Öncelikle, bize her zaman inanan, her konuda yanımızda olan aile fertlerimize, okul hayatımız boyunca yalnızca bilgi değil, hayat dersi de veren değerli hocalarımızın hepsine çok teşekkür ederiz. Bugün buradaki herkesin ayrı ayrı hikâyeleri, mücadeleleri var. Ama biliyoruz ki hepimiz ortak bir noktada birleşiyoruz: Emek verdik, fedakârlık yaptık ve başardık. Hepimizi gönülden tebrik ediyoruz. Gittiğimiz her yerde bize verilen değeri, öğretileri ve sevgiyi taşımaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. Berivan Çelik ve Fatime Er’in yüksekokul kütüğüne plaket çakmasının ardından bölümlerini dereceyle tamamlayan mezunlara plaketleri törene katılan protokol tarafından takdim edildi. Mezuniyet belgelerini törene katılan akademisyenlerin elinden İKÇÜ’lü genç sağlıkçılar, bölümlerinin meslek antlarını hep bir ağızdan okuduktan sonra kep atarak diploma coşkusunu salonu dolduran misafirlerle paylaştı. -
16 kez okundu
İKÇÜ'yü Gururlandıran Akademisyenlere Ödül
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse, ilk defa geliştirdiği teknik ile Tıbbın Oscar’ı olarak nitelendirilen Doktorclub Awards 2024’te (Türkiye'nin Sağlık Ödülleri) "Yılın Yenilikçi Cerrahi Bilimler Doktoru" ödülüne layık görülen Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yiğit Akın ile TÜBİTAK Bilim İnsanı Destek Programları Başkanlığı (BİDEB) tarafından kanser tedavisinde uygulanmak üzere özel bir nano-taşıyıcı geliştirilmesine yönelik projesiyle Türkiye’nin 7 Genç Lider Araştırmacısından’ biri olarak seçilen, Eczacılık Fakültesinden Doç. Dr. Gülşah Erel Akbaba’ya teşekkür plaketi takdim etti. Prof. Dr. Yiğit Akın ile Doç. Dr. Gülşah Erel Akbaba’yı makamında kabul ederek bir süre sohbet eden Rektör Prof. Dr. Köse, başarılarından duyduğu memnuniyeti paylaştı. Törende, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu , Prof. Dr. Yiğit Akın’ın ameliyat ekibi Prof. Dr. Sacit Nuri Görgel, Doç. Dr. Osman Köse, Doç. Dr. Serkan Özcan da hazır bulundu. Bilimsel Üretkenlikten Ödün Vermeden Akademik performansı, bilimsel üretkenlik açısından oldukça başarılı bir akademik kadroya sahip İKÇÜ’nün her geçen yıl yükselen ivmesine dikkat çeken Rektör Prof. Dr. Köse, bunun eğitim-öğretim faaliyetlerindeki kalitenin de çıkış noktası olduğunu aktardı. Prof. Dr. Köse, “Uluslararası düzeyde yetkiliğe sahip akademik kadromuz var. Bunu yapılan bilimsel araştırmalarda ortaya konan başarı indekslerinde görebiliyoruz. Sizlerden gelen başarılar, ödüller aslında bir akademik birikimin sonucudur ve üniversitemiz için de bir gurur vesilesidir. Akademik kadromuzu oluştururken, ülkemizin bilimsel gelişmelerine hangi alanlarda daha fazla nasıl katkıda bulunuruzun çabası içinde bilimsel üretkenlikten ödün vermeden yolumuza devam ediyoruz. Alanında çok yetkin akademisyenler ve uluslararası düzeyde başarı hikâyelerinden öğrencilerimizde istifade ediyor. Bu ayrı bir övünç kaynağı. Başarı iyi bir ekip ile mümkündür. Bir Afrika atasözü der ki: Hızlı gitmek istiyorsan, yalnız git. Uzağa gitmek istiyorsan, birlikte gidelim… Üniversitemiz için daha nice başarılara ve gelişmelere birlikte gidelim. Marifet iltifata tabidir. Ben her iki hocamıza da ayrı ayrı teşekkür ediyorum” dedi. Tıbbın Oscar’ı Bir Ekip Çalışmasının Sonucu Yaklaşık 111 bin hekimin oylaması sonucu, ilk defa geliştirdikleri ‘3 trokar ile laparoskopik ekstraprritoneal radikal prostatektomi (sadece üç delikten kapalı prostat kanser ameliyatı)’ tekniği ile "Yılın Yenilikçi Cerrahi Bilimler Doktoru" ödülünü almaya hak kazanan Prof. Dr. Yiğit Akın da Rektör Prof. Dr. Köse’ye plaket takdimiyle onurlandırılmaktan duyduğu mutluluğu paylaştı. Prof. Dr. Akın, “Aldığımız değerli ödül yaptığımız zanaatın bilimle taçlandırılmasıdır. Geliştirdiğimiz teknik tıp literatürüne ‘yerli ve milli’ olarak geçen bir tekniktir. Bu ödülü bireysel değil takım arkadaşlarımızla birlikte kabul etmek isteriz. Çünkü bu bireysel başarı değildir. Takım arkadaşlarımızla birlikte huzurlu bir ortamda çalışmamızın sonucudur. Bu huzurlu ortamda bize çalışma şevki verdiğiniz için sizlere bir defa daha teşekkür etmek isteriz. Daha iyisini yapmaya her zaman talibiz. Bizleri onurlandırdığınız için çok teşekkür ederiz” diye konuştu. Dünyaya Karşı Ciddi Sorumluluklar Taşıyoruz Kanser hücrelerine doğrudan tedavi edici mRNA taşıyacak hibrit bir sistem üzerinde çalışmaya başlayan Eczacılık Fakültesi'nden Doç. Dr. Gülşah Erel Akbaba ise Rektör Köse’nin kabulünden duyduğu onuru paylaşarak daha güzel başarılara imza atma yolunda önemli bir motivasyon kaynağı olduğunu aktardı. Doç. Dr. Akbaba, “Bilim insanları olarak önce bulunduğumuz bölgeye sonra ülkemize ve nihayetinde tüm dünyaya karşı ciddi sorumluluklar taşıyoruz. Araştırmalarım açısından çok şanslıyım. 10 yılı aşkın görev yaptığım üniversitem, araştırma görevliliğinden, doktorama kadar mesleki yeterliliklerimi geliştirmem, uluslararası düzeyde çalışmam için her zaman bana destek oldu. Alanımda beni cesaretlendiren ve bilimsel keşiflere teşvik eden üniversiteme, değerli hocalarıma şükranlarımı iletiyorum. Üniversitemizin gelişimine, bilim dünyasına ve toplum sağlığına katkılar sunmaya, elimden gelenin en iyisini en iyi şekilde her zaman yapmaya devam edeceğim” ifadelerini kullandı. -
15 kez okundu
Akreditasyon Müjdesi Çalıştay'da Geldi
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesince (İKÇÜ MMF ) 2024-2025 güz döneminde eğitim kadrosunca yürütülmüş derslere ait örnek çalışmaların paylaşıldığı “Eğitim-Öğretimde İyi Örnek Paylaşımı” Çalıştayı düzenledi. Çalıştayda Mühendislik Eğitim Programları Değerlendirme ve Akreditasyon Kurulunun (MÜDEK) yeni yayımladığı listeye göre Harita Mühendisliği, Mekatronik Mühendisliği ile Metalurji ve Malzeme Mühendisliği bölümlerinin 5 yıllık tam akredite aldığı açıklandı. MMF Toplantı Salonunda Dekan Prof.Dr. Gökçen Bombar’ın ev sahipliğinde yapılan çalıştayı, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Bologna Eşgüdüm Koordinatörü Doç. Dr. Necmettin Çelik, bölüm başkanları, fakülte sekreteri Süleyman Ayer ile akademisyenler takip etti. Akreditasyon Çalışmalarında Yakalanan İvme Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Akbaş, İKÇÜ MMF’nin öğrencilerin aktif olarak sürece dâhil edildiği eğitim-öğretim faaliyetleri yapısına dikkat çektiği konuşmasında, akreditasyon çalışmalarında yakaladıkları ivme nedeniyle tebrik etti. İletişim ve iş birliği temelinde eğitim faaliyetlerini zenginleştirmek için gayret eden MMF’nin kalite yolculuğunda edindikleri tecrübelerin, devamlılığa katkı sağlayacağını belirten Prof. Dr. Muhsin Akbaş, “Eğitim müfredatımızın tüm eğitim kadrosunca farklı bakış açılarıyla izlenmesi ve geliştirilmesi, örnek uygulamaların paylaşılması, farkındalık oluşturabilecek çalışmaların sunulmasını önemli buluyorum. Fakültenin işleyişini geliştiren bu kapsamlı değerlendirmeler, yalnızca geleceğe yönelik sağlıklı planlamalar yapmayı değil, aynı zamanda güçlü ve geliştirilmesi gereken yönleri belirleyerek iyileştirmeye yönelik değerlendirme fırsatları da sağlar. Fakültelerimizin bu anlamda dönem sonu faaliyetleri derinlemesine inceleyerek, sistemin kalitesi üzerine daha verimli ve etkili biçimde şekillendirilmesine katkıda bulunmaktadır. Özgün çalışmaların ön plana çıkarılması, bu çalışmaların model alınması ve öğrencilerimizin aktif öğrenme süreçlerine dahil eden uygulamaları ile İKÇÜ MMF’nin oldukça başarılı bir model geliştirdiğini düşünüyorum” dedi. Yerli ve Milli Dijital Dönüşüme İmza Atacak İKÇÜ’lü Mühendisler Dijital dönüşümün merkezinde yer alan mühendislik alanlarında başarılı mühendislere ihtiyaç duyulduğunu söyleyen Prof. Dr. Akbaş, İKÇÜ olarak kalite ekseninde yürütülen eğitim müfredatları ile öğrencilerini en iyi şekilde sektörlerine kazandırma gayretinde olduklarını vurguladı. Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Akbaş, “Dijital teknolojilerin yönümüzü belirlediği günümüzde, yapay zekâ, bulut bilişim, sanal gerçeklik ve mobil uygulamalar artık mühendislik alanı ile iç içe yer alıyor. Türkiye’yi küresel düzlemde güç ve iddia sahibi bir ülke haline getirmek için bu alanlarda söz sahibi olacak, yerli ve milli dijital dönüşüme imza atacak genç mühendislere ihtiyaç var. Bu manada öğrencilerimizi geleceğe en iyi şekilde hazırlayacak eğitim müfredatını oluşturmak için tüm eğitim-öğretim kadromuzla yoğun şekilde çalışmaktayız. Yıl boyunca öğrencilerine en nitelikli bilgiyi sunmak için özveriyle çalışan İKÇÜ’nün eğitim-öğretim faaliyetlerine katkı sunan tüm kadromuzu tebrik ediyorum” ifadelerini kullandı. 7 Bölümde Akreditasyon İKÇÜ MMF’nin eğitimi programlarının kalitesini arttırmak adına yapılan özverili çalışmalara dikkat çeken Dekan Prof.Dr. Gökçen Bombar, bu çalışmaların neticesinde MÜDEK tarafından 1 Temmuz 2025 itibariyle 7 programlarının akredite edildiğini açıkladı. MMF Dekanı Prof.Dr. Bombar, “MÜDEK’in yeni yayımladığı listeye göre Harita Mühendisliği, Mekatronik Mühendisliği ile Metalurji ve Malzeme Mühendisliği bölümleri 5 yıllık tam akredite aldılar. Elektrik-Elektronik Mühendisliği ile Makine Mühendisliği bölümümüzün akreditasyonu 2028’e kadar uzatıldı. Sürece ilk başvuruları değerlendirilen Biyomedikal Mühendisliği ile İnşaat Mühendisliği bölümümüz 2 yıl süreli akredite edildiler. Mevcuttaki akredite bölümlere 5 yeni bölüm dahil edildi. Çalıştayımızın başında bu müjdeli haberi paylaşmak istedim. Bu süreçte bizlere her türlü desteği veren Rektörümüz Prof. Dr. Saffet Köse Hocamıza, değerli yönetim ekibine, fakültemiz için büyük emek veren siz değerli çalışma arkadaşlarıma tüm personelimize şükranlarımızı iletiyorum. Bundan sonra mevcut akredite olmuş bölümlerin devamlılığını ve daha uzun akredite olmalarını sağlamak, akredite olmayan bölümlerimizin de akredite olması kapsamında yapılacak çalışmalara titizlikle devam edeceğiz” diye konuştu. Çalıştay, müfredat reformu, 2025 öğretim planı hazırlıkları, güçlü yan, iyi örnek uygulamaları, ÇAP, Yandal programları, seçmeli ders, MMF Staj Yönergesi gibi başlıklarda yapılan oturumlarla devam etti. -
12 kez okundu
Farkında ve Farklı Hekimler Mesleğe Uğurlandı
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Tıp Fakültesinde 2024-2025 eğitim ve öğretim yılında mezun olan 205 genç hekimin mezuniyet heyecanı yaşandı. Dekan Prof. Dr. Tuğrul Bulut’un ev sahipliğinde, Bornova Âşık Veysel Rekreasyon Alanında düzenlenen mezuniyet töreninde, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Hakkı Dereli, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Gökçen Bombar, İKÇÜ Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof.Dr. Bülent Çalık, D.Ü. Buca Seyfi Demirsoy Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof.Dr. Mehmet Yekta Öncel, B.Ü. Çiğli Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç.Dr. Adnan Yamanoğlu, Dekan Yardımcıları Prof.Dr. Esra Meltem Koç, Prof.Dr. Melih Kaan Sözmen, Genel Sekreter Nuretdin Memur, öğretim üyeleri ve aileler genç hekimlerin coşkusuna ortak oldu. Farkında ve Farklı Hekimler Eğitim-öğretim ve klinik faaliyetleri ile İzmir’in en önemli yükseköğretim kurumlarından olan İKÇÜ Tıp Fakültesinden mezun olan genç hekimlere seslenen Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, eğitimini başarıyla tamamlayan genç hekimleri tebrik etti. Hekimliğin sadece bir meslek değil, insana duyulan saygının en derin ifadesi olduğunu belirten Prof. Dr. Bulduklu, “Hekimlik aynı zamanda bir ahlak anlayışının, bilgi derinliğinin ve insana duyulan saygının ifadesidir. Bu nedenle sizler ruhun da iyileşmesini sağlamakla mükellefsiniz. Aynı zamanda sizler insanın en mahrem, en kırılgan hâline tanıklık eden, şefkati bilgiyle, cesareti sabırla harmanlamayı gerektiren bir mesleğin mensubu oldunuz. Bu yüzden tıp bir bilim olduğu kadar bir sanattır ve bu sanat, merakla, öğrenmeyle ve adanmışlıkla yaşar. Ben geçtiğimiz günlerde kaybettiğimiz Gazi Yaşargil hocayla yaptığım röportajdan alıntı ile size öğrenmekten vaz geçmemeyi tavsiye ediyorum. Sizin alanınız sürekli değişen dinamik bir alan ve Gazi Hocanın deyimiyle “Her gün, yeniden öğrenmek için fırsat kollayın” Aynı şeyleri tekrar gözden geçirmek bile size yeni bir bakış açısı kazandırabilir. Öğrenin ve risk almaktan hiç korkmayın. Risk almadan zafere ulaşmak mümkün değildir. Her biriniz gittiğiniz yerlerde farkında ve farklı hekimler olacak, birer çözüm üretici, birer yenilik öncüsü, birer toplum lideri olarak hizmet sunacaksınız” dedi. Kurumsal Vizyonumuza Katkıda Bulundunuz İKÇÜ’nün genç hekimlerinin, eğitimleri boyunca edindikleri bilgi, deneyim ve erdemler ile mesleklerini en iyi şekilde yapacaklarından emin olduklarını belirten Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bulduklu, bu süreçte ailelerin ve eğitim kadrosunun üstlendiği özverilerin unutulmaması gerektiğini vurguladı. Prof. Dr. Bulduklu, “Bugün burada mezun olan öğrencilerimizin geldiği noktada esas pay sahibi sizlersiniz ve başarı esas sizin başarınız. Onların en iyi şekilde yetişmeleri ve dünyanın en kutsal mesleğini icra etmeleri için çok büyük özveri gösterdiniz. Siz sadece bir evlat bir hekim yetiştirmediniz; topluma bir umut, insanlığa bir şifa kapısı, çaresiz bir hastaya güven verecek gençler yetiştirdiniz. Onların bilimsel olarak donanımlı yetişmesi yanında etik ve ahlaki değerlerle de bezenmesi için özveri ile kurumsal vizyonumuza katkıda bulundunuz. İKÇÜ’nün marka üniversite olması yolunda hedeflerimizde katma değer yarattınız. Bugün bu emekleriniz ve özverileriniz somut çıktı olarak beyaz önlük giymiş hâlde başarıyı taçlandırıyor. Emekleriniz paha biçilemez. Elbette onlar alkışı hak ediyor ama esas alkışı hak eden sizlersiniz. Hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı. Hekimlik Adanmışlıktır Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tuğrul Bulut da tıp eğitiminin öğrenciler, öğretim üyeleri ve idari personelin ortak olduğu yoğun emek ve özveri isteyen bir süreç olduğunu aktardığı konuşmasında, mezunların her platformda, İKÇÜ’yü layıkıyla temsil edeceğine yürekten inandığını söyledi. Dekan Prof. Dr. Bulut, “Artık insan hayatına doğrudan temas eden bir mesleğin, birer mensubu olarak; bilgi, etik değerler, insani duyarlılık ve bilimsel yaklaşımı, her zaman pusulanız olarak benimseyeceğinizden, hiç şüphem yok. Unutmayınız ki hekimlik, sadece bir meslek değil, yaşam boyu sürecek bir sorumluluk ve adanmışlıktır. Nerede görev yaparsanız yapın; burada aldığınız eğitimi, üniversitemizi ve hocalarınızı en iyi şekilde temsil edeceğinize yürekten inanıyorum. Sizleri bu onurlu mesleğe uğurlamaktan, büyük gurur duyuyoruz. Genç meslektaşlarımıza mesleki bilgileri dışında araştırma becerisi kazandıran, etik değerleri ve toplumsal sorumluluğu benimseten tüm öğretim üyelerimize minnet ve şükranlarımı sunuyorum. Başarılarınızın ömür boyu sürmesini diliyor, sizleri tebrik ediyorum. Yolunuz açık, mezuniyetiniz kutlu olsun” dedi. Birlik ve Beraberliğimizi Bozmayalım Fakülte birincisi Dr. Bora Çelik, İKÇÜ’den mezun olmanın gururu ve mutluluğunu paylaştığını ifade etti. Dr. Çelik: "Biz bu yola çıkmadan önce hiçbir şeyin kolay olmayacağını bilmemize rağmen ilk adımı korkusuzca attık, bundan sonra da tüm engebelere rağmen yine aynı emin adımlarla ilerlemeye devam edeceğiz. Bugün burada oluşumuz dahi gelecekteki başarılarımızın en önemli göstergesidir. Üzerimize düşen sorumluluğun ve görevlerin farkındayız. Çünkü biliyoruz ki bizler yalnızca bu ülkenin genç hekimleri değil ayrıca gençliği ve de geleceğiyiz. Yarından itibaren hepimiz bambaşka şehirlerde, ülkelerde, çok farklı mevsimlerde olacağız. Her nerede olursak olalım birlik olmayı asla bırakmayalım. Çünkü biliyoruz ki bizlerin omuz omuza olması mesleğimizin düşmekte olan itibarını kurtaracak olan yegane şeydir" diye konuştu. . Bayrağı Biz Devralıyoruz Fakülte temsilcisi Dr. Fatih Ayvaz alanlarında her türlü bilgi ve deneyimi aktararak ekip ruhunu aşılayan tüm eğitim kadrosuna teşekkürlerini iletti. Dr.Ayvaz, "Fakültemizi çok kısa sürede Türkiye standartlarına, akreditasyona taşıyan ve fakültemizin seviyesini sürekli ileri çıkarmak için çabalayan, belki bir dekan bir profesör için önemsiz görünen bir sempozyumda bile başlangıçtan bitişe kadar yanımızda olan başta dekanımız Prof. Dr. Tuğrul Bulut hocama, dekan yardımcılarımıza hocalarının tümüne, İsmini ekleyemediğimiz ama kendisini bizlere adayan tüm hocalarımıza teşekkür ediyoruz. Bilime her daim ışık tutan, ülkemizin ve insanlığın iyiliği için uğraşan çok kıymetli hocalarımızın yerlerine artık bizler geçecek, bayrağı biz devralacğız. Tabi ki o konumları doldurmak için önümüzde uzun ve bir o kadar engeli olan bir yol mevcut. Bilimin ışığında hep beraber yürürsek önümüze çıkan bu engellerin üstesinden gelmenin o denli kolay olduğunu göreceğiz” şeklinde konuştu. Konuşmaların ardından fakülte birincisi Dr. Bora Çelik’e, fakülte ikincisi Dr. İlknur Karagül’e, fakülte üçüncüsü Dr. İbrahim Güler’e, fakülte dördüncüsü Dr. Rukiye Sema Bilen’e, fakülte beşincisi Dr. Rukiye Önal’a başarı plaketleri ailelerinin eşliğinde takdim edildi. Fakülteyi birincilikle bitiren Dr. Çelik’in mezuniyet kütüğüne plaket çakmasının ardından Dekan Prof. Dr. Tuğrul Bulut’un eşliğinde Hipokrat andını okuyan İKÇÜ’lü hekimler, keplerini havaya atarak mezuniyet sevincini tüm konuklarla paylaştı. -
11 kez okundu
TSE Kalite Yönetim Sistemi Gözetim Tetkiki Başladı
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) tarafından yürütülen Kalite Yönetim Sistemi (KYS) çalışmalarının değerlendirileceği TS EN ISO 9001:2015 1’inci Gözetim Tetkiki düzenlenen açılış toplantısı ile başladı. TSE Ege Bölge Koordinatörlüğü tarafından görevlendirilen Baş Tetkikçi Dr. İsmet Titiz, tetkik görevlileri Muhittin Aydın, Ceren Çiçekdağ Uçar’ın yer aldığı toplantıda, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Süleyman Akbulut, Kalite Koordinatörü Doç. Dr. Funda İfakat Tengiz, Dekanlar, Genel Sekreter Nuretdin Memur, kalite komisyonu üyeleri, akademik ve idari birimlerden kalite birim sorumluları hazır bulundu. TSE Kalite Yolculuğumuzun En Kadim Yol Arkadaşıdır Açılışta konuşan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Akbaş, 2012 yılından bu yana TSE ile yürütülen kalite temelli yol arkadaşlığına dönüşen çalışmaların İKÇÜ’ye olan getirilerine dikkat çekti. Prof. Dr. Akbaş, “TSE bir markadır, TSE aynı zamanda bizim kalite yolculuğumuzun en eski, kadim yol arkadaşıdır, rehberidir diyebiliriz. TSE, İKÇÜ’nün kalite yolculuğunda bir kültür oluşturdu. Hala bizim Türk Standartları Enstitüsünden öğreneceğimiz, elde edeceğimiz kazanımların çok olduğunu düşünüyorum. O sebeple yolumuza devam etme kararı aldık. Geçen yıl da belge yenilemeyi sağladık. Bu sene tekrar birinci gözetim tetkikine giriyoruz. Kalitede standartlaşma ön plandayken artık sürekli iyileşme ön planda. İyileşmenin içinde iyileşme, sürekli iyileşme söz konusu. Dolayısıyla kalite, belli bir standart yakalandığında biten bir süreç değil sürekli iyileştirmenin devam ettiği çalışmalar bütünüdür. O nedenle gözetim tetkikinin üniversitemize çok değerli katkılar sunacağından eminim. Kalite süreçlerini en verimli şekilde yürütülmesi, Ekibimizin önemli bir bileşeni olarak siz değerli kalite mentörlerimizin bilgi birikimi, TSE’nin yol göstericiliği ile Kalite Koordinatörlüğümüz, Kalite Komisyonumuzun, kurumsallaşma süreçlerimize önemli katkıları ile yolculuğumuza devam etmekteyiz. Bu duygu ve düşüncelerle tekrar TSE ekibimize hoş geldiniz diyoruz. Bizlere de başarılar diliyorum” ifadelerini kullandı. Kaliteyi Önceleyen Bir Yönetim Anlayışıyla Toplantıda söz alan Kalite Koordinatörü Doç. Dr. Funda İfakat Tengiz de 2014 yılında TS EN ISO 9001 kalite yönetim sistemi belgesi alan İKÇÜ’nün o tarihten bu yana özenle yürüttüğü kalite çalışmalarını aktardı. Bu yolculuğa 2016 yılında kurumsal dış değerlendirme programı, 2020 yılında izleme programı ve 2023 yılında da kurumsal akreditasyon programı ile Yükseköğretim Kalite Kurulunun (YÖKAK) dahil olduğunu belirten Koordinatör Doç. Dr. Funda İfakat Tengiz, “ TSE ile ilişkimiz 2012 yılında başlamış olup bu yıl 2024 yılı itibariyle kalite yönetim sistemi belgelendirmesinin dördüncüsünü temin etmiş olup 4’üncü dönemin ilk gözetim tetkikine başlamış oluyoruz. Biz TSE'de işlerimizi planla, uygula, kontrol, önlem al sistematiğiyle değerlendiriyoruz. YÖKAK ile planlama, uygulama, kontrol etme ve önlem alma (PUKÖ) terminolojisi Aslında yaptığımız iş iki durumda da üniversitemizin kalite güvencesini sağlamak. kaliteyi kurum kültürü haline getirmeyi hedefleyen ve tüm çalışmalarında kaliteyi önceleyen bir yönetim anlayışıyla tüm birimlerimizce özveriyle çalışmaya devam ediyoruz” dedi. Üçüncü Bir Göz Kurum ve kuruluşların kalite sistemlerinin işlerliğini sürdürmesi açısından üçüncü bir gözün gerekliliğine dikkat çeken TSE Ege Bölge Koordinatörlüğü Baş Tetkikçisi Dr. İsmet Titiz de faaliyetin olduğu her yerde hata ve risk unsuru olabileceğini belirterek önemli olanın en az kayıpla sürecin yönetilmesi olduğunu vurguladı. Dr. Titiz, “Biz Türk Standart Enstitüsü olarak da üçüncü göz vazifesini yerine getireceğiz. Çalışmalarımızı yerinde görmek, bunların notunu almak, üçüncü bir göz olarak görmeye çalışacağız. Faaliyetin olduğu yerde hata da çıkar, risk de çıkar. Ama önemli olan bunları az hasarla, az kayıpla sürdürmek. Çünkü kıt kaynakları kullanıyoruz. Bu kaynakları en verimli şekilde kullanarak ülkemize, insanımıza yansıtabiliyor muyuz? Üniversitemize yansıtabiliyor muyuz? Bunu sağladığımız takdirde sistemin gereğini de yerine getirmiş olacağımıza inanıyoruz. Üniversitede üç önemli saç ayağı var. Öğrenci yönü var. Akademik camiamız var bir de idari personelimiz var. Bu üç grubun da sistem içindeki memnuniyetini arttırma konusunda nasıl bir süreç izlenmesi gerektiği konusundaki görüşlerimizi izlenimlerimizin ışığında kalite koordinatörlüğü ile paylaşacağız. Komiteden olumlu sonuç çıktığı takdirde belgemiz olumlu şekilde devam edecektir. Hepinize iyi çalışmalar diliyorum şeklinde konuştu. Açılış konuşmalarının ardından birimlerde devam edecek tetkik görüşmelerine geçildi. -
11 kez okundu
"İhanetin Uluslararası Paydaşlarına Karşı Milletin Gücü"
15 Temmuz hain darbe kalkışmasının dokuzuncu yıldönümü sebebiyle İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Kurumsal İletişim Koordinatörlüğünce "İhanetin Uluslararası Paydaşlarına Karşı Milletin Gücü" başlıklı panel düzenlendi. Rektör Prof. Dr. Saffet Köse’nin moderatörlüğünde, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kerem Batır, Cihannuma Ekonomik ve Toplumsal Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Serhat Burmaoğlu’nun konuşmacı olduğu panelde 15 Temmuz’un siyasal, ekonomik, sosyal, uluslararası boyutu tartışıldı. Hekim Hacı Paşa Konferans Salonunda yapılan paneli, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Süleyman Akbulut, dekanlar, akademik ve idari personel takip etti. Güçlü Devlet Geleneği, Güçlü Din Eğitimi En Büyük Şansımız 15 Temmuz’un irdelendiği akademik çalışmalarda, FETÖ’nün tek bir teori çerçevesine sığdırılamadığını kaydeden Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, küresel şekilde dizayn edilen örgütün çok yönlü yapısına dikkat çekti. Bu yapıyı oluşturan devletlerin Türkiye üzerindeki planlarından vazgeçmediklerini vurgulayan Prof. Dr. Köse, uyanık olunması gerektiği uyarısını yaptı. Rektör Prof. Dr. Köse, “Baktığınızda işin içinde din var. Uluslararası boyut var. Sömürgecilerin bizim üzerimizdeki emelleri var. Yani çok boyutlu bir örgüt. Bu örgütü anlamak için de gerçekten sadece yıl dönemlerinde değil belki akademik anlamda tezlerin uluslararası boyutunun farklı boyutlarının ele alınacağı çalışmalara da ihtiyaç var. Merhum Prof. Dr. Erol Güngör hocanın 'Din, kitleleri harekete geçirmede etkili araçtır. İnsanlara inandırdınız mı her şeyi yaptırırsınız. Ölüme kadar da gider' diyordu.. Bu yapı da insanların dini yönünü kullandı. İblis’in insanların zayıf noktalarıyla saptırması gibi bunlar da bunu yaptılar. Ama bizim bir şansımız Türkiye'de güçlü bir din eğitiminin omasıydı. Türkiye'de devletin yönetiminde çok güçlü bir din eğitimi var, İlahiyat fakültelerimiz, diyanet teşkilatımız var. O yüzden bunların ezoterik anlaşılmaz takiyeye dayalı dini inançları toplumda bir karşılık görmedi. Sağlıklı bir din eğitimini sağlayamazsanız, bir topluma en büyük felaketi yaşatmış olursunuz. Bugün Ortadoğu'yu Arap ülkelerine baktığınızda felaketleri görürsünüz. Mesela DAEŞ'i Eş-Şebab’ı kim kurdu? FETÖ'yü kim kurdu? PKK'yı kim kurdu? Farklı ülkeler üzerinde yürüttükleri stratejileri var. Cumhurbaşkanımızın dediği gibi 'Etnik yapılar ve dini gruplar üzerinden bölgemiz dizayn edilmeye çalışılıyor.' Türkiye bunun farkında. Biz güçlü devlet geleneğine sahibiz. Kurumsal yapılarımız oturmuş durumda ve sağlıklı bir dini zemin oluşturmuşuz. Sağlıklı bir din eğitiminin her zaman bizim açımızdan çok kıymetli olduğunu ve Türkiye'nin bu açıdan dünyaya örnek olduğunu düşünüyorum” dedi. Bunların Ana Karakteri Takiye Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, örgütün kullandığı ezoterik simgeleri basın yayın medya yoluyla kamuoyunda yaygınlaştırdığına dikkat çekerek; paralel devlet yapılanmasına giden yolda sözde eğitim kurumları üzerinden geniş kitlelere ulaşıldığını aktardı. Prof. Dr. Yasin Bulduklu, “Uluslararası bağlantının hangi simgelerle kodlandığına da bakmak lazım. Öncelikle 1960'ların sonunda İzmir'de yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlıyor. 70’ler doğum, 80 emekleme dönemleri. 90'larda bunlar koşmaya başlıyor. Neyle birlikte? İşte burada medya organları devreye gidiyor. Özel radyo televizyonlarının yayınları, eski o tape kasetleri ve video kasetleri ile konuşmalar dağıtılmaya başlanıyor. Zaman gazetesi ilr medyaya adım atıp Samanyolu televizyonu ile yayılıyorlar. Türkiye'de 11’inci özel televizyon ve uluslararası boyuta hemen evriliyorlar. Üstelik Amerika’da, Afrika'da, Orta Asya'da özel yayınlar yapmaya başlıyorlar. Eğitim zaten ana argümanları. Eğitimi kullanarak iki şey yaptılar. Birincisinde çok büyük para kazandılar. İkincisinde hedefledikleri kurumsal açıdan gelişmemiş devletlerde devletin gelecek yöneticilerini yetiştirdiler. Özel üniversiteler açtılar. Dini öyle bir kullandılar ki içeride şeriat, Allah, din, kitap dışarıda modern İslam, medeniyetler ittifakı, ılımlı müslüman, dinler arası diyalog, barış vs. gibi kavramları kullandılar. Süslü kelimelerle dini istedikleri şekilde evirdiler. Bunların ana karakteri takiye. Medyanın özellikle 15 Temmuz'dan sonrasında da bunlar tarafından açık biçimde kullanıldığını görüyoruz. Dünyada büyük medya organlarının darbe sürecinde üç aşağı, beş yukarı aynı manşetleri attığını gördük.Ancak biz, kamuoyuna seslenirken ulusal savunma dili geliştiremedik. Uluslararası alanda kendimizi hala anlatamadığımz kanaatindeyim. Bizi imaj anlamında Ortadoğu ülkeleri arasına yerleştirdiler. Yerel ve küresel medyada paralı konuşmacı satın almaktan hiç çekinmediler. Devşirilmiş aydın kullandılar” diye konuştu. Büyük Bir Manipülasyon Var FETÖ yapısının ve 15 Temmuz’un uluslararası arenadaki yansımalarına değinen Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kerem Batır da 15 Temmuz ertesinde Batı dünyasında hiçbir liderin darbeyi kınayıcı bir açıklama yapmadığını ifade ederek konunun bugün bile anlaşılmasının altındaki medya faktörüne dikkat çekti. Dekan Prof. Dr. Batır, “15 Temmuz darbe girişimi Türkiye'de otoriter bir rejim var bunun karşısında mücadele edenlere karşı baskı uygulanıyor gibi hep aynı başlıklar uluslararası medyada yer aldı. Darbe girişimi sonrasında dünyanın en çok izlenen televizyon kanallarının hiçbirisi bunun bir darbe yani meşru hükümete karşı gerçekleşen bir darbe girişimi olduğuna dair bir açıklama yayınlamadı. Fox News televizyon kanalı, FETÖ'nün 15 Temmuz hain darbe girişimine özel bir yayınla destek vermişti. ABD’nin yaptığı ilk açıklama Dışişleri Bakanı Kerry’nin ‘tarafları itidale davet etmesiydi. Öte yandan yakın tarihe gelelim, İsrail'in İran'a saldırısında Batılı ülke liderleri ne açıklamalar yaptılar? ‘İsrail'in meşru müdafaa hakkını destekliyoruz. İsrail'in kendi koruma hakkı vardır ’dediler. Size tuhaf gelmedi mi? Yani İsrail vuruyor, karşılığında batıdan kendilerini koruma hakları olduğuna dair bir açıklama geliyor. Büyük bir manipülasyon var, böyle bir çarpıtma var medyada ve biz de bunu anlatamıyoruz.Şunu söylemeye çalışıyorum. Hadiseler içeride göründüğü gibi dışarıda görünmüyor” ifadelerini kullandı. Benzer Senaryoyu Orta Asya’da Denediler FETÖ üzerinden yürütülen uluslararası terör yapılanmasının Orta Asya ülkelerinde de benzer darbe oluşumları yapmak istediğini söyleyen Cihannüma Ekonomik ve Toplumsal Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Serhat Burmaoğlu, yapının finans ve eğitim ayağının STK oluşumlarıyla güçlendirilerek dünyada kabul gören bir oluşuma dönüştürüldüğünü kaydetti. Prof. Dr. Burmaoğlu,“1991 yılından itibaren Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte Orta Asya'ya gidiş ve eğitim sürecinin buradan başlaması tabii ki tesadüf değil. Çünkü o ülkeler zaten yaklaşık 70 yıldır Rusların onlara doktrine ettiği bir durumu yaşıyorlardı. Bunun için ellerinde yetişmiş öğretmen, yetişmiş iş gücü yoktu. Dolayısıyla da bu çaresizlikle Orta Asya'da Gülen Cemaati diye anılan guruhun‘eğitim uygarlığının anahtarıdır’ sloganı çok hızlı yer buldu. Çünkü hiç para istemiyorlardı. ‘Size yetişmiş insan gücünü servis ediyorum ve bunu ücretsiz yapıyorum ’dediler. Sadece 5 yıl içerisinde Orta Asya'da 122 okul kurdular, 75 bin öğrenci bu okullarda eğitim gördü. Tüm ülkeler daha fazla okul açamaz mısınız diye talepte bulunuyorlardı. Türkiye'de yaptıklarını çok çok önce Orta Asya'da defalarca denediler. Kırgızistan'da bizdeki gibi bir sınav var. Bu sınavda başarılı olan ilk 50 çocuğa Cumhurbaşkanlığı sertifikası veriliyordu. Böyle başarıları gösterdiğiniz zaman Kırgızistan'daki birçok aile çocuğunu okullarına göndermek istiyordu. Avrupa'da da, Almanya'dan Fransa'ya, Balkanlar'dan Arnavutluk'tan Kosova'ya, Afrika'ya 50'den fazla ülkeye yayıldılar. Dernekler üzerinden yönetilen Charter Okulu dedikleri sistem ile 140 ülkede binin üzeri okul ve 2 milyondan fazla öğrenciye ulaşılmış. Bu rakamlar bazı ülkelerdeki tüm öğrenci sayısından bile daha fazla. Peki bunu nasıl yapıyorlar? Olay sadece eğitimle ilgili değil. Kapatılan TUSKON ile sanayicilerin örgütlediği himmet finansmanı durumu vardı. İş dünyası, eğitim dünyası, bir de devleti ve medyayı eklediğiniz zaman hocalarımızın söylediği gibi aslında bütünsel bir yapı ortaya çıkıyor” şeklinde konuştu. Zaferin Adı Türkiye Sergisi Söyleşinin ardından, Anadolu Ajansı fotoğraflarının yanı sıra Sanat ve Tasarım Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Oğuz Dilmaç’ın sulu boya resimlerinin yer aldığı, "Zaferin Adı Türkiye" Sergisinin açılışı Hekim Hacı Paşa Fuaye alanında yapıldı. Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Emine Nilüfer Üstündağ refakatinde sergiyi gezen Rektör Prof. Dr. Köse, eserler hakkında bilgi aldı. Şehitlerimiz İçin Mevlid-i Şerif 15 Temmuz Etkinlikleri kapsamında ayrıca İlahiyat Fakültesince vatan uğruna canlarını feda eden aziz şehitlerimizin ruhları için cuma namazı öncesi Kur'an-ı Kerim Tilavet edilerek Mevlid-i Şerif okundu. Dr. Öğr. Üyesi İhsan Sütşurup tarafından yapılan tilavet İKÇÜ mescidinde icra edildi. -
5 kez okundu
İKÇÜ ve Samarkand State Institute of Foreign Languages Arasında İş Birliği Protokolü İmzalandı
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Özbekistan’da bulunan Samarkand State Institute of Foreign Languages’e (SSIFL) resmi bir ziyaret gerçekleştirdi. Ziyaret kapsamında, İKÇÜ ile SSIFL arasında akademik iş birliğini kapsayan bir protokol imzalandı. İmza törenine ev sahibi kurumun Rektörü Prof. Dr. Xolikov Bahodir Alikulovich’in yanı sıra, SSIFL Rektör Yardımcısı Javokhirkhon Nasrullaev, Uluslararası İlişkiler Koordinatörü BBahodir Berdialiev ve Türkçe Eğitimi Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Bayram Bilgili de katıldı. Medeniyetler Kuran Bir Ecdadın Torunlarıyız Törende konuşan Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, iki kurum arasında kurulan bu iş birliğinin yalnızca bir akademik protokol olmanın ötesinde, tarihi ve kültürel bağları da güçlendireceğine inandığını belirtti. Prof. Dr. Köse şunları söyledi: "İKÇÜ, 2010 yılında kurulmuş, kısa zamanda önemli gelişmelerle ülkemizin önemli yükseköğretim kurumları arasında yerini almıştır. Sadece bilimsel gelişmeye değil, aynı zamanda kültürel ve tarihsel köklerimizi hatırlamaya da büyük önem veriyoruz. Bu çerçevede bu bölgede çok önemli adımlar attık. Orta Asya toprakları, özellikle de Semerkand, İslam medeniyetine yön vermiş, birçok büyük Türk-İslam âlimine ev sahipliği yapmış çok özel bir coğrafyadır. Biz ortak geçmişimizin ve geleceğimizin temelini teşkil eden bu topraklarda daha fazla sorumluluk almak için çaba gösteriyoruz. Bizim uzun ve derin bir geçmişimiz var. Medeniyetler kuran bir ecdadın torunlarıyız. Dünden güç almadan yarın nasıl mümkün değilse bu topraklardaki değerlerimizi ve kültürel ögelerimizi yok sayarak da terakki olanaklı değildir. Kadim kültürel mirasımızı yaşatmak ve geleceğe taşımak adına Semerkand Devlet Yabancı Diller Enstitüsü ile imzaladığımız bu iş birliği protokolü bizim için ayrı bir anlam taşıyor. Biz Semerkand'a ve onun temsil ettiği geleneğe çok büyük saygı duyuyoruz. Zira Semerkand sadece bir şehir değil; aynı zamanda Türk-İslam medeniyetinin kök saldığı, bilginin, hikmetin ve irfanın yüzyıllar boyunca beslendiği ilim havzasıdır. Fârâbî’den İbn Sînâ’ya, Bîrûnî’den Uluğ Bey’e uzanan bu topraklar, sadece İslam dünyasına değil, insanlık tarihine yön vermiş büyük alimleri yetiştirmiştir. Bu kadim miras bizim için sadece bir geçmiş değil, aynı zamanda bir sorumluluktur. Ortak bilimsel projeler, değişim programları ve kültürel etkileşimlerle bölgesel iş birliğimizi daha da geliştirmeyi hedefliyoruz. Semerkand gibi bir ilim merkezinde bulunmak bizim için mutluluk ve sorumluluk. Bu iş birliğini yalnızca öğrenci ve akademisyen değişimi olarak değil, aynı zamanda ortak tarihimize yeniden sahip çıkma fırsatı olarak da görüyorum” dedi. Belge Üzerindeki İmzaları Uygulamaya Çevirelim Ev sahibi olarak İKÇÜ'yü ağırlamaktan büyük mutluluk duyduklarını ifade ederek sözlerine başlayan Rektör Prof. Dr. Xolikov Bahodir Alikulovich, Türkiye ile iş birliğine verdikleri önemi vurguladı. Rektör Alikulovich: "Bugün burada atılan imzalar önemli ve anlamlıdır. Ancak biz biliyoruz ki, asıl mesele bu imzaları kâğıt üzerinde bırakmamak, hayata geçirebilmektir. Güçlerimizi birleştirdiğimizde daha büyük hedeflere ulaşacağımıza yürekten inanıyorum. Fakat bunun için icraat boyutunda daha aktif olmalıyız. Sözde kalan projeler yerine, sahada karşılığı olan, öğrencilerimize ve akademisyenlerimize gerçek katkı sunacak işler üretmeliyiz. Enstitümüz bünyesinde 8 fakülte bulunmakta ve öğrencilerimize başta Türkçe olmak üzere birçok dilde eğitim sunmaktayız. Türkiye’den 16 üniversiteyle iş birliğimiz mevcut, ancak İKÇÜ'nün teklifini aldığımızda çok sevindik. İKÇÜ bizim için Avrupa’ya ve diğer bölgelere açılmak açısından önemli bir köprü niteliğinde. Bu protokol ile karşılıklı faydaya dayalı, uzun vadeli bir akademik ortaklık kurmayı hedefliyoruz. Bu olanakları karşılıklı faydaya dayalı bir iş birliği ruhuyla değerlendirmek istiyoruz" diye konuştu. Protokol kapsamında, iki üniversite arasında öğrenci ve akademisyen değişimi, ortak araştırmalar, yayınlar, kültürel ve dilsel iş birlikleri ile çeşitli uluslararası etkinliklerin düzenlenmesi planlanıyor. Törenin ardından İKÇÜ heyeti ve SSIFL yönetimi günün anısına karşılıklı hediyeler takdim etti. -
3 kez okundu
İKÇÜ BİO’dan “Yapay Zekâ ve Veri Güvenliği Söyleşisi”
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Bilim İletişimi Ofisi tarafından koordine edilen "Dünyanın en büyük bilim-toplum buluşması” etkinlikleri çerçevesinde, İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Bilim İletişim Ofisince (İKÇÜ BİO) düzenlenen söyleşide, günümüzün en fazla tartışılan konularından ‘veri güvenliği ve yapay zekâ’ masaya yatırıldı. Moderatörlüğünü Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu’nun üstlendiği, Medya ve İletişim Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Ümit Aydoğan’ın ‘Dil Modelleri, Yapay Zekâ ve Veri Güvenliği “konusunda güncel gelişmeleri paylaştığı söyleşiyi, çok sayıda akademisyen ve idari personel ilgiyle takip etti. YÖK’ün Öncülüğünde Yapılan Bilim Fırtınası İKÇÜ’nün de Bilim İletişim Ofisi olarak paydaşı olduğu, 150’ye yakın üniversite, 81 ilde eş zamanlı olarak yapılan dünyanın en büyük bilim-toplum buluşması” Bilim Kafe" etkinliklerinin dünya çapında büyük ses getireceğini kaydeden Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, bilimi topluma daha yakın hale getirmenin ülkelerin geleceği açısından büyük önem taşıdığını aktardı. Prof. Dr. Bulduklu, “Bu etkinlik takvimi, katılımcı sayısı ve coğrafi kapsayıcılığı açısından değerlendirildiğinde, dünyanın en büyük bilim kafe etkinliği olma özelliğini taşıyor. İKÇÜ BİO olarak bu etkinlikte yer almaktan gurur duyuyoruz. Günümüzde dünya üniversiteleri bilginin üretildiği yerler olmaktan evrilerek; her yaştan insanın bilimle bağ kurmasını sağlayan kurumlar haline geldi. Üniversiteler, toplumla bütünleşme ve topluma hizmet sunma konusunda önemli misyonlar üstlendi. Günümüzde öğretim üyelerinin toplumun ihtiyacı olan bilgiyi iletişim araçları sayesinde rahatlıkla aktarabildiğini görmekteyiz. En önemli paydaşımız olan öğrencilerimizle yürüttüğümüz sosyal sorumluluk projelerini toplum faydasına sunmaktayız. Üniversitelerin toplumsal sorunlara yönelik çözüm odaklı yaklaşımlarla bilim ve toplum arasında köprü kurmasını vurgulayan dünyada bir ilkin YÖK tarafından gerçekleştirilmesinin biz bilim üreten bilim insanlarının ortak gururu olduğunu paylaşmak isterim. İKÇÜ BİO olarak bu önemli konu ile ilgili güncel yaklaşımları ve çözüm önerilerini paylaşmak adına YÖK’ün öncülüğünde yapılan bilim fırtınasına katılmaktan mutluluk duyuyoruz” diye konuştu. Uzun Vadede Çok Sağlam Stratejilere İhtiyaç Var Dijital teknolojideki gelişmelerin avantajlarının yanında yapay zekâ sistemlerinin ortaya çıkardığı yeni hukuki, teknik ve etik sorunlar ile veri ihlallerinin gündemde olduğunu aktaran Prof. Dr. Yasin Bulduklu, “Toplumların tartıştığı her alanda akademi anlamında sorumluluklarımız artıyor. Burada en önemli konu bizim hala yerli ve milli bir dil modelimizin olmayışı. Dünya üzerinde eğer yanılmıyorsam 22 tane dil modeli var. Bize 3 tanesinin kullanımını izinle vermişler. Kullanıyoruz ama dil modelini geliştiremiyoruz. Sonuç olarak yapay zekaya sadece veri yüklemiş oluyoruz. Bir sosyal medya hesabını kullanıyorsanız o sizin otomatik olarak profilinizi oluşturuyor, nelerden hoşlandığınız, paylaştığınız içeriklere göre ideolojik fikirleriniz, nerede olduğunuz, kendinizi nereye konumlandırdığınız ve sizin karşınızda sizin fikirlerinizi, ideolojinizi etkileyebilecek nitelikte içerikler sunmaya başlıyor. Kısaca telefonunuz kapalı bile olsa takip edilmekteyiz. Telefonunuzu, o telefonu üreten şirketin işletim sistemi iOS veya Android dinliyor. Bu açıdan veri güvenliği günümüzde en büyük sorunsal gibi durmaktadır. Yapay zekadan kaçış mümkün değil, elbette bunu kullanacağız. Bu alanlarda her üniversitede hocalarımızın yaptığı çok çalışma var. Uzun vadede ülkemizin hem yükseköğretimde hem de temel eğitimde çok sağlam stratejilere ihtiyacı var” ifadelerini kullandı. ChatGPT İle Gündem Oldu İKÇÜ Medya ve İletişim Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Ümit Aydoğan da kategorize edecek bilgilerin kişilerden istenerek küresel ağa aktarılmasının yeni bir gelişme olmadığını, YZ teknolojilerinin günlük hayata nüfuz eden ChatGPT ile gündeme geldiğini aktardığı konuşmasında, seçim kampanyalarının bile bu algoritmalardan edinilen bilgilerle yürütüldüğünü söyledi. Dr. Öğr. Üyesi Aydoğan, “Makine öğrenimine dayalı teknolojilerin kullandığı alanlar aslında o kadar da yeni alanlar değil. Biz çevrimiçi yaşamaya, işte, okulda, evde daha fazla vakit ayırmaya başlayınca bunları farketmeye başladık. Herkes bilgisayar karşısında, akıllı telefonlar her anımızda. Tercihler, bilgi alanları, bilgi alanlarının hepsini eskiden yazıyorduk. Şimdi işaretle diyor. Neden? Amerikan seçimlerinde yaptığını yapacak. Siz neyi takip ediyorsanız önünüze o içerik gelmeye başlayacak. Evinize robot süpürge alıyorsunuz, kamerası var. Neden? Evinizin haritasını çıkarmasının dışında sizin günlük yaşam pratiğinizi üreticiye rapor edecek. Akıllı buzdolabı var, saat kaçta eve giriyorsunuz, kaçta çıkıyorsunuz, sensörü ile ayarlarsan yumurta bitince sipariş veriyor. Ama o buzdolabının üreticisi gıda alışkanlıklarını, üreticilere satıyor aslında. Bunların hepsi tüketici alışkanlıklarını topluyor. Bunlara ek olarak biyometrik veriler örneği, telefon güvenliği diye Face ID'de oturum açma ya da parmak izi ile oturum açma gibi… Böylece biyometrik veriler toplandı. Daha sonra alışkanlık verileri toplandı. Bugün yapay zekanın yaptığı şey toplanan verilerin analizini sunmasıdır” dedi. Devasa Veri Merkezine, GPU’lara İhtiyaç Var Ülkelerin YZ’ye bağlı kendi GPT'leri ve dil modellerini geliştirdiklerini, ülkemizin bu alanlarda gelişim sağlamasının oldukça önemli olduğunu vurgulayan Medya ve İletişim Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Ümit Aydoğan, “Veri dünyanın en değerli şeyi, altından da değerli, petrolden de değerli. Veri yoksa hiçbir şey yok. Dil modeli de yok. Bir dil modelinin başarısı veriyle doğrudan ilişkilidir. Ne kadar fazla veriniz varsa o veriyi ne kadar iyi sınıflandırabiliyorsanız modeliniz o kadar başarılı oluyor. Bu noktada veri gizliliği önemli bir mesele oluyor. Günümüzde özellikle bizim ülkemizde olmayan şey, veriyi tutmak, sonrasında toplamak ve depolamak, depoladığınız veriyi işlemek, işlerken de yapay zekâ ile entegre edip çıktı almak. Bunun için devasa veri merkezine, GPU’lara ihtiyaç var. Bunlar çok büyük maliyetler. Ülkemizde zaten bunun üretimi yok, yurtdışından gelen pahalı cihazlar. GPU'ları üretemiyoruz. Bize de satmıyorlar. Başlangıç giriş modelleri bizim ülkemizde satılıyor. Öyle de bir dezavantajımız var” diye konuştu. Enformasyon Teknolojisini İstila Etme Zamanı Yapay zekâ teknolojilerinde çığır açıcı gelişmelerinin bazı mesleklerin geleceğine yapacağı etkilere de değinen Dr. Öğr. Üyesi Ümit Aydoğan, Türkiye’nin enformasyon teknolojisini istila etmesinin vaktinin geldiğini ifade etti. Dr. Öğr. Üyesi Aydoğan, “Artık mesleğinizde bu teknolojilere hâkim olmanız beklenecek. Mesela mühendis iseniz mühendislik dili modellerini çok iyi biliyor olmanız gerekecek. Belki birçok mesleğin yerini yapay zekâ alacak. Beyaz yakalı bir memursanız ya da bir bürokratsanız o işin mevzuatını bilmenize gerek kalmayacak. Çünkü onu yapay zekâ yapacak. Belki ileride bu avukat gereksinimi de ortadan kaldıracak. Herkes kendi hukuk yapay zekâsı ile kendini savunabileceği noktaya gelecek. Özellikle eğitim öğretim alanında öğretmen ya da akademisyen ihtiyacı ciddi anlamda azalacak. Uzaktan eğitim sürecinde yaşadık. Öğrencinin sınıfa gelmesine artık çok fazla gerek yok. Chat GPT'nin sesli özelliğini bir sınıfta açıp öğrencilerin sorularına tıpkı bir öğretmen edasıyla detaylı cevaplar veren iletişim kurabilen yapay zekâ teknolojilerinin denendiği örneklerini görmekteyiz. Toplum olarak var olmak istiyorsanız artık enformasyon teknolojisinde aktör olmalısınız. Bu teknolojiyi istila etmek lazım ve bu anlamda akademiye çok büyük işler düşüyor” şeklinde konuştu. Söyleşi programı konuklardan gelen soruların yanıtlanmasıyla son buldu.